Yeni Üyelik
39.
Bölüm

33.Bölüm: Unutuyorum

@mlkshnn

"İlk etapta ilaç tedavisine başlayacağız ve çare olmasını umut edeceğiz."

"Ne ilaçları?"

"Onu hayalden uzaklaştırıp gerçeğe inandıracak etkiye sahipler. Endişe etmeyin. Öncesinde birkaç tetkik yapacağız, herhangi bir yan etkisi olmayacak."

Meral Hanım, "Ya.." dedi fısıltıyla. "Ya işe yaramazsa?"

 

"Şimdilik kötüyü düşünmeyip ilaçları aksatmamasına dikkat edelim"

"Ya.. yaramazsa?" diye yineledi annesi.

"O zaman başka bir tedavi yöntemine yönelmek durumunda kalacağız."

 

....

Bahar, "Nereye gitmek istersin?" Diye sordu.

 

Eylül'ün gözleri yavaşça yola döndü, göğsüne sıkı sıkı bastırdığı defterin her detayında büyük bir özlem vardı. Kalbi derin bir sızıyla bedenini sarıyordu. Dudakları fısıltıyla, "Köprüye." diye fısıldadı.

 

"Peki." Dedi Bahar. İtiraz etmek istemedi, bugün istediği her şeyi yapacak, biraz da olsa yanında yer alıp anlamaya çalışacaktı.

 

Gözlerini caddeye çevirdi. Bir taksinin yaklaştığını görüp el kaldırdı.

 

.....

Eylül köprünün ucundaydı. Adımları durdu, defterini kalbinin üzerine bırakıp gözlerini sıkı sıkı kapattı. Zihninde beliren tek görüntü, o geceye aitti.

 

Ufak bir tartışma sonrası yere düşüyor, ensesini sert zemine çarpıyor, gözleri acıyla kapanmak üzere iken bir gölge bakışlarında beliriyordu. Hızla önce Burak'a yaklaşıyor, aralarında geçen ufak tartışma sonrası dengesini kaybedip derin denize savruluyordu.

 

Titreyen eliyle işaret parmağını tam o köşeye doğrulttu. "Burada.." diye fısıldadı.

 

Bahar'ın gözleri ona döndü, "Ne?"

"Kerem burada düştü." Yanaklarına çaresizce bir damla yaş süzüldü. Elinin tersiyle silip hızlı adımlarını aynı yerde durdurdu.

 

Köprünün korkuluklarına tutup kafasını, alttan geçen uçsuz bıçaksız denize çevirdi. "Sevgilim.." diye ekledi. Defterine tek eliyle kalbine bastırdı. "Seni bulacağım."

 

Yanaklarına özlem dolu yaşlar süzüldü. "Bana, seni unutturmaya, hayal olduğuna inandırmaya çalışacaklar ama.." sessiz hıçkırıkları duyuldu. Derin derin soluk alıp verdi. Tek dayanağı defterine, anılarının izine sıkı sıkı sarıldı. "Unuttuğum anda öleceğimi anlamayacaklar."

 

Bahar, "Eylül.." dedi, gözleri usulca ıslandı. Arkadaşına yaklaşıp önünde durdu, iki kolundan sıkıca tutup gözlerini buluşturdu. "Lütfen.. lütfen yapma."

 

Eylül yavaşça geriye çekilip kollarını arkadaşının parmaklarının arasından ayırdı. "O.. hayal değil." Diye tekrarladı umutsuzca. "Kimse inanmasa da, o gerçekti." Kafasını iki yana sallayıp geri geri gitti.

 

"Bana yaklaşma.." diye fısıldadı. "Sende onlar gibisin."

 

Bahar kafasını itiraz edercesine sallasa da ilk andan beri arkadaşının ailesine inanmış, hayal gördüğüne inanmıştı. Yanaklarına usulca birer damla yaş süzüldü, onu anlamaya hiç çalışmamıştı.

 

"Tamam.." dedi fısıltıyla. "Tamam bundan sonra sen ne dersen inanacağım. Benim için tek gerçek, senin kelimelerin olacak."

 

Eylül'ün gözleri ona döndü, hiç kimseye inancı yoktu artık. O dünyada olduğu gibi burada da tek başınaydı.

 

Arkasını yavaşça döndü, Bahar hızla yaklaşıp önünde durdu. Yanaklarının parmak uçlarıyla silip tek kelime etmeden kollarını sıkı sıkı boynuna doladı. "Özür dilerim.." diye fısıldadı. Onu bir başına bıraktığı, bir an bile söylediklerine inanmadığı, bir dost gibi davranmadığı için pişmanlık duydu. "Çok özür dilerim."

 

.....

İki arkadaş sessizce oturuyordu, köprünün alt tarafında bulunan denizin bir köşesindeydiler. Eylül tıpkı denizin dipleri gibi derinlerdeydi, aklı kalbi sadece o yöndeydi. Yüzü solgundu, zihninde sadece sevdiği adamın en diplerde yer aldığı düşüncesi vardı.

 

Bahar, "Kerem.." dedi fısıltıyla. Arkadaşının dakikalardır duymadığı sesini duymaya, ağzından tek kelime de olsa çıkarmaya gayret ediyordu. "Nasıl biridir?"

 

Eylül'ün gözleri yavaşça arkadaşına döndü, yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. "Eşsiz.." sustu, yanağına akmaya direnen gözyaşına nefes alarak engel oldu. "Çok eşsiz."

 

"3 ay mı birlikte zaman geçirdiniz?"

"Evet."

"Neler yaptınız?"

 

Yanağına bir damla yaş usulca süzüldü Eylül'ün, "Yeniden voleybol oynadım."

"Gerçekten mi?" Diye sordu şaşkınlıkla.

"Evet, karşılıklı maç yaptık ama o çok kötü oyuncuydu." Yüzünde tebessüm belirdi.

 

"Sen kazanmışsındır."

"Evet."

"Nasıl görünürdü?"

"Elinde.." dedi, sustu Eylül. Kalbi sızım sızım sızladı. "Bir yara vardı. Her geçen gün büyüyordu."

"Yara mı?"

"Evet, yara büyüdüğü her an gerçeğe yaklaşıyorduk."

"Gerçeğe mi?"

 

Eylül kafasıyla onayladı. "Kaza gecesi ikimiz, bizi herkesin unuttuğu bir dünyaya uyandık. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu."

"Bambaşka bir dünya mı?"

"Evet. 3 ay birlikte zaman geçirdik. Her dakikası her günü çok eşsizdi ama büyük bir bedeli vardı." Gözlerini yavaşça arkadaşına çevirdi. "Bu dünyaya döndüğümüzde ben oradaki her şeyi unutacaktım, o da ölecekti."

 

Bahar, "Ama.." dedi, "Hatırlıyorsun."

"Evet. Çünkü unutmamak için her şeyi yaptım." Defterini yavaşça arkadaşının bakışlarına çevirdi. "Onunla geçirdiğim her anı bu deftere not aldım ve yeniden hatırladım."

"Peki o?" diye fısıldadı merakla. "O öldü mü?"

 

Eylül kafasını hızla iki yana salladı, "Bilmiyorum.." dedi.

"Ölecek dedin."

"Unutmam da gerekiyordu ama hatırladım. O da bir yerlerde nefes alıyordur."

 

Bahar şaşkındı, aklı bulanıktı. "Neden seni bulmuyor?"

"Bilmiyorum, bulamıyordur tıpkı benim gibi."

"O zaman biz bulalım."

"Ne?" Dedi Eylül. Gözleri şaşkınlıkla arkadaşına döndü.

"İkimiz Kerem'i bulalım."

"Gerçekten mi?" Gözleri dolu dolu oldu, ilk defa birisi ona böylesine inanıyordu.

 

Bahar elinden sıkıca tutup derin bir soluk aldı. Sonucu ne olursa olsun bundan sonra sadece arkadaşına yardım edecekti. "Evet, gerçekten. Bana her şeyi en başından anlat, bulabilmek için kaçırdığımız ufak bir detay olabilir."

 

Eylül hızla yaklaşıp kollarını boynuna sıkıca doladı, artık daha güçlü hissediyordu. Derin soluk aldı, gözleri köprünün girişine kaydı. Biri vardı, "Burak.." dedi fısıltıyla.

 

Bahar hızla geriye çekilip kafasını o yöne çevirdi, genç adamı aynı şekilde gördü. "Bunun ne işi var burada?" Ayağa kalktı, "Ben halledeceğim." dedi arkadaşına dönüp.

 

Eylül geride durdu, Burak adımlarını durdurdu. Bakışları, delicesine yaklaşan Bahar'a rağmen sadece Eylül'deydi. "Eylül.." diye fısıldadı.

 

Bahar, yaklaşıp "Ne işin var burada!" diye haykırdı. İki eliyle göğsünden sertçe geriye itti. "Eylül iyi mi?" diye sordu genç adam umursamadan. Gözlerini bir an bile ileriden ayırmıyordu.

 

"Sanane!" diye haykırdı Bahar öfkeyle.

 

Burak umursamadı, haykıran genç kıza rağmen sessizce izleyen Eylül'e yaklaşıp önünde durdu. Gözlerini gözlerine değdirdi, bitkin bakışlarını fark etti. Hatırladığından, gördüğünden çok farklıydı. Bitkindi.

 

"İyi misin?" diye fısıldadı.

Eylül, "Neden buradasın?" diye sordu aynı ses tonuyla.

 

"Seni.." dedi Burak. "Burada görebileceğimi tahmin ediyordum." Elindeki telefonu parmaklarının arasında sıktı. "Aramalarıma da mesajlarıma da cevap vermiyorsun." diye ekledi.

 

"Ne istiyorsun benden?"

"Sadece merak." Diye fısıldadı.

 

Eylül'ün yüzünde öfkeyle karışık buruk bir tebessüm oluştu. "Delirip delirmediğimi mi merak ediyorsun?"

"Hayır." Diye reddetti anında. "Bunun olmasını asla istemem, biliyorsun."

"Ben seninle ilgili hiçbir şeyi bilmiyorum Burak."

 

"Biz 5 yıl.." dedi, Eylül anında sözünü kesti. "Bizim için 5 yıl diye bir şey yok."

"Peki.. haklısın." Sustu, ufak bir soluk verdi. "Sadece iyi olduğunu görmek istemiştim."

 

Arkasını yavaşça döndü, Eylül derin bir nefes alıp hızla yanına yaklaştı. Dudaklarını kulaklarına yaklaştırdı, "Gerçek er yada geç ortaya çıkacak ve Kerem bulunacak. O zaman sana söylemem gereken bir çift sözüm olacak, bekle."

 

Yavaşça geriye çekildi, Burak'ın gözleri gözlerine değse de adımlarını hızlandırıp saniyeler içerisinde gözlerden kayboldu.

 

......

Meral Hanım, "Kızım." Dedi, odasının kapısını yavaşça araladı. Gözleri kızının gözlerine kaydı, "Girebilir miyim?"

 

Eylül kafasıyla onayladı, annesi ağır adımlarla içeri girdi. Elinde bir bardan su ve birkaç ilaç kutusu vardı. Yavaşça yatağın kenarına oturdu.

 

"İlaçların.."

Eylül'ün gözleri önce annesinin avucuna, sonra da gözlerine kaydı. "Ben hasta değilim." Diye diretti.

 

"Biliyorum yavrum.." sustu, ilaçlardan birini yavaşça kızının avucuna bıraktı. "Sadece zihnin yorgun. Bu ilaçlar sana yardımcı olacak."

"Anne.." diye itiraz etti. İlacı almamak adına elini geriye çekti, annesi elini sıkıca tuttu.

 

"Sen benim tek evladımsın." Gözleri doldu, "Biliyorsun, senin dünyaya gelmen için babanla çok zorlu süreçlerden geçmiştik." İlacı yavaşça Eylül'ün avucuna bıraktı.

 

Elini yavaşça yanağına bıraktı, "Ben tek dayanağım olan kızım için bir şey yapmadan bekleyemem."

 

Yanağına ufak bir damla yaş süzüldü. Evliliklerinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen hayat onlara acımasız davranıp bir evlat sahibi yapmamıştı. Umutların kesildiği bir anda, zorlu tedavi süreçlerinin ardından bir kızları dünyaya gelmişti.

 

"Birkaç gün bu ilaçları kullanmanı istiyorum. Eğer seni kötü etkilediğini veya işe yaramadığını fark edersen hemen bırakabilirsin, asla müdahale etmeyeceğim."

"Anne.." dedi fısıltıyla. Yanakları usulca ıslandı. "Ben hayal görmüyorum." diye ekledi. Alt dudağını yavaşça ısırdı, avucundaki ilaçları tek tek çaresizce su eşliğinde yuttu.

 

.....

1 Hafta Sonra...

 

Bahar, "Eylül.." dedi fısıltıyla. Odanın kapısını yavaşça araladı, gözleri yatağa kaydı. Yüzünde tebessüm belirdi, arkadaşı son zamanlarda oldukça uykucuydu. Yavaşça yatağa yaklaşıp kenarına geçti.

 

"Uykucu.. öğlen olacak neredeyse."

 

Elini omzuna bırakıp yavaşça dürttü. "Eylül." diye tekrarladı.

 

Eylül gözlerini açmak istedi, oldukça zorlandı. Bedenine hüküm süren bir ağırlık vardı, her anda uyuma ve yatma isteği uyandırıyordu. Kısık bakışlarını arkadaşına çevirdi, "Bahar.."

 

"Hadi kalk bakalım. Unuttum mu, planımız vardı. Bugün birlikte okuluna gidip Kerem'i soracaktık."

 

"Evet, doğru." Yavaşça doğruldu. Gözlerini odasında gezdirdi, karşısındaki dolapta, yanıbaşındaki komodinde, duvardaki çerçevelerde ufak bir bulanıklık vardı.

 

"Kalkmalıyım." Ayaklarını yataktan indirdi. Ayağa kalkmaya çalıştığı sırada gözleri annesine kaydı, günlerdir olduğu gibi elinde yine ilaçlardan biri ve bir su bardağı vardı.

 

Yavaşça kızına yaklaştı, avucuna bırakıp içmesini bekleyip suyu uzattı. Eylül direnmedi, günlerdir her öğünde ilaç yutuyor, itiraz etmiyordu. Artık eskisi gibi gücü de, direnme hevesi de yoktu.

 

"Kahvaltı etmedi." dedi Bahar.

"Bu aç karınla alınıyor kızım." diye cevapladı Meral Hanım.

 

....

Eylül, "Bahar" dedi, arkadaşının gözleri yavaşça ona döndü. "Bugün gitmesek olur mu?" diye sordu.

 

Bahar'ın gözleri şaşkınlığa büründü, bir haftadır bugünü bekliyorlardı. Okuldan bir görevli sonunda ikna edilmiş ve bugüne randevu verilmişti. "Bir haftadır bekliyorsun."

 

"Çok yorgun hissediyorum."

"Rahatsız mısın?" Diye sordu, hızla yanına yaklaştı.

 

Eylül kafasını zorlukla iki yana salladı, sokaktaydılar. Okula gitmek üzere çıkmışlardı. Elini yavaşça önündeki duvara uzatıp sıkıca tutundu. "Değilim ama.." diye fısıldadı. "Yürüyecek halim yok."

 

"Tamam, tamam başka zaman gideriz."

 

Eylül gözlerini yavaşça ellerine çevirdi, zihni gidip geliyordu. İlk defa böylesine bir boşluk hissetti avucunda, defteri yanında değildi. Arkadaşına döndü, "Defter.." diye fısıldadı. Zihnini, bedenini toparlamaya çalıştı.

 

"Odanda bıraktın, getirmek istemedin."

"Ne?" Dedi Eylül, şaşırdı. Bir an bile yanından ayırması mümkün değildi. "Onu bırakamam, getirmem gerek."

 

Arkasını döndü, gözleri eve kaydı. Birkaç adım ile yeniden durdu. Gözleri kapanıp açıldı.

"Eylül."

"Nereye gidiyordum ben?" diye sordu şaşkınlıkla. Gözleri merakla arkadaşına döndü.

 

Bahar anlam vermeye gayret ediyordu. "Defterini getirecektin."

"Neden?"

"Yanından ayırmak istemedin." Dedi, hızla önünde durdu. "Eylül iyi misin?"

 

Genç kız kafasını yavaşça eğdi. Aklı bulanıktı, zihni büyük bir gücün etkisindeydi. Toparlanmaya, hatırlamaya çalıştıkça ilaçların etkisi baş gösteriyor, gerçekliğini ve zihnini elinden alıyordu. "Ben.." dedi zorlukla. "Onu.. unutuyorum." diye ekledi. Yanaklarına birer damla yaş süzüldü.

 

.....

Yayımlanmış bölümler sona erdi, bundan sonra güncel bölümlerle devam edeceğiz ve her hafta 1 bölüm şeklinde yayınlayacağım, takipte kalın 🖤


.....

İlaçların gücü Kerem'i, Eylül'ün zihninden ve kalbinden silmeye yetecek mi?

 

....

Oy ve yorumları eksik etmeyelim🖤

Loading...
0%