@mo_onlight
|
Flashback "Bir dondurmayı neden bu kadar övüyorsun anlamıyorum Aliee." Dedi gülerek Mark. "Görüceksin dediğim kadar lezzetli." Kendinden emin bir şekilde dondurmayı övmeye devam etti Aliee. "Peki gorücez. Ama bu dondurmayı benden daha çok sevdiğini düşüneceğim." "Saçmalama seni daha çok seviyorum. Bu dondurmayı benden başkasıyla yememelisin, aklında tut." Aliee'nin şaka yollu söylediği şeye Mark güldü. "Tabii ki böyle bir şey yapmayacağım, biliyorsun." bir kolunu Aliee'nin omzuna dolayarak kendisine daha da yaklaştırırken söyledi ve dondurma sırası beklemeye başladılar. "Biliyorum, sadece şaka yapıyordum."
Flashback bitti "Aliee, iyi misin? Aliee, duyuyormusun beni?" Endişeyle Ailee'ye bakan Gleen Aliee'den bir tepki almaya çalışıyordu. Aliee dünyadan soyutlanmış gibi karşısında ki acı manzarayı izliyordu. Çok geçmeden kendisine gelebildi ve kısık bir sesle konuştu. "İyiyim..." Diyebildi zorlukla. "Şükürler olsun. Bir şey mi oldu? Dalıp gittin." Aliee tamamen kendisine geldi ve gülümseyerek Gleen'e baktı. "Hayır, önemli bir şey değil, hadi gidelim." Dedi ve önden yürümeye başladı. Gleen endişelensede Aliee ile daha yeni tanıştığı için onu zorlamak istemiyordu bu yüzden arkasından onu takip etti. Aliee Gleen ile birlikte yürümeye devam ederken Mark ve büyük ihtimalle sevgilisinin yanından geçtiler ama Mark Aliee'yi farketmedi. Aliee'de olabildiğince başka bir yöne bakmaya çalıştı ve hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Uzun süre ardından sonra bu şekilde Mark'ı görmek Aliee'yi tahmin etmediğinden çok daha kötü etkilemişti, ama kendisine de bir söz vermişti. Unutacaktı Mark'ı, kendi yoluna bakcaktı artık. Mark nasıl Aliee'yi umursamadan bıraktıysa, Aliee'de umursamayacaktı, olması gereken buydu.
Akşam olduğunda Aliee odasındaydı ve günün olaylarını düşünüyordu. Uzun süre sonra Mark'ı yanındaki sevgilisiyle birlikte görmüştü, ayrıca gördüğü yerde birlikte tatile geldikleri bir yerdi ve Aliee'nin Mark'a denettirdiği dondurmayı Mark şimdi yeni sevgilisiyle birlikte yiyordu. Bugün gördüğü manzara oldukça tanıdıktı, değiş tokuş edilmiş ceketler, çilekli dondurma, sahil... Bunları Mark Aliee ile birlikte de yapmıştı ve Aliee sanki kendisiyle Mark'ı başkasının gözünden görmüş gibi hissetti. Mark belkide o kızla birlikte olmak için Aliee'yi terk etimişti. Bu olasılık Aliee'yi içten içe yiyip bitiriyordu. Düşüncelerinden kurtulmak için dışarı çıkıp hava almaya karar verdi ve üstüne hırkasını ve oda kartını alıp dışarı çıktı. Otelin büyük ve güzel bir terası vardı, oraya gitmeyi düşündü ve adımlarını o yöne çevirdi. Terasa geldiğinde çok fazla kişi yoktu, bu yüzden Aliee rahatladı ve korkuluklara doğru ilerleyip oraya yaslanıp gökyüzünü izlemeye başladı. Hava sabah sıcak olmasına rağmen şimdi çok olmasada biraz soğuktu. Hırkasını almakla iyi yaptığını düşündü ve yıldızları izlemeye devam etti. Bir süre orada gökyüzünü izledi. Odasına gitmek üzereyken arkasından tanıdık bir ses duydu ve olduğu yerde donup kaldı. Bir an için bu sesin gerçek olmamasını diledi ama gerçekti. "Aliee? Sen misin gerçekten?" Diyordu ses alaycı bir ses tonuyla. Aliee yutkundu ve sese döndü. Tahmin ettiği gibiydi, Mark'tı sesin sahibi. "Vay be, seni burda görmeyi beklemiyordu." Gayet rahat bir şekilde konuşuyordu Mark ve bu Aliee'yi oldukça rahatsız ediyordu. "Gerçekten bu şekildemi tepki veriyorsun beni gördüğünde?" Aliee'den aldığı beklenmedik cevapla Mark'ın alaycı ifadesi söndü ve yerini daha ciddi ve sert bir ifadeye bıraktı. "Ne demek istiyorsun sen?" "Ne demek istediğim gayet açık değilmi? Bir yılın ardından beni görüyorsun ve beni terk eden sensin. Neden terk ettiğinde kafa karıştırıcı bir durum zaten. Benimle birlikte yaptığın şeyleri şimdi yeni kız arkadaşınla yapmak nasıl bir şey, eğleniyormusun? Yoksa benimle sevgili olmadan önce de bunları yaptığın başka bir kız arkadaşınmı vardı?" Dedi bir anda, içindeki şeylerin bir kısmını söylemek rahatlatmıştı. "Saçma sapan konuşma Aliee, dediklerine dikkat et." "Gerçekten diyebileceğin tek şey bu mu? Beni neden bıraktığını bile bilmiyorum, doğruyu söyle o kızla birlikte olmak içindi değil mi? Nasıl anlamadıysam artık, sana nasıl güveniyorsam. Ama aptallık bende, telefonuna gelen mesajdan anlamam gerekirdi..." Aliee ağlamamak için kendisini zorluyordu, eğer ağlarsa Mark'ın gözünde güçsüz görüneceğini düşünerek kendisini tutuyordu. "Aliee bak, ben." Aliee hemen Mark'ın sözünü kesti, bu üç kelimeden bile anlamıştı Mark'ın kendisini savunmaya çalışacağını ve yalan söyleyeceğini. "Daha fazla yalana gerek yok. Sadece sevgilinede yazık etme, gerçekleri söyle ve kıza acı çektirme..." Mark'ın daha fazla konuşmasına izin vermeden hızla oradan ayrıldı. Odasına gittiği gibi göz yaşları firar etti. Onlar ayrılmadan bir süre önce Mark'ın telefonuna şüpheli bir mesaj gelmişti ama Aliee bunun üstüne çok düşünmek istemedi çünkü Mark'a güveniyordu. Ama güveni boşa çıkmıştı ve her şeyi artık biliyordu. Sadece o mesajda değildi, bir kaç telefon konuşması da duymuştu ama bu kadar şüphe uyandırıcı değildi. Aliee daha önce farketmediği için kendisine kızdı, şuan ki tek isteği Mark'ın şimdiki sevgilisine her şeyi söyleyip o kızla da daha fazla oynamamasıydı. Kimse böyle bir şeyi haketmiyordu...
Bölüm bu kadardı okuduğunuz için teşekürler. Çok içime sinmedi ama umarım beğenmişsinizdir. Oy verirseniz beni çok mutlu edersiniz, tekrar okuduğunuz için teşekkürler. Görüşmek üzeree👋🏻 |
0% |