Yeni Üyelik
2.
Bölüm

🥀1🥀

@monoliyana

Yazardan

Cihanbeyli konağında kasvetli bir hava hakimdi. Evin hanımı Leyla Hanım, aldığı kemoterapiler sonucunda meme kanserinden kurtulamamıştı. Saat öğlen ikiyi gösterirken Leyla Hanım evin tüm fertlerini odasına toplamıştı. Hasta haliyle zorlukla da olsa konuşmaya başladı. Konuşmak zorundaydı.

 

“Artık öleceğimi biliyorum.” dedi ve duraksadı, Demir ağlamaya başlarken diğer çocuklar ve İdris Bey sessiz ama hüzünlüydü. Leyla Hanım devam etti.

 

“Sizden 17 yıldır büyük bir sır saklıyorum. 17 yıl önce ben Demir’e hamileydim ama yanında bir de kardeşin vardı, kız kardeşin.” sözlerini bitirdi ve yutkundu. Evin üyeleri şaşırmış vaziyetteydi, İdris Bey ise kaşlarını çatmış patlamaya hazır bir bomba gibi karısının sözünü bitirmesini bekliyordu.

 

“Doğumda onu kaybettiğimizi söyledim babanıza, babanızın bir suçu yok o her zaman kız evlat hayaliyle yandı tutuştu ama ben şu koca Mardin’de itibarımın zedelenmemesi için her şeyi yaptım. Doğumdan önce hastanede bir personelle anlaştım ve kız kardeşinizi ona teslim ettim kimlik çıkarması ve onu yetimhaneye bırakması için para verdim. Şu an kardeşiniz Ankara’da bir yetimhanede yaşıyor.” duraksadı, sesi iyice kısılmıştı.

 

“Adı Güldeste, Güldeste Yılmaz.” kadının son sözleri oldu bunlar odadaki bağlı olduğu cihazlar ötmeye başladı. Ölüyordu.

 

Odadaki erkekler evdeki hemşireleri çağırırken İdris Bey şok içindeydi.

 

Hemşireler gelene kadar Leyla Cihanbeyli son nefesini vermişti.

 

2 gün sonra

 

Konak kalabalıktı, her gelen baş sağlığı diliyor; İdris Bey ve oğullarını teselli ediyordu. Kadınlar ise ağıt yakıp, dualar okuyordu. Leyla Hanım dün gömülmüştü, Cihanbeyli aşiretinin hanımı ölmüştü. Bir devir kapanmıştı. İdris Bey çoktan karısının acısını unutmuş, yıllardır varlığını bile bilmediği kızına odaklanmıştı.

 

Tam o sırada en güvenilir adamı Kemal içeri girdi ve İdris Bey’in kulağına eğildi.

 

“Bulduk ağam” dedi ve geri çekildi.

 

İdris Bey odadan çıktı, ardından oğulları geldi.

 

“Hazırlanın evlatlarım, kız kardeşinizi almaya gidiyoruz.”

 

Güldeste’den

 

Sıradan bir sabaha gözlerimi açmıştım, hemen yatağımda doğruldum ve ayaklarımı eski demir yatağımdan sarkıttım. O kadar eski bir yataktı ki paslanmıştı ve çoğu yeri dökülmüştü. Gacır gucur sesler çıkaran yatağımdan kalkıp terliklerimi ayağıma geçirdim, ardından yatağımı topladım.

 

Tuvalete doğru ilerledim her zamanki gibi sıra vardı. Sıram gelince içeri girdim ve işimi hallettim. 10 kız kaldığımız odaya dönüp formamı üzerime geçirdim. Tam saçlarımı toplarken yıllardır bizim yanımızda olan Kerime teyze odamıza girdi.

 

“Güldeste, kızım Müdire Hanım odasında seni bekliyor.” dedi ve çıktı. Şaşırmıştım, çok sorun çıkaran bir tip değildim. Bayram değil seyran değil bu kadın beni neden çağırdı?

 

Müdire Hanım’ın odasına vardığımda kapıyı tıklattım ve ‘gel’ komutunun ardından içeri girdim.

 

Odaya girdiğimde şaşırmıştım çünkü Müdire dışında odada biri yaşlı, dördü genç beş erkek vardı.

 

“Gel Güldeste, şöyle otur.” diyerek yaşlı adamın karşısındaki tekli koltuğu gösterdi.

 

Odada olan erkeklere bakmadan direk Müdire Hanım’a kitlendim.

 

“Güldeste, nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama karşında gördüğün beyefendi senin baban, diğer gençler ise abilerin.” pat diye söylemesiyle şaşıp kalmıştım.

 

Gözlerim yerinden çıkacak kadar açıldı, ağzımın da gözlerimden farkı yoktu.

 

“Nasıl ya?” diyerek ayağa kalktım.

 

“Eğer şakaysa hiç hoş değil, şaka değilse yine hoş değil.” dedim alaycı ve biraz da sinirli sesimle. Karşımdaki yaşlı adam konuşmaya başladı.

 

“Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama eşim yani senin annen yıllarca senin varlığını bizden saklamış. Biz de iki gün önce eşim vefat etmek üzereyken ettiği itirafla öğrendik ve seni bulur bulmaz geldik. Biz de en az senin kadar şaşkınız kızım. Lütfen otur ve bizi dinle.” dedi usulca, ikna kabiliyeti yüksek bir adamdı bunu anlamıştım. Kalktığım koltuğa geri oturdum. Müdiremiz Sema Hanım konuşmaya başladı.

 

“Emin ol biz de bilmiyorduk Güldeste zaten biliyorsun ben buraya üç yıl önce geldim, emin ol bilseydim çoktan gerekeni yapmıştım.” Sema Hanım’ın sözleri sonrasında odadaki erkeklerden esmer ve diğerlerine göre biraz daha büyük görünen erkek konuşmaya başladı.

 

“Babam haklı Güldeste, gerçekten iki gün önce öğrendik seni keşke daha önce öğrenseydik ama hala bize güvenmiyorsan DNA testi yaptırabiliriz ve annemizin sandığından çıkan belgeleri gösterebiliriz.”

 

“Peki benden ne istiyorsunuz?” diye sordum. Karşımdaki yaşlı adam gülümsedi.

 

“Ailemize dahil olmanı kızım, bizimle Mardin’e gelmeni ve kaybettiğimiz 17 yılı telafi etmemizi.”

 

Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum canlarım🌹

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%