Yazardan

Güldeste ve İdris Bey eve geldiklerinde konağın kapısında bir sürü araba ile karşılaşmayı tahmin etmiyorlardı.

İdris Bey çatık kaşlarıyla arabadan indi, kapıdaki koruma konuşmaya başladı.

“Misafirlerimiz var ağam.”

İdris Bey kimin geldiğini anlamıştı çünkü adamları bu uğursuz aile geldiğinde misafirlerimiz geldi derdi.

İdris Bey ve Güldeste içeri girdi. Güldeste misafir lafını duyunca gerilmişti ama bir sorun olacağını düşünmüyordu.

Tabii bu düşünceleri eve girdiği anda yediği tokatla son bulmuştu. Geriye doğru sendeledi genç kız.

“Lan sen benim kızıma nasıl vurursun?” diye bir ses yükseldi.

Güldeste kafasını kaldırıp kendisine tokat atan kişiye baktı.

“Bu kıza her şey müstehak, metresin kızı!” dedi ve İdris Bey'e diklendi.

“O metresin kızı değil aynı anneden babadan kardeşimiz o bizim!” diye bağırdı Civan.

“Yalan söylüyorsun!” diye bir ses yükseldi. Bağıran Leyla Hanım'ın küçük abisinden başkası değildi.

“Bizim bacımız kız doğurmadı! O asil bir kadındı anca metresler kız doğurur.” Dedi Leyla Hanım'ın en büyük abisi Aykut.

İdris Bey belindeki silahı çıkardı ve karşısındaki Aykut'a doğrulttu.

“Elimden bir kaza çıkmadan al aileni defol git evimden!” diye bağırdı.

“Merak etme İdris Ağa şimdi gideceğim ama bacımı aldatmanın cezasını en ağır şekilde ödeyeceksin!” dedi ve kardeşlerini alıp konaktan çıktı.

Güldeste'den

Yaşadığım şokun ardından odama çıkmıştım. Yatağımda cenin pozisyonu almış ağlıyordum.

“İşte bu kadar Güldeste, senin mutlu olma süren bu kadar hiçbir zaman mutlu olamayacaksın.” Dedim kendi kendime, ağlamam şiddetlendi.

Odamın kapısı çaldı, yatakta dikleşip elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim ve derin bir nefes aldım.

“Gelebilirsiniz.” Dememle birlikte odaya dört erkek girdi.

Hepsi yatağımın bir kenarına oturdu önce Demir beni çekip kendine sarıldı, sonra ise diğerleri bizim sarılmamıza katıldı.

Geri çekildikten sonra Demir konuşmaya başladı.

“Sen onları sakın takma bebeğim, geri kafalı ailenin teki onlar annemizin ailesi olması dışında bir vasıfları yok. “

“Hadi ben tokata aldırmıyorum ama neden, o kadının beni doğurmuş olma ihtimaline bile deliriyorlar?” diye sordum.

Civan konuşmaya başladı.

“Bak nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama dünyada çeşit çeşit insan var, annemizin ailesi çok geri kafalı bir aile kızlara değer vermezler, kız doğuran kadına ise ekmek bile vermezler. Anneannemiz annemi doğurduktan hemen sonra intihar etmiş, annem de büyüdüğünde bunu öğrenince kendini hep erkek doğurmaya şartlamış yoksa yaşayamayacağını düşünüyormuş hep. Bu yüzden seni öldü göstermiş ki itibarı sarsılmasın.”

“Bu nasıl anne ya?” dedim yüksek sesle.

“Sırf itibar için evladından nasıl vazgeçer bir anne, nasıl onu ailesinden kardeşlerinden ayırır?”

“O artık öteri tarafta kardeşim Allah onun taksiratını affetsin. Her ne kadar bizim annemiz olsa da senin de annen ne desen haklısın güzelim.” Dedi Azat.

"Yalnız kalmak istiyorum, lütfen.” Dedim.

Hepsi beni onaylayarak odadan çıktılar ben de rahatlamak için duşa girdim.

Demir'den

Güldeste'nin odasından çıkar çıkmaz babamın yanına avluya indim.

"Baba bunlar yine ne saçmalıyor?" dedim.

"Ben de bilsem oğlum, keşke ben de bilsembilsem her zamanki geri kafalılıkları işte ama yakında çıkar kokusu." Dedi babam.

Derince bir nefes aldım ve sonra sesli bit şekilde aldığım nefesi verdim.

"Yarın okulunuz var, Güldeste ile aynı sınıfta olacaksınız. Kardeşine sahip çık Demir." Dedi babam.

"Merak etme babam, ben kardeşime sahip çıkarım sen bizi sakın dert etme. " Dedim ve iyi geceler diyerek yukarı çıktım. Yemek yememiştik ama kimsede yiyecek iştah kalmamıştı zaten.

Odama girince hızlı bir duş aldım ve pijamalarımı giyip yatağa girdim. Sıkıntıyla gözlerimi kapattım. Kafamdaki düşüncelerle zor da olsa uykuya dalmayı başardım.

Yorum yapmayı unutmayın canlarım🌹

Ve diğer bölümm😈

Yeni güncelleme, dirsegimi incittim bu yüzden bugün başka bölüm gelmeyecek🥺