Yeni Üyelik
8.
Bölüm

🥀7🥀

@monoliyana

Yazardan

 

Ağır kokuya sahip hastane koridorunda tüm aile üyeleri perişan olmuş bir halde bekliyordu. Güldeste, Demir’in omzunda içi dışına çıkacak şekilde ağlıyordu. Diğer aile üyelerinin de farkı yoktu ondan, duygusuz olarak bilinen Azat’ın bile ağlamaktan gözleri kızarmıştı.

 

Hep birlikte ameliyathane kapısının önünde güzel haberleri bekliyorlardı.

 

“Ya ölürse?” dedi Güldeste doğrularak. Civan hemen kızın yanına gitti ve oturdu ona sarıldı ve usulca saçlarını okşadı.

 

“Hayır kardeşim, kötü düşünmek yok babamız çok iyi olacak.” dedi.

 

Tam o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı, Tüm aile ayaklandı hepsi iyi bir haber bekliyordu. Çıkan doktor konuşmaya başladı.

 

“Kurşun kalbine saplanmaktan son anda kurtulmuş, ama bizi baya zorladı şu anlık durumu kritik. Uyanıp uyanmayacağına dair kesin bir şey söyleyemiyorum. Yoğun bakıma alacağız, tek yapabileceğimiz şey beklemek. Geçmiş olsun.” dedi ve gitti doktor.

 

Güldeste’den

 

Doktorun sözleriyle ağlayarak kalktığım yere oturdum, hayır olamazdı. Daha ona doğru düzgün baba dememişken ölemezdi. Hem daha yapacak çok şeyimiz vardı mesela ona bakım yapacaktım, yüzüne maske yapacaktım, beraber pijama partisi yapacaktık hayır ölemezdi.

 

“Abi, ya babam ölürse?” diyerek tişörtünün ucundan tuttum Civan abimin. Önüme diz çöktü.

 

“Hayır bebeğim kötü düşünmek yok babamız iyi olacak tamam mı?” dedi ve alnıma öpücük kondurdu. Ayağa kalkıp Azat abime döndü.

 

“Azat, hadi koçum bunu babama yapanı bulmaya gidiyoruz.” dedi. Boran da hareketlenince eliyle durdurdu.

 

“Sen burada durup Güldeste ve Demir’e sahip çıkacaksın, biz sana haber veririz.” dediler ve gittiler.

 

3 gün sonra

 

Tam üç gündür babamı şu camdan izliyordum, hiçbir tepki vermeden makinelere bağlı bir şekilde yatıyordu. Üç gündür duş almak ve üstümü değiştirmek dışında konağa gitmemiştim. Doğru düzgün yemek yemiyordum, üç günde çökmüştüm.

 

Babamın yanına doktor üç gündür yaptığı gibi kontrole girdi. Çıkınca ayağa kalktık Demir ile.

 

“Açıkçası nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama durumu hiç iyi değil. İsterseniz son bir kez sıra sıra girip babanızı görün. Çok üzgünüm.” dedi ve yanımızdan gitti.

 

Ağlayarak yere kapaklandım Boran ve Demir de bir köşeye geçip ağlamaya başladılar. O sırada Civan ve Azat abim geldiler. Bizim bu halimizi görünce ne olduğunu anlamışlardı.

 

“Önce ben girsem olur mu?” dedim ayağa kalkarak, beni onayladılar. Hemşireyle birlikte hijyen için olan kıyafetleri girdim ve maskemi taktım. Yoğun bakıma girdiğimde elim ayağım titremeye başladı. Sakince babamın yanına ilerledim.

 

“Babacım.” diyerek elini tuttum. Elini tutmamla ağlamaya başlamam bir oldu.

 

“Lütfen uyan babacım, ben sana daha doyamadım.” dedim ve maskemi indirip eline öpücük kondurdum sonra yanağımı eline yasladım.

 

“Uyan baba lütfen.” dememle makineler ötmeye başladı. Geri çekilerek.

 

“Yardım edin!” diye bağırdım. Odaya doluşan doktor ve hemşirelerle dışarı çıktım. Yoğun bakım ünitesinin önündeki koltuğa oturup ağlamaya başladım. Evin diğer üyeleri de yıkılmış kötü haberi bekliyordu.

 

Ama tam o an beklemediğimiz bir şey oldu. Doktor yoğun bakımdan gülümseyerek çıktı.

 

“Hastamız uyandı, kontrollerini yapıp normal odaya alacağız. Geçmiş olsun.” dedi ve gitti.

 

“Uyandı.” dedim heyecanla. Demir bana kocaman sarıldı.

 

"Uyandı kardeşim uyandı.” diyerek saçlarıma öpücük kondurdu.

 

Kısa oldu ama hastayım canlarım, affedin🌹💖

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%