@monster
|
Erdeme döndüm - Bütün sürüyü dağ evine topla . Dedim Başıyla onayladı ve odadan çıktı. Eraya döndüm. - Karımı koruyacağına eminim . dedim Ellerini cebine koydu . Kendinden emin bir şekilde Eray : Şüphe olmasın. Sen sadece intikamımızı al. dedi Başımla onayladım. Ve odadan çıktım. Koridorun sonunda Ulaş duruyordu. Beni görünce yanıma yaklaştı. Ulaş: Ben ve sürüm arkanizda olacağız. O pisliği bir an önce bulup işini bitirelim.dedi Gözlerinde anlam veremediğim bir öfke vardi hoşuma gitmedi. Desem yalan olur . Hastaneden çıkıp direkt otopark a gittik . Arabaya bindik. Ulaş kafasını bana çevirdi. Ulaş : Nereye gidiyoruz. Dedi - Bütün sürüyü dağ evine toplaması için emir verdim. Oraya gidiyoruz. dedim - Tamam .dedi ve arabayi çalıştırdı. Yola çıktık. Arabanın icini tuhaf bir sessizlik sardı . Sessizliği Ulaş bozdu. Ulaş: İnana biliyor musun? O çocuğu ve o adamı sırf dikkatimiz dağılsın diye öldürmüş. Dedi Yüzünde acı dolu bir gülümsemeyle. Elini bir anda direksona vurdu. Ve bağırarak Ulaş : LAN SIRF DIKKATIMIZ DAGILSIN DIYE BIR COCUK ÖLDÜ. dedi - Sakin ol .dedim Ama beni duymuyordu. Yüzümü ona döndürdügüm de gözlerinin dolduğunu gördüm. Bir anda arabayı durdurdu ve arkasına yaslandi . Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Çocukluk arkadaşım o benim bu zamana kadar hiç böyle ağlarken görmemiştim. Dişlerini sıkarak konuşmaya başladı. Bir yandan da gözündeki yaşları siliyordu. Ulaş : O şerefsiz benim hayatımı karartığı yetmiyormuş gibi birde başkalarıyla uğraşmış. Dedi - Anlamadım? Dedim Ulaş: Benim annem babam yüzünden öldü. Dedi - Ne demek oğlum o simdi ? Dedim Ulaş: Ben o zamanlar çok küçüktüm hayal meyal hatırlıyorum. Eve her gece içip gelirdi . Anneme sorduğumda ise onun bir alfa olduğunu ve sorumlulukları yüzümden böyle davrandığını söylerdi. Her gece lan HER GÜN HIÇ USANMADAN ANNEMI DÖVERDİ. dedi gözündeki yaşlar giderk çoğaldı. Elimi omuzuna attım. Biz tanıştığımız zamanda ne zaman konu annesine gelse bir şekilde konuyu ya kapatırdı yada değiştirdi. Bu yüzden büyük bir sabırla anlatmasını bekledim. Bir süre sustuktan sonra devam ettim. Sesi titriyordu. Ulaş: Annem her gece yanıma gelir beni sakinleştirirdi. Yüzünde kolunda bacağında her yerinde mutlaka bi morluk olurdu . Beni kucağına alırdı. Öperdi kokladı acilarını benimle dindirir bende o şekilde uykuya dalardim. Dedi büyük bir özlemle sonra birden sesi karanliga büründü Ama bir gün.....dedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. Acısını yüzünden okuya biliyordum. Annemin çok yüksek bir çığlığını duydum . Resmen evi titretti annemin çığlığı. Kapının arkasına saklandım. Sessizce agızımı kapatarak ağladığımı hatırlıyorum . Annemi bekledim yine her zaman ki gibi yanıma gelip beni sakinleştirmesini bekledim saatlerce ama gelmedi . Gözlerimi kapattım. O berbat günün bitmesini istedim ama gelmedi . Uykum bir türlü gelmiyordu. Annemi beklemeye başladım tekrar gelmedi Toygar Annem bir daha asla gelmedi . O gün annemin öldüğünü anladım. Elimden hiç birsey gelmedi. Dedi Gözündeki yaşı sildi ve bana döndü. Gözündeki öfke giderk çoğaldı. Ulaş : Bu yüzden senden izin istiyorum. Bırak onu ben öldüregim. Belki o zaman içimdeki bu yangın son bulur .dedi Gözlerini içine baktım. - Önce onu bulalım Kardeşim sonrasına bakarız. Dedim Gözlerime minnetle baktı . Arabayı bu şekilde kullanmayacağı çok belliydi. - Hadi gel biraz dinlen sen ben arabayi kullanırım. Dedim Gözündeki yaşı elini tersiyle sildi. Ulaş: Hayır olmaz . Dedi ve arabayı çalıştırdı. - Ulaaaş. Dedi uyarı bir tonda . Ulaş: Hayır dedim Toygar ben iyiyim. dedi Daha fazla uzatmadim. Sadece tek bir kişi yüzünden kaç kişinin hayatı mahvolmuştu. Daha fazla kimseye zarar vermeden onu bulmamız lazım.dedim içimden Yaklaşık bir yarim saat sonra eve gelmiştik. Arabadan indim . Ulaşa döndüm . - Ulaş sen eve git kardeşim. Ben bi telefon edip geliyorum. Dedim Başıyla onayladı ve eve girdi . Erayi aradım. Biraz bekledim ama açan olmadı. Bir kere daha arayınca açtı. Eray : Efendim Toygar? Dedi - Bir gelişme var mı? Dedim Eray: Yok kardeşim. Ama iyi olacak merak etme .dedi Tam o sırada içeriden Ulaş çıktı ve gelmem için işaret etti . Eraya döndüm. - Tamam kardeşim benim şimdi kapatmam lazım. Bisey olursa...dedim Benden önce davrandı. Eray : Tamam kardeşim aklin burda kalmasın. Dedi ve kapattı Hızlıca eve girdim . Gördüğüm manzara karşısında resmen şok geçirdim. [ Karanlıklar Prensi ] Bu adam tam bir ölüm makinesi vampirlerin başı , duyduğuma göre çok vahşi ve çok gaddar biriymiş . İçeriye girdiğimde koltuğa oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce ayağa kalktı. Prens : Hoş geldin Toygar. Dedi ve elini uzattı. - Hoş buldum. Dedim ve elini sıktım. Tekli koltuklardan birine oturdum ve karsimdaki koltuğu işaret ettim. Prens: Teşekkür. Dedi ve karşıma oturdu. Prens: Lafı uzatmayı pek sevmem bu yüzden direkt konuya giricem. Dedi - Tabi buyurun. Dedim Pres : Duyduğuma göre girdiğimiz bir savaşta arkadaşlarıma yardımcı olmuşsunuz bunun beni çok mutlu ettiğini bilmenizi isterim .dedi Başımla onayladım ve devam etmesini bekledim . Pres : Eşinizin başına gelenleri duydum. Ve gerçekten çok üzüldüm. İzin verirseniz size olan minnetimi göstermek isterim .dedi - Nasil olucak ki o ? Dedim Prens : İzin verirseniz sizi bir yere götürmek isterim .dedi - Bakın saygısızlık etmek istemem ama dışarıda bir katil var ve benim onu yakalmam lazım. Dedim Pres : Pişman olmayacaksınız. Dedi Basimi çevirip Ulaş a baktım. Başını salladı. Tekrar Prense döndüm. - Peki buyurun gidelim .dedim Ayağa kalktı. Pres : Sınırın orada sizi bekliyor olucam .dedi ve akıl almaz bir hızla evden ayrıldı. Vampirleri pek sevmezdim ama bu adam bana hep farklı gelmiştir . Kendine has bir tarzı vardı. Kimseyle fazla konuşmaz hatta evinden pardon yani şatosundan pek çıktığı söylenemezdi. Aslında bu durum hoşuma bile gitmişti. Ne kadar çok müttefik toplansak o şerefsizin kafası o kadar erken kopar . Ulaş bana yaklaştı. Elini omuzuma attı. Ulaş: Hadi .dedi Kapıya çıktık dönüştüm ve son hız sınırını oraya doğru gittik . Aradan nerden baksan bir on dakika geçmişti. Sınıra vardık . Pres bizi karşıladı. Yaninda Kenan da vardi. İnsan formuna döndüm ve yanlarına gittim . Kenan elini uzattı. Yüzünde çok samimi bir gülümseme vardı. Kenan : Hoş geldin Toygar. Dedi Elini sıktım - Hoş bulduk Kenan. Dedim Kenan : Olmaları duydum ve gerçekten çok üzgün olduğumuzu bilmeni isterim .dedi - Atlatacağız. Dedim Kenan: Ondan hiç şüphem yok .dedi gülümseyerek Prens araya girdi . Prens : Tokalaşma faslınız bittiyse konumuza dönelim. Dedi büyük bir ciddiyetle - Tabi .dedim Prens önümüze girdi ve yürümeye başladı. Prens : Geçen gece sınırlarımıza biri yaklaşmiş ve gizlice girmeye çalışmış ama bizimkiler durumu fark edince hemen müdahale etmişler. Dedi Büyük bir deponun önüne geldik . Arkasını döndü ve bana baktı. Pres : Ve tahmin et bu kisi kim ? Dedi ve deponun kapısını açtı........
|
0% |