Gece saatinde isimsiz tepemde tahta salıncağımda sallanırken içime birden uyku isteği geldi ama kendi isteğimle değil ruhum zorluyordu uykuya dalmak için.Bende,benden isteneni yaptım kendimi ruhuma bırakıp uykuya daldım.Siyah ve beyaz karşısı siyah ben beyazdım ama dur bir saniye karşıdaki kişi de bendim iyi ve kötü yani ak ve kara.

Ben Mavi 23 yaşına dört ay önce girdim,Fransa'da üniversite kazanmak için giden bir kız kardeşim var Luna.Luna yirmi yaşına yaşına iki gün önce girdi,hep hayattan bir neşe bulur kendisine yansıtırdı.Ben ise hayatın hep acımasız bir gerçek olduğuna inanırdım.Hislerimiz genelde aynı olurdu,huylarımız,tipimiz de benzerdi.

Uyandığımda rüzgârın şiddetinin arttığını anladım.Rüzgar tenime işledi resmen.Dalgalı kumral saçlarımı geriye attım yavaş yavaş sürüklenerek attım kendimi,uzun koyu yeşil çimenlere.Derin bir nefes verip gözlerimi yavaşça kapattım,kendimi cennette gibi hissettim o an.Huzur benim için her şeydi hayatta zor sahip olduğum bir şey değildi zaten hem tek yaşıyor hemde çevremdede çok kişi olmadığı için rahattım.Derken yola kırmızı bir araba yanaştı.Bir yerlerden tanıyor gibiydim ama çıkaramadım uzun zamandır görmediğim belliydi.Yere bakarak aşağa indiğinde erkek olduğunu anladım,bana şaşırmış gibi baktı sonra sağ soluna bakıp devam etti.Üzerinde siyah spor bir kazak ve haki yeşili bir eşofman vardı,gitti gitti ve çimenlere o da oturdu.Önce havaya daralmışcasına baktı ve uzun bir nefes verdi.Farkettirmecen bakmaya çalışıyordum.Bacaklarımı kendime doğru büzüp öyle durdum saçlarımı yeniden geriye aldım,uzun saç gerçekten bazılarına zehirdi ama ben saçlarımı seviyordum.Telefonunu alıp "Hadi be Luna zamanı mı şimdi bak artık" kulaklarım iyidir mırıldanarak söylese bile duyardım, beni rahatsız etmeden söylemesi çok saygılıydı bence.Şaşırarak yüzüne baktım

"Luna mı?" duymamıştı tekrarlammak için yavaş bir girişmeyle sordum "Hey" dediğimde anlamıştı ve yüzüme şaşırmış bir şekilde "evet?"

"Şey Luna dedinizde başkasıyla karıştı sanırım"

"Aa Luna benim üniversiteden arkadaşım tanıdık geldi mi?"dediğinde çok iyi anlamıştım kim olduğunu, ama bilerek bilmiyormuşcasına cevap verdim

"Aa bende Luna'nın ablasıyım tanıdık geldi mi?" dediğimde başını sallayarak önüne çevirdi sonra ani bir tepkiyle bana baktı "bir dakika ne, Mavi" dediğinde onurla gülümseyip yanına gittim o da ayağa kalkmıştı ve karşımdaki Güneş'ti bana gülümser bir bakışla sarıldı,bende ona sarıldım.Güneş Luna'nın üniversiteden arkadaşıydı kıvırcık koyu kahverengi saçları rüzgardan dolayı yukarı doğru kıvrıldı

"Valla kızım seni öldü bile sandık,niye gelmedin tekrardediğinde çimenlere oturmuş önümüze bakarak konuşuyorduk

"Bir daha gelebilme şansım olmadı"

"Ned-"dediğinde onu durdurdum ve erken cevap verdim

"Güneş,bilmiyormuş gibi konuşma da biraz orjinal sorular sor.Sanki o gün hava limanında neredeyse öleceğimi bilmiyormuş gibi de konuşma o kurşun ya bana yada Luna'ya yada sana girseydi neler yaşardık tahmit et bi" dediğimde birazcık sinirlendiğimi farkettim "Tamam Mavi ya özür dilerim ben nereden hatırlayabilirim üç sene önceki şeyi"

"Neyse ya boşver.Sen neden ve nasıl geldin buralara" sırıtarak "soruların artmış galiba" dediğinde yeşil gözlerindeki ışığı gördüm. "Ben üniversiteyi kazandım ama okumayacağım" gözlerimi patlatıp ona baktım "o zaman neden üniversiteye girdin deli" tam bu sırada telefonuma mesaj geldiğini farkettim,mesaj Luna'dandı."Luna mesaj attı dur bi bakıyım" Telefonu açıp WhatsApp'a girdim,'Abla yarın arkadaşım Neşe ile Türkiye'ye dönüyoruz hazırlıklara başla:)'aynen böyle bir mesaj gelmişti ben heyecandan ayağa kalktım Güneş biliyormuşcasına yüzüme bakıp gülümsedi "Sen biliyormudun" dedim büyük bir heyecanla,"Evet, biliyordum ve yağmur yağmaya başladı artık gitmeye ne dersin?" heyecanla başımı evet anlamında salladım on saniye daha dursak şimşekler bizi bulacak gibiydi "Gel beraber gidelim,evin yeri değişmesiyle tabii"

"Yok değişmedi hem zaten değişse nereye gideceğim"

"Doğru, hadi atla arabaya gidelim yoksa sıçana dönüşcez birazdan" bir şey diyemeden bindim arabaya.Güneş bir erkeğe göre biraz acemi sürüyordu arabayı.Bir süre sonra konuşmak için ağzını açtığında aynadan onu izledim.

"Şimdi sen bana yolu göster,sonuçta unuttuk yani yolu."

"Tamam.üç yüzmetre sonra sağa dönün ardından kavşaktan ikinci çıkışa girin" Büyük bir kahkaha attı

"Emredersin navigasyon Mavi" Sırıttım "Tamam gerçekten şuradaki sokaktan gir,zaten evim direkt orada"

Sokağa girince bizi loş ışıklar karşıladı.Yeni yaptıklarını düşündüm çünkü sabah yoktu."Görmeyeli çok değişmemiş sanki taşınmış gibisin"

"Yok ya o kadar da değişmedi bence.Işıkları ben gittikten sonra yapmoşlar galiba ben de şimdi fark ettim."

"Off acıktım ben ya,evde yemek var dimi?"

Kahkaha attım "Hep açtın,hala da açsın hiç doymuyon mu sen ne yiyon anlamıyorum ki"

"Ee Mavi'cim ben de bir boğa burcuyum aç olucağım tabii de harbiden yemek var dimi"

"Valla ben çok yemiyorum ama bir şeyler buluruz ya"

"Okey o zaman.Hadi hadi çık ne bakıyon yüzüme" kahkalar içinde binaya girdik.Luna tam kendine göre,tam kendine benzeyen birisinini bulmuştu.Ama Güneş sinirli olduğu zaman kimse onu durduramaz,o da inadından vazgeçmezdi.Asansörün düğmesine bastığımda yan kapıda birisi çıktı.Çıkan burada bana evim gibi hissettiren Dilara abla çıktı.O da benim gibi tek yaşıyordu,dara düştüğüm zaman bana hep yardım ederdi.

"Aa Mavi kendine birimi buldun da bana mı söylemedin valla çok kırıldım bak" Güneş kıkırdadı koluna vurup susmasını kasdettim.

"Abla bu Luna'nın arkadaşı, Üniversite okumayacakmış da bir yerde karşılaştık ondan yani"

"Haa ay valla özür dilerim ben bilmiyordum.Naber yakışıklı?"

"Merhaba,iyiyim siz nasılsınız diyeceğim de epey neşeli gözüküyorsunuz" Güneş de yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi.

"Neyse ben tutmayım sizi,çöpleri atmaya çıkmıştım zaten hadi bay bay"

"Hadi bay bay abla" Dediğimde asansörün geldiğini fark edip Güneş'e gelmesini söyleyeyip asansöre bindik.5. kata bastığımda "Edirne'de ne ara beşinci katta bir ev yapıldı lan" diye söze girdi

"Ee Güneş'cim siz varken sadece iki üç katlı evleri görüyordunuz,ama Luna varkende burası zaten üç katlıydı ben de sonradan beşinci yani son kata taşındım anlayacağın üzere"

"Anladım anladım, hadi gidelim açıldı kapı"

Asansör'den çıktığımda koridorun sonunda evim olduğu için çantamı hızlıca açmaya ve anahtarı bulmaya koyuldum.Ar ık aramaktan kolum ağrıdığında bir of çektim.

"Ah siz kadınlar çantanız kuyu,kendiniz de sır gibisiniz"

"Ve hala bununla yetinen insanoğlusunuz"

"Niye siz insanlıktan çıkmadınızmı"

"Ama siz insan oğlu biz erkekmiyiz"

"Ay doğru da hadi"

Anahtarımı bu bulmak için çantamı iyice karıştırdıktan sonra bir metal çarpıntısı duydum ve anında aldım bir de baktım ki o da ne ANAHTARIM

"Oh be bulabildin sonunda" sırıtarak kapıyı açtım,kapının açılış sesiyle içerden tıkırtı sesi geldiğini duydum.

"Misafirin olduğu söylememiştin"dedi somurtarak.Sonradan tıkırtının sahibinin kim olduğunu hatırladım.Pomerian cinsi köpeğim Lassie'di tkkırtının sahibi.Normal bir günde eve gelince anında kapıya koşardı.Belliki şuan bir yere sıkışmıştı.Giderek havlayacak gibiydi ama havlamasına kızdığım için kendini zor tutuyor olmalıydı.

"Misafirim yok zaten.İçeriye girince görürsün".Tepki vermeden ayakkabılarımı sıyırarak çıkarttım.Evin sıcaklığı önce yüzüme işlemişti.Güneş ilk defa geliyormuş gibi etrafa bakındı.

"Heh söyle bakalım misafirin kim, ya da bu sesin sahibi"dediği anda Lassie koşa koşa yanımıza geldi.

Kucağıma alıp Güneş'e doğru döndürdüm,yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirerek,

"Oyy sen ne tatlı bir şeysin böyle"

Ardından Lassie huzursuzlanınca yere indirdim.koşarak hasırdan işlenmiş kendi yatağına gitti.Lassie'nin rahatı kimsede yoktu.Oyun için de heyecanlandırdı tabii ama rahatını kimse elinden alamazdı.

"Güneş"

"Heh noldu"

"Hala açsın değil mi? Şimdi bende acıktığım için dışarıdan söyliyelim diyorum ne dersin?"

"Valla mı,o zaman seçme hakkımı kullanarak ben bir fikir sunabilirmiyim."

"Tabii?"

"Pankek!"

"Başka bir şey mi kalmadı pankek ne ya"

"Valla günlerdir öyle istiyorum ki,hadi ya lütfenn". Derin bir iç çektim,oturma odasına koltuğa oturmak için gittiğimizde yastıkları hızalıca düzeltip oturmasını söyledim.Telefonumu açıp yemek sayfasına girdim daha önce de buradan alışveriş yaptığım için adres yazılıydı.İki porsiyon pankek söyledim.