@moonasiss_17
|
Geçen üç yılın ardında gölgemden,nefesimden ve nabızlarımdan bile bana daha yakın olan ruhuma el uzatan o beladan çok uzaklardayım sanmıştın.Marmara üniversitesi Mimarlık kazanmış,İstanbul'a yerleşmiştim.Babam o sene yaşadığım olay sonrası Bursa'da kalmam ve orada okumam konusunda yoğun baskılar yapıp beni örselerken anneminde yardımıyla İstanbul'a gidebilmiştim.Şehrin güzelliğiyle buraya kendimden geçercesine bağlanmıştım,parktime çalışma ve annemin yardımlarıyla yurttan ayrılıp oldukça şirin iki katlı bir eve yerleşmiştim.İlk iki sene yaşadığım olayı aklımdan çıkaramamış,her an ve her saniye takip edildiğimi düşünerek sıyırma noktasına gelmiştim.Düzelmek adına antidepresan alıyor ve ilacın yokluğunda öfke krizleri ve yoğun duygu seli ile kendime hayretler ediyordum.Bir şekilde toparlandım sanmıştım,oysa ki duygularımı kaybetmiştim.Halâ kalabalıktan nefret ediyordum,tek tük insanlar dışında kimseyle yakınlığım yoktu.Kimsenin hakkımda bir şey bilmiyor oluşuyla rahattım,aradan geçen üç seneyle içimde büyük değişimlere rastlamıştım.Kendimce bir terapi oluşturmuş ve yeterince yıpranmış olan piskolojimi daha da yıkmış ve gördüğüm o şeyin normalleşmesi için çaba göstermiştim.Hayır kopmuş bir parmakla bu hale gelmedim,çocukluğumdan bu yana gelen bir dürtüyle karakter karmaşaları yaşadım ve bazı şeyleri erkenden tattım.Ne olduğunu tanımlayamam doktorlardan kaçınırım,bana göre dermanım yine bende olan bir cevherdir. ---------------- Yine bir sabaha karşı.Tezgaha yaslanmış kahvemi yudumluyor,açtığım şarkının eşliğinde dudaklarımdaki sigarayı ateşliyordum.Erken saatlere çekilmiş dersim için hazırlanmıştım ve çıkmadan önce gün boyu dinç kalmak için kahve ve sigara eşliğinde kafayı dağıtmayı amaçlamıştım.Derin soluklarla bitirdiğim sigaramın son nefesini burnumdan verdim ve sertçe küllüğe bastım.Kupamı makineye yerleştirip sandalyeye asılı çantamı ve ceketimi kapıp kapıya yöneldim.Kapıyı kilitledim ve sessizce ev sahibim Zeliha teyzenin uyanmamasına özen göstererek merdivenlerden indim.Otobüsün boğucu havası ve etrafta uyuklayan insanlara katlandıktan sonra metrobüsteki huzur verici sessizlikle iç çektim.Hayatımın monotonluğu bazen canımı sıksada bazen iyi geliyordu.Etrafımdan gördüğüm kadarıyla bölümünü ciddiye almayıp eğlenme peşinde olanların sayısı fazlaydı,kendi içimde sürdürdüğüm karşılıklı konuşmayla omuz silktim.Ben amacımı biliyorsam çevrem ne diye umrumda olsun ki? Gördüğüm her şey benim için bir dalga konusu olarak kalacaktı.Atolyeye girdim,yaptığım hastane maketini gözden geçirdim ve jûrinin görüşlerini aklımca az çok tarttım.Arkamdan belimi kavrayan eli hissettim ve duraksadım,Süheyla'nın çenesi omuzuma yaslandı ve yaramaz bir çocuk edasıyla "Günaydın" diye mırıldandı.Güldüm ve ondan uzaklaşarak ona döndüm "Günaydın" dedim cansızca.Durgunluğumdan zerre rahatsız olmaz hatta bizim bu iki zıt özelliğimizin birbirini tamamladığını düşündüğünü defalarca tabir ederdi.O bir güneşti bense onun yokluğunda aya fırsat tanıyan gece.Yan yanayken bu çağrışımın enerjisini herkese nüksettiğimizi hissedebiliyordum.Onu baştan aşağı süzdüm,deri çizmeler,mini etek ve dar bordo bir bluz küt sarı saçlarına ve bordo rujuna inanılmaz yakışıyordu.Proje ile ilgili bir sorun kalmamıştı geçen saniyelerin ardından daldığım yerden gözlerimi kaldırdığımda düşüncelerimden kendim sıyırılmamış Süheyla tarafından gerçekliğe çekilmiştim.Bakışlarımız kesiştiğinde söylediği cümleyi tekrarlar bir edayla tane tane kurdu "Canım çıkışı klübe gitmeye ne dersin?" Kaşlarımı çattım "Gün daha yeni başlıyor ve sen çıkışı mı düşünüyorsun? Söyle bana sürekli devamsızlık yaptığın için öğretmenlerin senden umudu kestiğinden haberin varmı?" Süheyla gözlerini devirdi ve kalçasını masama yasladı "Zeynep üçüncü sınıfa dek hiçbir şekilde kılıfımdan çıkmadım ve bir sene sonra herşey bitecek. Neden gençliğimi masa başında kamburum çıkana kadar çalışarak geçireyim ki?" Birkaç saniyelik ciddi bir bakışmanın ardından güldük . Kelimelerimizin sert mizacı değişen ruh hallerimize ayak uyduramıyordu.Omuz silktim "Sınıf tekrarına kalırsan seni öldürürüm şu projeni son bir kez kontrol et" süheyla bir şeyi sonradan hatırlamışçasına duvara çarpmış gibi bir ifadeye büründü ve koşar adımlarla atolyenin diğer tarafında kalan masasına ilerledi.Stres dolu bir Jûri sürecinin ardından aldığım notla büyük bir rahatlıkla kafeteryada oturuyordum.Kulaklarımda kulaklık bilgisayarda ki işimle ilgilenirken göz ucuyla süheylanın ortalıklarda olmadığını fark ettim ,üç ders öncesine dek beraberdik ve bana işi olduğunu söyleyip ortalıktan toz olmuştu.Sonra ki derslere katılmadı,çıkışı onu aradığımda açmadı. ---------------- Akşam üstü eve kendimi zor attım.Oturma odasında koltuğa uzanmış haberlere bakıyordum.Yıllardır hükümetin dilinden düşmeyen seri katil Alaz'ın yeni bir kurban haberiyle ülke çalkalanıyordu.Adam işini ustalığa dönüştürmüş,geçmişi kötü insanlara feci ölümler bahşediyordu.Görüntüler yayımlanmadığından telefonumdan sosyal medya platformları aracılığıyla polis kayıtlarından alınan görüntülere ulaştım.Ceset adamın eskiden çocukları istismar ettiği bir depoda bulunmuş.Tüm uzuvları koparılmış,Kanı şişelere doldurulmuş ve karnı oyulup başı karnına konulmuş, masaya bir vazo misali özenle yerleştirilmişti.Yazılan makalede adamın sağ koluna taciz ve tecavüz suçlarına dair yazıp imzalağı bir itiraf tutuşturulduğunu,bacaklarının kendi arabasının altında ezilip koparıldığını ve sol kolunun duvara çivilenip eline yaptığı suça dair kayıtların bulunduğu bir kamera tutuşturulduğu söyleniyordu.Alaz adına açılan fan sayfalarının yaptığı yorumlarla durum normalleştirilmiş hatta onun adaletine sığınmanın verdiği cesaretle politik yazışmalar gerçekleşmişti.Doğruldum,bir anlığına içimde oluşan huzura kaşlarımı çattım.Yüzlerce ben aynı şeyi haykırdı ve kulaklarıma o cümle doldu "Masumlara el uzatan her başın celladı Alaz olacaktır." Onu kayıtlara geçen ilk cinayetinden bu yana özenle takip ediyordum ve ilk cinayetinde cesedi öldürmeden önce robotik bir sesle bu cümleyi kurmuş ve ardından adamı saatlerce demir testere kullanarak ikiye ayırmıştı,oldukça acılı ve etkileyici bir cinayetti.Bir sosyopat değildim,onun ile ilgili fantazi kuran insanların yanında,cesetlerle polisleri yönlendirişi,işkence yöntemleri ve kimsenin ulaşamadığı gerçek kötüleri eliyle koymuş gibi buluyor oluşu beynimde dönüp dolaşıyorken ben farkında bile olmadan beni ona hayran bırakmıştı.Adamın başına gelen hiçbir şeyden zerre rahatsız olmamış,zerre acıma duymamıştım.Yerime geri döndüm,hayatımın her döneminde haksızlık ve yanlış anlaşılmalarla mücadele içine girmiştim.Yeri geldiğinde daramlarımda akan kana cinnetin yayıldığını hisseder duygularımı açığa vurmamak için kabuğuma sığınırdım.Bir keşke düşer aklıma 'Keşke zihnime zûlmeden herkesi ortadan kaldırabilseydim' düşüncelerimden sıyrılmak istercesine gözlerimi aralamaya çalıştım,göz kapaklarım acıyla sızladı ve yorgunlukla tamamiyle kapandı. Televizyonda halâ Alaz tartışılıyorken gözlerimi kapattım. ------------------- Telefonum ısrarla titredi ve açıp kulağıma götürdüğümde süheyla heyecanla konuşmaya başladı "Zeynep nerdesin sen?".İnledim ve gözlerimi açmadan "Ne oldu?"diye sordum.Süheyla hevesle bir kahkaha attı "Mertle çıkıyoruz!"diye bağırdı.Güldüm "Mert kim?" Süheyla hevesle iç çekti "Uzun süredir beni izlediğini fark ettiğim biri" "Tesadüf eseri koridorda göz göze geldik,bayadır bakışıyorduk ve en sonunda yanıma geldi.Konuşmaya başladık numaramı aldı ve beni yemeğe çıkardı,arabada çıkma teklifi etti dururmuyum? Kabul ettim" Rahatsızca kaşlarımı çatarak gözlerimi araladım "Süheyla iti var sapığı var sen ne diye bu kadar basit bir şekilde belaya adım atıyorsun? En son başına ne geldiğini hatırlatmamı istermisin?" Süheyla belirli bir tipe sahip olmayan bir kızdı ve görüştüğü insanlar birbirilerinden oldukça ayrıydı.Ayrılmak istediği beş aylık sevgilisi Süheylayı memleketine kaçırmaya çalışmış fakat Süheyla o olaydan sonra bile asla uslanmamıştı.İç çektiğini hissettim,bir anne edasıyla ona nasihatler veriyor oluşumu görmezden geldiğini hatırladım ,nede olsa başına gelecekler benim suçum değildi ve olmayacaktı.Güldüm "Dururmusun hiç? Bu seferki kaç hafta sürer iddiaya girelimmi?"Süheyla güldü"Yapma ya bu sefer anlaşırız bence" Uzun uzun ettiği tariflerle sıkıntıdan uykuya dalmıştım.Uyandığımda telefon açıktı kulağıma telefonu götürdüğümde hırıltılı bir nefes dışında hiçbir şey duyamadım "Süheyla?"dedim kısık ve uykulu sesimle.Cevap yoktu,Kaşlarımı çattım ve nefes sesleri devam ederken telefonu kapattım,uyuyor olabileceğini düşündüm ve yarının tatil oluşuyla uykuma sabırsızca devam ettim. ------------------ Bayık bir cumartesi öğlene doğru uyandım ve baş ağrımla yatakta gerindim.Telefonda biraz oyalandıktan sonra her yalnız yaşayanın yaptığı gibi televizyonu açtım ve sıkıcı bir dizi aradım.Kahvaltımı hazırladım ve hiçbir şeye dokunmayıp sadece çaya sarıldım.Kapı çaldı ve açtığımda Süheyla ile burun buruna geldim güldü ve yanağıma ıslak bir öpücük bırakıp koltuğa yayıldı "Zeyno günaydın!" Gülümsedim "Günaydın,sen buralara gelirmiydin?" Bacaklarını çırptı "Evin Mertlere yakındaydı yol üstündeyken neden olmasın? Dedim ve geldim"dedi.Kaşlarımı çattım ayakta dikilip ona öfkeyle baktım "Sen daha bir gün önce tanıştığın adamın evine mi gittin?"Balkona ilerlediğimde siyah bir jip evin önündeydi,balkon korkuluklarına yaslandım Süheyla konuşmaya devam ederken birkaç dakika sonra araba harket etti ve gözden kayboldu.Doğruldum ve rahatsızlık içinde içeri girdim."Aklını mı kaçırdın sen? Ya başına bir şey gelseydi?" Süheyla cevap veremedi,yanına oturdum."Süheyla bu adamdan emin misin?" Süheyla kaşlarını çattı,bacak bacak üstüne attı ve yastığı kucağına yerleştirdi "Nesi varki?"dedi."Bilmiyorum içim rahat değil ilk günden böyle bir şey yaşanıyor emin ol normal değil " Süheyla gözlerini devirdi ve güldü "Aklın bende kalmasın zeyno iyiyim ve Mert'te iyi bir çocuk" konuşma yarıda kesildi adamı görmemiştim ama adının bile içimde bir şüpheye neden olduğunu fark ettim.Süheyla her hafta birine aşık olur iki hafta geçmeden çoktan o kişiyle görüşmeyi keserdi bazen takıntılı eski sevgilileriyle başı derde girer sabahlara kadar süren tehdit mesajlarıyla o kişiden kurtulurdu.havadan sudan meseleler konuştuk,evi birlikte toparladık.Akşam olduğunda bir film eşliğinde bir şeyler atıştırdık ve yere serdiğimiz yatakta uykuya daldık.Gece yarısı titreyen telefonumla uyandım,ekrana baktığımda arayan numara gözükmüyordu.Telefonun bir bugı olarak düşündüm ve telefonu kulağıma götürdüm.Karşıda ne bir ses nede bir hareketlilik vardı "Alô?"dedim.Ufak tefek adım sesleri yükseldi biri sanki dallar ve yapraklar üzerinde yürüyordu.Ürktüm ve aklıma evimin yanında bir ormanın oluşu geldi ve aceleyle telefonu kapattım. Bu konuyu konuşmak istedim,dün gece olanlara fazla takılmadım.Belki yanılıyorumdur telefonum hasarlıdır ve arayan kişiyi duyamıyorumdur dedim.Gün boyu tembellik ettik,yorgunluğumuz iyice çıktığında alışverişe çıktık.Döndüğümüzde Zeliha teyzeye yardım edip içeri döndük.Yemek yaparken dans ediyor şarkıya eşlik ediyorduk,Süheyla bu yanımı gören tek kişi olmuştu,hayır soğuk ve açıksözlü olsamda bir robot değilim ve eğlenmek isterim.Şarkıyı solo olarak devraldım ve salatayı karıştırdım.Kahkaha attık ve masayı kurmaya koyulduk.Yemek ve sohbetin ardından Mert'le buluşması gerektiğini söyleyip apar topar çıkmıştı.Evi temziledim ve yatağıma yerleştim,uyku ile uyanıklık arası bir telefon aldım bu sefer numara görünüyordu telefonu açtım "Alô?" Hiçbir yaşam belirtisi yoktu,"Alô dedik" birkaç saniyenin ardından yüksek sesle bir müzik açıldı ve şarkıya kulak verirken bunun saatler önce Süheylayla söylediğimiz şarkı olduğunu fark ettim "Süheyla?" Cevap vermesini bekledim suratıma kapanan telefonla affaldım ve geceyi tedirgin bir şekilde geçirdim sabaha karşı iki saatlik bir uyku sonrası duş aldım ve hazırlandım. ----------------- Yerime oturdum.Aklımda halâ o iki telefon görüşmesi vardı,Sınıftaki herkes kendi halinde eğleniyor ve boş konularla geyik yapıyordu.Bu manzara yabancı gelmiyordu ne zaman o kalabalığa baksam çocukluğuma giderdim.Sokataydım elimde bir bez bebek kaldırıma oturmuş dertli dertli karşımda oynayan çocukları izlerdim.Yaklaşmak isterdim,konuşmak ve gülüp eğlenmeyi.Neden böyleydim bilemem,herkese uzağım yada herkes benden.İç çektim ve bilgisayarımı açtım üzerimde bir bakış hissettiğimde başımı o yöne çevirdim ve kumral uzun ve yapılı bir çocukla bakışlarım kesişti kaşlarımı çattım çocuk arkadaşlarına bakıyor ve saliselik sürelerde ara ara bana bakıyordu.Önüme döndüm,Derinlerde aşka inanan biriydim ama içten içe hayatımın aşkıyla sıradan bir şekilde karşılaşmaktansa ömür boyu yalnız olmayı dilerdim.Gördüğüm insanların hepsi basitti,ben karmaşık bir bulmacaydım ve onlar beni çözemezdi.İçten içe var olmayan birine bağlanmıştım,hayal dünyamda ki kimse tıkalı yollarımı aşacak,dikenlerimi canımdan sökecekti.Sırf birinin bana bakıyor oluşuyla onun bana aşık olduğu tanısına varmak gibi bir egoistliğe kalkışmadım.İnsanlar böyleydi,karşılığını alıyorsa adımını atar ve seni denerdi.İstediğimin bu olmadığını hissettim,her kim karşıma çıkacaksa beni ya bir uçuruma itecek ve bir gül bahçesine düşmeme neden olacaktı yada beni yerin dibine çekipte yanından ayırmayacaktı.Ders başladı ve süheyla ortalıklarda yoktu,sıranın altından ona mesaj yazmaya başladım 'Hangi cehennemdesin?' cevap onbeş dakika sonra gelmişti.Gözlerimi karşıya diktiğimde dersin sarmadığını fark ettim ve mesajına cevap verdim. 'Hasta olduğumu söylersin' 'Ne kadar akıllıca,hemen okula geliyorsun!' 'Zeynep şimdi olmaz' 'Ciddimisin? Başının derde girmesinden daha önemli olan şey nedir?' 'Anlatıcam akşamı bekle ve lütfen bir bahane bul' 'Neyim ben yalan ustası falan mı?' 'Sen benim kaybettiğim beynimsin :3' Güldüm ve gözlerimi devirdim 'Bu kaybettiğin beyninin son iyiliği olsun,bahane ve yalanlardan millete bakacak yüzüm kalmadı' Telefonu masanın üstüne bıraktım.İşkence gibi bir ders sonunda kendimi lavaboya attım.Ellerimin karıncalandığını hissettim ve çantama yöneldiğimde ilacımın bittiğini fark ettim,toplu alan korkusu yaşıyor ve başa çıkmak için antidepresana başvuruyordum.İç çektim,kötüleşir miyim? Diye düşündüm.Eve gitmeyi düşündüm,ellerim hepten uyuşmaya başladığında eve gitmek için yola koyuldum.İçeri girdiğimde gözümün önünü göremez haldeydim,kalbim hiddetle atıyor kafamın içindeki sesler birbirine karışarak uğulduyordu.Zorlukla tezgaha yöneldim ve üstteki raftan ilacımı almak isterken garip bir kutuyu düşürdüm.Yerden eğilip aldığımda etiketsiz ilaç kutusunu inceledim.İçini açtığımda ilaçlarımla tıpatıp aynı olduğunu fark ettim.Son günlerde fazla unutkandım ve belkide tabletten çıkarıp kutuya boşaltmışımdır diyerek ilacı içtim.İyi hissediyordum fakat feci bir uyku tüm bedenimi sarmıştı.kendimi kabanımı bile çıkarmadan koltuğa attım ve oracıkta uykuya teslim oldum. ------------------- Uyanıktım fakat karanlıktı,gözlerimi açmaya hareket etmeye çalıştım.Sanki koltuğa yapışmıştım,rahatsızlık içinde kıvrandım ve başımdaki şiddetli ağrıyla etrafın döndüğünü hissederek inledim.Duyularım tamamiyle açıktı,fakat evin içinde ki ses ve uğultuları suyun altındaymışım gibi boğuk ve yankılı duyuyordum.Adım sesleri, nefes sesleri ve kıyafetlerin sürtünme seslerini işittim.Uyku felci geçiriyormuşum gibi bir hisse kapıldım ve önceki deneyimlerime kıyasla gözlerimin açık olması gerektiğini fark ettim.Son bir güçle gözlerimi aralamaya çalıştım.Faydasızdı,yüzüme esen ılık bir rüzgar hissettim.Nane ve sigara karışımı oldukça güzel bir parfüm kokusu burnuma doldu,yutkundum üzerimde bir varlık hissettim.Sanki biri gözlerini üzerime dikmişti,kalbim acı acı çırpındı ve o an bileklerimi kavrayan eller ve beraberinde yüzümde sıcak bir nefes vardı.irkildim,deliye dönmüşçesine korku ile kıvranmak istedim falat felç olmuş gibiydim.Parmak uçları önüme gelen perçemleri terlemiş alnımdan sıyırdı.Bileklerimdeki eller omuzlarıma çıktı.Dudaklar elmacık kemiğime dokundu.Dakikalaraca bu işkenceye maruz kaldım.O varlık üzerimden ayrılmak bilmedi ve tüm bedenimde varlığını hissederek dudaklarımı aralamaya çalıştım.O her ne ise,kısık nefesler alıyor ellerine yığılan dokunuşlarını hafifletmeye özen gösteriyordu.Yanaklarıma dokunan prüzlü pamrak uçları yanaklarımı çizercesine ileri geri savruluyordu.Derin nefesler alıyor kokumu unutmamak üzere ciğerlerine hapsediyordu.Dudakları beni öpmüyor sanki her zerresiyle beni hissetmeye çalışıyordu.İlacın etkisi sönüyor gibiydi yeni bir uyku seli beni kendine çekiyorken seslere ve dokunuşlara kör kaldım.O halâ oradaydı ve ben uykuya direnemedim. Sıçrayarak uykumdan uyandım.Çalan alarmla ağarmamış gökyüzüne gözlerimi diktim saat sabahın dördüydü.Terlemiştim,üzerimdeki kabanı çıkardım ve konsolun üstündeki tokayı alıp saçlarımı tepeden bağladım.Terim üzerimde kuruyordu,tezgaha yaklaştım ve üstündeki paketten bir dal sigara çıkarıp balkona çıkarak yaktım.Alışılmışın ötesinde bir şeydi ve o duyguyu unutmak imkansızdı.Düşünceler içinde dalgın daldın sigaramdan bir nefes çektim,ayaz vücudumu titretirken geçmişe daldım.Geçirdiğim uyku felçlerinde insanımsı varlıklar görürdüm ve etkisi geçene kadar ya bileklerimi çekiştiriyorlardı yada başımın ucunda bekliyorlardı.Bu sefer, bu sefer olan neydi? İçimde ki soru dışıma fısıltılı bir sesle çıktı "O neydi öyle?" Çenemi sıktım.Düşünülecekti,peşini asla bırakmazdım biliyordum.İzmariti balkon camında duran küllüğe attım ve içeri girip o etiketsiz ilaçları çöpe attım.Rahatlamış bir halde duşa girdim.Duştan çıktım ve iç çamaşırlarımı giydikten sonra dolabın önünde dikildim.Siyah pileli bir etek ve kan rengi bir gömlek giyinip topuklu çizmelerimi ayağıma geçirdim ve boy aynasının önüne geçtim.Çok solgundum,görüntümden rahatsız hissedince gözlerim saate kaydı ve halâ zamanımın oluşundan istifade edip nemli saçlarımı iyice kuruttum.Şekillendirdiğim kalçarıma düşen saçlarım buklelerin etkisiyle belime tırmanmıştı.Göz altlarıma ufaktan bir kapatıcı geçip rimelimi sürdüm ve üzerime deri ceketimi geçirdikten sonra dudağıma kahve tonlarında bir ruj ve parlatıcı sürdüm.Kendimi iyi hissettirmeye çalıştım,makyajın yanında aklada yanıltıcı hisler gerekirdi,dışarı çıktığımda cigerlerime ayazı çektim ve yeni başlayan güne ilk adımımı attım.Metrobüsteyim.Ne diye bu haldeyim diye düşündüm.Aklım bulanık,insanlara ters düşen yollarım var bir artı göremedim kendimde.Unultumuş bir çocuk parkı gibiydim,güzel hislerim olmadı.Yağmur yağdı,salıncaklarım aşındı.Beni tutan ruhumun derimlerine paslar dadandı,kimse uğramadı,ıssız kaldım.Kabul etmek zor,ama yalnızım.Ve bir yerden sonra can yakıyor,aileme dönmek isterdim ama babam benimle konuşmuyor.Uzattığım elimle yetinemeyip kolum kapıldı,herkesin isteklerine göre yoğuruldum taşamadım ,serpilemedim yetişemedim.Hani hislerimi kaybetmiştim? Bu acı nereden geliyordu öyleyse? Alacalı gökyüzüne yalvarır gibi gözlerimi diktim içimden bir dua ettim 'Yalvarırım bir mucize olsun.Beni karanlıktan çıkarma beni karanlığa aşık et,et ki sendelediğim ayazlara kollarımı açayım' ------------------- Neyin etkisi bilemiyorum ama yorgun ve dalgınım.Dakikalardır önümde duran projeye gözlerimi dikmiş neye daldığımı bilmeksizin aklımla savaşıyordum.Omzumu kavrayan elle irkildim,başımı kaldırdığımda ortaokuldan arkadaşım Zehrayı gördüm.Gülümsedi " Sen iyi misin?" Konuştuğum o tek tük insanlardandı her zaman nazik ve sevecendi,gözlerim gözleriyle kesişti ve iç çektim."Biraz yorgunum sadece, hem ne oldu?" İlk kez yüzü ciddi bir ifadeye büründü,gözleri masanın üstüne kaydığında bakışlarımı o yöne çevirdim.Beyaz kağıda kanlar damlamıştı,tuttuğum maket bıçağıyla parmağımı inceden inceye kesmiştim.Bıçağı bıraktım ve parmağımı kavradım,acıyı hissetmiyordum.Zehra kaşlarını daha fazla çattı "Neyin var senin? Bu yorgunluk değil" parmağım için uzattığı peçeteyi aldım konuşmaya mecalim yoktu,tanımlayamazdım ne hissettiğimi.Omuzlarımı kavradı ve beraber kalktık.Lavaboya gittiğimizde parmağımı sardı,gözlerim ona daldı.Beyaz teni,etkileyici yüz hatları ve oldukça hoş tarzı onu herkesten ayırıyordu.Gülümser gibi oldum "Hatırlıyor musun? Orta okuldayken kolların sakatlandığında bende senin bileklerini sarardım" genişçe gülümsedi " Benim kollarım dalgınlıktan değil çalışmaktan hasar alırdı" bakışları kalktı ve göz göze geldik "Söyle bana bir şeymi var?" Düşündüm sorunun yanıtı ne olabilirdi? "Son zamanlarda proje ve ders işleri yoğunlaşıyor.Uykumu alamıyorum" diyerek geçiştirdim.Zehra inandımı bilemem ama sanki dostane bir tavırmışçasına herşeyin geçeceğini ima ederek omzumu sıvazladı.Farklı fakültelerde okuyor oluşumuzdan ötürü ayrılmak sorunda kaldık.Eve dönüş yolundaydım,bir an dikkatim dağıldı ve ne olduğunu bilemeden önüme döndüğümde kaybolduğumu hissettim.Hiçbir yeri tanıyamadım,öylece kalakalmış içime doğan kötü hisle küçük bir kız çocuğuna dönüşmüştüm.Etrafımı kontrol ettim,dakikalarca oracıkta kaldım.Zeliha teyzeyi gördüğümde evin önünde olduğumu anladım.İçeri girdiğimde göğsüm daralıyordu,içimde ki garip hisle soyundum ve kendimi boşluğa bıraktım.İlaçlarımı ağzımda tutuyordum sonunda boğazımdan aşağı kaydı ve ardından içtiğim suyla yatakta c nin pozisyonunu aldım,kulaklarım ard arda çınladı ve gözlerim doldu,yeniden mi başlıyor? Dedim kendi kendime,yeniden kapıda o anlar dirildi ve fazlasıyla beni yıkacak türdendi. --------------- Süheyla alkôlün etkisiyle kızarmış masaya vura vura kahkaha atıyordu.Karşısında ki adam ise gayet sakindi ve hatta ona iğrenerek bakıyordu süheyla bir yudum daha alkôle gömüldü ve gülerek "Bak sana bir şey daha anlatıcam" dedi. Adamın tek kaşı havalandı ve yüzünü örten kapüşondan gram rahatsız olmaksızın dudaklarına götürdüğü sigarasını yaktı. "En yakın arkadaşım varya.İşte onun babasıyla yattım!" Yüksek sesli kahkahasının ardından "Ondan nefret ediyorum ama kimin umrunda,derdim babasına yakın olmak!" Adam dedikleriyle yüzünde ki iğrenen ifadeyi sildi ve yüzüne tehditkâr bir maske yerleştirdi sanki birşey daha derse onun canına okuyacak gibiydi.Süheyla durmadı "Zeynep varya tam bi-" bu kadarı yeterliydi,Adam ensesinden kavradığı saçlarını sertçe çekiştirdi ve kızın suratını cam sehpaya defalarca vurdu.Etraf ve kızın suratı kan içinde kalırken adam doğruldu ve bardaktaki alkôlü kızın yaralarına boca etti.Süheyla acı içinde boğukça inledi,adam kızın suratını yüzüne yaklaştırdı ve tiksinerek "Canına susamış bir hayvan gibiydin,gırtlağına çöktüğümden haberin dahi yoktu.Avlarımla oynamayı severim" dedi ve kızın saçlarını daha sıkı kavradı "Ama benim olana dil uzatırsan,işte o zaman gebereceğinden emin olabilirsin" dedi ve kızı yere atıp oyuncaklarını almak için yan odaya yöneldi.
|
0% |