@moonlight_
|
Uyandığımda başımda Olivia vardı. Elini göğsüme ortalamış yeşil bir ışık saçıyordu ne yaptığını başlarda anlamasamda iyileştirme özelliği vardı. Gözlerimi tam açarak ona baktım çıkmayan bir sesimle konuşmaya başladım; “Bunu görseydi canlı kalacağına emin değilim.” dedim hafif sırıtarak yüz ifadesinden sinirlendiği anlaşılıyordu. “Seni iyileştirmek için canını yoka saydığım bitkilerin haddi hesabı onlara ne hesap vericem ben şimdi.” “Umrumdamı ben şuan burda yatarken bunu düşünemem,” dedim kabaca. “Öyle olsun George yatalak kal sende umrumdamı.” dedi arkasını döndü ve tam giderken; “Tamam, tamam gel buraya özür dilerim.” “Özrün kabul edildi şimdilik.” dedi yüzü güldü geri geldi elini tekrar koydu. Kendimi daha iyi hissediyordum şimdi artık ayağa kalkabilirim. Tam kalkarken içeri Festan girdi; “Hey, yatsana sen ne işin var ayakta!” dedi azarlarcasına. “Bence yeter artık kakmalıyım yatmak istemiyorum,” “Sen bilirsin neden bayıldın birden ne oldu daha öncede oldu mu?” dedi bana bakarak biraz düşündüm öncekileri söylesem olur mu acaba. “Şey... yani evet ama onlarda ateş lordu zihnime girmeye çalışıyordu bu sefer ki farklıydı saraydaydım,” dedim oturarak “biri vardı kız olduğu fiziğinden anlaşılıyordu ama anlamadığım şey neden gecenin bir vakti dolaşsınki etrafta sonra ışınlama için kullandığımız kata indi ateş ve buz taşlarının olduğu iki kase ortadaki deliğe döktü ve etrafı mor bir duman kapladı sonra ise bayıldım hatırlamıyorum sonrasını.” “Bilmiyorum ne olduğunu ama mor duman sen bayıldıktan bir kaç saniye sonra ağzından çıktı serbest kalmak istercesine.” dedi yüzüm şaşkına dönmüştü ve ne yapacağımı bilemedim. “Bunları şimdi konuşmamalıyız seni bekliyor odasına.” dedi anlamıştım kim olduğunu. Odadan çıktım ve bir kaç kulübeyi aştıktan sonra kapısına geldim kapıyı tıklattım “Gir” dedi kalın bir ses hiç beklemeden kapıyı açıp içeri daldım. Odasını incelerken etraftaki kağıtlarla dolu olan masa ve kitaplığa takılmıştı gözlerim “Ne yani kitap okumayı seviyormusun?” dedim soru sorarak. “Evet sen seviyormusun.” ne diyecektim ki diyarın tarihi kitabı ve diğer tarih kitaplarını okuyorum ama zorla okuyorum mu diyecektim zaten kitaptan nefret etmemi sağlayan babamdı hep istediğim kitabı okutmayıp sadece o sıkıcı kitapları okuyordum tarih kitapları güzel ama her zaman ve sürekli okuyunca aklın istemiyor ve fıralatasın geliyor. “Hayır ama bir kaç tarih kitabı okuyordum eskiden o kadar ama okuyunca kendimi huzurlu hissediyorum etraftaki bütün sesler sanki susuyor gibi güzel ama izin vermiyorlardı bana.” dedim gerilerek. “Belkide olmak istediğin yer kitapların içindedir.” dedi. “Belkide.” dedim kararsızca. “Seni neden çağırdığımı biliyorsundur,” kafamı salladım evet anlamında “dün ağzından çıkan dumanlar senin gücünü gösteriyor senin buz dışında başka güçlerin var suddle’lar seçim yaptıktan sonra kimsede olmayan bir güç ortaya çıkar her suddle’nin gücü bu yüzden farklıdır seninkisi ise tama olarak bilmiyorum ama bayıldıktan sonra ne gördün?” dedi pencereye bakarak bende pencereye döndüm yavaşça ve küçük bir oğlan çocuğu güçlerini biraz fazla erken kullanmayı öğrenmiş olmalı elini kapatıp açınca etrafa ışıklar savruluyordu ve küçük arkadaşları hayranlıkla izliyorlardı. Bende etkilenmiş olmalıydım ki andreas konuşunca bir anda irkildim. “Anlatıcak mısın yoksa işlerim var.” “Tamam anlatıyorum saraydaydım koridorda durduğum anda karşıdan pelerinli bir kız gördüm yüzü tanıdık değildi çünkü göremedim bizim ışınlanma için kullandığımız odaya iniyordu bende onu takip ettim ve aşağıdaki dairenin yanına gitti ortadaki yere buz taşı ve ateş taşının olduğu iki kaseyi çıkartıp döktü ve asasıyla bişeyler söylemeye başladı etraf mor dumanlara kaplandı sonra uyandım.” dedim hızlı hızlı anlattım çünkü sürekli anlatmakdan bıktım. “Bu gördüğün şey yakında gerçekleşebilir sen bir kehanetçisin rüyanda gördüğün şeyler seni uyarmak için sadece yakın zamanı görebilirsin bu özellikle.” dedi ve kitap çıkartıp sayfaları kurcaladı ve istediğini bulmuştu yanına benim ismimi yazdığını gördüm. “Kehanetçi özelliği aldığın için senide ekledim.” dedi kitaba baksam sorun olurmuydu acaba. “Kitaba bakabilir miyim sorun olmazsa.” “Tabi ama dikkat et kitaba.” dedi ve temkinli bir şekilde elime verdi hafif tozlu kitabı sayfaları tek tek çeviriken güçler sahip oldukları kişiler yazıyordu arlarında savaşmaya yaranlar ev savaşamayanlarda vardı. Tek tek çevirirken iki isimli boşluk gördüm ve üzerinde sonsuzluk işareti vardı “Bu ne anlama geliyor?” diyerek kitabı gösterdim. “Bu ikizler efsanesi varlarmı bilmiyorum ama kız ve erkek el ele tutuşunca bütün büyücüler ve hatta lordlardan dahada güçlü oluyorlar ve bir gün kara kraliçenin öfkesini durdurmak gerekirse sadece bu ikizlerin yapabildiği söyleniyor ama daha önce kimse görmedi onları.” derken yüzünü astı. “Belki bir gün çıkar ortaya burada daha önce hiç olmayan birilerini gösteren bir güce sahip biri var mı?” diye sordum bu işime yarayabilirdi ikizleri bulmamda. “Evet vardı ama burdan ayrılalı çok oldu bir kasabada yaşıyor ve en son ziyaretimde gayet mutluydu yerinden. Sare ülkesinin dağlarının arkasında yaşıyor kasaba uzakta olduğu için çok gidemedik ışınlama özellikli biri hala yok burda.” dedi ve kalktım. “Teşekkür ederim zaman ayırdığın için ben gidiyorum Festanın yanına sonra görüşürüz.” dedim ve arkamı dönerek kapıdan çıktım. Beş kulübe ileride Festanla Sarahın kaldığı kulübeye geldim. Kapıyı tıklattım kapı açıldı Festan içerdeydi Sarah yoktu yatıyordu sanırım çıkıp kapıyı kapattım ardımdan ve Sarahın çocuklarla önünde oturduğu alana yürüdüm Sarahın yanına geldiğimde morali bozulmuştu sanki kavga etmemişlerdir umarım Sarah çocukları bırakıp ayağa kalktı ve yanıma geldi konuşmaya başladık; “Bir sorun mu var Festan hiç bu saatte yatmazdı.” “Yatıyor muymuş bende senden duydum şimdi,” dedi üzülmüştü. “Burada kaldığımızdan beri çok yalnızdı dışarı çıkıpta macera yaşamadı onun tutuyor böyle bazen kız kardeşi ve ailesini çıkan yangında kaybettiği için kimsesi kalmadı onunla biraz daha yakın ilgi gösterir misin arkadaşa ihtiyacı var şu aralar benle pek konuşmuyor.” “Peki tamam benim yardıma ihtiyacım var Polaris adında genç bir kadın olmayan şeyleri bulabilen biri belki kaybolan birini bulabilir çok ihtiyacım var onlara.” dedim. “Kim bunlar biliyor musun?” meraklı bir ifadesi vardı. “Bunların şimdi zamanı değil.” dedim. “teşekkür ederim anlattığın için yardımcı olucam elimden geldiğince.” “Asıl ben teşekkür ederim görüşürüz.” el sallayarak oradan ayrıldım yatağıma gidip yatmak istiyordum ve külubeme geçip yatağa attım kendimi meşaleleri biri söndürmeye başladı ve bende uyudum. ...... Uyandığımda gece yarısıydı ve penceremin önünden geçen bir ateş topu gördüm rahat şekilde yürüyen biri vardı pencereye yaklaştığımda fark ettim yürüyüş tanıdıktı Andreasın kulübesine gidiyordu zifiri karaklıktı burası ve ateş topu bile azdı. Kapıyı yavaşça açıp arkasına takıldım kulübeye girdi ve konuşma sesleri geldi içerde sadece bir mum yanıyordu Andreas ayaktaydı Festan içerde ona bakıyordu ve oturmuştu sesler boğuk gelsede anlayabiliyordum ne konuştuklarını. Andreas söze girdi; “Festan anlıyorum üzgünlüğünü ama bu sana engel olmamalı Sarah da etkileniyor bundan onuda üzüyorsun.” Festan hafif sesini yükselterek; “Anlamıyorsun beni anlayamazsın ben çok yalnızım kimsem yok Sarah dışında ve sende gelmiş bana diyorsun Georgeyle arkadaş olmamamı istiyorsun,” benimle neden olmasın ki, “Haklıyım ama o yakında gidecek ve yalnız kalacaksın gene,” “İzin vermiyorsun ki arkadaş olmama belki o zaman gitmez benle arkadaş olursa gitmez.” duyduklarım beni şaşırttı onu bu durumda bırakamazdım gidersem benle gelecekti yada hiç gitmeyecektim kararımı vermiştim artık hiçbir şey beni fikrimden döndüremez. “Peki ama giderse senin hatan olur benim değil.” Ağlayarak çıktı bende hemen kenara karanlık bir noktaya geçtim ve arkasından onu takip ediyordum çıkışa doğru gitti ve portal açıldı dış tarafa çıktı bende koştum ve portal kapanmadan çıktım portalın diğer özelliğide nereyi düşünürsen oraya açılıyor olmasıydı bilmediğim bir yere gidemezdim. Bir ağaca doğru ilerledi ve halatı çekip yukarı çıktı o çıktıktan sonra bende çıktım ama sessizce Festan en köşeye geçmiş tahtaya kafasını dayamış gökyüzünü izliyordu bende yavaşça geçip oturdum Festan birden ürktü ve şaşırdı hançerine sarılmıştı her an hazırlıklı bir şekilde. Bana baktı ve tekrar gökyüzüne baktı. “Buraya üzüldüğünde mi gelirsin hep?” diye sordum yorgunca. “Hey sen bizimi dinledin.” “Sadece kulak misafiri oldum sorun olmaz değil mi?” dedim gülerek. “Hayır olmaz bir daha yama sadece.” “Neden daha önce söylemedin benle arkadaş olmak istediğini zaten benimde yok biliyorsun prensle kim arkadaş olur ki saçma kraliyet okullarına gide gide moralim bozuluyordu çünkü yanımda kimseyi istemezdim kendini beğenmiş tiplerden başka bir şey değillerdi.” “Bende hep dışlandım nedenini bilmiyorum ama etrafımdaki insanlar beni hep dışlardı ben aslında farklıydım onlar gibi değildim güçlerim yanlışlıkla zarar veriyordu onlara.” “Boşver bazen farklı olmakta iyidir daha kötüleride var şanslısın neyseki.” “Bazen bişeylerini anlatabilecek bir arkadaşa ihtiyaç duyar her insan içinden atmak ister çünkü atmazsa büyük güç patlamaları çıkıyordu ortaya benim bir tanıdığım vardı çok acı çekmişti korsanların elinden kurtarmıştık onu ama çok geçmeden yok oldu.” dedi üzgünce. “Ne oldu ona?” “Onun güçleri çok güçlü bir yaratığa dayanıyordu anka kuşuna, ama öfkesi yüzünden dönüş yolunda anka kuşu çok büyük bir öfkeyle etrafa ateş saçtı ve ormanın yarısını yaktı ölen hayvanlar herkes bağırıyordu ama ben ve etrafımdakiler etkilenmedi çünkü koruma kalkanı oluşturdular havayı büktü anka kuşu korsanlara uçarak hepsini yaktı ve okyanusa uçarak kayboldu.” “İntikamını almış desene gitmesine üzüldüm ama.” “Bişey olmaz özgürlüğüne kavuştu en azından.” “Merak etme burada hiçbirinizi bırakmayacam hepimiz gideceğiz kendi krallığımızı kurup özgürlük için savaşacağız ülkemizde güç ayrımı yada insan ve suddle ayrımı yapılmayacak artık savaş başlayacak.” dedim sinirlice kızgındım ama en önemlisi babam olan kral ve teyzem olan kraliçeye bütün yalanlar bitecek hepsi son bulacak kara kraliçe gelmeden durduracağız onu. “Hadi gidelim uykum geldi zaten Sarah farkına varmasın yokluğunun.” dedim ve kalkarak ona el uzattım oda kalktı beraber yeraltına girdik ve kulübelerimize dağıldık kendimi yatağa atar atmaz uyudum. ..... Gözlerimi açtığım anda ateş gözüme parlayıverdi dışarda meşaleleri yakıyorlardı. Biraz daha yatakta geveledim ve ayağa kalktım ve asamla küçük bir ateş topu yapıp küçük bir çukurun içine attım ısınmak için yeterliydi bence yeraltı olmasına rağmen soğuktu. Kapım tıklatılmadan içeri girdi yüzüne baktığımda düzenli ve yeşil saçlarıyla Olivia duruyordu yüzüme bakarak somurtuyordu; “Kapıyı çalsaydın keşke.” dedim. “Olabilir ama gereksiz neden çalayım ki bende kapı var zaten.” şakasıda sanki çok komikmiş gibi sırıtıyordu. “Hıh. Çok komik küçük kız.” dedim iğneleyerek. “Sadece bir yaş var aramızda hem ben bunun için gelmedim.” dedi eğitim alanına gideceğimi biliyordum ama başka bişey söyleyecekti. “Neymiş söyleyeceğin şey,” “Festan seni çağırıyor.” dedi. “Tamam geliyorum çıkabilirsin üstümü bile giymedim daha geceliklerimle mi geleyim?” dedim ama demeseydim keşke üzerimde sadece iç çamaşırım vardı. “Olur böyle gelmek istersen sen bilirsin.” dedi kıkırdayarak. Utanmış gibi yapıp onu dışarı çıkarttım ve üzerime bişeyler giydim. Kapıya yöneldim itekleyerek açtım dışarı attım kendimi çocuklar daha dışarı çıkmamışlardı. Festa’nın kulübesine ilerledim Sarah’la içerde oturuyorlardı kapıyı tıklatmadan girdim; “Ne oldu bişey mi diyecektiniz?” “Evet otursana,” dedi Festan. Beklemeden oturdum ve askeri kıyafetiyle oturan Festana baktım bir yandan da beyaz elbisesiyle oturan Saraha baktım. “Nasılsınız?” dedim gerginliği bozarak. “İyiyiz.” dedi hızlıca. “Bugün yola çıkıyoruz ani oldu ama olsun.” dedi Sarah fazla uzatmayarak bende şaşırdım ama bir yandan mutluydum çünkü yıldızımı görecektim. “Ama bir sorun var.” dedi festanla bakışarak. “Sarayın etrafından dolaşmamız gerek buna izin vermeyebilirler kraliçe kesinlikle saldırır.” evet ama beni öldürmez onları öldürebilirdi. “Ve Olivia da gelmek istiyor ve ona kimse karşı çıkamaz ondaki inat kimsede yok çünkü zorunlu gelecek.” dedi Sarah. “Tamam gelebilir umarım başımıza bir şey gelmez. Bir dakika Tüneller evet tabikide sarayların altında olan tüneller vardı ordan geçersek kimse bişey yapmaz bize ama bugün inemeyiz çünkü taş toplama günüydü bugün.” dedim hızlı konuşarak pelerin etrafa savruluyordu. Ellerim donmaya başladı bir anda kolumu hızlıca tuttum nasıl olur elim elim donuyordu. Festan kalktı ve hızlıca Andre’yi çağırdı koşarak gelen at vücutlu adamı gördüm beni hemen yatağa yatırdılar “Vücudu parçalanabilir buna karşı koyabilir misin.” dedi Festana bakarak evet anlamında kafa salladı ellerini bana doğrultup ışık çıkmaya başladı ve ısıyı hissediyordum evet parmaklarımı hissediyordum buz eridi. “George sakin ol iyi misin?” dedi Andre. Evet anlamında kafa salladım. “George vücudun güçleri kaldırmıyor çok fazlalar kara büyü ve buz büyüleri birleşirse parçalanırsın ve bu büyük bir patlamaya neden olur dünyanın yarısını kaplayacak şekildeki bir felaketten bahsediyorum.” “Tama ama yapmam gereken şeyler var onları yapmadan gitmeyeceğim.”
|
0% |