@moonlight_
|
Laura'yla Rina ülkesine döndük hemen Kraliçe Elizabethi bulmaya gittim Laura'da odaya döndü kitapları incelemesi gerek kraliçenin odasının önüne geldim muhafızlar kapının önüne durdular dik bir şekilde konuştular;"Kraliçe Elizabethin işleri var efendim giremezsiniz içeri." "Ne zaman biter peki." "Bilmiyoruz sadece kimseyi içeri almayın dedi Kraliçe." Arkamı dönerek çıktım dışardan kanat çırpma sesi geldi aşağı iniş yaparken gördüm boynu altınlarla süslenmiş desenli takıları vardı. Kraliçenin üstünde oturduğu yaratık bir ejderhaydı türünü bilmiyorum ama kırmızı renkteydi aşağı indik ve hemen kraliçenin yanına gittik yanına yaklaşıp kulağına fısıldadım "Acilen konuşmamız gerekiyor kraliçem." "Tamam hemen geliyorum zaten biliyorum ne olduğunu." Beraber yukarı kütüphanedeki uzun siyah masanın etrafına yerleştik obsidyen den yapılmış parlak bir masa kraliçe haritayı ortaya koydu ve konuşmaya başladı "Düşmanlar bir plan yapıyorlar ama hala öğrenemedik muhtemelen seni istiyorlar çünkü çok güçlüsün kara büyünün kokusu ve buz güçleri oraya kadar gitmiş olmalı." İçime bir korku sardı ama üstesinden gelebilirim. "Beni yakalarlarsa ne olacak?" "Tabikide hafızanı silip kendi anılarından koyacaklardır senin kendi taraflarına geçmelerini istiyorlar." Sanki iyi bir planı varmış gibi konuştu kraliçe. "Tabikide bir planınız vardır değil mi?" Dedim şaşırmadım çünkü kraliçe Elizabeth o. "Evet var." Saraya saldırıya geçtiler taşları koruma altına aldık kraliçem en güçlü asasını kullanıyordu ben kendi asamı istedim saldırıya başladık kraliçe işaret verdi asayı doğrulttuk ve sözleri söylemeye başladık koruma kalkanı parçalanıyor her yerden içeri girmeye başladılar 'nyover genstin ipostins' ve büyük bir ışık çıktı düşmanların üzerine fırlamaya başlattım değdiği yeri patlatıyordu ama yetmiyordu teyzem ordunun yarısını neredeyse dondurdu boynuzlu insanlarda vardı bunlar ne böyle çok farklı ejderha ve türler vardı karşı koyamayız bunlara daha güçlüsü lazım askerleri gönderdi teyzem ama askerler mor taşlarla yaptıkları büyüker yetersizdi kahverengi güç onlardayken. Teyzemin yanına ilerledim ağzından buz püskürtüyordu "George onları böyle yenemeyiz ikinci planı uygulayalım ancak bu savaşı ateş lordu ve buz lordu durdurabilir onlar el ele tutuştuklarında bütün halkı kontrol edebiliriz ama onları uyandıramayız küslükler arayı bozuyor tekrar bir savaş çıkabilir halkımız bir taneyi daha kaldıramaz froydlar çok güçlüdür." Tamam peki doğru olanı yapmalıyım kafamı olur anlamında salladım Laura’nın yanına geldim büyü yaparken dudağım dudaklarına değdi ve yavaşça o hissin içinde kayboldum delicesine aşığız birbirimize ama şimdilik ayrılmamız lazım "Karanlığın içinde parlayan en parlak kraliçe sen ol yıldızım.". Hızlıca ilerledim ve asayı boğazıma doğrulttum, "Eğer beni istiyorsanız uzak durun saldırırsanız kendimi öldürürüm." Savaş sesi durdu asaları geri çektiler yavaşça kraliçeye baktım ve taşları değiştirdik mor taş taktım kendi buz taşımı kraliçeye fırlattım ejderhalar beni almak için yanıma geldi bindim ve beni götürdüler kafese attılar farklı bir yere gidecektim ama plan eğer gerçekleşirse bütün bunları sonlandırabilirim. Yeraltına açılan büyük bir yere geldik geçidi açtılar ejderhalar içeri uçuşmaya başladılar beni zapt edemiyorlardı bana dokundukları yada taktıkları şeyler buzun gücünden donup kırılıyordu ama tehdit ediyorlardı bu yüzden burdayım kafeste tek dokunuşluk ama zayıf gözükmemeye çalışıyorum yoksa beni kullanırlardı önümden bire dizi buz kristali ve ateş kristali geçti bunlar hakkında bişey okumuştum buz güçlerine sahip olan kişiler buz kristallerini kontrol edebiliyorlardı ama asamda mor taş var sınırlı sayıda büyü yapabiliyorum. Önümde yeraltının başkanı olacağını düşündüğüm boynuzlu uzun bir adam vardı arkasında buz kristalleri sıralı şekilde duruyor. Bunlar çok farklı yakından bakınca değişik gözüküyorlar içlerinde parlak bir sıvı var galiba güçleri olan saf suydu bu. Yaratık kafese yaklaştı eğildi gülerek "Sen bizim sonumuzun başlangıcı olacaksın küçük adam.", "Çok beklersin aptal yaratık." Dedikten sonra madalyonu maviye döndü ve kırıldı hepsi her parçası dökülene kadar döndürdüm önüme aceleyle bir taş attı beyaz bir taş güçlerimi emiyormuş gibiydi taşı almaya çalıştım ama güçlüydü havayı bükerek beni geri itti. "Senin güçlerinin olduğundan haberinin olmadığınımı zannediyorsun istesen taşı parçalara ayırabilirsin ama yapamıyorsun seni bunun için getirdik doğruyu yapman için seni eğiticez o krallıkların pisliklerini sen temizleyeceksin evlat." dedi ağzının kenarı kıvrıldı, "Neden bahsediyorsun krallıklar hakkında ne biliyorsun?" Meraklanmıştım neyden bahsediyordu pislikler derken, "O krallıklar bütün lordları etkiledi çok daha öncesine dayanıyor her şey su varisi Rana yüzünden oldu Rana'nın annesi krallıkları birleştirmek için büyük bir büyü yaptı su lorduna hedef aldı büyü yaptı aşk büyüsü çok zaman geçmeden su lordu bunun farkına vardı ama çoktan kara kraliçe onuda bozmak istedi büyüyü ama başarmadı başka çare kalmadı çünkü Rana istemiyordu onu çok seviyordu annesinin kötü emelleri için kullanmayacaktı ateş lordu da durdurdu onu suya gönderdi saf suya büyüsünü başkasına devretti oda sen oldun Ranada ablasının krallığına gitti sonrada buz krallığını aldı hayatlarını devam ettirdiler ama biz lordunu uyandırmalıyız ve tekrar denemeliyiz büyüsünü bozabiliriz onu çağırarak." dedi o kimdi annesini mi çağıracak Rana'nın annesi. "Peki ama beni neden istiyorsunuz?", daha tam olarak ikna olmamıştım hangisine inanacaktım. "Galiba neye inanacağına şaşırdın ama merak etme bunuda öğreneceksin şimdilik yardımına ihtiyacımız var yardım edecek misin?" Dedi bende şimdilik kabul ettim ve kafesin kildini açtı eğitim alanına gidecektik beni zorlamıyordu kristalleri değişik bir şekilde gülüyorlar boynuzlu yaratığa baktım kirli sakalları daha belli oluyor şimdi "Bu kristaller neden burda?", "Beni değil seni takip ediyorlar senin onlar.", gülerek kucağıma almaya çalıştım ama ağırlardı yere geri bıraktım elleriyle büyü oluşturuyorlar dokunduklarını donduruyorlar bu yaratıklar. Eğitim alanına geldik benim yaşıtlarımdan vardı ama çoğu yirmi otuz arasıydı muhtemelen ,biri bana baktı yanıma geldi boynuzlu "Festan yeni bir konuğumuz var George eğitilmesi gerek güçlerini tam kullanamıyor." "Merhaba George tanıştığımıza memnun oldum." Dedi elini uzattı bende onu inceliyordum ama herhangi kötülük sezemiyorum. "Merhaba bende memnun oldum.". "George'yi biraz dolaştır istersen buraları yeni görüyor." Dedi esmer tenli kısa saçlı Festana. Biraz bekledikten sonra yanımızdan ayrıldı benle festan kaldık yüzüne bakıyordum elini benim geçmem için uzattı bende beklemeden geçtim pelerinim savruluyordu yürürken benziyorduk ama farklı beyinlere hitap ediyorduk onlar ateşe bense buza. "Sizde nasıl işliyor bilmiyorum ama buras böyle sen Rina ülkesinin prensi George olmalısın," "Evet öyleydi." "Neden öyle dedin artık değil misin?", "Bilmiyorum büyüleri kullanmaya başladıktan sonra beni kabul ederlermi pek emin değilim.", "Peki anladım.". "Senin nasıl güçlerin var?", Elini yavaşça kapattı ve avcundan ışık çıkmaya başladı ateşi kontrolmü ediyordu gezegen şeklini yaptı ateşle bu gerçekten göz alıcıydı sonra bana baktı "ya sen" bende havadan kar yağdırdım yavaşça çocuklar beni izliyorlardı daha önce görmemiş olmalılar ki çok şaşırdılar bende bana bakan çocuklara oynamaları için yere kar bıraktım ve ilerledik başka bir alana geldik eğitim alanıydı kahverengi sarı arası bir rengi olan kız vardı festan ben fark etmeden kulağıma yaklaştı "nasıl" böyle demesiyle onun sevgilisi olduğunu anladım. "Hey Sarah." Diye seslendi ve Sarah Festana bakarak el salladı festanla çok içten bakışıyorlardı yanına gittik kızın ve elinin baktığı yerden gül çıktı "George bu Sarah." "Merhaba George." "Merhaba sen toprağa mı hükmediyorsun?" sordum, "Evet yani toprak lordu gittikten sonra geldi bu özlellik." Dedi sanırım üzülmüştü. "Yanlış bişey mi söyledim." "Yok hayır." Festan beni götürerek "Görüşürüz Sarah sonra gelirim." Biraz ilerledikten sonra bana döndü "Yeni geldiğin için çok bilmiyorsun toprak lordu abisiydi yani tanımıyordu ondan çok sonra doğdu ama seviyor abisini." "Hmm peki anladım." üzülmüş bir yüz yaparak. "Benimde vardı ama beni getirdiklerinde orda kaldı." "Belki tanıyorum dur ismi neydi?" "Laura." "Laura mı kara yıldızmı." Şaşırmış gibi baktım ne kara yıldızmı. "Kara yıldız ne alaka." "O kara kraliçenin kızı onu daha önce tapınağa götürdün mü?" "Evet niye ne olabilir ki?" "Orda beş ateş taşıyla büyü yaparsa kafesi kırabilirdi her yeri yıkardı o güç." Neyse ki yapmadı. Laura nasıl öyle bişey yapabilir ki demek ki bana anlatmadığı şeyler vardı. "Eğitimlere bir an önce başlaman gerekli bişey olursa onu durdurmalısın seni kullanacaktır." "Bunları şimdilik ona anlatma olurmu?" "Tamam ama zamanı geldi mi söylemen gerek." Dedi bende kafamı tamam anlamında salladım. Bana bir yer verdiler yatağa geçtim ve uyudum gökyüzü olmasa da bugün anlatılanlar gerçekse laura'yla büyük yüzleşme gerçekleşecek. Gözlerimi kapattım ve uykunun hakim olmasını bekledim.
|
0% |