Yeni Üyelik
10.
Bölüm

BÖLÜM- 9 EĞİTİM

@moonlight_

Burda sabah diye bişey yoktu sanki. Sabah oldumu ateş güçlerine sahip kişiler meşaleleri yakıyorlardı. Bense pencereden onları izliyordum yatağın yanında duran tahta masada benim için bırakılan askeri kıyafetler vardı. Pelerinin yaka kısmında siyah bir mücevher vardı gerçekten ustalıkla işlenmiş demir broş vardı üstüme uyacağını düşündüm ama şimdi giymeye gerek yoktu dış tarafa geçince giyerim askeri kıyafetleri geçirdim üstüme ve hançer koyma yeri kılıç kabzası ve minik bıçaklar için ayak bileğime yer ayırmışlar. Kısacası harika sonra masaya tekrar döndüm ve parlayan hançere baktım üzerinde işlemeler vardı ve bir çıkıntı vardı tamda ateş ve buz taşının gireceği şekildeydi ne işe yaradığını merak ediyordum hançeri kınıma yerleştirdim ve dışarı çıktım kapıyı açar açmaz önümde uzun boylu at adam duruyordu bana eğilerek kirli sakallarını daha iyi görebilmemi sağladı ağzını açar açmaz yüzümü buruşturdum ağzı leş gibi kokuyordu ıuvv geri adım attım ve konuşmaya başladı, “Bil bakalım ne oldu?”, “Bir düşüneyim teyzem bişey yaptı yada babamla annem,” dedim düşünmüş gibi yaparak. “Hayır ama yakındı teyzen ormana askerleri salmış bizi arıyorlar hemde buz taşıyla muhafızları güçlendirmiş buz muhafızları çok tehlikeli ne yaptıklarını aklın ermez.” dedi korkutucu sesle. “Ne yapmamı bekliyorsun peki?” dedim yüzüne.

“Tabikide bir an önce eğitim almanı bizi sadece sen özgür bırakabilirsin bizim olanı geri almalısın babanı tahttan indir ve bizi özgür bırak sana yalvarmıyorum ancak bizi bu yeraltı dünyasından çıkartıp rahat yaşatmanı istiyorum anladın mı evlat,” “Tamam anladım ama babamın tahtı olmaz beni reddeder kendi krallığımızı kurmaya ne dersin rahat ve sorun olmaz merak etme onlarca asker zaten beni bekliyor bir varis olduğum için kendi krallığımı kurmam gerekiyor ama ben dömezsem olmaz ben oraya gidersem beni geri bırakmayabilirde çünkü güçlerim çok fazla zarar veriyor beni hapseder moll beni kafese kapatır koruma büyüsü yapar ve bir daha beni göremezsiniz.” “Tamam çok konuşma Festan birazdan seni alıp götürecek eğitim alanına.” dedi arkasını dönüp gitti. Bende geri içeri girdim ve kapıyı kapattım yatağa yöneldim yavaşça ve geri oturdum ve on dakika sonra kapı tıklatıldı ayağa kalkıp kapıyı açtım karşımda gayet mutlu olan Festan vardı bende somurtmuş bi şekilde bakıyordum,

“Hazır mısın George?”, dedi.

“Evet ya ne demezsin yüzümden belli oluyor değil mi?” karşılık verdim bende çok yorgunum ve artık günden güne çöküyordum.

“Hadi ama boşver biraz rahat ol ne oldu ki bana anlatabilirsin kimseye söylemem.” dedi güven veriyordu daha önce erkek arkadaşım olmamıştı o yüzden garip geliyordu bana.

“Tamam peki geliyorum yolda anlatırım.” dedim kulübeden çıktım ve kapıyı kapattım arkamdan.

“Sanki günden güne daha da çöküyorum. Hiç kimsem kalmadı yanımda ben tekim artık yıldızımda yok yanımda.” dedim yere bakarak yüzü bana dönüktü gerçekten dinliyormuydu acaba.

“Hayatta her zaman kolay diye bir şey yoktur buna alış George. Bazen ateşli yollardanda geçmelisin canın ne kadar yansada devam etmelisin çünkü yolun sonunda istediklerine ancak o zaman ulaşabilirsin.” yaptığı konuşma beni gerçektende etkilemişti şimdi daha farklıydı her şey.

“Farklı bakmayıda deneyebilirsin.” Artık rahatlamıştı içim çünkü konuşmaya çok ihtiyacım vardı.

“Teşekkür ederim benle konuştuğun için saraydan çıkıpta biriyle uzun uzun konuşmayalı yıllar oldu.” dedim.

“Sorun değil her zaman burdayım.”. Eğitim alanına gelmiştik çok büyük olmasada yeterince genişti Sarah içerdeydi galiba bizi bekliyordu yanına gelince ayağa kalktı, “Günaydın size, George hançeri beğendinmi biz yaptık.” dedi bende şaşırdım çünkü ustalık gerekirdi bunun için hançeri kınından çıkartıp elimde tuttum ve inceledim tekrar. “Evet beğendim tabiki de gerçektende çok uğraşmışsınız anlaşılan teşekkür ederim.” dedim. “Bişey değil savunman için koydum Andreas’a gösterme ama olur mu?”, dedi Festan bana fısıldayarak, ismini öğrendiğim iyi oldu Andreas demek ki, “Tamam göstermem.” dedim kafamı sallayarak.

“Hadi yerini al başlayalım artık.”. Yerimi aldım ve ellerimi ileriye uzattım her an hazırlıklı olmak için her an bişey atabilirlerdi üstüme.

Festan öne çıktı ve sayısı belli olmayan yuvarlak ateş topları oluşturdu havada üzerime yağdırdı hepsini bende bana ulaşmadan önce hada buz gibi rüzgar estirip anında buza çevirdim ve geri püskürttüm festan hepsini yere serdi ama dahada güçlü olmaya çalıştım tekrar ama bu sefer dikenliydi şekilleri sıra sıra bana atmaya başladı karşılık olarak yerden buz kristalleri çıkarttım ama festan diğer eliyle eritiyordu kristallerimi bende karşılık verdim ağzımdan buzlu bir hava çıktı çok kuvvetli ama minik bir fırtına Festanı havaya uçurdu alanda etrafa çarpıyordu ama durduramıyordum sonunda zihnimi boşalttım ve yok oldu Festan yere çakılmadan Sarah yerden yumuşak yapraklı bitkiler çıkarttı neyse ki bende yanına gittim başına eğildim, “İyi misin özür dilerim kontrolümü kaybettim.”

“Sorun yok bişey olmadı,” Sarah varken güçlü olmaya çalışıyordu ama kendimi gülmemek için zorladım ve başka tarafa baktım.

Festan ayağa kalkarak “Sandığımdan daha güçlü çıktın. Andrea’sın ordusuna gönderdiğin hortum kadar değildi ama olsun dışarda denemeye ne dersin.” dedi bana bakarak.

“Dışarımı teyzem beni arıyorken mi bizi bulursa sizi alır.” dedim kızarak.

“Hayır ordan bahsetmiyorum gizli bahçe yani diğer taraf burası tek bir yer değil daha güzel yerlerde var.” dedi inanamıyordum çünkü ben sadece burası diye düşünüyordum.

Beni başka bir tarafa götürüyordu en uç noktaya Sarah duvara yaklaştı “Geri çekilin.” Festan beni geriye itti hafifçe ve Sarah ellerini duvara koydu kuru çamurlar çözünmeye başladı ve kökler çıktı yem yeşil oldu birden ve duvardaki kökler toprağın içine çekildi içeriye baktığımda harika bir görüntü çıktı ortaya yeşil bitkiler ve ağaçlar birbirinden güzel çiçekler ve havası çok güzeldi havada uçuşan ışıklı böcekler ve karanlık bir gökyüzü ama tavanı aydınlatan taşlar vardı sitrin taşları içlerinde ışık yanıyordu biraz olsun aydınlanıyordu içeriye ilerledik ilerde ağaçların arkasında bir ev vardı çok büyük değildi ama olsun yeterdi bence bitkilerle ilgilenen biri vardı elleriyle dokunduğu bitkiler hızla büyüyordu yeşil saçları ve yere uzanan beyaz elbisesi vardı biz yaklaşınca bize baktı ve yüzü güldü Saraha bakarak “Abla napıyorsun bu yakışıklı kim?” dedi beni göstererek. “Yeni geldi George bu kardeşim Olivia, Olivia buda George.” dedi bana sanki yıllardır tanıdığıymış gibi bakıyordu rahatsız olmuşçasına Festanı kendime koruma yapmıştım Festanın kulağına “bu kız niye bana bakıyor böyle,”

“Seni tavlıyor heralde ne bilim git sor.” gözlerimi devirdim.

“Çok yardımcı oldun Festan.” dedim alay edercesine bana bakarak güldü.

“Onu sinirlendirme yoksa burası başımıza yıkılabilir en son depremde bizi taşın altında bırakıyordu az kalsın.” dedi ağzının kenarı kıvrıldı.

Sonra evin içine ilerledik Sarahın dediğini duydum “sevgilisi var rahat bırak onu.” oda tamam dercesine kafasını salladı. Küçük bir salona geçtik uçta sandalye ve masa vardı iki taraftada koltuk vardı rahattı en azından biraz konuştuk ve çıktık evden geri döndük akşamdı ama hala yorgundum yatağa geçtim ve dinlenmek istedim ama rahat yoktu bu yataklar sertti biraz bekledikten sonra gece olduğunu hissediyordum ve gözlerimi kapattım uykuya hakim olmayı bekledim.

......Saraydaydım koridorda bekliyorum duvarın arkasına geçmiş bir şekilde mor pelerinli yüzünü göremediğim biriydi kadın olabilirdi bir süre muhafızlara baktıktan sonra asasını doğrulttu ve nöbetçilerin gözleri parladı ve dondular asa Laura’nınkiyle aynıydı ama ondan emin değildim arkasından sessizce gidiyordum sarayın dolamaçlı koridorlarında geziniyordu ve en sonunda bir tablonun önüne geldi tabloyu hafifçe kaldırdı ve karanlık bir delik vardı bende koşarak deliğe girmeye çalıştım ve işte içerdeydim duvarlarda farklı semboller vardı yazılar vardı ama anlamıyordum koridoru takip ettikten sonra bir yere vardım büyük bir oda burası tanıdık gelmişti ışınlanma odası kadın bir kase çıkarttı içinde beş tane ateş taşı yani sitrin vardı bunları ortadaki deliğe döktü ve sonra mavi taşları çıkarttı onlarıda döktü içine mor taştan oluştu beş tane boyutça diğerlerinden farklıydı sonra asayı çıkartıp birşeyler söyledi ve mor duman sardı etrafı salonda daireler çiziyordu ve benim gözlerim bulanıklaştı Uyan

Uyan

Uyan... Kimdi o neden uyanmamı istiyorsun gözlerimi açtığımda ter içindeydim başımda Festanla Sarah vardı elimle sıktığım yatağı buza çevirmiştim Festan eritiyordu ama karşı koyamıyordu Sarah altıma büyük yumuşak yaprak sermişti sonunda uyanmıştım sanki kendimi daha güçlü hissediyordum. “Neler oluyor bilmiyorum ama hiç iyi şeyler olmayacak.” Dedi Festan.

Loading...
0%