@moonliiighht
|
Hikayeme ve dünyama hoş geldiniz arkadaşlar! Umarım beğenerek okuyacağınız bir hikaye olur. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen. 🤍 Yorumlarınız benim için çok değerli. Buraya hikayeye başladığınız tarihi bırakabilirsiniz . İyi okumalar! ⚪️
Genç kız bir el tarafından sertçe dürtülmesiyle beraber gözlerini açtı ve karşısında yakın arkadaşını görünce gülümseyerek gözlerini ovuşturup yerinde doğruldu. "Günaydın Kader." dedi ve ardından tekrar başını yastığa koydu kafasını. Kader inatla arkadaşının kolunu dürtmeye devam edip konuşmasına devam etti. "Kalk Müge hadi üniversitenin ilk günü bugün. Hazırlan da kahvaltımızı dışarıda edelim. " Müge onun söylediklerini duymazlıktan gelerek gözlerini kapattı. Kader, arkadaşı Müge'nin hala uyukluyor olduğunu görünce "Sen nasıl üniversiteli oldun ya böyle?" dedi gülerek. "İlk günün bugün, insan biraz heyecanlanır. Ama sende nerede bu heyecan? Yataktan kalkmıyorsun." Mügenin kendisini duymazlıktan geldiğini görünce pes edişle yatağın ucundan kalktı. "Aman ne halin varsa gör!" Ardından odadan çıkıp banyoya gitti. Müge arkadaşının gitmesiyle birlikte yavaşça gözlerini açtı. Müge, arkadaşı Kader ile liseden beri en yakın arkadaştılar ve ikisi de birbirlerinin tek dostuydu. İkisinin de birbirinden başka arkadaşı yoktu. Birbirlerine her şeylerini paylaşırdılar ve hem sevinçlerini hem de üzüntülerini paylaşıp birbirlerinin duygularına ortak oluyorlardı. Birbirlerine anlatmadıkları hiçbir şey yoktu. Müge bugün üniversiteye başlayacaktı, üniversitenin ilk günüydü. İşletme bölümünü kazanmıştı. Kader ise istediği bölümü kazanamadığı için bir sene daha çalışarak sınava girmeyi karar vermişti üstelik sınava daha kolay hazırlanabilmesi için yakın bir zaman önce dershaneye başlamıştı. Müge yatağından tembel tembel kalkarak önce pencereyi açıp odasını havalandırdı ardından yatağını topladıktan sonra Kaderin odaya girmesiyle beraber lavaboya gitti. Evet arkadaşının da dediği gibi bugün heyecanlı olması gerekirdi. İlk gündü sonuçta. Fakat aksine hiç heyecanlı hissetmiyordu kendisini. Müge makyajını da yaptıktan sonra aynada kendisini beğeniyle süzdü. Üzerine pembe crop bir sweatshirt ve altına da kot pantolon giymişti. Saçlarını maşayla şekil veren arkadaşına çevirdi başını. "Kader alt tarafı dershaneye gideceksin, bu ne uğraş bu kadar sabah sabah?" "Of ya!" dedi Kader sitemle. "Güzel görünmek suç mu şimdi? " "Bu kadar uğraşmana gerek yok yani." dedi Müge düz bir sesle. "Olsun." dedi Kader umursamaz bir şekilde omuzunu silkip. "Uğraşıyorsam kendim için uğraşıyorum." "Peki." dedi Müge arkadaşının cümlelerine gülerek. "Ben kahvaltılık bir şeyler hazırlayayım bize o halde. Tost yer misin?" Kader maşanın fişini çektikten sonra maşa ile dalgalanan saçlarını hafifçe bozup yaydı. "Kahvaltıya gitmeyecek miydik?" "Boş ver ya. Ben hazırlarım şimdi beş dakikada. Hiç gidesim yok." "Tamam. Ben de sana yardım edeyim o halde." İki genç kız kahvaltılarını ettikten sonra aynı zamanda ortalığı toplamayı da ihmal etmemiştiler. Müge banyoda dişlerini fırçaladıktan sonra kol çantasına not defteri ,kalem ve cüzdanını koydu. Kader de aynı şekilde Müge gibi hazırlandıktan sonra iki genç kız hava serin ve rüzgarlı olduğu için kot ceketlerini ellerine alarak evden çıktılar. Müge üniversitesine, Kader ise dershaneye gitmek üzere birbirleriyle vedalaştılar.
⚪️
Müge, fakülte binasının içinde ilerlerken cep telefonuna indirmiş olduğu ders programına bakarak göreceği dersin sınıf numarasını öğrendikten sonra telefonunu cebine koydu ardından başını kaldırıp sınıf numaralarını gösteren tabelalara baktığında ders göreceği sınıfın bir üst katta olduğunu öğrendi. Müge merdivenlerden çıktıktan soldan ikinci sınıfa girdi ve tekli boş sıralardan birisine oturdu. Sınıfta bir kaç insan topluluğundan başka kimse yoktu ve herkes kendi halindeydi. Müge merakla etrafına bakınırken heyecanlı olmazsa da dersleri ve üniversite ortamını çok merak ediyordu. "Ayy zor buldum sınıfı ya! Tabelaları karıştırdım hep yanlış yöne gidip durdum." Müge yanına doğru yaklaşan kişinin sinirle söylenmesine güldü ve aynı zamanda yanına oturan kıza incelercesine baktı. Zayıf olması fiziğinin güzel kılmasını sağlıyordu ve uzun kahverengi dalgalı saçları, açık kahve gözleriyle beraber güzel biçimli dolgun dudaklarıyla çok güzel bir kızdı. "Benim bulmam pek zor olmadı." dedi Müge gülümseyerek. Kız Müge'ye dönerek dostane bir tavırla elini uzattı. "Nisa ben." "Müge." Müge, Nisanın uzattığı elini sıktıktan sonra birbirlerine tanıştıklarına memnun olduğuna dair cümleler sarf ettiler ve birbirlerini tanımak adına bir takım sorular sordular. "İlk günün mü senin de Müge?" "Evet ilk günüm." dedi Müge başını sallayarak. Daha da konuşmamıştılar birbirleriyle. Bir süre sonra sıralara oturan insanlar çoğalmaya başlamıştı ve sınıf bir hayli kalabalıklaşmıştı.Hocanın sınıfa gelmesiyle beraber Müge sabahtan çantasına koyduğu not defteri ve kalemini çıkartarak sıraya koydu.Herkes hocanın anlattıklarını pür dikkat dinleyip not alıyorlardı ve Müge'nin hızlı hızlı yazmaktan bilekleri ağrımıştı. Bir anlığına kafasını Nisa'ya çevirdiğinde Nisanın rahat tavırlarla telefonuyla oynadığını ve not almadığını gördü. "Sen de not alsana." Nisa gözlerini telefondan kaldırmayıp Müge'ye bakma gereği duymayarak "Uğraşamam şimdi notla falan." dedi. "Bir ara senden notları alırım fotoğrafını çekip." Müge onun bu tavrına sinir olsa da hiçbir şey söylemeyip başını defterine çevirerek hocanın söylediklerini not almaya devam etti.
⚪️
"Müge kahve içelim mi okulun kafeteryasında? Hem hava almış oluruz." Müge, Nisanın teklifine olumlu yanıt vermesiyle ikisi de sınıftan çıkmıştı. İki buçuk saat aralıksız dersin ardından ikisi de yorulmuştular hatta Nisa dersin yarısını dinleyip yarısını dinlemeyerek telefonla oynayıp sıranın üzerinde uyuklamayı tercih etmişti. İkisi de kahvelerini aldıktan sonra cam kenarında en köşedeki kahverengi yuvarlak masaya yerleştiler. Müge telefonunu eline aldığında kendisine Kaderden gelen mesajı açtı. "Üniversite nasıl gidiyor? Ortam yapabildin mi?" Müge'nin telefondaki mesaja gülmesi Nisanın dikkatinden kaçmamıştı ve Müge mesaja şöyle cevap yazdı. "Ortam yapmadım da Nisa diye bir kızla tanıştım şu an kendisiyle kahve içiyoruz." Müge mesajı gönderdikten sonra telefonunu masaya koydu ve önündeki kahvesinden bir yudum alırken Nisa gülerek imalı bir sesle konuştu. "Sevgilinle mi mesajlaşıyorsun?" "Hayır bir arkadaşımla mesajlaşıyordum." dedi Müge gülümseyerek. Nisa tek kaşını kaldırarak sorularına devam etti. "Arkadaş derken, konuştuğun birisi falan mı var?" Müge başını olumsuz anlamda salladı. "Kader diye bir arkadaşımla konuşuyordum. Kendisi en yakın arkadaşım olur da." "Anladım canım." Müge sırf onunla muhabbet etmek için sordu. "Senin var mı birisi konuştuğun? Ya da sevgilin?" Nisa "Benim son bir senedir ilişkim yok." derken bakışlarındaki üzgünlük Mügenin dikkatini çekmişti. Devam etti konuşmaya Nisa. "Yani son ilişkim kötü bir şekilde sonuçlandı. Erkek arkadaşımı bir kızla yakınlaşırken gördüm." "Kötü sonuçlanmış gerçekten." dedi Müge üzgün bir şekilde. "Unutması zor ama. Üzülme artık sen de. Önüne bak." Nisa eline kahvesini alıp etrafına bakınırken "Öyle yapıyorum." dedi. Kahvesini içerek etrafına bakınırken gözleri duvar dibinde oturan iki kişiye kaydı. Kahverengi saçlı, esmer tenli, çıkık elmacık kemiklerine sahip olmasıyla beraber kemikli yüz hatlarına sahip olan kirli sakallı çocuk birden bire Nisanın dikkatini çekmişti ve Nisa o çocuğu göz hapsine alarak hayranlıkla onu izlemeye başladı. Çocuk ise karşısında kendisine bir şeyler anlatan kişiye aldırmayıp telefonuyla oynuyordu. Esmer çocuğun karşısında oturan kumral ve beyaz tenli çocuk ise birisi tarafından göz hapsine alındığını hissederek başını Nisaların yönüne çevirdiğinde yanılmadığını anladı. Nisa telefonundan Kaderle mesajlaşmaya devam eden Müge'ye seslendi. "Müge benim işaret ettiğim yöne bak bir , masada oturan esmer bir çocuk var. Acayip yakışıklı. Yüz hatları çok çekici gözüküyor." Müge Nisanın cümlesiyle beraber kafasını masadan kaldırarak Nisanın kaşlarıyla sağ tarafı işaret ettiği yöne baktığında masanın boş olduğunu görmüştü. "Yok orada kimse ben göremiyorum Nisa." "Yanlış yöne bakıyorsun ondan." dedi Nisa hafif bir çıkışmayla." Benim gösterdiğim yöne baksana." Nisa kaşlarıyla tekrar o yönü işaret ettiğinde Müge tekrar onun gösterdiği yöne baktı fakat onları hala göremiyordu. Onların yerine tek başına oturan sarışın bir çocuk görmüştü. "Sarışın bir çocuk oturuyor. " Nisa bıkkınlıkla gözlerini devirdi ardından onların olduğu tarafa baktığında kumral beyaz tenli çocuğun kendisine selam verircesine gülümsediğini gördü. Nisa da onun bu selamına karşılık vererek gülümsedi. Esmer çocuk ise sandalyeyi agresif tavırlarla iterek masadan kalktı ve kafeteryadan çıktı. Kendisine doğru bakıp cevap bekleyen Müge'ye gülümsedi. "Boş ver. Kalktı zaten masadan dışarı çıktı herhalde." Müge omuz silkerek "Peki." dedi ve ardından tek kelimelik cümlesine ilavede bulundu. "Senin de kahven bittiyse sınıfa gidelim mi? Ders başlayacak şimdi." Nisa'nın "Olur." demesiyle beraber ikisi de masadan kalktılar kafeteryanın çıkış kapısına doğru ilerlerken ikisi de duydukları bir sesle beraber arkasına döndüler. "Pardon. Bu cüzdan sizden düştü sanırım." ⚪️
|
0% |