@moonliiighht
|
"İyi okumalar!" ⚪️
Nisa şaşkınlıkla karşısındaki kumral saçlı çocuğun yüzüne bakarken Müge ise çocuğun elindeki cüzdana bakıyordu. Nisa'nın karşısındaki çocuk, az önce Müge ile kafeteryada otururken beğendiği esmer çocuğun karşısında oturan çocuktu hatta birbirleriyle selam verircesine gülümsemişlerdi. "Cüzdan benden düşmedi." Bu cümle Müge'den gelmişti. Genç adam Müge'ye bakarak , cüzdanı çevirdi ve kahverengi gözlerini soru sorarcasına Nisa'ya çevirdi. "Benden de düşmedi." Genç adam, Nisanın cümlesiyle beraber cüzdanı elinde tutmaya devam ederek yakınlarından duydukları bir sesle beraber üçü de kafalarını o yöne çevirdiler. "Allah kahretsin ya! Nereye düşürdüm ben bu cüzdanı?" Genç adam cüzdanını arayan sarışın genç kıza doğru hareketlenip onun koluna nazikçe dokunmasıyla beraber genç kız kafasını ona çevirdi."Ben yerde bir cüzdan buldum ama."Elindeki cüzdanı genç kıza gösterdi."Aradığınız bu muydu?" "Evet." dedi minnet duygusuyla gülümseyerek. "Çok teşekkür ederim." Genç kız cüzdanı alıp hızla uzaklaşırken genç adam ise ellerini kot pantolonunun cebine sokarak Müge ve Nisa'ya döndü. "Siz yenisiniz sanırım." dedi sorarcasına tek kaşını kaldırarak. "Çok mu belli oluyor yeni olduğumuz?" dedi Nisa gülerek. "Evet." dedi genç adam da gülerek. "Biz de yeniyiz. Bu arada ismim Berat." Ardından dostane bir tavırla elini uzattı Nisaya. Nisa, Beratın uzattığı elini sıkarak gülümsedi. "Nisa." Ardından Berat elini Müge'ye uzatmasıyla beraber Müge de aynı şekilde elini sıkarak "Müge." dedi . "Tanıştığımıza memnun oldum kızlar. "dedi Berat gülümseyerek. "Peki siz hangi bölümde okuyorsunuz?" "İşletme." dedi Müge hafif bir gülümseme ile. Berat kaşlarını kaldırarak Müge'ye baktı. "Ben de işletme okuyorum." "Sen de mi birinci sınıfsın Berat?" diye sordu Müge. Berat başını salladı. Nisa "Hadi sınıfa gidelim o halde." dediğinde üçü de yan yana yürümeye başladılar sınıfa doğru. Nisa masada gördüğü esmer çocuk aklına gelince kendi kendine gülümsedi ve Berata sormadan edemedi. "Karşında oturan çocuk, arkadaşın değil mi?" dedi konuyu ondan açmak istercesine. Berat imayla gülümsedi Nisaya. Bu yüzden demek ki gözleri hep üzerlerindeydi. Yakışıklılığıyla ve soğuk tavırlarıyla dikkat çeken bir tipti. Nisanın da dikkatini çekmiş olmalıydı, tıpkı çoğu kızın dikkatini çektiği gibi. "Evet. Çok yakından bir arkadaşım olur kendisi." dedi hafif bir omuz silkmeyle. "Anladım." dedi Nisa başını sallayarak. "O da mı işletme okuyor bizim gibi?" "Evet." diye cevapladı Berat. "O da işletme okuyor." Merdivenleri bitirip sınıflarının bulunduğu kata vardıktan sonra Müge "Ben bir lavaboya gideyim." dedi yanlarından ayrılırken. "Tamam." dedi Berat. "Biz sınıftayız." ⚪️
"Ee arkadaşın nerelerde Berat? Bizimle oturmayacak mı hiç?" Uzun süren bir dersten sonra yine kafeteryaya inmiştiler. Fakat bu sefer üçü birlikte masada oturuyordular. Dersleri bugünlük bitmişti ve hemen eve gitmek istemeyip burada biraz daha vakit geçirmek istedikleri için fakültenin kafeteryasında oturmayı tercih etmiştiler. Berat Nisanın bu merakına sıkılsa da belli etmedi. "O insanlarla oturup öyle arkadaşlık kuracak birisi değil." Nisa aldığı cevapla birlikte dudaklarını birbirine bastırarak "Hmm.." dedi sandalyesine geri yaslanarak. "Arkadaş canlısı değil demek ki." Berat kollarını göğsünde bağladı. "Evet." dedi onaylarcasına. "Arkadaş canlısı değil." "Sen niye o çocuğa taktın ki bu kadar kafayı Nisa? " Deminden beri sessiz durup onların ikisini izleyen Müge sonunda konuşup lafa karıştı. "Merak ettim." diye cevap verdi Nisa. "İlgimi çekti sordum. Ne var bunda?" "Meraklı birisin anlaşılan." dedi Berat hafif bir gülümseme ile Nisaya. Nisa da ona hafif bir gülümseme ile karşılık verdi. "Evet. Biraz öyleyimdir." Müge başını çevirip etrafına bakınırken birden bire kapıyı açıp içeriye yavaş adımlarla giren kişiye takıldı gözleri. Gözlerini o kişiden hiç ayırmadan bakıyordu Müge. Kahverengi - kumral karışımı dağınık saçları ve çatık kaşlarıyla umursamaz bir görünüm sergiliyordu. Çıkık elmacık kemikleri ve keskin yüz hatları yakışıklılığını fazlasıyla ortaya koyuyordu. Uzun boyluydu ve ince bir yapısı vardı. Gözlerini o kişiden hiç ayırmadan izlercesine baktığında oturdukları masaya kadar gelmiş olduğunu gördü. Nisayla Müge'ye doğru bakmamıştı bile hiç. Sanki masada tek Berat oturuyorcasına ona yöneldi hemen. "Gelsene bir." Güzel kadifemsi tok sesi her iki kızın da kulağına dolduğunda Nisa hayranlıkla iç çekerek karşılarında dikilen yakışıklı çocuğa baktı. Fakat az önce cümlesini hiç kibar bir şekilde sarf etmemişti. Sert ve kabaydı. Berat arkadaşına düz bir ifade ile bakıp "Ne oldu Baran?" dedi. Baran.Bir isim ancak bu kadar yakışabilir diye geçirdi içinden Müge. İsmi ona o kadar çok yakışmıştı ki. Sanki başka bir isim ona yakışmayacakmış gibi. "Gel diyorsam gel! İkiletme lafımı bana!" Berat, onun çıkışırcasına bağırmasına karşılık ayağa kalktı ve onunla birlikte ilerledi. Kızlar onun durup dururken bağırmış olmasına bir anlam veremeyip birbirlerine baktılar. "Neden bağırdı o öyle durup dururken? Bir şeye mi sinirliydi acaba?" Nisa'nın dile getirdiği cümleleri "Berat da buna alışkınmış gibi görünüyor." diye cevap verdi Müge destekleyerek. "Görmedin mi hiçbir karşılık vermeden kalktı gitti onunla. Zaten bağırmadan önce de sesi sert çıkmıştı." Kendisine tanımadan ön yargıyla yaklaşmak istemezse de onun az önceki davranışları içinden kaba ve sert olduğunu yorumlatmıştı Müge'ye. "Yakışıklı olduğunu kabul etmek lazım." diye konuştu Nisa hayran olmuş bir şekilde. Müge gözlerini kısmış Nisaya bakıyordu. "Sen bu kaba saba çocuğu mu merak ediyordun bu kadar?" "Merak ettiğim kadar varmış, değil mi?" Müge ayağa kalkıp sandalyesine astığı çantasını koluna taktı. "Gidiyorum ben Nisa. Sıkıldım. " "Berat gelsin. Ben de kalkarım zaten. Otur otur hep aynı bir şey yok." İki genç kız birbirleriyle vedalaştıktan sonra Müge evinin yolunu tuttu. ⚪️
"Kızım üniversitede ilk günün nasıl geçti bakayım?" Müge çatalını tabağına bırakarak iştahla makarnasını yiyen annesi Banu Hanıma yönlendirdi bakışlarını. "Güzel geçti anne,gayet güzeldi. Daha ilk hafta olmasına rağmen bugünkü dersimize giren hocalar ders işledi. " "Arkadaş edindin mi bakayım?" dedi Banu Hanım Müge'ye gülümseyerek. "Edindim sayılır." "Sevindim senin adına güzel kızım." İkili bu cümleden sonra sessizce yemeklerini yemiştiler ve anne kız birlikte film izlemek için salona geçtiler. Müge tenceredeki patlamış mısırı tabaklara koyduktan sonra salona annesinin yanına geldi. "Anne buldun mu film?" Müge tabakları sehpanın üzerine koyup annesinin yanına usulca oturdu. Banu Hanım bulduğu filmlerden birisini açıp başlattığında Müge televizyona bakıp gözlerini devirdi. "Anne bu filmi izlemiştik." "Öyle mi kızım?" dedi filmi kapatırken. "Hatırlamıyorum başka açalım o zaman." Banu Hanım başka bir film bulup açtığında anne kız mısırlarını yiyip keyifle filmi izlediler. ⚪️
Müge fakültenin bahçesinde yürürken bir haftanın hangi ara bu kadar çabuk geçtiğini düşündü. Nisa ve Beratla iyice kaynaşmıştı fakat o kaba saba diye adlandırdığı çocuğu bir daha görememişti. Ders göreceği binaya girdikten sonra merdivenlerden çıkıyordu ki karşısında inen kişiyle çarpışmasıyla beraber burnu çarptığı kişinin göğsüne çarptı. Burnunun acısını hissederken aynı zamanda göğsünden gelen keskin ve bir o kadar da ferah parfüm kokusu Müge'nin başını döndürmüştü.Müge kafasını kaldırdığında karşısında o kaba saba diye adlandırdığı çocuğu görmeyi beklemiyordu. ⚪️ |
0% |