"İyi okumalar!"

⚪️

Müge acıyan burnunu ovuştururken aynı zamanda yakınındaki yüze hayranlıkla baktı. Koyu renkteki dağınık saçları ile hafif kirli sakalları, uzun ve kemikli yüzüyle uyum içerisindeydi. Çok yakışıklıydı karşısındaki genç adam. Geçen hafta gördüğü kaba saba olarak adlandırdığı kişi, Barandı. Karşısındaki kızın kendisine olan hayran bakışlarının aksine bakışları ifadesizdi. Yine her zaman olduğu gibi kaşları çatıktı.

"Hoşuna gittiyse bir daha çarpışalım istersen."

Müge onun imalı ve sert sesi üzerine kendisine gelerek "Pardon görmedim ben seni." dedi. Müge hala ona incelercesine bakmayı sürdürürken birden bire heyecanlandığını hissetti. Fakat duyduğu bu saf heyecana anlam verememişti. Belki de yakışıklı oluşundan dolayı kısa süreli duyduğu bir hayranlıktı. Genç adamın bakışları her ne kadar ifadesiz de olsa sanki derin ve anlamlı bakıyor gibiydi.Baran ise Müge'nin kendisini bu kadar dikkatli bir şekilde incelercesine bakmasından sıkılmıştı.

"İncelemen bittiyse önümden çekil!"

Müge onun güzel ve bir o kadar da sert tok sesiyle beraber ona geçmesi için müsaade ettiğinde Baran, Müge'nin yanından geçerek ellerini cebine koyup merdivenlerden indi. Müge onun cümleleriyle birlikte ona rezil olmuş gibi hissetti bir anlığına ona bu kadar uzun uzun baktığı için. Aynı zamanda utanmıştı da bu yaptığından. Hemen koşar adımlarla merdivenleri çıkarak sınıfına ulaştığında nefes nefeseydi .

Müge sınıftan içeriye doğru girerken Nisa ise orta kısımlarda tek başına oturduğu yerden Mügeyi görüp kolunu kaldırarak ona doğru seslendi.

"Müge!"

Müge sesin geldiği yöne kafasını çevirdiğinde Nisanın kendisini çağırdığını gördü ve ona gülümseyerek Nisanın yanındaki tekli sıraya yerleşip üzerinden çıkardığı siyah deri ceketini ve çantasını oturduğu sandalyenin arkasına astı. Müge'nin nefes nefese soluklanmasına Nisa gülmeden edemedi.

"Hayırdır nefes nefesesin. Sakin ol, daha ders başlamadı."

Müge nefes alışverişi normale döndükten sonra Nisa'ya gülümsedi. "Merdivenler yordu beni ondandır."

"Evet merdivenler yorucu haklısın."

Nisa Müge'ye hak verdiğini belirten cümlesini dile getirdikten sonra ayağa kalkarak cep telefonunu pantolonunun cebine koyup Müge'ye döndü. "Ben lavaboya gidiyorum, gelecek misin sen de?"

Müge başını olumsuz anlamda sallayarak "Yok gelmeyeceğim." dedi . Nisa onun bu cümlesi üzerine 'Sen bilirsin ' anlamında omuz silkerek lavaboya gitmek üzere sınıftan çıktı .

⚪️

Müge pür dikkat hocanın beyaz tahtaya yazdıklarını deftere geçirirken Nisa ise boş boş etrafına bakınmakla meşguldü.

Bir anlığına açılan sınıfın kapısı ile birlikte başını o yöne çevirdi Nisa ve pişkin adımlarla içeri giren iki tanıdık yüze baktı. Müge'yi dürterek heyecanlı bir şekilde "O geldi." dedi. "Baran."

Müge onun cümleleri ile birlikte kafasını kaldırdığı an biraz önce kendisiyle çarpışan genç adamı gördü. Baranın da gözleri Mügede takılı kalmıştı ve sanki ona kilitlenmiş gibiydi. Baran , arkadaşı Berat ile yerine geçene kadar gözlerini Müge'den ayırmamıştı ve Müge ile Nisa da gözlerini Barandan ayırmamıştılar.

Berat Nisanın hemen yanındaki boş yere otururken ,Baran ise Müge'nin yanındaki boş yere oturmuştu. Baran siyah deri ceketinden çıkardığı sigarasını, üzerinde Fenerbahçe arması olan çakmağını ve telefonunu sıraya koyarken erkeksi şekilde bacak bacak üstüne atıp rahat bir oturuşa büründü. Müge'nin kendisine olan incelercesine bakışlarını üzerinde hissederken başını ona çevirip sorgularcasına sol gözünü kırptı.

"Yine bana öyle bakıyorsun. Biraz önceki gibi. Hoşuna gittim sanırım."

Müge onun ego ile sarf ettiği cümle ile birlikte gözlerini devirirken aynı zamanda karşısındaki yakışıklı genç adama bakmaktan kendisini alamıyordu. Nisa'nın da bakışları aynı zamanda Baranın üzerindeydi ve ikisinin konuşmalarını dinlemeye çalışsa da pek duyamıyordu. "Yani şey." dedi gevelercesine Müge. "Çarpıştığım kişi ile aynı sınıfta olduğumu bilmiyordum sadece. Ondan öyle baktım sana. Rahatsız etmek değildi amacım."

"Rahatsız olmadım." dedi Baran boş bir sesle. "Alışkınım bu bakışlara." Elini saçlarının arasından geçirdi. "Hep bunlar yakışıklı oluşumuzdan."

Müge onun ego barındıran davranışları ile birlikte bakışlarını ondan çekip tahtaya bakarak "Kaba saba olduğu kadar egolu da." diye mırıldandı kendi kendine.

Mırıldanmasını duyan Baran ona tam cevap verecekken sınıfta oluşan ufak gürültüyle birlikte hoca önünü dönerek hala daha kendi aralarında konuşmayı sürdüren ikiliye uyarırcasına sert bir dille çıkıştı. "Siz. Çıkın dışarıda devam edin konuşmanıza. Dersi dinleyenlere engel olmayın."

Nisa'yla Berat başta olmak üzere sınıftakilerin çoğunun bakışları onlara dönmüştü. Müge mahcup bir şekilde sessizce hocaya bakarken Baran sıraya koyduklarını siyah deri ceketinin iç cebine yerleştirip sert tavırlarla sandalyeyi ittirerek ayağa kalkıp "Dışarıda devam ederiz biz de o zaman." dedi küstah tavırlarla.

Hoca bu cümle üzerine sinirden deliye dönmüş şekilde en sert bakışını atarken Baran pişkin adımlarla kapıya doğru ilerledi ve ardından hala mahcup mahcup oturmayı sürdüren Müge'ye çevirdi bakışlarını. "Sen hala oturuyor musun? Hocanın ne dediğini duymadın herhalde."

Nisa Mügeyi kolundan dürterek "Çıkalım hadi ya." dedi kısık bir sesle eşyalarını toparlayıp ayağa kalkarken.

Müge hocanın kendisine olan sert bakışlarından ürkerek alelacele eşyalarını topladı ve peşlerinden gelen Berat ile birlikte dördü de sınıftan çıktı. Baran sınıftan çıkarken kapıyı sertçe kapatmayı ihmal etmemişti. Ardından okulun kafeteryasına inip kahvelerini aldıklarında en köşedeki masaya geçtiler.

"Hoca senin yüzünden dersten attı bizi." dedi sitemle karşısında oturan Barana Müge.

Baran yüzüne alaylı sırıtmasını yerleştirdi."Niye benim yüzümdenmiş?" dedi ukalalıkla."Çıkmasaydın dersten özür dileyip oturmaya devam etseydin yerinde.Ben mi dedim sana çık diye?"

"Sen niye özür dilemedin hocadan?" diye sordu Müge. "Bu yaptığın saygısızlıktı."

Oturduğu sandalyesinde yayılarak "Olabilir." dedi alaycı tavrını bozmadan. Tavırları alaylı olmasına rağmen ses tonu sertti.

Müge onun bu kadar öz güvenli olmasına şaşırarak başını önüne eğip sustu.Ne diyeceğini,nasıl bir cevap vereceğini bilememişti karşısındaki çocuğa.Nisa ise çocuğun kendisini görmezlikten geliyor oluşuna ve sürekli Müge'yle konuşuyor olmasına sinir olmuştu.Dayanamayıp Müge'ye sordu Nisa sinirini de sesine yansıtarak."Müge siz ne konuşuyorsunuz deminden beri?Derste de konuşup durdunuz zaten."

"Hiçbir şey." dedi Müge onun çıkan sinirli sesine anlam veremeyip. Berat da anlam verememişti sesinin o şekilde çıkmış olmasına. Nisa gülümseyerek Baran baktı."Biz tanışmadık değil mi?"

Baran boş bir ifade ile Nisa'ya bakarken Nisa elini ona uzattı. "İsmim Nisa. Senin ismini duymuştum geçen hafta sen bizim masaya geldiğin zaman. Barandı, değil mi?"

Baran onun uzattığı eline gözlerini devirerek "İsmimi biliyorsun madem niye elini uzatıyorsun bana?" dedi terslercesine.

Nisa uzattığı elini indirerek ters tepkisini alttan alırcasına "Yani sen de benimle tanış diye." dedi.

"Buradan bakıldığında seninle tanışmak istiyormuşum gibi mi gözüküyorum?" dedi Baran sert bir sesle.

Nisa onun bu kaba tavrını beklemiyor olmalıydı ki, hayal kırıklığıyla yüzü asılırken sessiz kaldı.

Baran asabi tavırlarla ayağa kalkıp sandalyesini sertçe geriye doğru ittirerek aynı tavrı kendisine izlercesine bakan Berata da sergilemekten çekinmedi. "Baksana lan işine sen!" Bu sefer bağırarak tepkisini göstermişti. Berat sessizce sanki onun bu tepkilerine alışkınmışcasına önüne dönmüştü. Nisa ile Müge , onu şaşkın gözlerle izlemiştiler.

Baranın bağırışı ile birlikte birkaç göz onların masasına dönerken Baran bu bakışları umursamadan arkasını dönüp sert adımlarla yürümeye başladı. Nisa şaşkınlığını dile getirmekten çekinmedi. "Berat, bu Baran ne kadar kaba ve sinirli birisi bu böyle!" dedi söylenircesine. "Sen nasıl arkadaşlık ediyorsun böyle birisiyle?"

"Onu ilk gördüğümüzde kaba saba birisi olduğunu düşünmekte haklıymışım değil mi?" dedi Müge kaşlarını kaldırıp çok bilmiş tavırlarla.

Berat Nisanın cümlelerine sesli bir şekilde gülerek cevap verdi. "Baran benim çocukluk arkadaşım. Aynı şekilde abisi ve kız kardeşi de. Hatta birlikte büyüdük diyebilirim sana. Onlar benim en yakınım bu hayatta, ailemden sonra. Baran evet, gördüğün gibi kaba ve sert. Ama ben onu öyle seviyorum, öyle kabul ettim. Aynı şekilde kardeşleri de onu çok seviyor her ne kadar anlaşamazsalar da. "Berat konuşmasına mola verircesine duraksayıp nefesini üfledikten sonra yeniden konuşmaya başladı. "Evet Baran yakışıklı çocuk. Bu yüzden onunla konuşmak istediğini anlayabiliyorum Nisa fakat az önce sen de gördün nasıl davrandığını. Zor birisidir Baran. Seçicidir. İnsanlarla muhattap olmaktan pek hoşlanmaz. Bu son söylediklerimi göz önünde bulundur onunla muhattap olmadan önce. Tamam mı?"

Müge de Nisa gibi Beratın söylediklerini dinlemişti. Nisa sessizce başını sallarken Berat gözlerini Müge ile Nisada gezdirdi.

"Eğer hep birlikte takılacaksak ki zaten öyle gözüküyor, zamanla siz de onun bu davranışlarına alışırsınız merak etmeyin."

⚪️

"Üniversite nasıl güzel mi? Ortamı da güzel mi?"

Müge arkadaşı Kaderin heyecanlı sorularına güldü ve onu yanıtladı. "Güzel ama öyle çok da abartılacak bir şeyi yok. En güzel yanı ise daha bağımsızsın. Lise gibi değil yani."

"Ben çok merak ediyorum ya. Bu sene gireyim şu sınava, tercihlerde ilk sıraya senin üniversiteni yazacağım. "

"Kazanacaksın. " dedi Müge arkadaşını desteklercesine. "Sen yaparsın sana güveniyorum."

"Ee anlat bakalım. Nasıl tiplerle takılıyorsun?"

Kaderin sorusu üzerine ister istemez heyecanlandı Müge. Aklına birden bire Baran gelmişti. O gizemli ve herkesten farklı olan havası bir türlü aklından çıkmıyordu. Aynı zamanda kaba saba ve sert, agresif tavırları da. Müge takıldığı arkadaşlarını ve Baranla bugün yaşadıkları anı bir bir anlatırken istemsizce gülümsemişti Baranı anlatınca. Bu da arkadaşı Kaderin gözünden kaçmamıştı. Baranın kaba , sert ve asabi davranışlarına da değinmişti anlatırken.

"Sen bu Barandan pek bir etkilenmişsin bakıyorum. "

Müge arkadaşının imalı çıkan sesi üzerine gözlerini devirerek "Ne etkileneceğim ondan be?" dedi. "Kendini beğenmişin teki, özgüven desen tavanlarda. Davranışları desen kaba. "

"Ondan bahsederken gözlerinin parlayışı gözümden kaçmadı nedense."

Müge saf bir kızgınlıkla yatağının üzerindeki yastığı arkadaşına fırlattı. Kader arkadaşının tatlı kızgınlığına gülerek yastığı Müge'ye geri fırlattı arkadaşının bu hamlesine karşılık verircesine. Müge'nin başlatmış olduğu aralarındaki bu minik savaşı bir süre sürdürdükten sonra Kader terleyip pencereyi açtı ve içeriye doğru yayılan serin havanın üzerine ferahladığını hissetti.

Bileğindeki lastikle kahverengi ve uçları sarı boyalı saçlarını at kuyruğu yaparken "Şu Baranın bana bir fotoğrafını göstersene merak ettim." dedi Kader.

"Yok ki ben de fotoğrafı nereden olsun." diye cevap verdi Müge.

"İlla ki İnstagram kullanıyordur."

Müge arkadaşına hak verip telefonunu eline alarak Beratın takip ettiklerinden Baranı bulmaya çalıştı ve sonunda koyduğu profil fotoğrafından bulmuştu da. Profili herkese açıktı, gizli değildi. Profiline girip baktığında sadece tek bir fotoğraf yüklemiş olduğunu gördü. Fotoğraf karanlıkta çekildiği için pek anlaşılmıyordu.

Fotoğrafı detaylıca inceleyip baktığında ayakta yan profilden çekilmiş olduğunu gördü ve dudaklarının arasında sigara vardı. Dağınık saçları, üzerindeki siyah paltosu ve havada dağılan sigara dumanı, fotoğrafı güzel kılıyordu. Fotoğrafın beğenisi ve altındaki yorumlar oldukça fazlaydı.

"Ne kadar çok yorum var öyle!" dedi Müge kaşlarını çatıp yorumları okurken. "Yorumların çoğunu da kızlar oluşturuyor."

Kader merakla arkadaşına yaklaşıp telefonu elinden alarak kendisi inceledi bu sefer Baranı. Hayranlıkla baktı fotoğrafa. "Çocuğa özgüveni tavan falan diyorsun ama gerçekten hakkını veriyor yani. Baksana ne kadar cool. Fotoğrafta bile böyleyse gerçekte nasıl göründüğünü hayal bile edemiyorum. "Kader arkadaşının yüzüne baktı. "Yorumların çoğunun kızların oluşturması çok normal bence Müge. "

"Bayağı yakışıklı." dedi Müge heyecanlı bir şekilde. Sıcakladığını hissederek ellerini yelpaze yapıp kendisini serinletmeye çalıştı.

Kader fotoğrafın altındaki yorumları okurken "Gerçekten de yorumların çoğunu kızlar oluşturuyor. Söylediğin kadar varmış." dedi ve o sırada yanlışlıkla parmağı çarpıp beğeni butonuna bastı.

Telaşla beğeniyi geri alırken dudaklarını ısırıp suçlu şekilde Müge'ye baktı. "Müge ben yanlışıkla Baran'ın fotoğrafını beğendim."

"Ne yaptın?" dedi Müge şaşkınlıkla. Rezil olmuştu işte Barana. "Ama hemen beğeniyi geri çektim."

"İnşallah ona bildirim gitmemiştir." dedi Müge panik dolu bir sesle. "Rezil olurum yoksa."

"Neden rezil olacaksın canım? Yanlışıkla elin çarptı işte. Bayıla isteye beğenmedin ya . Rezil olunacak bir şey yok bunda."

"Senin elin çarptı." dedi Müge ters bir sesle.

Kader Baran'ın profilinden çıktıktan sonra ekranda gördüğü bildirimle birlikte adeta sevinçten uçtu. Coşkulu bir sesle arkadaşına "Baran sana istek atmış. Seni takip etmek istiyor." dedi.

⚪️