Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@moonliiighht

Hikayeme ve dünyama hoş geldiniz arkadaşlar! Umarım beğenerek okuyacağınız bir hikaye olur.🤍

Buraya hikayeye başladığınız tarihi bırakabilirsiniz .

 

⚫️

 

Kız arabasına yaslı şekilde duran adama ağlayarak sıkıca sarıldı.Adam kızın başını okşayıp kulağına fısıldayarak "Şşşt geçti güzelim." dedi yatıştıran sesiyle.Kız başını onun sıcak göğsünden kaldırarak dolu gözleriyle adamın yüzüne baktı.

"Geçmiyor Buğra.Geçmiyor."

Kızın sitemle çıkan sesi üzerine ne diyeceğini bilemedi adam.Sessiz kalmakla yetindi.Ağlamasının sebebini bile bilmiyorken ne diyebilirdi ki?Onu nasıl yatıştırıp teselli edebilirdi?Zaten birkaç gündür sevgilisinin üzerindeki durgunluğu hissedebiliyordu.Ne olduğunu sorduğunda ondan ya 'Yok bir şey.' yanıtını alırdı ya da hemen geçiştirmeye çalışıp konuyu değiştiriyordu.Daha fazla ısrarla üstüne gitmemek için kendi haline bırakmıştı kızı.Ama yine de sevgilisini bu denli üzen şeyi merak etmekten kendisini alamıyordu.

"Hala neyin olduğunu bana söylemiyorsun Serenay. Günlerdir bana neyin olduğunu söylemiyorsun." dedi Buğra sitemle sevgilisinin önüne gelen saçını kulağının arkasına sıkıştırırken."Söyle ki,geçireyim güzelim."

"Geçirebileceğini pek sanmıyorum." dedi kız gülerek hafif bir alayla.Gözlerini eğitim gördüğü fakültenin tarihi eski binası ve sevgilisinin beyaz arabası arasında gezdirdi. "Hadi arabaya binelim.Bir an önce uzaklaşmak istiyorum buradan."Ayağını hırsla yere vurdu."Bu okulu gördükçe sinirim bozuluyor."

Adam sessizce başını salladıktan sonra arabaya bindiler. Serenay emniyet kemerini takar takmaz başını arabayı çalıştıran Buğra'ya çevirerek "Sahile sür arabayı." dedi ve akan burnunu peçeteye sildi. Buğra mavi gözlerini bir an olsun yoldan ayırmadan yavaş ve dikkatlice arabayı sürerken Serenay, onun kızgın ve bağıran sesini duydu.

"Buradan bakıldığında senin özel şoförüne mi benziyorum?"

"Bir şey demedim Buğra." dedi Serenay istemsizce kendisini savunma iç güdüsüyle sesi yükselirken."Sadece sahile sür dedim.Ayrıca benimle bağırmadan da konuşabilirsin.Sen nereye istersen oraya gideriz.Senin araban sonuçta."Son cümlesini imayla söylemeyi ihmal etmemişti.

"Sana bağırdığım falan yok Serenay!"

Kız adamın hala bağıran sesini işitince gözlerini devirerek alayla güldü."Bu cümleyi söylerken bile bağırıyorsun."

"Bana hiçbir şey anlatmamandan dolayı sana kızmış olabilir miyim acaba?"Buğra kırmızı ışıklara geldiğini görünce durdu ve oflayarak kıza döndü."Üstüne gelmeyeyim kendisi ne zaman isterse o zaman anlatır diyorum ama."Hafifçe kaşlarını kaldırdı."Merak etmeye başlıyorum artık."

Sessizlikle sevgilisine baktı Serenay. Haklıydı doğal olarak.Az önceki tavrının da bu yüzden olduğunu anlamıştı.Buğra sesini yumuşatarak konuşmaya başladı."Ben senin erkek arkadaşınım değil mi?Ne zamandır birlikteyiz?Bir yıl kadar oldu değil mi?"
Serenay sükunetini koruyarak yanıtlarcasına başını evet dercesine salladı. "Hatta bir yılı bile geçmiştir belki. Bu yüzden seni bu denli üzen şeyi bilmeye hakkım olduğunu düşünüyorum."

"Haklısın." diye mırıldandı kız.

"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun Serenay. Sana aşık olduğumu da."Bu sözlerle genç kızın kalbi saf bir heyecanla kaplanmıştı.İstemsizce gülümsedi Serenay. Buğra onun yumuşak ve uzun çilek sarısı saçlarını okşayarak gözlerinin içine baktı."Hadi anlat bana.Hadi güzelim. Ne olursa olsun. Ben senin daima yanındayım. Paylaş ki üzüntüne ortak olayım."

Serenay yutkunarak adama bakarken arkadan gelen korna sesleriyle birlikte Buğra sinirle küfür ederek önünü döndüğünde yeşil ışıkların yandığını görürken korna seslerini haklı buldu ve gaza bastı. Serenay da adama bakmayı kesip önüne dönerken "Sahilde anlatacağım Buğra." dedi. "Sana söz veriyorum."

"Hadi bakalım."

Serenay onun sesindeki imayı sezse de hiçbir şey söylemedi ve sahile gidene kadar hiç konuşmadan sadece yolu izledi.

 

⚫️

Sahile geldiklerinde kayalıkların üzerine oturdular. Serenay kendisine bir sigara yakarken kayalara çarpan hırçın dalgalara baktı. Esen rüzgar kendisini üşütürken siyah deri ceketinin fermuarını boğazına kadar çekti. Sigarasından bir fırt çekerken dumanı havaya üfledi ve yanında bir hareketlenme hissettiğinde başını soluna çevirdi.

Buğranın ayağa kalktığını görürken "Simit alacağım." diye açıklamada bulundu Buğra kıza, eliyle geçen simitçiyi gösterirken. "Sen de yer misin?"

"Yemeyeceğim Buğra." dedi Serenay başını iki yana sallarken.

Buğra "İyi. Sen bilirsin." deyip omuzunu silkerken simitçiyi seslenerek durdurup yanına ilerledi. Elindeki simitle geri dönüp kızın yanına tekrar oturdu ve simidinden kopardığı küçük parçayı ağzına attı.

"Seni dinliyorum."

"Beni yargılamayacağına söz ver öncelikle ."

Buğra ağzındakini yuttuktan sonra "Ben seni asla yargılamam Serenay. Seni yargılamam için benim mükemmel olmam gerekir." dedi.

"Hiçbirimiz mükemmel insanlar değiliz zaten Buğra." diye konuştu Serenay. Aklından geçen düşüncelerle birlikte sigarasından bir fırt daha çektikten sonra dumanı üfleyip sigarasını kayalığın üzerinde söndürdü.Kaşların kaldırıp konuşmasına devam etti."Ama sana bu anlatacaklarımdan sonra bana olan tavırlarının değişmesinden korkuyorum."

Buğra kızın çenesini tutup yüzünü yüzüne hizaladı ve şefkatli sesiyle ona cevap verdi."Az önce de söylediğin gibi,hiçbirimiz mükemmel değiliz.Ayrıca sana olan tavırlarım asla değişmez, çünkü senin kötü niyetli bir insan olmadığını biliyorum." Destek olmak istercesine kızın elini tuttu ve mavi gözlerini kızın kahverengi gözlerine hizaladı. "Seni çok seviyorum Serenay. Biliyorsun değil mi?"

Buğranın elini sımsıkı tutarken mavi gözlerine baktı ve başını sallayarak "Biliyorum." dedi.

Ardından kahverengi gözlerini hırçın dalgalarını kayalıklara vurmaya devam eden denize çevirip anlatmaya başladı."Seninle birlikte olmadan önce bir çocuk vardı."Buğra dikkat kesilmişcesine kaşlarını çatıp yüzünü kıza çevirdi."Arkadaşım hiç konuşmadığı,bize yabancı olan o çocuktan çok hoşlanıyordu.Çocuk başka bir bölümde okuyordu ve kafeteryaya her inişimizde o çocuğu hep görüyorduk.Arkadaşlarıyla langırt oynuyordu ya da tek başına sigara içiyordu bahçede.Hoş bir çocuktu. Esmer ve boylu posluydu."

Buğra kızın son cümlesi üzerine sinirlenip "Bana neden şimdi durup dururken elalemin çocuğunu anlatıyorsun?" dedi dişlerini sıkarak.

Serenay onu tersleyerek "Olayı anlatıyorum işte sus bir konuşma." dedi.

Buğra onun terslemesi üzerine susup başını sallarken Serenay anlatmaya devam etti."Daha sonra çocuk hep bizim oturduğumuz masaya doğru ya da bizim olduğumuz yöne doğru bakmaya başladı.Arkadaşım da haliyle çocuğun kendisine doğru baktığını düşünerek heyecanlandı. Çocuk bir süre sonra yanımıza gelip bize kendini tanıttı ve kafeteryaya her inişimizde, hava almak için fakültenin bahçesine her çıkışımızda Kutay yanımıza gelmeye başladı. Arkadaşım da böylelikle Kutayın kendisinden hoşlandığını düşünmeye başladı. Kutay bizimle dışarıda da takılmaya başladı. Kutayı severdim, çok iyi ve efendi bir çocuktu. Ağırbaşlıydı. Ki her ne kadar artık birlikte takılmazsak bile Kutayı hala çok severim, fakültede ne zaman karşılaşsak birbirimizle mutlaka selamlaşıyoruz. Her neyse, konuya geleyim. Zamanla arkadaşım adına üzülmeye başladım. Çünkü Kutay için umutlanıp duruyordu. Kutayı fena takmıştı kafaya. Artık daha fazla dayanamayıp Kutayın ağzını aradım ve böylelikle arkadaşımdan hoşlanmadığını öğrendim. Kutayla biz zaman geçtikçe birbirimize daha çok bağlanıp çok yakın bir arkadaş olmuştuk ve samimi davranışlarımız artık arkadaşımın gözüne batmaya başladı. Arkadaşım daha sonra kendi kendine kuruntu yapıp bir söylenti çıkardı. Bütün sınıfa benim Kutaydan hoşlandığımı ve kendisine ihanet ettiğimi yaymış. "Alaycı şekilde güldü. "Sözde ben Kutaydan hoşlanırmışım da arkadaşımın sevgisine ihanet etmişim de. Arkadaşımla kavga ettikten sonra hakkımdaki bu söylentileri kesmek için Kutayla arkadaşlığımı da kestim. "Gözleri dolmuş şekilde Buğraya baktı. "Bu yaşananlardan sonra da seninle tanıştım zaten."

Buğra onun yanağından aşağı süzülen gözyaşını silerken Serenay kuruyan pembemsi dolgun dudaklarını diliyle ıslattı. "Şu son bir senedir sınıfta yaşamadığım şey kalmadı. Arkadaşım yüzünden bütün sınıf bana tavır aldı. Koskoca sınıfta yapayalnız kaldım resmen. Grup ödevleri olduğu zamanlar bile kimse beni arasına almadı. Hepsini tek başıma yapmak zorunda kaldım. Son zamanlarda artık erkekler bile benimle dalga geçmeye başladı. Sınıftakilerden de o okuldan da hepsinden bıktım, okula giderken bile ayaklarım geri geri gidiyor Buğra. Onların bana tiksinerek bakıyor olmalarına katlanamıyorum artık."

Buğra kızın alnına uzun bir öpücük kondurup kendisine doğru çekerek şefkatle sarıldı. "Neden bunları bana daha önce anlatmadın? Neler yaşamışsın sen öyle."

Serenay geri çekilerek elinin tersiyle gözlerini sildi. "Anlatsaydım ne değişecekti? Sen ne yapabilirdin? Hiçbir şey yapamazdın. Ancak tıpkı şu an yaptığın gibi bana üzüntüyle bakardın."

"O seninle dalga geçen erkeklerin ağzını burnunu kırabilirdim." dedi Buğra öfkeyle. Kaşlarını kaldırdı. "Hala kırabilirim. Yarın okul çıkışı seni almaya geldiğim zaman göster sen o çocukları bana. Hepsinin teker teker gününü göstermezsem bana da Buğra demesinler. "

"Ben bütün bunları sana benim üzerimden kahramanlık taslayıp beni onlardan koruman için anlatmadım Buğra." dedi Serenay gözlerini devirerek."Çok ısrar ettiğin için anlattım. Yoksa sana anlatmak gibi bir niyetim yoktu bütün bunları."

"Belliydi zaten öyle bir niyetin olmadığı." dedi Buğra iğneleyici bir şekilde.

"Buğra böyle bir şey yapmayacaksın değil mi?" diye sordu Serenay telaşlı telaşlı."Bana edilen onca hakaretten sonra bir de kendisini savunamıyor dedirtmek istemiyorum kendime. "Umursamazca omuzunu silkti."Bırak boşver. Bu haftaki finalleri atlattıktan sonra dönem bitiyor. Ben zaten yatay geçiş yapmayı düşünüyorum benim üniversitemle eş değer bir üniversiteye.Hem notlarım da yüksek. Okulumun bitmesine kalmış şurada son iki sene.Şu son iki senemi de güzel güzel,olaysız bir şekilde geçirmek istiyorum."

Buğra kolunu sevgilisinin omuzuna atıp ona doğru sokuldu."Nasıl mutlu olacaksan öyle yap güzelim.Yanında her zaman olduğumu bil."

Serenay başını ona çevirip bir süre sessizlikle onun yüzüne baktı.Ardından aralarındaki sessizliği bozup konuşarak "Anlattıklarımdan sonra beni yargılamadığın için ve söylediğim her kelimeye inandığın için sana çok teşekkür ederim." dedi.

Buğra kızın çilli yüzüne hayranlıkla baktı."Serenay sen o kadar çok iyisin ki.Kötülük nedir bilmezsin sen. "Ardından ayağa kalkıp Serenaya elini uzattı. "Kalkalım artık." Serenay gülümseyerek onun elini tutup ayağa kalktı.

Arabaya bindiklerinde Serenay eve gitmek istediğini söylemişti ve Buğra da şu an arabasını onun evine doğru sürüyordu. Serenay yol boyunca başı cama yaslı bir şekilde Buğrayı ve aralarındaki ilişkiyi düşünmüştü. Sarıya çalan saçları,mavi gözleri,kalın pembemsi dudakları ve bronz teniyle her kızın birlikte olmak istediği türden bir erkekti Buğra. Serenay bu yüzden kendisini çok şanslı hissediyordu onunla birlikte olduğu için.Uzun boylu ve atletik vücutlu olması zaten kendisini şanslı hissetmesine yetiyordu.Sadece görünüş değildi tabii ki her şey.Buğra hiç bir zaman kendisine üzecek bir şey yapmamıştı.Güvenilirdi,anlayışlıydı ve anlayışlı olduğu kadar dürüsttü de. Serenay onun dürüst olduğunu ve kendisine hiçbir zaman yalan söylemediğini düşünüyordu.

İnşallah bir gün Buğra kendisini düşüncelerinde yanıltıp hayal kırıklığına uğratmazdı.

Serenay arabanın durmasıyla birlikte başını yasladığı camdan kaldırdı ve evinin önüne geldiklerini görünce emniyet kemerini çıkardı.Ardından uzanıp kendisine gülümseyerek bakan sevgilisinin yanağını öptü.Buğra onun yanağını okşayarak şefkat barındıran sesiyle "Daha fazla kendini üzmeni istemiyorum." dedi."Tamam mı?"

Serenay başını sallayıp onu yanıtladıktan sonra arabadan indi ve Buğra onu oturduğu apartmandan içeriye girişini izledikten sonra arabasıyla bulunduğu sokaktan ayrıldı.

 

⚫️

 

Kız üzerini giyindikten sonra saç maşasının fişini prize taktı ve ısınmasını beklemeye başladı.Sonunda kendi eski üniversitesiyle eş başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmıştı ve bugün yeni üniversitesinde ilk günüydü. Yeni bir başlangıç yaptığı için çok mutluydu.Aynı zamanda heyecanlıydı da.Bu yaptığı yeni başlangıçta kendisini neyi beklediğini bilmiyordu.Zaten herkes kendisini neyi beklediğini bilmeden yeniliklere adım atmıyor muydu? Serenay da o anlardan birisindeydi.

Eski üniversitesinde yaşadığı kötü olayları yaşamamayı diliyordu.Son iki senesini güzel bir şekilde değerlendirmek istiyordu.

Maşasının ısındığından emin olduktan sonra çilek sarısı saçlarından bir tutam alıp maşasına doladı.Uzun saçlarına maşayla dalgalı şekiller verdikten sonra sade bir makyaj yaptı kendisine.Sadece kirpiklerine rimel ve minik dolgun dudaklarına kırmızı ruj sürdü.Yüzüne fondöten sürmeyi hiç sevmezdi çünkü çillerini kapatıyordu ve çillerinin güzelliğini örttüğünü düşünüyordu.Sadece ara sıra renk tonunu eşitleyici ve kapatıcı unsuru olmayan bir krem sürüyordu o kadar.

Boynuna ve tişörtüne parfüm sıktıktan sonra son bir kez boy aynasından süzdü kendisini.Yüzündeki mutluluğu güzelliğine ek olarak yansıyordu zaten.Üzerine siyah dar pantolon ve siyah beyaz yazıları olan kısa kollu bir tişört giymişti.Sonbahar aylarında oldukları için siyah deri ceketini giydi ve sırtına da küçük sırt çantasını taktıktan sonra odasından çıkıp salonun kapısının aralığından televizyon izleyen annesine seslendi.

"Anne ben okula gidiyorum."

Annesi Gülçin Hanım kızını geçirmek için ayağa kalktı ve spor ayakkabılarını giyen kızının yanı başında dikildi. "Annem dikkat et kendine.Okula varınca bana mesaj at.Ayrıca bu sefer arkadaşlarını iyi seç.Yine üzülmeni istemiyoruz kızım."Serenay annesinin tembihlerine başını sallayıp annesini öptükten sonra evden çıktı ve evinin aşağısındaki otobüs durağına doğru yürüdü.

Serenay okulunun yakınındaki duraktan iki durak önce inerek yürümeyi tercih etmişti.İndiği durak ile okulunun arası pek fazla uzak değildi.Telefonunun çalması ile birlikte ansızın irkilip deri ceketinin cebinden çıkarıp kendisini arayan kişiyi görünce yüzünü kocaman bir gülümseme kapladı.Onun araması beklenmedikti.En son okulun son günü ayak üstü kısa bir şekilde konuşmuştular ve o konuşma esnasında okul değiştireceğini Kutaya söylemişti. Nefesini üfleyerek telefonu açıp kulağına koydu.

"Efendim Kutay."

"Serenay nasılsın?"

Kutayın canlı çıkan sesi karşısında gülümseyerek "İyiyim Kutay.Sen nasılsın?" dedi Serenay da sesini canlı tutmaya çalışıp.

"İyiyim ben de."Kutayın yutkunduğunu işitirken yürüdüğü sokaktaki bir apartmanın merdivenlerine oturdu."Son konuştuğumuzdan beri nasılsın?"

Serenay bir anlığına gözlerini kapatıp nefesini üfledi."Nasıl olayım?Okulumu değiştirdim işte sonunda.Bugün başlıyor.Beni neleri beklediğini çok merak ediyorum."

"Hakkında hayırlısı olsun." dedi Kutay üzgün bir sesle."Keşke bu şekilde olmasaydı.Keşke arkadaşlığımız bu şekilde bitmemiş olsaydı.Ben arkadaşlığımızı çok seviyordum Serenay.Ben çok özlüyorum arkadaşlığımızı. Ayrıca seni de çok özledim."

"Ben de arkadaşlığımızı çok özlüyorum Kutay." dedi Serenay da üzgün bir sesle. "Harika bir ikiliydik."Ardından kocaman gülümsedi."Ama bence bana sorarsan bizim arkadaşlığımız hiç bitmedi.Sadece bu yaşananlar yüzünden birlikte takılmayı bıraktık o kadar."

"Değil mi ya?" dedi Kutay az önce çıkan üzgün sesinin aksine mutlu olmuş bir sesle. "Bu az önceki söylediklerimi hiç söylememişim gibi say, olur mu?"

"Olur."

Kutay derin bir nefes alıp verdi ve birkaç saniye süren suskunluğun ardından yutkunarak konuşmaya başladı."Serenay, müsait olduğun bir gün baş başa vakit geçirelim. Yani erkek arkadaşın için bir sorun olmayacaksa tabii."

"O benim arkadaşlarıma karışma hakkına sahip değil." dedi Serenay onun son cümlesine sinir olmuş bir şekilde.

Kutay gülerek "Sakin ol, dayak yemek istemiyorum sadece." dedi.

Serenay da gülerek ona eşlik ederken oturduğu yerden ayağa kalkıp yürümeye başladı. "Kutay benim kapatmam lazım. Okula gidiyorum şu an. Daha sonra konuşuruz, olur mu?

"Tabii olur. Nasıl istersen. "Kutay birkaç saniye süren sessizliğin ardından yine konuşmaya başladı. "Serenay kendine dikkat et, olur mu? Kimseye öyle bu kadar çabuk güvenme. Çünkü yine üzülmeni istemiyorum. "

"Merak etme." dedi Serenay gülümseyerek.

"Serenay." dedi Kutay yumuşak çıkan sesiyle. "Görüşürüz."

"Görüşürüz Kutay."

Serenay telefonunu kapatıp deri ceketinin cebine tekrar geri koyduktan sonra yeni üniversitesine hızlı adımlarla yürümeye başladı heyecanla.

 

 

⚫️

Loading...
0%