Yeni Üyelik
1.
Bölüm

(1) SÜPRİZ AKRABA

@moonpiece.24

Beklemek artık benim için sıradan bir eylem olmaya başlamıştı. Kaç saatir bekliyordum bilmiyorum. Saatler,dakikalar,saniyeler ve salliseler geçmişti. Ama o yine de gelmemişti. Hangi atamız sabır acı meyvesi tatlıdır dediyse ona ağız dolusu küfretmek istiyordum. Sabır da acıydı meyvesi de! O kadar çok beklemiştim ki benim yerime sabır taşı olsa çattlardı. Öfkem boğazdan geldi sınıra...

 

Gel artık anne!

 

Ben merdivenlerde oturmuş annemi bekliyordum. Yağmur şiddetli bir biçimde yağıyordu ve ben ıslanmaktansa annemi bekleyip onun arabasıyla eve varayım demiştim demez olaydım. Çünkü annemin geleceği yok gibiydi!

 

Yağmur yağıyor

Seller akıyor

Karmen burda sıkıntıdan patlıyor!

 

Yağmur yağıyor

Seller akıyor

Karmen içinden aklına dövüyor!

 

Okulda benden başka kimse kalmamıştı. Herkes gitmişti. Göz ucuyla saate baktığımda dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. İki saat geçmişti! Annem hiç böyle yapmazdı. Bir terslik vardı. Hızla telefonumu çıkardım ve annemi aramaya başladım."Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz" bu cümleyi toplam yedi kez duyuyordum. Bir kez daha arayacakken okulun bahçesine giren siyah Doblo araba ile rahat bir nefes verdim.

 

Annem sonunda gelmişti!

 

Bunca saatir neredeydi bilmiyorum ama iyi bir açıklaması olsa iyi olurdu. Arabanın kapıları açıldı ve içinden çıkan adamlar ile yutkundum. Arabadan inen takım elbiseli adamlar bana doğru ilerlemeye başlayınca ayağa kalktım. Takım elbiseli adamlardan birisi tam da önümde durdu. "Karmen hanım, anneanneniz sizi almamız için gönderdiler" o an korku ile bir adım geriye gittim. Bu adamlar benle oynuyorlardı çünkü benim anneannem ölmüştü. Derin bir nefes aldım ve içten içe kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

 

Her şey yolunda Karmen, her şey yolunda,her şey yolunda...

 

Sakin olduğuma karar verdiğimde ifadesiz gözlerimi ona çevirdim. "Tamam,izin verin iki dakika tuvalete gideyim" takım elbiseli bey başını sallamakla yetindi. Yavaş ve ağır adımlarla okula doğru ilerlemeye başladım. Ardından ise son hızda arka bahçeye koşmaya başladım. Bu sırada adamlardan biri arkamdan bağırmışttı. "Kızı yakalayın" hızımı artırarak daha da hızlı koşmaya başladım. Okul duvarının önüne geldiğimde duvardaki oyuntulara basarak duvarı çıkmaya başladım. Tam duvarın tepesine gelmiştim ki biri beni hırkamdan tutuğu gibi aşağıya çekti.

 

Sırtım yerle buluşunca dudaklarımdan istemsizce bir inleme döküldü. Takım elbiseli adam bana 'sen iflah olmasın' dercesine baktı. "Karmen hanım zorluk çıkarmayın size zarar vermek istemiyoruz" ayağa kalktın ve ona yumruk atmaya kalmıştım. Bakın kalkıştım diyorum çünkü yumruğum daha onun yüzüyle buluşmadan bileğimi tutuğu gibi ters çevirdi. Dudaklarımdan yüksek bir çığlık feryat etti.

 

Annecim her neredesin bilmiyorum ama gelmelisin çünkü kızın çok müşkül bir durumda ...

 

Ben ondan kurtulmak için çırpınırken o dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve kısık bir sesle konuştu. "Belli ki güzelce konuşmaktan anlamıyorsunuz o halde biz de diğer yolu seçeriz" bir anda kolumdan tutuğu gibi sürüklercesine beni peşinden götürmeye başladı. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştıkça o inatla kolumu daha da çekiyordu. En sonunda arabanın önüne geldiğimizde bir anda beni kucağına aldı ve kucağına aldığı gibi arabaya fırlattı.

 

Adam ciddi ciddi beni fırlattı!

 

Ben olayın şokunu atlatamadan başka bir adam benim elimi ve ayağımı bağlamaya başladı. Arabayı çalıştırıp beni kaçırmaları ise fazla uzun sürmemişti. Kırk yıl düşünsem kaçırılacağım aklımın ucundan bile geçmezdi! Anlamıyordum ki. Ben sıradan bir kızdım annesiyle yaşayan ve hayatı arkadaş-anne- okul üçlüsünden ibaret olan,normal bir hayatı olan normal bir kızdım. Kaçırılmak için hiçbir sebebim yoktu. Ama bu şerefsiz adamlar belli ki benimle aynı düşüncede değillerdi.

Madem beni kaçırdılar ben de onları pişman etmesini bilirdim.

 

⏳⏳⏳

 

Toplam on kez çişim var diyerek tuvalet molası yaptırmış,yirmi kez açım diyerek abur cubur aldırmış,ve canım sıkılıyor diyerek de adamların telefonunu alıp internet lerini sömürmüş ve şarjlarını en aza indirmiştim. Daha önce de dediğim gibi eğer bir şeye zorlanıyorsam,zorlandığım şeyde etrafımdakileri pişman ederdim. Mesela bir keresinde arkadaşlarım beni zorla bir kafeye getirmişlerdi. Ben de tüm kafeyi silip süpürüp cüzdanımı evde unutum diyerek tüm hesabı onlara ödetmiştim.

 

Annem bir keresinde beni zorla düğüne götürmüştü ve ben de o düğünde herkese kendi annemin dedikodusunu yapmıştım. Ay! Karmen sen ne fena birşeymişsin! Ne diyebilirim ki işte ben buyum.

 

Zoru kabul etmesini de bana zor kullananlardan intikam almasını da iyi billirdim.

 

Dudaklarımı araladığım an tüm adamlar bana korkuyla bakmaya başladı. Tabi biri hariç o da beni bulup arabaya fırlatan adamdı. Diğerlerinin aksine bir dudağının kenarı kıvrılmış beni izliyordu. Ben daha birşey diyemeden adam "yeter! Yeter lan yeter! Sıkıcam en sonunda kafasına o olacak!" Diye bağırdı. Yazık! El birliği ile adamı dellirtik Karmen! Ben de bağırarak "sıkıyorsa gevşet abicim! Sıkıyorsa gevşet!" Diye bağırdım. Bağırmam ile adam daha çok çıldırdı. Hızla belindeki silahı çıkardı ve bana doğrultu.

 

"VALLAHİ GEBERTECEM BU KIZI!" Diye kükredi. Ona küçümser bir bakış attım. "Sen önce silahının emniyetini çek de daha inandırıcı olsun!" Gözlerimi devirdim. "Allah! Allah! Ya! Size mafya olmayı da mı ben öğreticem! Tek olduğum için sizden korkttuğumu sanıyorsunuz. Belki de ben tek kişilik bir orduyum nereden biliyorsunuz?" Adam dişlerinin arasından "kes sesini! Yoksa ben kesecem!" Diye tehdit etti.

 

Amman çok korktum!

 

Beni arabaya fırlatan öküz, az önce bana bağıran adama döndü. "Akgün karşında bir çocuk var çocukla çocuk olma" çocuk mu? Daha 19 yaşındayım! Onun ağzını taklit ederek "akgön karşondo bor çocok vor çocoklo çocok olmo!" Dedim. Bunu demem ile adamlar bıyık altı sırıtı. Arabada toplam beş adam vardı topu topu tabi şoförü de saymazsak. Bıyık altı gülmeleri beni kızdırmaya başlamıştı.

 

Söylenerek "ya ben insanları ağlatmak isterken neden bana gülüyorlar ya!" Dedim. Ardından dudaklarımı büzerek "hayatımın altüst oluşunu resmen full HD izliyorum. Tam diyorum her şey yolunda aha! Yeni bir dert güncelemesi" diyerek minik bir serzenişte bulundum. Diğerleri bana kıs kıs gülerken beni arabaya fırlatan adam somurtmaya devam ederek camdan dışarıya baktı.

 

Tamam Karmen! Anladık seni arabaya fırlattı! Unut artık şunu! Bu kadar kindar olmak benim suçum değildi bir kere! Bir dakika boyunca konuşmadım bu sırada Akgün bana hayretle bakıyordu. En sonunda ona dönüm göz kırptım. "Hayırdır?" Sırıtarak "hayra giden yol bayırdır" dedi ve deli gibi kahkaha atmaya başladı. Ben de dahil hepimiz ona uzaylı görmüş gibi bakıyorduk. Akgün bizim gülmediğimizi fark edince gülmeyi kesti.

 

"Lan şaka Maka 1 dakikadır konuşmadın! Bu bir rekor!" Diyerek abartılı bir tepki verdi. Ona ters bir bakış atım. "Konuşsak sus diyon sussak konuş diyon işaret diliyle mi konuşayım ben! Hem merak etme ben o geveze kızlardan değilim! Ağzımdan kerpetenle laf alırlar benim!" Akgün nefesini verdi. "Ya sabır!" Araba durduğunda öküz beyciğim bir centilmenlik yaparak kapımı açtı. Onun ismini er ya da geç öğren Karmen.

 

"Adın ne?" Dan diye sorduğum soru ile bomboş bir ifadeyle baktı bana ardından ise dudaklarını araladı. Adını öğrenmeye hazır ol Karmen sonuçta ona sürekli 'beni arabaya atan' adam demeyeceksin. "Kutay ayaz karaman" nedenini bilmediğim bir şekilde ismi çok hoşuma gitmişti. Sadece kafamı salladım. Arabadan inip yürümeye başladım. Karşımdaki devasa sarayı görünce adımlarım durdu.

 

Şuan salyalarımı akıtarak karşımdaki binaya bakıyordum. Yüksek bir ıslık çaldım. "Saray yavrusu mübarek!". "beğenmene sevindim" duyduğum kadın sesi ile arkama döndüm ve gülüşüm yarıda kesildi. Tam dibimde orta yaşlı diyebileceğim bir kadın vardı. Saçları küt bir şekilde omuzlarına kadar kesilmişti. Siyah saçlarında yer yer beyazlıklar vardı. Yapılı yüzünde birkaç kırışıklık vardı. Giyim tarzı vintage olmalıydı çünkü klasik giyinmişti ve kombini baştan aşağıya beyazdı.

 

Ardından ise ikizim diyebileceğim bir kız bana doğru geldi. Benim tıpatıp aynımdı. Aramızdaki terk fark onun yüzünde çok fazla ben vardı. Aynı zamanda göz rengi ben ve yaşlı kadın gibi ela değil yeşilldi. Kadının siyah saçları beline kadar uzanıyordu. Yeşil gözleri bana hayranlıkla bakıyordu. Ben nasıl ikisini uzun süre süzdüysem onlar da bu sürede beni süzdü. Aramızdaki bu sessizliği yaşlı kadın bozdu. "Yeni evine hoş geldin torunum"

 

Bir dakika! Torunum derken! Bu nasıl olur?! benim hiç akrabam yok ki. Sadece anneanne, babaanne, ve dedelerim vardı onlar da ben bebekken bir kazadan

ölmüşllerdi...

 

O an gayet normal bir tepki verdim.

 

"WTF!"

 

Loading...
0%