Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm1

@moonstar

Arkada kalanın donu yırtık... Arkama bakmadan koşmaya başladım. Ailemin geri kalanı koşmaya gerek duymadan beni izlemeye devam ettiler,bense koşmaya.

-Bölüm1-

Okul zamanı gelip çattı, tatil bitti. Dünyanın sonu gelse uyumaya devam edebilirim ama onada annem kesin karışır. Annemin diyeceği şey sanırım "Dünyanın sonu geldi millet erkenden yola çıktı biz senin yüzünden daha evden çıkamadık" falan olurdu.

Şimdi sanmayın ki alarm çaldı ben güzelce uyandım sanmayın işte kedim suratıma oturup nefessiz bıraktı. Bazen annemin kedimi eğittiğini falan düşünüyorum. Akıllısı bizi bulmaz delisi kıçımızdan ayrılmaz lafı bizim için biçilmiş kaftan.

Yataktan kendimi aşağı atmam ve hazırlanmaya başlamam nerden baksanız bi on dakikamı aldı. Ruhum bedenime girmeyi reddederken bense avel avel etrafa bakıp hayatımı sonlandırmayı düşünüyorum. Bu sene o sene staj ve okul bir arada devam edecek koca bir okul zamanı hemde. Belkide hayatımda yapmayı başarabildiğim tek şey olan aşçılık öğrencisi ailenin medarıiftiharı bendeniz Su Ateş. Şimdi ismim ve soyismimin tezatlığı lütfen sizi güldürmesin dedim ya aile de akıllısı yok delisi çok.

Yerden kalkıp okul üniformasını giyinip rutin bakımlarımı da tamamladım. Lise son sınıf öğrencisi de olsanız o formayı giymediğinizde ilk derse yok yazılan gariban öğrencileriz işte. Devamsızlık çokta önemli değil diyemem çünkü devamsızlık kraliçesiyim üstüme tanımam. Devamsızlığı idareli kullanmak bir başarıdır.

Ev ahalisiyle oturup kahvaltı yapmışlığım "özellikle okul sabahları " olmadığından direk evden çıkıp okula doğru yürüyüşe geçiyorum. Haftanın ilk iki günü okul diğer üç gün ise stajımın olması işime geldi. Pazartesi sendromu denen lanet şeyi tam olarak yaşayan bir insanım. Okula geldiğimde yeni başlayan dokuzuncu sınıfları görmek beni duygulandırdı, bir zamanlar bende amele sümüğü gibi ordan oraya savrulurdum hey gidim hey.

Arkamdan Su Su ve Su sesini üç kez duymam canım arkadaşım derbeder, kasvetli, karamsar ve ne kadar kötü ruh hali varsa onu birebir yaşayan arkadaşım Semanın bana seslendiğini anlamış bulundum. İsmimle en iyi dalgaları geçen bu Sema insanı benim en yakın arkadaşım olur. Biryerde ondan uzaksam ismimi üç kez söyleyip ardından " -yok mu su isteyen" diye bağıran bu kişiyle mahalle arkadaşı oluyorum. Soracak olursanız okula beraber gidemiyoruz çünkü kendisi tek başına ve müzik dinleyerek yürümeyi sever daha doğrusu beni beklemeyi sevmiyor da diyebilirim.

- Yine taş gibisin bir içim Susun.

Allah aşkına bu nasıl bir iltifattır.

Semanın kafaya bi tane çakıp anlının ortasından öpüp helalim diye bağırmamı es geçersek günüm güzel başladı. İstiklal marşını okuyup canım hocalarımızın konuşmalarını dinleyip sınıflara ya Bismillah diyerek geçiş yaptık. 3 yılımı heba ettiğim canım sınıfım. Sınıf sınıf değil mübarek pembe dizi seti ne arasan var sınıfı. Öğretmenlerin sevmediği müdürün sınıfı okul haritasından sildiği terkedilmiş cinli köy misali girenin korkup besmele çektiği bir sınıfız. Hapçısı, gaspçısı yok ama ağdacısından makyajcısına herşey var. Çantalarda defter yerine bıyık ipi kalem yerine maşalar, rujlar, aynalar.

İlk dersimiz edebiyat benim en sevdiğim derslerden biridir. Öğretmenin genç bir beyfendi olmasının sevgimle alakasını sorgulamayın anlatmam. Hoca sınıfa girip gözlerini hızlıca herkeste gezdirip masasına kuruldu. Sanmayın şimdi hocaya aşığım falan değilim öyle fantezilerim yoktur. Ama bu tür olaylar kız meslek lisesindeyseniz çokça olur.

Dersin ortalarında yan tarafımda oturmakta olan Semadan gelen sesle başımı çevirdim. Salak arkadaşım kulaklığı takmış kendini kaptırmış kafasını öne arkaya sallıyor. Salladıkça kafa duvara denk geliyor. Hocanın sabır duaları eşliğinde geriden zeka arkadaşıma bir tane yapıştırmak durumunda kaldım. Şiddet yanlısı değilimdir yanlış tanınmak istemem sadece temasımı sert severim 😈.


Son zil çalmasıyla kendimizi koridorlara atmamız kalabalığa karışmamız saniyelerimizi bile almadı. Bu hızımı uyanırkende kullanmayı çok isterdim. Semayla okul çıkışı mutfak önlüğü almaya çarşıya geçtik her işimi son güne bırakmayı sevdiğimden şef önlüklerini de son gün aldım. Bir kafeye geçip kahvelerimizi içerken etraftaki kızları yorumlamayı da ihmal etmedik. Allah var güzele güzel deriz egomuz yoktur. Kafede bir erkek grubunun bakışları arasında kahve içmek zorlamaya başladığından Semaya kaçamak bakışlar atmak zorunda kaldım. Bu bakış olay mı çıkaralım yoksa olay mı olalım deme tarzım. Bu bakışım recep ivedik abimden a mı diyim b mi diyim yüz hareketidir. Sema sanırım gününde olmadığından kalkalım bakışı attı. Gönül isterdi kavga çıksın kıyametler kopsun sandalyeler havada uçuşsun ama olmadı.

"- Lan Su az güzel ol artık çok güzelken yolda yürüyemiyoruz" Demesi anırarak gülmeme neden oldu. Karı benden daha güzelken suçu bana atması gözlerimi yaşarttı.

-Sema canım kankam bal gözlüm taş gibi sarışınsın boy desen sende endam desen sende bana bulaşma.

- Sen bir içim susun ismin gibi deli soyha.

-Bir içim su yerine bir içim vampirim ben bu beyazlılıkla tarihe konu olmam lazım.

- Ulan beyaz ten yeşil gözler kiraz dudaklar manken gibi vücut ulan kahpeee ulan laleee daha ne istiyorsun Allahtan belanı mı de get beni dellendirme.

Semanın uzun cümleleri benim iç çekmelerim derken mahalleye girmiş bulunduk. Yoldan geçerken tanıdıklara Selamunaleyküm demeyi ihmal etmeden evlere dağıldık. Cedric gibi elime günlüğü alıp 17 yaşındaysanız hayat gerçekten çok zor yazmak geldi. Ama bilin bakalım ne eksik tabiki hevesim.

Hayatın getireceklerini bilmeden, hayatın tokadını yemeden aşk acısı çekmeden, birini delirtmeden ve bir Sivaslı sevmeden ölmeyin...

Kısa bir dipnot "Bir yanı Sivaslı bir yanı İtalyana da okeyim"

 

Evet kısa ve öz bir bölüm. Olay akışı bikaç bölüm içinde başlayacak. Ön gösterimler bikaç bölüm daha olacak. Umarım hikayemde kendinizi kaybedersiniz. Diğer bölümlerde görüşmek dileğiyle hep gülün ❤️

Loading...
0%