Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm “Anlaşma”

@mor_gibisin

 

İyi okumalar💮

 

Eslemin ağzından

.

.

.

.

.

.

.

.

.

 

Ali odadan çıkmış 5 dakika sonra Nur girmişti içeriye.

 

"Eslem, nasıl sevgilim dersin!? O adam yüzünden hastanelik oldun. Nasıl teklifini kabül edersin!?" Geriye yaslanıp bekledim biraz. Kendimi sorguladım. Neden? Neden kabül ettim? Annem için tabi ki. Annem benim her şeyim ben dayanamam ona bir şey olmasına. Anneme bir şey olursa ben kalpten giderdim. Kendimi hiçe sayıp, annemin yaşaması bana her şeyden daha mantıklı gelmişti. Bıkın bir şekilde konuşmaya başladım.

 

"Çünkü öyle olması gerekiyordu Nur. Biliyorsun annem benim her şeyim. Ben onu kaybetmeye göze alamam." Nur yanıma yaklaşıp elimi tuttu.

 

"Her ne olursa olsun, katil bile olsan her zaman yanındayım, seni desteklerim. Ama gerçekten Ali mi? Yani bu adam sana, ailene zarar verir Eslem. İyice düşündün mü?"

 

"Evet Nur en iyisi bu olacak. Zaten büyük ihtimalle anlaşmalı evliliktir. 6 ay evli kalır boşanırım." Nur sandalye çekip önüme oturdu.

 

"Benim aklıma yatmayan bir şeyler var. Nasıl olurda şimdi seni koruyamayıp evlenmemiz gerek dedi? Boşandıktan sonra ne olacak Eslem? Seni ölüme mi terk edecek? Hadi diyelim o zaman koruya biliyor neden şimdi evlenmeniz gerekiyor? O zaman evlenmenize gerek yok böylede Korur" oflayıp öyle cevapladım.

 

"Sen ne biliyorsan bende onu biliyorum ne eksik ne fazla. O yüzden bunu Ali ile konuştuğumda öğrenicem." Dedim.

 

"Peki madem, nasıl istersen öyle olsun. Aç mısın?" Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.

 

"Kurt gibi." Dedim.

 

"Ben gideyim yemek alayım bize. Hemen dönerim." Cebinden telefonu çıkarıp yanımda ki komidinin üzerine koydu.

 

"Al savgilinin aldığı telefon. Bir şey olursa ararsın." Dedi alay ederek. Benim konuşmamı beklemeden odadan çıkıp gitmişti. Elime telefonumu alıp açtım. İçine Instagram ve WhatsApp'ı yükledim. Sonrada bilgilerimle giriş yaptım. Arka arkaya bildirim düşmeye başlayınca telefon kasıldı ve bir süre kendisine gelmesini bekledim. Telefon kendine gelince ilk önce WhatsAppa'a girdim. En üste Mert'in hemen altında Nur'un. Sıra sıra annem, babam ve Zerrinin mesaj attığını gördüm. Mert'e çok ayıp olmuştu. Onun ile konuşmak istiyordum.

 

İlk önce girip attığı mesajlara baktım. Belirli aralıklarla neredesin?, nasılsın? İyimisin? neden cevap vermiyorsun? şeklinde mesaj atmıştı. Hemen kendi klavyemi açıp mesaj attım.

 

-Ben yetiştim. Bilmediğin şeyler var Mert. Lütfen sadece sorgulama. gelince her şeyi konuşuruz. Kendine dikkat et.

 

Diye mesaj attım. Mert'in kısmından çıkıp Zerrin ve Nur'a baktım. Onlarında benzeri mesaj attığını gördüğümde. Aşağıda kayıtlı ama tanımadığım birinden mesaj gördüm. Profil resminde arkası dönük, teknede, denize ve gün batımına doğru bakan bir adam vardı. Numarada 'yakışıklı ve zengin sevgilim' diye kayıtlıydı. Kaşlarımı çatıp mesajı açtım.

 

-Merhaba Eslem ben Ali kaydedersin.

 

Şeklinde mesaj vardı. Ali mi böyle kaydetmişti yani kendini? Ama öyle bir şey olsa neden ben Ali diye mesaj atsın ki? Derin bir nefes verip of'ladım. Başıma ağrı saplanıyordu artık. Kolumda ki serumun bittiğini görünce yanımda ki tuşa basarak hemşireyi çağırdım.

 

Biraz bekledikten sonra hemşire gelmiş serumu çıkarmış sonra da gitmişti. Nur'u arayıp nerde kaldığını sorduğumda. 'Yarım saatte gelmek üzereyim' diyip telefonu kapattı. Canım çok sıkılıyordu. Ali gideli 2 saat olmuştu. Daha çok üf'leyip aşağıya doğru kaydım. Telefonla Instagram'a girdim. Mesajları es geçerek keşfete girdim ve bir kaç yazı okumaya başladım.

 

........

 

Yarım saat sonra Nur gelmiş elindeki poşetleri pencerenin yanındaki masaya koymuştu. Masanın yanında iki tane sandalye vardı. Yataktan destek alarak ayağa kalktım ve masaya doğru ilerleyip sandalyeye oturdum. Nur'da yanımdaki sandalyeye oturunca yemek paketlerini poşetten çıkardı.

 

"Ne aldın?" Diye sordum Nur'a.

 

"Kebap. Acılı, soğansız." Dedi.

 

" Helal be aslanım." Bende gururla cevap verdim. Bu kız işini biliyordu. Kebabı kağıdından ayırıp masanın üzerine bıraktım. Bir ısırık alınca ne kadar özlediğimi fark ettim. Kebap kırmızı çizgim. Aklıma Ali'nin telefonda kayıtlı ismi gelince Nur'a kafamı çevirdim. Elini ayranı alıp ağzına götürdü.

 

"Telefonda Ali 'yakışıklı ve zengin sevgilim' diye kayıtlı. Kendisi mi kaydetti acaba." dedim yemekten bir ısırık alarak. Nur'un içtiği ayran boğazına takılmış arka arkaya öksürmeye başlamıştı. Gözlerini belertip bana baktığında işte o zaman anladım.

 

"Ben nasıl anlamam. Ali yaptı sanmıştım. Nur aklın mı deniyorsun Nurr! Beni çıldırtmak mı istiyorsun? Nasıl böyle kaydedersin." Dedim sinirle. Ya fark etmeyip Ali'ye sorsaydım? Yanımda ki ıslak mendil paketini alıp fırlattım.

 

"Yaa salak mısınn burnuma geliyordu. Burnum estetikk." Dedi kelimeleri uzatarak. Böyle yapmasına daha çok sinirlenip yanımda ne bulduysam sağ elimle atmaya çalıştım. Nur ayağa kalkıp kapıya doğru koşmaya başladı. Plastik çatalı alıp.

 

"Gerizekağlı!" Diye bağırıp, fırlattım. Nur eğilmiş aynı zamanda da kapı açılmış içeriye babam girmişti. Çatal göğsüne çarpıp yeri boylayınca elimi ağzıma götürüp şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. Nur ayağa kalkıp iki adım geriledi.

 

"Hasan amca hoşgeldin. Bende tam çıkıyordum." Diyip babamın yanından sıyrılıp dışarıya çıkmıştı. Babama doğru elimden geldiğince hızlı yürüyüp. Sağ kolumu açarak sıkıca sarıldım. Babamda beni kolları arasına alınca bu duyguyu özlediğimi hissettim. Babamın kolları her zaman bana güvenli bir liman gibi gelmişti, gerçekten de öyleydi. Gözlerimi kapatıp sakince uyuyabilieceğim tek yer babamın kollarıydı. Babam ellerini saçlarıma götürüp okşamaya başladı.

 

"Güzel kızım ne olmuş sana böyle? Koluna, bacağına ne oldu?" Babamdan geri çekilip elini tutum.

 

"Sakin ol babacığım her şeyi anlatacağım. İlk önce bir oturalım" dedim. Babam tekli koltuğa geçmiş bende yatağa oturmuştum.

 

"Ayağını uzat kızım böyle oturma." Diyince kafamı sallayıp sırtımı hastane başlığına, ayaklarımda yatağa gelecek şekilde yerleştim.

 

"Sen mi başlarsın? Ben mi başlayayım?" Dedi sorarak. Derin bir nefes aldım.

 

"Ben başlarım." Dedim duraksayarak, nereden başlayacağımı bilmiyordum. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

 

" Daha annemin durumunu hazmedemedim. En baştan başlıyorum. Okula giderken bana araba çarptı. Adam beni hastaneye kadar götürmüş, gayette güzel ilgilendiler orada. Kolumda ve kaburgam da incinme var. Ayağımda ise sıyrılma. Hâl böyle olunca eve döneyim dedim sizi de özlemiştim bir de sizi-" konuşmaya devam ederken kapı birden açılmıştı. Babamla, benim kafam aynı anda kapıya dönerken. Ali içeriye dalmış şaşırmış bir şekilde ben ve babama bakıyordu.

 

"Şey, müsait değilseniz ben çıkayım. Bana seslenirsiniz." Tam kapıdan geri adımlamışken elimle dur işareti yapıp aynı anda konuştum.

 

"Dur!" Babam ikimizede şaşkın bakışlar atıyordu.

 

"Lütfen gel. Zaten seni tanıştırmak istiyordum." Ali içeriye girmiş yanıma doğru yaklaşmıştı. Oturabilmesi için ayaklarımı sola kaydırdım. Gözlerimle boş yeri gösterince, kaşları havalanıp, sırıttı. Ayağımı çektiğim yere oturup babama döndü. Aslında sandalyeyede oturabilirdi Eslem ama sen bilirsin diyen iç sesimi bastırıp babama döndüm.

 

"Babacığım tanıştırayım." Elimle Ali'yi gösterip. "Ali erkek arkadaşım." Babamı Ali'ye göstererek. "Ali, babam hasan" dedim. Ali, Baba dediğim anda gerilmiş babama bakmıştı. Ali'nin konuşmayacağını anlayan babam söze başladı.

 

"Merhaba delikanlı." Ali boğazını temizleyip konuştu.

 

"Merhaba efendim" Ali'nin bu hâline gülmek geldi içimden. Her ne kadar bakışlarında ki sertlik değişmesede. Gerildiği her hâlinden anlaşılıyordu. Babam bu sefer bana dönüp konuştu.

 

"Nasıl tanıştınız?" Sahi lan biz hiç düşünmedik. Ama annemin hasta olduğu ihtimali sıfır dediğim için Ali'yi arkadaşım olarak tanıtıp gönderirim diye düşünmüştüm. Ne uyduracağım ben şimdi. Ali'ye bakışlarımı çevirdiğim zaman zaten bana baktığını gördüm. Bir yalan bulamamış olduğumu fark edince bakışlarını benden çekip babama yönelti.

 

"Seminerde tanıştık." Diyerek mantık akan bir cevap vermişti.

 

"Evet, Seminerde tanıştık. Okulda." Diyerekten ekledim sonunada.

 

"Artık bizde ciddiye bindirmek istediğimiz için Ali'nin de gelip sizinle tanışmasını istedim ama malûm annemin bu durumda olduğunu bilmiyordum. Sonrada zaten buradayız." Dedim. Başta anlatmaya başladığım olayı bitirerek. Babam sözlerimden sonra tek kaşını kaldırmış. Ali ve bana bakıyordu.

 

"Siz baya ciddisiniz?"

 

Ali ile aynı anda "Evet" dediğimizde birbirimize dönüp baktık. Ali bakışlarını benden çekmeden konuştu.

 

"İstediğin zaman hastaneden çıkıp evine gidebiliriz. Doktorunla konuştum İyi olduğunu söyledi." Kafamı sallayıp yanıtladım.

 

"Olur hemen çıkalım" Ali ayağa kalkınca bende ayağa kalktım ve ekledim. "Bir Lavaboya gireyim, öyle çıkarız."

Elimden geldiğince hızlıca lavaboya girip

ellerimi yıkadım ve üstümü başımı

düzelttim. Bu aralar çok paspaldım. Gerçi

vakit mi oluyordu. En kısa sürede

kendime çeki düzen vermem lazımdı.

Aynada son kez kendime bakıp dışarıya

çıktım.

 

Ali çıktığımı görünce bana dönmüş ve konuşmuştu. " Eve mi geçiyoruz?" Ali'nin yanına yaklaşıp önünde durdum.

 

"Evet, olur. Babacığım sende geliyorsun dimi?"

 

"Benim biraz işim var. Siz eve geçersiniz zaten akşam oldu çok geç kalmam."

 

"Peki, sen nasıl istersen" dedim. Ali kapıyı açmış bizi bekliyordu. İlk önce ben çıkmış ardımdan babam, en son da Ali çıkıp kapıyı kapatmıştı. Koridorda ilerlerleyerek, asansörün Önüne geldik Ali düğmeye basınca asansörün gelmesini bekledik. Aslında babamın vereceği tepkiyi hiç böyle hayal etmemiştim. Daha sert olacağını düşünmüştüm ama babam düşüncemin tam tersine çok sakindi.

 

Asansörün kapısı açılınca içerden iki tane hemşir indi. Yanımızdan geçip uzaklaşırlarken, asansörün kapısı kapanmadan içeriye geçtik. Ali zemin kata bastığında kapı kapanıp, asansör harket etti.

 

zemin kata geldiğimizde kapı açıldı. ilk ben çıkmış babamla, Ali'nin de çıkmasını beklemiştim. Nur aklıma gelince etrafa bakınmış Ali'ye dönmüştüm.

 

"Nur'u gördün mü?" Ali kafasını iki yana sallayarak cevapladı.

 

"Hayır, görmedim." Allah Allah nereye gitti bu kız? çıkışa doğru ilerleyip otomatik kapıdan dışarıya çıktık. Yüzüme serin rüzgar gelince derince içime çektim. Böyle havalara bayılıyorum.

 

"Kızım ben gideyim. Çok geç kalmam, annene söylersin." Dedi babam. Sözlerinden sonra sıkıca sarıldım.

 

"Peki babacığım dikkatli ol" dedim. Sarılmamızı sonlandırıp geri çekildim. Babam Ali'ye baş selamı verip arkasını dönerek gitti.

 

"Eve gitmek istemezsen anlarım. Gidip bir yerde oturup konuşabiliriz"

 

"Aslında daha iyi olur." Dedim.

 

"Bildiğin bir yer var mı? Rahat konuşabileceğimiz."

 

"Var. Ama ilk önce Nur'u aramalıyım." Dedim. Telefonun tuş kilidini açınca en son Ali'nin profilinde kaldığını gördüm. Gözlerim büyümüş telefonu yüzüme daha çok yaklaştırdım. Ali görmesin diye. WhatsApp'tan çıkıp arama kısmına girdim. 'iki gözümün çiçeği' yazısını görünce gülümseyip arama tuşuna bastım. Telefondan iki kere dit sesi geldikten sonra açıldı.

 

"Alo. Nur nerdesin?"

 

"Kafeteryadayım Gülüm. Bir şey mi oldu?" Karşıdan bize doğru gelen Yakub'u görüdüm.

 

"Biz kapının önündeyiz gidiyoruz. Çabuk gel."

 

"Tamam 5 dakikaya ordayım" dedi. Telefonu kulağımdan indirip Ali'ye döndüm.

 

"5 dakikaya burda" dedim.

 

"Sen, yakup'la kalsan. Ben hemen çıkış işlemlerini halledip gelsem olur mu?" Dedi.

 

"Olur. Bekliyorum ben." Dedim. Kafasını sallayıp içeriye girdi.

 

Gerçekten de Nur dediği gibi 5 dakika sonra gelmişti. 3'ümüz de Ali'yi beklemeye başladık.

 

......

 

Şu anda arabada ben ve Ali vardık Ali arabayı kullanıyor ben de yan koltukta dışarıyı seyrediyordum. Nur gelmek istemeyip. Arkadaşıma geçeceğim demişti tabi ben onun niyetinin ne olduğunu biliyorum. Yakup'ta Nur'u Arkadaşına bırakacaktı. Arkadaşım diye demiyorum yapar arada böyle şeyler. Sağ ve solumuz ağaçlar dolu yoldan geçiyorduk. Ne zamandır story atmadığım aklıma gelince. Telefonu cama doğru yaklaştırıp boomerang çektim ve altın "hâlâ buralardayımm" yazarak paylaştım. Hatrı sayılır takipçi kitlem vardı.

Ali'nin bana baktığını hissettiğimde başımı ona çevirdim. Elleri direksiyonda, gözleri bir bana, bir yola bakıyordu.

 

"Önüne bak! İkinci kez birine çarpma." Dedim imayla. Yüzünde bir sırıtma oluştuğunda, dudaklarım kıvrıldı. Bende önüme dönüp, telefonu kucağıma bıraktım. Araba sağa döndüğünde ilerde uçurumun kenarında güzel bir kafe olduğunu fark ettim. Ali arabayı kafenin önüne getirip kenara park etti. Kapıyı açıp eteğime dikkat ederek arabadan indim. Restorana doğru ilerleyerek etrafı inceledim. O kadar güzeldi ki. Kafe sanki doğaya aitmiş gibi asla yadırganmıyordu.

 

Kafeye ilk ben girip uçurumun kenarında durun masalardan birine geçtim. Ali de tam karşımda oturmuş, daha yeni fark ettiğim dosyayı masaya bırakmıştı.

 

"Buyur, başla." Dedim. İçine derin bir nefes çekip, dosyayı önüme ittirdi.

 

"İlk önce imzala." Dedi. Dosyanın kapağını açıp, içindekilere baktım.

 

1. Şahıslar arası yaşanılan ve konuşulan herşey ikisi arasında kalacaktır.

 

Daha ilk maddeden kaşlarım catılmış sabırsızlıkla diğerine geçmiştim.

 

2. Ali vural acar'ın ailesi evliliği gerçek bilecek ve 9 ay sonra boşanılacaktır.

 

3. Eslem kunt'a istediği miktarda maddi yardım sağlanacaktır.

 

4. Boşandıktan sonra Eslem Kunt 1 sene yurt dışında istediği kişilere ve istediği yerde yaşayacaktır.

 

5. Eslem Kunt'un ailesine her türlü destek sağlanacaktır.

 

6. Eslem Kunt evlendikten bir süre sonra tedaviye başlayacaktır.

 

7.

 

8.

 

9.

 

Diyerek maddeler uzuyordu. Geri kalanlarda birbirine benzediği için çok üstünde durmayıp kafamı kaldırdım.

 

"Anlamadığım şeyler var. Eğer ki ben bu maddelere uyumadım. Ne olur?" Dosyayı işaret ederek konuştu.

 

"Arkasına bak." Dosyada ki sayfayı çevirip kalan son maddeye baktım.

 

12. Şahıslar bu maddelere uymaz ise ölümle sonuçlanır.

 

Son maddeyi görünce gözlerim açılmış, Ali'ye bakar " yuh!" Demiştim.

 

"Bu madde çok ağır. Ölüm çok basit geliyor sana sanırım." Dedim.

 

"Peki o zaman. Şöyle değiştirelim." Dedi arkasına yaslanıp rahat bir pozisyona gelerek.

 

" Eğer ki maddelere ben uymaz isem bütün üzerimde olan malım, varlığım herşeyim senin olacak ama eğer ki sen uymaz isen. Annenin tedavisi kesilecek ve emin olabilirsin hiç bir yerden yardım almasına izin vermem." Dedi. Sözlerinden sonra sağ gözümden bir damla firar edip kağıdın üzerine düştü.

 

"Çok canisin..." Dedim. Diğer söyleyeceklerimi yutarak. Bir insan nasıl olurda...

Asla onu tarif edecek kelimeler bulamıyorum. Bu çok mantıksız.

İkiside çıkmaz sokak. Bir karar vermem lazım. Ben buraya neden geldim? Annem için. O zaman gereğini yapmalıyım. İçimdeki kargaşaya son verip o an aklıma ilk gelen mantıklı şeyleri söyledim.

 

" İlk madde kalsın ama bende bir kaç madde ekleyeceğim." Dedim. Ali kafasını sallayıp, cebinden kalem çıkarıp uzattı. Elinde ki kalemi alıp boş olan kısıma aklıma ilk gelen şeyi ekledim.

 

Her ne olursa olsun Ayşe Tahtacı'nın tedavisi kesilmeyecek.

 

.

.

.

.

.

.

.

.

.

 

Vee bu kadarr. Diğer madde diğer bölümde olacak.

 

Umarım beğenmişsinizdir.

 

Bahsettiğim mekânların gerçekte olup olmadığını bilmiyorum daha önce hiç İzmir'e gitmedim. yani tamamen hayal ürünüdür.

 

Sorulara geçelim.

 

1. Maddeler hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

2. Sizce Ali'nin dediği şey çok ağırmıydı?

 

3. Eslem'in babası hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

4. Nur'un yaptıklarını doğru buluyormusunuz?

 

5. Eslem'in eklediği madde hoşunuza gitti mi?

 

Şimdilik bu kadar okuduğunuz için teşekkür ederimm..

Loading...
0%