@morkanatlizambak
|
"Bu elmaları kim aldıysa aldım bi tane." diye içeri seslendi Ateş. Hemen ardından salonda oturan arkadaşlarının yanına geçip oturdu. O sırada Fırat konuştu. "Hamdi amcaya köyden gelmiş 'siz öğrencisiniz, alın yiyin vitamin olsun' dedi" Bir kahkaha attı Ateş hemen ardından, gözleriyle Ufuk'u süzüp konuştu. "Bu insan ayısına daha ne kadar vitamin alacaksa artık." "Kıskanma" dedi Ufuk "Senin böyle kasların yok diye her gece ağlıyorsun." Yumruğunu sıkıp şişen pazısını Ateş'in gözüne doğru soktu. "Sende iyi ki bi kas yapmışsın yani" dedi Ateş söylenerek. "Sen kaşınıyorsun oğlum." dedi Atıf sakin bir şekilde. "İyi be sustum." Ateş elinde ki mis gibi kokan elmadan koca bir ısırık aldı. "İyiymiş be, çok lezzetli." Elma olan eliyle Ufuk'u işaret edip konuştu. "Bunun yiyeceğini de ben yiyeyim." "Asla vermem. Ben yiyeceğim." Ateş ve Ufuk tatlı bir tartışmaya sürüklenirken Fırat ayağa kalktı. Az önce elmalardan birisini de o yemişti ve içi boş olan dişine girmişti. "Şu doktora da bir gidemedim ya, off!" Fırat banyoya doğru giderken Atıf oturduğu tek kişilik koltukta sakince etrafa izliyordu. "Oğlum seni döverim!" "Dövemezsin aşkoo." dedi Ateş alayla. "Lan!" Ufuk'un üzerine atlamasıyla koltuğun etrafında dolandı Ateş. "Sakin olun." dedi Atıf sakin bir şekilde. "Oğlum benim diş fırçamı kim kullandı lan!" Banyodan gelen Fırat'ın desibeli oldukça yüksek olan sesle kavga eden ikili yerlerinde irkildiler. "Ufuk, Ateş, Atıf!" diye tekrardan bağırdı Fırat. "Gelin şuraya!" Üç genç de banyonun kapısına birikirken Fırat tekrardan bağırdı. "Kim kullandı benim fırçamı!" Ufuk ve Atıf kenardan uzanıp kendi diş fırçalarına baktı. Gördükleriyle ikili de aynı anda bağırdı. "Benim fırçamı kim kullandı?" Ateş geriye doğru bir kaç adım attı. "Şey..." dedi ona dönen üç çift göze karşı. " Ben fırçamı evde unutmuşum da o yüzden komşuda pişer bize de düşer diyip hepinizin kini birer defa kullandım. Yani komşu komşunun külüne muhtaçtır değil mi?" dedi masum görünmeye çabalar şekilde. Evin duvarlarında yankılanan üç ses tekrardan bağırdı. "Ateş!" Ateş üçlünün onu ezmeye geleceğini bildiği için depar atar gibi arkasında ki odaya girip kapıya hızla kapattı. Hemen ardından kapıyı kilitledi. "Sakin olun!" dedi her zaman ki Atıf'ı taklit eder biçimde Fırat "Iığy" dedi. "Ben az önce dişlerimi fırçalamıştım oğlum!" "N'olcak sanki aşkım." dedi Ateş kapının ardında olmanın rahatlığıyla. Ufuk işaret parmağıyla yuvarlak çerçeveli gözlüğünü ileri doğru itti. "Gelince görüşeceğiz Ateş. Seni kendi Ateşinde yakacağım!" Fırat ve Atıf arkasını dönüp uzaklaşan Ufuk'a şaşkın şaşkın baktılar. "Nereye?" dedi yüzü hâlâ buruşuk olan Fırat. "Diş fırçası alacağım." dedi Ufuk dış kapının önünde ayakkabılarını giyerken. "Bana da al." dedi Atıf sakin sesiyle. "Bana da al." diye tekrar etti Fırat. Hemen ardından devam etti. "Ya da bekle bende geleyim. Hava alayım bi." "Bana da alın!" diye bağırdı kapının arkasından Ateş. "Çık kendin al, hayvan!" diye çıkıştı kimsenin kendisinden böyle bir tepki beklemediği Atıf. Kendisi de kendinden böyle bir tepki beklemiyordu. "Sakin ol." dedi kapının arkasında şaşkınca kalan Ateş. "Boşverin siz onu, hadi gidin. " dedi Atıf, Ateş'i umursamayarak. Ayakkabılarını giyen Ufuk ve Fırat evden çıktıkları an karşı daireden çıkan Hamdi amcayla karşılaştılar. Kır saçlı, hafif göbekli ellilerinin ortasında mahallenin emekli öğretmeniydi Hamdi bey. "Selamın Aleyküm Hamdi amca." dedi iki genç aynı anda. "Aleyküm selâm gençler. Nasılsınız?" "Şükür Hamdi amca." dediler yine aynı anda, Ufuk ve Fırat. Hamdi bey gençlerin bu durumuna göbeğini tutup güldü. "İlahi çocuklar. Siz beni güldürdünüz Allah da sizi güldürsün." Fırat eliyle Ufuk'un ağzını kapatıp Hamdi beye cevap verdi. "Amin amcacım amin." İki genç selam verip Hamdi beyin yanından ayrıldılar. Apartmandan çıkıp marketin olduğu yöne doğru yürümeye başladıklarında Ufuk Fırat'ın omuzuna bir yumruk geçirdi. "Niye ağzımı kapatıyorsun lan!" "İkiz gibi konuşuyorduk o yüzden kanka." diye kendisini açıkladı Fırat. Atıf sakin ol. |
0% |