Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@morkanatlizambak

Genç adam işaret parmağıyla yuvarlak çerçeveli gözlüğünü geriye doğru itti. Gözlerini kısmış mutfakta ki cinayete bakıyordu. Yemek yapmasına müsade ettiği için kendisini boğmak istiyordu.

"Ya akıl var mantık var diyeceğim de bizde yok. Neyse işte, makarnanın böyle haşlanmayacağını herkes bilir. Tüm patates var, tüm kabuklu soğan var. Mercimek var içinde lan bu ne! İçinde bıçak ne arıyor, doğrayamadınız da içinde mi doğransın dediniz? Peki bunun içinde makarna ne yapıyor!"

Ateş bir kahkaha atıp lafa karıştı. "Makarna içinde oynuyor. Bizi herkesle karıştırma o zaman dostum."

"Çok bir şey yok bence." dedi sakinlikte everest'e çıkmış olan Atıf. Hatta sakinlikte master yapmış da olabilirdi.

"Çok bi şey yok mu?" dedi Ufuk hayretle.

"Evet, nesi varmış makarnamızın yani. Gayette güzel." dedi Fırat elinde ki çatalla tezgaha taşımış olan makarnadan alırken. Çatal ağzı ile buluştuğu an kaşları kalktı, dudakları memnuniyetsizce büzüldü.

"Iığy!" diye bir ses çıktı dolu ağzından.

"Ne oldu?" dedi Ufuk gözlüğünü bir kez daha düzeltirken.

"Nasılmış, güzel mi?" Fırat tek bir kelime bile edemeden ağzında kini çıkarmaya mutfaktan çıktı.

Arkasından temizlik hastası olan Ufuk bağırdı. "Etrafı temiz bırak, sana temizletirim!"

"Emin ol, Fırat etrafı temiz bırakmaz." dedi Ateş.

"Senden temiz tutacağı kesin."

"Ne yapmışım ben ya, alt tarafı bir yemek." diye kendini savunmaya geçti Ateş.

"Şu mutfağın haline bak, gören tak! bayılır. Ya tamam temizleyemiyorsun da sen hiç mi makarna yapmadın be arkadaş?" diye sordu Ufuk sinirden anlında bir damar belirmişti.

"Yapmadım." dedi Ateş umursamazlıkla.

"O zaman bir daha asla yapma! Benim derslerime çalışmam gerek ama haşmetli Ateş efendi yemek yapacağım diye girdiği mutfakta bizansı gömmüş. Ben şimdi ders mi çalışayım, mutfak mı temizleyeyim? Ha söylesene?" sinirden hafif bağırmıştı, elleri de titriyordu. Etraf böyle kirliyken ders çalışamazdı.

"Ne oldu sanki azcık ocak battı, azcık tezgah, bir bardak kırıldı. Bir de sanırım ocakta ki tencerenin altı yandı." Ateş hiç bir şey olmamış gibi konuşup göz süzmüştü.

"Seni var ya lan bu sefer balkondan aşağı atacağım, paspas niyetine yerde sürükleyeceğim!" Ufuk bağırıp mutfak masasının üzerinde duran döküm tavayı eline aldı. "Bittin bu sefer!" Ufuk'un anlında ki damarlar nabız gibi atıyordu.

Ateş önde Ufuk peşinde koşarak ve bağrışarak mutfaktan çıkarken Atıf arkalarından seslendi. "Sakin olun."

İki artı bir evin duvarlarının kaldıramayacağı derecede ses yükseldi. Büyük ihtimalle Ufuk elinde ki döküm tavayı Ateş'in içi boş kafasına geçirmişti.

"Bu kafayla nasıl tıp okuyor hâlâ anlamadım." dedi Atıf Ateş'e ithafen. Hâlâ sessiz sakin mutfak masasında oturuyordu. Elinde ki not aldığı defteri bir kez daha gözden geçirdi. Hukuk okumak gerçekten zordu ve Atıf derslerin altından hafif bir çabayla kalkabiliyordu.

Aslında dört arkadaşın da dersleri iyiydi, hiç kötü olmamıştı. Mutfak masasın da bir çok kitap, defter ve kalem vardı. Çoğu kalem normalken içlerinde bir kaçı şırınga şeklindeydi. Bir kaç ay önce Ateş' in doğum günü için almışlardı. O zamandan beri bu kalemleri kullanıyordu.

"Mutfağı ağlatmış da daha diyor ki ne yaptım! Oğlum seni döverim, beyninin pekmezini akıtırım!"

Ufuk'un sesi tüm evde yankılandığı sıra masanın üzerinde ki dört telefondan birisinin ışığı yanıp söndü. Atıf telefonu alıp gelen mesaja baktı.

apartmanyöneticisi: evde at mı besliyorsunuz?

Evde at beslenir aşko?
Ateşatı beslenir...

medyaya koyamadığım şarkıyı buraya yazayım bari #

Loading...
0%