53. Bölüm
morkanatlızamanlar / apartman yöneticisi |texting / ⁵²

⁵²

morkanatlızamanlar
morkanatlizambak

Beş genç sırasıyla otogardan çıktıklarında oturmaktan her yanları ağrıyordu. Kısmen felç geçirmiş gibiydi bacakları. Bir de üzerine taşıdıkları eşyalar daha fazla bellerinin bükülmesine neden oluyordu. Kesinlikle sırt ağrısıyla çanta taşımak işkence gibiydi.

Ateş, Efsun'un sürüklediği küçük bavulunu boşta ki eline alıp sırt çantasını da kendi sırt çantasının yanına yani aynı koluna astı. Şu an tek omuzunda iki tane sırt çantası taşıyarak gülünç bir manzara sergiliyordu. Boşta ki koluna da Efsun'un girmesini sağlayarak en öne geçti.

Önden ilerleyen çiftin arkasında Fırat, Atıf ve Ufuk yan yanaydı. Atıf'ın ve Ufuk'un gözlerinin içi kızarmıştı. Gelene kadar film izledikleri için olabilirdi. Fakat Fırat'ın da onlardan kalır yanı yoktu. Gözleri koca birer topa dönüşmüştü resmen. Haalı saha kurulsa Fırat gözlerini seve seve çıkartıp verirdi.

"Çok uyumuşum, niye uyandırmadınız?" dedi sitem eder gibi. "Resmen gözlerimi açamıyorum."

"Sen o gözleri açarsan zaten dünya rekoru kırarsın kanka."

Fırat, kendisiyle dalga geçen arkadaşına tip tip baktı. "Ha ha çok komik, gülmekten öldüm bak yerlerdeyim!"

"Kalk feriha bi gören olcak! "

Fırat göz devirdi Atıf'ın da Ufuk'a katılmasına. "Kesinlikle çok sinir bozucusunuz, uzak durun benden."

"Senden uzak duracağız diye yol mu değiştirelim lan?"

"Gerekiyorsa, evet!" Fırat gözlerini açabildiği kadar gördüğü yolda diğerlerini geride bırakarak hızlandı. Her an önünü göremeyip bir şeylere takılabilir, takılınca da yeri öpebilirdi.

En önden kol kola giden Efsun ve Ateş'in bindiği arabaya yaklaşınca arabanın kaportasına yaslanmış adamı gördü Fırat. "Ooo, kimleri görüyorum kimleri."

"Sen o gözlerle görebiliyor musun lan?"

"Seni görecek kadar açık gözüm Ali abi."

"Arabaya çarpma da beni görmesen de olur."

Fırat kahkaha attı. "İnadına çarpardım da işte, acıdım sana."

"Gözlerimi açamıyorum, arabayı da görmedim diyemiyor da." Ali arka koltuk tarafına yaklaşıp kapıyı açtı. "Gir lan uyuyan hortlak."

"Ha ha çok komik abi. Dua et kuzenimsin. " Fırat koltuğa oturup yanına baktığında Ateş'i gördü. "Ateş söyle abine bize bulaşırsa arabasını çizerim."

"Ben bile korkuyorum, bak diken üstünde oturuyorum kızacak diye. Kızarsa yarı yolda arabadan atar, mazAllah!"

Ön koltukta oturan Efsun arkaya doğru uzanıp sevdiğinin saçlarını okşadı. "Üzülme sen aşkım, seni atarsa ben de onu aşağı atarım."

Fırat kahkaha attı. "Ne yani arkasından atlamayacak mısın?"

"Ben klişe bi insan mıyım sence?!"

"Sen ve klişe olmak aynı cümlede bile yer almıyorsunuz aşkım." diye yalakalığa başlamıştı Ateş taa ki Ali sürücü koltuğuna oturup dikiz aynasından arkada ki kardeşine sataşana kadar.

"Şu anda bir cümle kurdun ve cümlede klişe ile Efsun yan yanaydı kardeşim. Azcık akıllı ol."

"Kıskanç seni! Niye sürekli bana sataşıyosun abi yaa?"

Ali gülerek omuz silkti, o sırada arkaya Ufuk ve Atıf da binmişti. "Canım istiyo."

Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında arka tarafa doğru seslendi. "Nasıl, rahat mısınız orda çocuklar?"

"Yaa, yaa ne demezsin ne rahatlık ne rahatlık yani abi!"

"Rahat değilsen in lan aşşağı! "

Ateş abisinin tehdidine karşılık oturduğu küçücük yere sindi. Evlerine gidene kadar da bir daha ağzını açmadı, ne zaman ağzını açsa kendisi zararlı çıkıyordu zaten.

Hepsinim evi de aynı mahalledeydi, bu yüzden çocukluktan beri arkadaşlardı. Aynı mahallede büyümüşler, aynı kaldırımda oturup çekirdek-kola yapmışlardı. Bazen aynı köşe başında yaşlı teyzelerin derin ve büyük çaplı dedikodusuna ortak olmuşlardı. Aynı mahalle bakkalında harçlıklarıyla top almışlardı. Belki de aynı arabayı da çizmişlerdi, aynı bisikletten düşmüşlerdi. Ve hâlâ beraberlerdi, ayrılmaya da hiç mi hiç niyetleri yoktu.

Araba yolun ortasında durduğunda pılını pırtısını alan aşağı inmişti. Bagaja koydukları Efsun'un bavulunu da Ateş'e doğru itekledi Ali. "Al sevgilinin bavulunu, ayı gibi durma orda."

"Ya Sabıır! Uğraşma abi benlen yaa!"

"Benlen değil lan o, benim ile. Ve ayrıca sana cin mısır yapayım mı? Sen seversin."

Ateş'in omuzları üşürmüş gibi sarsılıdı bu sıcakta. "Y..ap..ma şuunu"

"Neyi ci..." derken Ali, Atıf uzanıp ağzına elini sıkıca bastırdı. "Tamam şakanın şeyini çıkarmayın!"

Ufuk onlara hiç bakmadan evin bahçesine gireceği sıra bahçe kapısından koşarak çıkan annesi eliyle onu kenara iteledi.

"Uyyy kuzum gelmiş, hoş gelmiş!"

Ufuk şaşkınlıkla Ateş'e sıkı sıkıya sarılan annesi ne baktı. Bir an düşünmeden edemedi o mu evladı ben mi? diye...

"Nazenin sultan ben de varım burda, hani görmediysen diye..." dediği sıra Nazenin hanım geride kalan oğluna baktı. "Sen de mi geldin oğlum. Efsun gelmeyecek demişti. "

Nazenin hanım sarıldığı oğlanın yanağını sıkıp bıraktı hemen sonra kızına kızından sonra da Ufuk'a sarılmıştı. "Anne ben onu sevdiğinden ayrılamaz diye demiştim."

"Ne sevdiği?" dedi kadın şaşkınca, oğlunun yanaklarına elini koyup sıktı. "Yemin et sevdiğin mi var? "

Ufuk kızı kardeşine kaşlarını çatarak baktı. "Evet." diye mırıldandı zorlukla. Annesinin gazabından kim koruyacaktı şimdi onu?

 

sellam gençlik, diye bir giriş yapayım

ben birazcık hasta olmuşum da üzgünüm size bölüm atamadım bölüm yazamadım da

taslakta olsaydı atacaktım ama kalmamış ben de komşuya gittim var mı sizde diye yok dedi elim boş kaldım öyle işte

Bölüm : 23.12.2024 09:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...