⁵⁴
Çiçek kokularının kol gezdiği geniş bahçede ki masada 'oldukça geniş masada' herkez oturmuş sohbet eşiliğinde kahvaltılarını yapıyorlardı. Lezzetli hamur işleri, kızartmalar, menemen, tavşan kanı çay ve hamsi tava.
Hamsi tava?
Evet kahvaltı sofrasında hamsi tava vardı çünki Atıf'ın babası karadenizliydi. Ve her an, her yerde balık yiyebilirdi. Oğlu eve geldi diye elleriyle yapmıştı. Atıf babası kadar çok sevemese de balık severdi, hele de babasının yaptığı balıklar ayrı bir lezzetli oluyordu. Annesi yapınca veyahut başka bisi yalınca aynı lezzeti alamıyordu. Halbuki annesi de aynı şekilde yapıyordu, fakat ne hikmetse farklı oluyordu. Belki de Rıza bey'in balığı pişirirken onunla sohbet etmesinden dolayı olabilirdi.
"Hangi denüşten çeldin uşak sen?" deyişi geldi Atıf'ın aklına, yüzünde küçük bir sırıtma gerçekleşti. Gerçekten komik bir adamdı babası. Gerçi babasına değişken demek daha mantıklıydı. Bazen en komik insanken, bazen de en ciddi insan olabiliyordu.
"İlk düğün sırası bizde." dedi Nazenin hanım, resmen gurur dolmuştu. "İlk Efsunumu, sonra da Ufuğumu evlendireceğiz."
Ali kahkaha attı. "Nazenin teyzecim o zaman Ateş de ilk evlenmiş olanlardan oluyor."
Ahmet bey eşinin omuzuna elini koydu, kaşları anlamaz şekilde çatılmıştı. "Ben bi şeyler anladım ama umarım yanlış anlamışımdır. "
"Benden iyi damat mı bulacaksın Ahmet babacığım?" diye lafa karıştı Ateş, yüzü güler cinstendi.
Ahmet bey başını oğluna çevirip baktı. "Ufuk, sen öğrenince bi şey yaptım mı? Az hırpalayaydın şu sıpayı. "
Ufuk omuz silkti. " Bana bulaşmasınlar da, Efsun'u benden uzak tutuyor en azından."
"Anası hariç eşşek sıpası! " dedi Ahmet bey.
Nazenin hanım kocasının söylemine kahkaha attı, masada kilerin sesi de bahçeyi doldurmuştu. Adam resmen kendisini eşşek yetine koymuştu.
"İyi." dedi Ateş'in annesi. "Gelin aramak zorunda kalmadım bu deliye. Daha Alişe bulamadım."
Atıf'ın annesi Gülizar hanım arkadaşına döndü. "Kız Şerife, geçen gün ileride ki eve yeni komşular taşındı. Bir kızı var görmen lâzım, su gibi kız. Pek de hamarat, okumuş etmiş. "
"Bi görmeye gitsek kızı." dedi Şerife hanım. "Alişimi de evlendireyim benden rahatı yok."
Ali bu konuşmalar dönerken yanlızca masada ki sigara böreklerini gömmekle meşguldü, en sevdiği şey olabilirdi. Çünkü hanımları engellese de engellemese de o kızı görmeye gideceklerdi. O yüzden boşa konuşmak yerine midesini doldurdu.
Hanımlar sohbet ede ede masadan kalkarken beyler masayı silip süpürmekle meşgullerdi. Tabakların hepsi bitmeden rahat edemeyecek gibiydiler.
"Bu gidişle evlenecek gibisin abi."
"Cık!" dedi Ali bir tane daha börek ağzına atarken. "Evlenmeyeceğim."
"Beş de çocuk görünüyor."
"Sizi evlat edincem, ne de olsa çocuktan farksızsınız."
Ali'nin bu kayıtsız tavrına Ateş burun kıvırdı. "Ben evleneceğim abi, ne çocuğu."
"Iyi evlen abicim de beni bi rahat bırak." dedi sofrada ki son sigara böreğini de yutarken.
"İlla ki evelneceksin ama Ali abi." dedi Fırat hamsi tavadan yerken. Normal balığı sevmese de Ömer amcanın yaptığı çok ayrı oluyordu.
Omuz silkti Ali boş tabağa hüzünle bakarken. Neredeyse hepsini yemiş olmasına rağmen sanki hâlâ açtı. "İlla ki evleneceksem de sigara böreğini güzel yapabilen birisi olsun, ilk kriterim bu. Şu an da karşıma öyle birisi çıkmadığına göre... hâlâ bekarım." Oturduğu sandalyede geriye doğru yaslanıp güldü. "Bekârlık sultanlıktır. "
"Senin bekârlık sultanıkltan çıktı, imparatorluğa doğru yol alıyor Ali abi."
"İyi ya o zaman kimse yıkamaz bizi." dedi Ali, Atıf'ın dediğine karşılık.
"Her imparatorluğun da bir sultanı olur abi." dedi Ufuk aklına güzel sevdiği Asudesi gelirken. Yüzünde aptal aşık bir gülüş belirmişti.
Ali oturduğu sandalyeyi geriye iterek ayağa kalktı. "Eee, sizde her koldan saldırdığınıza göre ben kaçar."
Arkasına bakmadan kaçarken geride kalan gençler kendisine gülüyorlardı. "Nasıl da aniden puf oldu ortadan gördün mü? Bu kaybolmayı sihir bazlar, illüzyonistler yapamıyor."
"Çocuklar..?" dedi Ufuk. Omuzları çökmüştü. "Biz geri mi dönsek?"
"Niye? daha yeni geldik, az burda kalsaydık."
"Ben Asudemi özledim, nasıl dayanayım?"
"Dayanaysun, dayanaysun." dedi masanın diğer ucundan katılan Atıf'ın babası Ömer bey. "Sevirsen dayanaysun."
"Dayanamam ben bu son gidişine, alışamadım sensizliğe. Garip olurum, hazan gecelere..."
Ufuk, Ateş'in ensesine vurdu. "Sus len!"
Evvvet
Morkanatlızamanlar sunnar
bazılarınız 52. bölümü okuyup oy vermemiş canlarr atlamayın
bu kitaba bayılmamak elde değil canım Ezheranım
yakışıklı Adar Elbruz'um
Okur Yorumları | Yorum Ekle |