68. Bölüm

⁶⁷

morkanatlızamanlar
morkanatlizambak

"Off! "

"Oflama len! Kaç saattir kulağımın dibinde, of da of yani. " Ateş oturduğu mutfak sandalyesinde geriye doğru yaslandı Atıf'a kızarken. Sırtı ağrımıştı oturmaktan, belini sağa sola hareket ettirip çıtırdayan sesler çıkmasını sağladı.

"Off! "

"Vallaha bıktım yaa, bu nedir oğlum? Anladık kız yazmıyor bir haftadır ama suç senin seviyorsan niye kızın kalbini kırıyorsun. Kırdın niye özür dileyip gönül almıyorsun? "

Atıf kaşlarını çatıp Ufuk'a baktı. "Sevmiyorum! "

Fırat gülerek elinin tersini anlına vurdu, avuç içini vursaydı yüzü perişan olurdu. "Allahım yaa, takıldığı yere bak. Hem nasıl sevmiyorsun abi, kız bir hafta yazmadı diye depresyona giren ergen triplerine girdin? Emin misin sevmediğine? "

Atıf, içten içe Fırat'ın haklı olduğunun farkındaydı. Tamam aşık değildi, sevmiyordu belki de ama ilk defa birisine karşı ilgi duyuyordu. Belki de hoşlanıyordu, emin değildi hislerinden.

"Nasıl gönlünü alabilirim? "

Ufuk sesli bir kahkaha attı. "Ne o, kızı seviyor musun yoksa? " Gülerek konuşurken masanın ortasında duran tavadan bir kaşık iç harcı aldı. Karşısına damarlı kısmı üste gelecek şekilde koyduğu asma yaprağının ortasına incecik koydu. Ahh, ne de güzel ip incecik sarmıştı. Sardığı sarmayı tencereye koyarken göz devirdi. Tencerenin kendisinden tarafı dopdolu ve ip gibiyken. Diğer üçünün sardığı sarmalar obeziteye uğramış gibiydiler.

O sıra düşüncelerine dalmış olan Atıf lafa karıştı. "Sevmek demeyelim de hoşlanıyorum diyelim. "

"İlerde bu hoşlantı sevmeye dönüşmeyecek mi? " dedi Ateş bıkkın bir şekilde.

Atıf belirsizlik içinde bakışlarını yere çevirdi. "Ee.. " dedi hemen sonra. "Filize'nin gönlünü almak için ne yapmam lazım demiştim? "

"En tecrübelimiz yanında oturuyor bize niye soruyorsun? "

"Evet tabii ki de en tecrübeliniz benim. " dedi Ateş gururla göğüs kabartarak. Elini yanonda ki sandalyede oturan Atıf'ın omzuna attı.

"Bir demet çiçek al, git kapısına özür dile. Affetmezse ayaklarına kapan. "

"Ohaa! " dedi Fırat koca koca açtığı gözleriyle. "O da çok sen bakma buna. "

"Niye her seferinde abartıyorsun? " dedi Ufuk asma yapraklarını sarmaya devam ederken. Sarmaları pişirince kendi sardıklarını sevdiğine götürecekti. Laf arasında sarmayı ne kadar çok sevdiği geçince genç adam kolları hemen sıvamıştı sarma sarmak için. Sevdiği için herşeyi yapabilirdi.

"Sizden fikir alan da kabahat. Kendi işimi kendim yaparım. " dedi Atıf elinde ki yırtık yaprağı ağzına atarken, yüzü hoşnutsuz bir biçimde buruşmuştu. Yaparaktan sonra da bir kaşık iç harcı attı ağzına. İçi daralmıştı resmen. Sanki midesine koca bir öküz oturmuş ve yerinden bit milim dahi olsa kımıldamıyordu.

Atıf dertli dertli sarma sararken daha doğrusu sarmaya çabalarken cebinde ki telefonuna bir bildirim düştü. Heyecanla aniden yerinden kalkıp ellerini temizledi. Bir dakika dahi grç kalmak istemezcesine hızla telefonu çıkarıp gelen bildirime baktı.

Yüzünde az önce ki heyecanı ve umudu kalmamıştı. Yüzüne yayılan umutsuzluğu ile mutfakta sarma saran arkadaşlarını bırakıp odasına geçti. Resmen iki saniyede çökmüştü, ruhen.

İlk başta yatağa uzandı sağa döndü, sola döndü fakat içi rahatlayamamıştı. Yataktan kalkıp çalışm masasının üzerinde üst üste adeta bir sur gibi dizilmiş olan kitaplarından birisini aldı. Kalın hukuk kitabından üç dört sayfa okusa da hiç bir şey anlamamıştı. Kafası adeta aşure çorbasına dönmüştü.

Elinde ki ağır kitabı bırakmadan cam yaklaştı. Belki temiz hava alırsa doğru düzgün nefes alabilirdi. Camı açacağı sıra dejavu gibi bir anın içine düştü. Filize sokaktaydı tek fark Atıf'ı görmek için gelmemişti. Elinde ki market poşetlerini hulk gibi sırtlanmış tek bir yorulma belirtisi göstermeden taşıyordu.

Atıf sessizce camı açıp uzaklaşan genç kızı izledi. At kuruğu bağladığı siyah saçları rüzgarla hareketlenirken Atıf uzaklaşan kızı izleyebilemek için neredeyse camdan düşeceğini fark edince geri çekilde. O an gözüne çarpan şeyle hafifçe gülüp dikkatlice bir tane kesip koşarak evden çıktı.

Hedefi Filize'ydi.

Ve kesinlikle elinde ki Fırat'ın özenle büyüttüğü güller dedeğildi. Kesinlikle güllerden bir dal koparmamıştı ve eve gelince Fırta'ın gazbaına uğramayacaktı....

Üzgünüm biraz geç geldi. Dün akşam yayınlıyacaktım yazıp aslında ama çok yorgundum gündüz işe gittim akşam da yengemgile tüm sülale vardı resmen her neyse. İşte şimdi bile hemen yazıp atıyorum dumanı üstünde.

Bölüm : 30.01.2025 19:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...