@morkanatlizambak
|
barış: hayırlı geceler güzellik barış: nasılsın sözlüm deniz: hayırlı geceler yakışıklı, iyiyim sen? barış: ben pek iyi değilim deniz: niye? deniz: nr oldu? deniz: karakolda bir şey olmadı de bana? barış: sakin ol aşkım barış: ne olursun sakin ol barış: bu gün seni göremedim barış: geceme ay doğamadı diyecektim barış: az balkona çık ta gül cemalini göreyim, gözüm şenlensin diyecektim barış: lafı hopba ağzıma tıktın bitanem deniz: ne yapayım korktum bir şey oldu sandım barış: yok bir şeyim de barış: balkona çıkmazsan az sonra sensizlikten bayılacağım barış: sensedim deniz: yaaa barışş deniz: hemen çıkıyorumm Deniz elinde ki telefonu bırakmadan üzerinde ki mavi tişörtü düzeltti. Saçlarını da hafifçe geriye attı. Çalıma masasının üzerinde duran küçük aynadan kendisine baktı, güzel görünüyordu. Balkonun perdesini açıp küçük balkonuna çıktı. Zaten küçük olan balkon abisinin odasının da sayıldığı için pek bir eşya koyamıyordu. Daha doğrusu abisi sakarlığı yüzünden ne koymaya çalışsa kırıyordu. Ya da en az zarar veriyordu. İki tane renkli sandalye ve küçük bir masa vardı yanlızca. Onları da abisi balkona çıkacağı zaman katlayıp kenara koyuyordu. Kaldırmayı unutursa o eşyaları son görüşü oluyordu. Artlarından birer bardak soğuk su içiyor bir de Fatiha okuyordu. Bir keresinde test kitaplarını unutmuştu da Kerem üzerine kahve dökmüştü. Karşı balkona baktı genç kız. Ordaydı ışte demir korkuluklara dirseklerini vermiş elinde ki gazozu içiyordu. Göz göze gelince genç adam gülüp öpücük attı sözlüsüne. Deniz kenarda ki sarı katlanmış sandalyeyi açıp üzerine oturdu bu gün okulda çocuklarla birlikte çok koşturmuştu. Belki atlamış zıplamış da olabilirdi. Karanlık gecede sokak lambaları ve ev ışıkları arasında hafif loş görünen yüzlerini izlediler. Genç adam derin bir iç çekti geceye. Bu kız gittikçe güzelleşiyor muydu yoksa ona mı öyle geliyordu. Ya Deniz'de ki güzelliği başkaları da görüyorsa diye geçirmeden edemedi içinden. Kaşları hafif çatıldı bu düşünceyle. Boşta ki eliyle eşofmanının cebinden telefonu çıkarıp açtı. Bu sırada aşık bakışmaları kesilmişti. Barış: deniz Deniz elinde ki telefonun titreşmesiyle açıp okudu. deniz: barış barış: ben şey barış: ben deniz bir şey diyeceğim deniz: de bakalım barış: sen benim hani sözlümsün ya deniz: evet öyleyim barış: hani gelecekte ki eşin, kocan, hayat arkadaşın deniz: evet öylesin barış: şey acaba senin etrafında böyle avcılar dolanıyor mu? deniz: ne alâka avcı? barış: yani şey deniz: barışım yakışıklım uzatmadan söyle yorgunsun işten yeni geldin deniz: hem sen yemek yedin mi? barış: senin yüzünü görmeden yemek gelmedi içimden barış: beni düşünme şeklini yerim senin barış: tamam uzatmıyorum deniz: eeee barış: yani sana yan gözle bakan hemcinsim var mı? barış: nolur yok de de rahatlayayım deniz: bir şartla söylerim barış: ne yani var mı? barış: şartlar sana kurban olsun deniz: yaaa şapşal deniz: ama benim şapşalım deniz: yok kimse sanırım deniz: karakolda var mı peki sana yan gözle bakan kem gözlü avcı hemcinsim barış: yok varsa bile benim gözüm tek bir kişide deniz: kimmiş bakalım o şanslı kız? barış: o değil ama ben çok şanslıymışım barış: kimseye söyleme ama baş harfi deniz barış: kimseye söyleme ama karşı komşum olur kendisi barış: kimseye söyleme ama şu an o kızla mesajlaşıyorum. deniz: şey beni deniz: beni sanırım annem şey yapıyor ben seni sonra şey yaparım baruş: ney yaparsın? barış: canım sözlüm kaçmana gerek yok Barış telefondan başını kaldırıp karşı balkona baktı, yüzünde güller açan sevdiğini görmesiyle onun yüzünde de şapşal bir sırıtma belirdi. O gülen yanakları öperdi be... barış: kaçama çalışıyorsun ama öyle de güzel hülünmez ki barış: bak kalbime geldi deniz: asıl sen aynaya bak deniz: sen nasıl gülüyorsun be adam deniz: bende ki de kalp barış: aynam sen olunca işte deniz: seninle konuşmak şahane de aşkım deniz: gir artık içeri de yemeğini ye deniz: aç aç da gazoz içiyorsun barış: hasretinden yandım bi gazoz içeyim dedim fena mı etmişim? deniz: bari önce yemek yeseydin deniz: hadi yemek ye barış: tamam aşkım da sende fazla durma burda üşürsün deniz: tamam aşkım sözlüm ileride ki kocam Barış okuduklarıyla şaşkınlıktan açılan gözleriyle karşı balkona baktı. Genç kız öpücük atıp hızla odasına girip gözden kaybolunca kalbi tekledi. Ne yapacaktı bu kızla? Bu kız onu parmağında oynatsa çok şükür Ya Rabbi derdi. O dereceye gelmişti artık. Kalbi duracak gibi göğüs kafesini döverken sağ elini üzerine bastırdı. "Sakin ol lan!" Yaa siz çok mu tatlısınız? |
0% |