Yeni Üyelik
39.
Bölüm
@morkanatlizambak

barış: hayırlı geceler güzellik

barış: nasılsın sözlüm

deniz: hayırlı geceler yakışıklı, iyiyim sen?

barış: ben pek iyi değilim

deniz: niye?

deniz: nr oldu?

deniz: karakolda bir şey olmadı de bana?

barış: sakin ol aşkım

barış: ne olursun sakin ol

barış: bu gün seni göremedim

barış: geceme ay doğamadı diyecektim

barış: az balkona çık ta gül cemalini göreyim, gözüm şenlensin diyecektim

barış: lafı hopba ağzıma tıktın bitanem

deniz: ne yapayım korktum bir şey oldu sandım

barış: yok bir şeyim de

barış: balkona çıkmazsan az sonra sensizlikten bayılacağım

barış: sensedim

deniz: yaaa barışş

deniz: hemen çıkıyorumm

Deniz elinde ki telefonu bırakmadan üzerinde ki mavi tişörtü düzeltti. Saçlarını da hafifçe geriye attı. Çalıma masasının üzerinde duran küçük aynadan kendisine baktı, güzel görünüyordu.

Balkonun perdesini açıp küçük balkonuna çıktı. Zaten küçük olan balkon abisinin odasının da sayıldığı için pek bir eşya koyamıyordu. Daha doğrusu abisi sakarlığı yüzünden ne koymaya çalışsa kırıyordu. Ya da en az zarar veriyordu. İki tane renkli sandalye ve küçük bir masa vardı yanlızca.

Onları da abisi balkona çıkacağı zaman katlayıp kenara koyuyordu. Kaldırmayı unutursa o eşyaları son görüşü oluyordu. Artlarından birer bardak soğuk su içiyor bir de Fatiha okuyordu.

Bir keresinde test kitaplarını unutmuştu da Kerem üzerine kahve dökmüştü.

Karşı balkona baktı genç kız. Ordaydı ışte demir korkuluklara dirseklerini vermiş elinde ki gazozu içiyordu. Göz göze gelince genç adam gülüp öpücük attı sözlüsüne.

Deniz kenarda ki sarı katlanmış sandalyeyi açıp üzerine oturdu bu gün okulda çocuklarla birlikte çok koşturmuştu. Belki atlamış zıplamış da olabilirdi.

Karanlık gecede sokak lambaları ve ev ışıkları arasında hafif loş görünen yüzlerini izlediler.

Genç adam derin bir iç çekti geceye. Bu kız gittikçe güzelleşiyor muydu yoksa ona mı öyle geliyordu. Ya Deniz'de ki güzelliği başkaları da görüyorsa diye geçirmeden edemedi içinden.

Kaşları hafif çatıldı bu düşünceyle. Boşta ki eliyle eşofmanının cebinden telefonu çıkarıp açtı. Bu sırada aşık bakışmaları kesilmişti.

Barış: deniz

Deniz elinde ki telefonun titreşmesiyle açıp okudu.

deniz: barış

barış: ben şey

barış: ben deniz bir şey diyeceğim

deniz: de bakalım

barış: sen benim hani sözlümsün ya

deniz: evet öyleyim

barış: hani gelecekte ki eşin, kocan, hayat arkadaşın

deniz: evet öylesin

barış: şey acaba senin etrafında böyle avcılar dolanıyor mu?

deniz: ne alâka avcı?

barış: yani şey

deniz: barışım yakışıklım uzatmadan söyle yorgunsun işten yeni geldin

deniz: hem sen yemek yedin mi?

barış: senin yüzünü görmeden yemek gelmedi içimden

barış: beni düşünme şeklini yerim senin

barış: tamam uzatmıyorum

deniz: eeee

barış: yani sana yan gözle bakan hemcinsim var mı?

barış: nolur yok de de rahatlayayım

deniz: bir şartla söylerim

barış: ne yani var mı?

barış: şartlar sana kurban olsun

deniz: yaaa şapşal

deniz: ama benim şapşalım

deniz: yok kimse sanırım

deniz: karakolda var mı peki sana yan gözle bakan kem gözlü avcı hemcinsim

barış: yok varsa bile benim gözüm tek bir kişide

deniz: kimmiş bakalım o şanslı kız?

barış: o değil ama ben çok şanslıymışım

barış: kimseye söyleme ama baş harfi deniz

barış: kimseye söyleme ama karşı komşum olur kendisi

barış: kimseye söyleme ama şu an o kızla mesajlaşıyorum.

deniz: şey beni

deniz: beni sanırım annem şey yapıyor ben seni sonra şey yaparım

baruş: ney yaparsın?

barış: canım sözlüm kaçmana gerek yok

Barış telefondan başını kaldırıp karşı balkona baktı, yüzünde güller açan sevdiğini görmesiyle onun yüzünde de şapşal bir sırıtma belirdi.

O gülen yanakları öperdi be...

barış: kaçama çalışıyorsun ama öyle de güzel hülünmez ki

barış: bak kalbime geldi

deniz: asıl sen aynaya bak

deniz: sen nasıl gülüyorsun be adam

deniz: bende ki de kalp

barış: aynam sen olunca işte

deniz: seninle konuşmak şahane de aşkım

deniz: gir artık içeri de yemeğini ye

deniz: aç aç da gazoz içiyorsun

barış: hasretinden yandım bi gazoz içeyim dedim fena mı etmişim?

deniz: bari önce yemek yeseydin

deniz: hadi yemek ye

barış: tamam aşkım da sende fazla durma burda üşürsün

deniz: tamam aşkım sözlüm ileride ki kocam

Barış okuduklarıyla şaşkınlıktan açılan gözleriyle karşı balkona baktı. Genç kız öpücük atıp hızla odasına girip gözden kaybolunca kalbi tekledi. Ne yapacaktı bu kızla?

Bu kız onu parmağında oynatsa çok şükür Ya Rabbi derdi. O dereceye gelmişti artık.

Kalbi duracak gibi göğüs kafesini döverken sağ elini üzerine bastırdı.

"Sakin ol lan!"

Yaa siz çok mu tatlısınız?

Loading...
0%