Yeni Üyelik
44.
Bölüm

⁴⁴

@morkanatlizambak

Deniz genç adamın üzerinde gördüğü takımla yutkunamadı. Sanki her şey donmuştu, o anda kalmışlardı.

Sadece Barış vardı. Öyle karizmatik görünmüştü ki gözüne kimse bakmasın istedi, kimse görmesin.

"Nasılım?" dedi Barış sevimli bir ifadeyle. Takımın yakalarına ellerini koymuş etrafında bir tur da dönmüştü.

"Yürü bakalım, aşkım" genç adam sevdiğini dinleyip kendisine doğru düz bir şekilde yürüdü. Bu sırada ellerini kumaş pantolonun cebine atmış karizmasına karizma katmıştı. Ellerini cebine atınca geçen ay Deniz'in hediye aldığı siyah deriden saat de görünür olmuştu. Siyah takımla kesinlikle çok hoş durmuştu.

"Umarım süper olmuştur. Yoruldum bu beşinci takım."

"Etrafında dön bir daha." dedi Deniz elini yuvarlak şeklinde hareket ettirirken.

Barışın dönüşünü izledikten sonra ayağa kalktı. Bir kaç adımda genç adama yaklaşıp yakalarına ellerini koydu. "Çıkma böyle dışarı." dedi kahverengi gözlerini Barış'ın yeşil gözleriyle buluştururken.

"Niye?" dedi Barış tekrardan merakla.

"Çok yakışıklı olmuşsun. Gerçi diğer takımlarla da böyle olmuştun. Çuval giy diyeceğim, o da yakışır sana."

Barış sağ elinin işaret parmağını karşısında ki güzeller güzeli kızın çatık kaşlarının ortasına koydu. Hafifçe baskı uygulayıp konuştu. "Şimdi sen, ben yakışıklıyım diye mi sinirlendin?"

"Evet"

"Çok tatlısın." dedi Barış gözleriyle Deniz'in yüzünü turlarken. "Bu kadar tatlı olma öpesim geliyor."

"Hadi takımı çıkar da alalım bari" dedi Deniz kızarmış yanaklarını gizlemek için hızla arkasını dönerken.

Barış sesli bir kahkaha attı, görmüştü yavaş yavaş kızaran yanakları. " Tamam aşkım, sen nasıl istersen."

***

 

Bu sefer de Barış içi şişmiş gibi boş boş bekliyordu. Oturduğu koltukta her yer beyaz olan dükkanı izlemeye devam etti. Plastik mankenlerin üzerinde, askılarda her yerde bembeyaz tüllü ve bolca taşlı gelinlikler vardı. Kimisi kapalıydı kimisi açık hatta Barış bazılarına kumaş eklemeyi unuttuklarını düşündü.

 

Kabarık gelinlikler askılardan taşmıştı, etekleri her yerdeydi.

 

"Barış! baksana."

 

Genç adam giyinme kabinine sırtını dönüp oturduğu için Deniz'i ilk çıktığı an görememişti. Oturduğu pufda kafasını arkaya doğru çevirdi, omuzunun üzerinden baktığı genç kızda durdu bakışları.

 

O an dondu kaldı. Tamam Deniz'ine yakışmayan şey yoktu ve gelinliğin de çok yakışacağının farkındaydı ama, ama bu kadar da yakışacağını düşünmemişti. Yakışmayı geçmiş resmen eksik olmamasına rağmen daha fazla tamamlamış gibiydi.

 

Kalın askılı dekoltesiz gelinlik çok yakışmıştı. Omuzlarının altına doğru askılardan bir kaç tül sarkmıştı. Beyaz sade, tül gelinlik beline kadar dar bir şekilde geliyor ve ordan sonra da genişliyordu. Gelinliğin etekleri dizinde bitiyordu. Eteklerinin bitiminde tülden dikilmiş bir kaç tane çiçek vardı.

 

(aklımda canlandırdığım gelinlik süppper ötesi, ya ben bir daha gelinlik benzetmesi yapmayacağım ben ne anlarım gelinlikten...)

 

Barış'ın başı ağrıdığı için bedenini de sevdiği kıza doğru çevirdi.

 

"Bunun altına bir de beyaz spor ayakkabı alalım n'olurr? "

 

"Hı?" dedi Barış, soruyu bile doğru dürüst duyduğu söyelnemezdi. Resmen büyülenmişti.


"Değil mi ya, spor ayakkabı altında on numara bey yıldız durmayacak ama ben rahat edeceğim. Konfor alanı meselesi işte. " dedi Deniz aynaaların önünde durup kendisine bakarken. Bir kaç defa sağına soluna döndü.

"Oldu, oldu." dedi kendi kendisine. "Şükür ilk seferde hallettim."

"Nasıl göz var bende ilk beğendiğim cuk oldu."

Eline çantasının yanına koyduğu telefonu alıp fotoğraf çekti. Düz çektikleri yetmeyince bir kaç tane de aynanın karşısında çekti. Telefonu geri yerine koyarken fark etti. Ayakta donmuş gibi duran Barış'ı.

"Barış iyi misin?"

Cevap yok.

"Yakışıklım, yaşam belirtisi göster."

Cevap yok.

"Iyi o zaman ben senin fişi çekiyorum."

Cevap yok.

Deniz, Barış'a yaklaşıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Çok, çok güzel olmuşsun" dedi o an Barış.
"Emniyet amiri birazdan seni gelip tutuklayacak."

"Ne?"

"Bu kadar güzel olunmaz ki? diye."

"Çok şükür kendine geldin." Deniz sesli bir kahkaha attı.

Barış sesli bir kahkaha attı. "Sen böyle büyüleyici olunca be yapayım. "

"Ben düğünde bunu giyersem ne olacak. Yine aynı böyle olma bak." dedi Deniz gözlerini kısarak.

"Denemeden bilemeyiz." dedi Barış. Yeşil gözleriyle genç kızın yüzünü turladı. Bu kadar güzel olmak zorunda mıydı ki?

Deniz'in yüzünü avuçlarının içine aldı. "Seni ömrüm boyunca seveceğim ve bundan hiç bıkmayacağım. Her güne seninle başlamak, her günü seninle sonlandırmak istiyorum. "

Hemen ardından genç kıza sıkıca sarıldı.

"Çok yakışmış. Keşke kimse görmese."

"Bende senin için aynı şeyi söyleyebilirim Barışım. Çok yakışıklı oldun."

Ben aşk kuşuna dönüşemiyorum yaa. Romantizm ne? O ne be? Mizah varken jgkggb

Loading...
0%