@morkanatlizambak
|
barış: aşkım barış: güzelim deniz: evet aşkım yakışıklım barış: ben az biraz barış: özledim gibi oldu deniz: az biraz yani deniz: çok değil barış: çok çok fazla özledim sanırım deniz: bende özledim ama daha ayrılalı 2 saat olmadı barışım barış: be olmuş yani barış: iki saat olmamış diye özleyemez miyim? deniz: özlersin de deniz: hani zaten yarın da düğün var barış: hatırlatıp durma kalbim duracak deniz: sakin ol aşkım deniz: daha düğünümüz olmadı barış: bir şey soracağım deniz: sor sevgilim barış: eridimmm barış: hani çoğu kızlar kabarık gelinlik istermiş böyle prenses gibi olmak istermiş barış: kızlar dediğime bakma merve dedi barış: sen niye öyle bir model seçtin barış: yanlış anlama aşkım çok güzel oldun çok yakıştı deniz: ben zaten prensesim deniz: prenses olduğumun kıyafetimden bilinmesine gerek yok hareketlerimle gayet de gösterdiğimin farkındayım barış: prensesim, prensiniz olabilir miyim? deniz: olabilirsiniz sanırım beyefendi deniz: konfor meselesi aşkım deniz: ben o kabarık pofuduk şeyin içinde hareket edemem bir de zaten parkta olacak her yer ağaçlık barış: anladım aşkımm barış: yaa ama barış: ben seni evlenmeden önce bir kez daha görmek istiyorum barış: insene aşağı barış: biraz hava alalım deniz:sakin ol taramalıya bağladın deniz: hem balkonumda da aynı hava var barış: kız evi naz evi diyosun yani deniz: yoo iniyorum aşağı diyorum deniz çevrimdışı... barış: bu kız beni kalpten götürecek barış çevrimdışı...
Barış avcunun içinde ki eli dudaklarına götürüp üzerine küçük bir buse bıraktı. Aklında kileri Deniz'le patlamanın tam sırasıydı.
"Efendim?" "İki çocuğumuz olsun bir kız bir oğlan" dedi etrafta ki ağaçlara bakarken. Yürüdükleri kaldırımdan inip karşı kaldırıma geçerken elinden tuttuğu Deniz'i de peşi sıra sürüklüyordu. "Ya da" dedi aklına gelen yeni fikirle. "İkişer izimiz olsun" "Başka isteğiniz paşam?" Deniz' in gözleri yuvalarından düşecek gibi açılmış yanında aheste aheste yürüyen adama bakıyordu. "Daha fazla da olabilir güzelim. Bilirsin çocuk severim." Deniz gür bir kahkahayı serbest bıraktı iki dudağının arasından. " Sen doğuracaksan neden olmasın" dedi. "Oluyomu öyle?" Deniz' in kahkahası daha fazla büyürken. " Sen dene bakalım oluyormuymuş" demeyi ihmal etmemişti. Barış dalgın bir şekilde yanında ki Deniz' in hala güzel gülüşünü saklayan dudaklarına baktı. Fark etmeden aynı gülüş kendi dudaklarına da konuvermişti. İki aşık birbirinin gözlerine dalmıştı sakince. "Ahh!" Diye bir nida çıktı Barışın ağzından boşta kalan elini anlına koydu. Sevdiceğine bakarken yürüdüğü yola bakmayı unutmuştu. Deniz alel acele ellerini genç adamın anlına çıkarıp okşadı. "Iyimisin?" "Senin elin deydi nasıl kötü olurum güzelim" Bu sözler karşısında Deniz' in içi erise de konuşmasına devam edip içinde ki çikolata şelalesini boşverdi. "Bakkal Rüstemden bir buz al da anlına koyalım. Şişmesin, ne de olsa yarın düğünümüz var" "Şöyle tatlı tatlı konuşma yiyesim geliyor!" Tekrardan yollarına devam ederken bu sefer istikamet bakkal Rüstem ve buzlarıydı. "Yanlız" dedi Barış "ben hâlâ ikişer ikizde kararlıyım aşkım "
bölümün birazı silinmiş gibi hissediyorum ama tam emin değilim.... |
0% |