@morkanatlizambak
|
"Ne! Ne yaptım dedin abi?" "Bir şey değil " dedi Kerem sakince. " Barış ve seni Aslıma anlatıyordum komutan kapıdan beni dinliyormuş. Nerden bileyim birbirinizi sevdiğinizden falan hep söyledim. Komutan Hülya sultan da dayanamamış Albay'a söylemiş." Deniz'in gözleri dehşetle açıldı. "Yani şu an annem de baban da biliyor öyle mi?" Barış başını aşağı yukarı tastikler biçimde salladı. Kesinlikle oyuncu olması gerekiyordu. İçinden gülmeye çalıştı yüz ifadesi azıcık değişse zalim Deniz anlardı onun bilerek yaptığını. Onun öğrenmemesi gerekiyordu, şayet öğrenirse yaşayabileceğini zannetmiyordu. Kerem kendi odasında yatağın ucuna oturmuş rol icabı dirseğini dizine konuştu. Yanağı avucunda tam dertli bir abi portresi çiziyordu. Hain, bir abi rolü üzerine cuk oturmuştu. Kaşlarını hüzünle çattı, bir yandan da gözleriyle odasının ortasında dağları, tepeleri, ovaları aşa aşa dört dönen Deniz'i izliyordu. Deniz iki elini de beline koymuş aklında ki düşünceleri nereye koysa bilememişti. Anne ve babası biliyorken ne yapmaları gerekti? Kerem gözlerini kardeşimden ayırmadan olayın içine Barış'ı da çekmeye çalıştı. "Deniz" dedi düşünceli gibi görünerek. "Barış'a söyledin mi? Babamla annem öğrendi diye" Deniz hızla başını iki yana salladı. Ev topuzu yaptığı saçı bu sayede bağımsızlığını ilan edip saç yakasından kurtulmuştu. Hızla cebinden telefonunu çıkarıp abisinin odasından selamsız sabahsız çıktı. Odasına girip dağınık yatağına attı kendisini. Parmakları klavyede gezerken bir yandan da başını uzatmış karşı camı (dik)izliyordu. deniz: barış! deniz: aşkım! barış: iyi misin denizim, barış: deniz gözlüm deniz: şey ya deniz: benim bazen gereksiz hareketlerde bulunan bir abim var ya barış: evet denizim deniz: işte abim odasında telefonla aslıya bizi anlatıyormuş barış: eeee deniz: ee si bizim komutan kapıda abimi dinlemiş barış: hadi canım deniz: evet işte deniz: sonra da bilgileri albay'a sızdırmış barış: ne yapacağız ya şimdi biz deniz: bilmiyorum barış: kaçarı yok beni iki çocuğumla ana evime mi göndereceksin yazıklar olsun sana barış: beni ortada mı bırakacaksın barış: ben de evleniriz sanmıştım bohçam bile hazırdı deniz: ne yapalım el mecbur evleneceğiz sanırım barış: ne yapalım aşkım barış: evlenelim bari deniz: jgkhgnn deniz: seninle bir ömür yaşlanmam sanırım yakışıklım barış: ben seninle bir ömür yaşlanmaya da varım be güzelim deniz: yaa yerim seni barış: ben de seni barış: denizim ben sana sonra yazacağım karakola gitmem gerek deniz: olur yakışıklım düğün masrafını çıkartırsın jhkvn Oğlum siz niye bu kadar tatlısınız? Size soruyorum bu ne tatlılık? |
0% |