@morkanatlizambak
|
Gençlerin tepesinde ki ağaç rüzgarla birlikte hareket edip yaprakları ses çıkarıyordu. Fakat ağacın altına kurulmuş olan üçlünün sesini bastıramıyordu. Merve termostan sevdiğinin çayını tazeleyip ince belli bardağı önüne koydu. Kola'ya kağıt bardak getirseler de Merve çantasında ince belli iki tane çay bardağı getirmişti. Çünkü sevdiğini ve arkadaşını tanıyordu. Doğal olarak da hassasiyetlerini biliyordu. Çay'da ince belli cam bardak kırmızı çizgileriydi.. Onlara göre çay içmenin bir şekli ağırlığı olurdu. İnce belli cam bardak tam bu ağırlıktaydı. Merve ne kadar onlara gülüp geçse de her zaman çaylarını istedikleri şekilde döküyordu. "Aslı abla niye ağzından laf tutamıyor ya?" dedi Merve gülerek. "Resmen ağzında ki herşeyi kaçırıyor" Deniz avucuna doldurduğu çekirdekten bir tane daha çitleyip önünde ki poşete attı. "Asla Aslı ablaya sır vermeyelim" deyip çayından küçük bir yudum aldı. "Baksana söylemek istemeyip de söylüyor." "Hani" dedi Sercan "Küçükken sır tuttuğumuz zaman ağzımızı hayali kilitleyip üzerine ev yapardık" dedi tastiklemek ister gibi karşısında, yere bağdaş kurarak oturan iki kıza. "Evet" dedi Deniz aynı zamanda başını aşağı yukarı sallayarak. "Ama, istersen Aslı ablanın ağzının üzerine ev yap yine de ağzında ki bakla ıslanır " "Yalnız" dedi Merve "Hani o ağzından kaçırdığı zaman ki yüz ifadesi var ya çok komik oluyor. İlk başta mutlu mutlu anlatıyor, sonra anlatmaması gerektiğini hatırlayınca dehşete düşüyor" "Kendi sırlarını da açığa veriyordur büyük ihtimalle" dedi Deniz ortada ki cips'den ağzına atarken. Kızlar çay getirirken, Sercan abur cubur almıştı. Sohbetle birlikte güzel gidiyordu. "Eee?" "Ne ee, si?" Deniz, Merve'nin tek kaşını kaldırıp kendisine soru sorar biçimde bakmasına anlam verememişti. "Noldu?" "Siz" dedi Merve merakla "Ne zaman yurt yuva sahibi oluyorsunuz Deniz hanım?" "Ne yurt yuvası?" diye soran bu sefer Sercan'dı. "Düğün diyorum aşkım, ne zaman?" "Ne bileyim ben Merve ne ne zaman!" "Ama ben hemen evlenin istiyorum!" "Niye ?" dedi Sercan sevdiğine bakarak. Çayı bitince termostan doldurmuştu. Sıcak sıcak, güzel demlemişti de. "Yeğen sevmek istiyorum" Merve elini ağzının yanına siper ederek Sercan'a döndü. Hafif sesini kısarak "Abim damat oldun sıra da bana gelsin" dedi, fakat Deniz'de sesini duymuştu. "O kadar evlenmek istiyorsan bence abini beklememe gerek yok ki Merve. Yıldırım nikahıyla evlenin kurtulun." Merve'nin gözleri parladı. "Hem masraf olmaz, değil mi aşkım?" Genç kız ayağa kalkıp Sercan'ın elini sıkı sıkı tuttu. "Olmaz bir tanem, gelinlikle çıkacaksın o evden" Sercan'ın güzel konuşmasına karşın Merve küçük bir kız çocuğu gibi omuz silkti. Bir yandan da sevdiğinin elini asılıyordu. "Banane, hadi kalk gidelim" "Nereye!?" dedi aynı anda Sercan ile Deniz. "Yıldırım nikâhı dedik ya onu kıymaya, hadi kalkın. Oyalanmayın!" "Hayır, olmaz aşkım" dedi Sercan hızla. "Kimsenin haberi yok" "Olsun, banane. Hadi birtanem gidelim. Gecikeceğiz." "Olmaz!" "Lütfeen" dedi Merve yavru kedi bakışlarıyla harfleri uzatarak. Sercan elinde ki bardağı bile unutarak hipnoz olmuş gibi ayaklandı. "Tamam aşkım" El ele tutuşmuş olan ikili giderken Deniz arkalarından baka kalmıştı. Resmen film izler gibi izlemişti onları. Ne olmuştu az önce? Elinde ki çekirdekleri boş bakışlarla çitleyip kabuklarını poşete attı. "Kafayı yediler" dedi kendi kendisine, hemen sonra cebinden telefonu çıkardı. Merve'ye yanlızca Barış dur diyebilirdi. deniz: barış! deniz: aşkım barış: efendim denizim barış: ne oldu, iyi misin deniz: iyiyim ben de deniz: nerve pek değil sanırım barış: nasıl deniz: senin kardeşin olan merve var ya barış: evet var deniz: bir de sercan bafış: bunun sonu reye varacak acaba deniz: deli merve tuttu oğlanın elinden yıldırım nikâhı kıymaya götürdü deniz: yazık sercan'a çarpılmışa döndü çocuk barış: hadi canım barış: merve yi durdurmalıyız deniz: niye? deniz: senden hızlı oldu diye mi? barış: niye aşkım anlamıyorum deniz: hadi kalk biz de yıldırım nikâhı kıyalım deniz: ilk biz evelenlim barış: ne! barış: dalga geçme benimle aşkım gerçek sanıyorum deniz: gerçek zaten barış: ne! Barış yedi kafayı yazık. Genç yakışıklı polisti |
0% |