

Nefes almak neden bu kadar zordu? Neden insanlar yaşamımızı zorlaştırıyorlardı?
Her insanın yaşamaya hakkı varken bir insan diğer bir insanın canına kast ediyordu. Ne haddineydi?
Bir çok can almış, dolaylı yoldan da olsa bir çok insanın canını yakmıştı. Sadece silah ticareti yaptıkları o silahları kullanmadıkları anlamına gelmiyordu.
Kartal silahları belirli noktalara götürüyor, teslim ediyor ve işi bitiyordu. Ve artık alış veriş yaptıkları kişiler ona bir daha ulaşamıyordu. Kartal böylelikle hedeflediği gizliliğe ulaşabiliyordu. Yüzünü gören kişi sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmiyordu, geçecek olsa bile onların da eceli oluyordu.
Ve şu an yüzünü gören ve kendisine karşı tehdit olan birisinin peşindeydi.
Yavuz Atak ERGÜVEN.
Şu an bir tehdit unsuru oluşturmasa bile hafızası düzeldiği zaman en büyük tehdit kendisi olacaktı. Kartal'ın Yavuz'dan alacağı bir emanet olmasa şimdiye kadar kafasına sıkmıştı. Polislerin yanı sıra kendisi de Hafıza Kartı'nı arıyordu. Ve hafıza kartının yerini bilen bir tek kişi vardı, ne yazık ki o da şu an hatırlamıyordu.
"Ne zaman kafasına sıkacağım?" diye sordu cırtlak sesiyle. Modifiye sarı saçlarını tepeden sıkı bir at kuyruğu yapmıştı. Üzerinde ki dar deri pantolonun kemerinde takılı duran silahı düzeltti.
"Henüz değil, daha zamanı var." dedi altın işlemeli koltuğunda rahatça oturan kişi. Koltukta hafifçe geriye doğru yaslanmıştı, elinde ki yarışı dolu bardaktan koca bir yudum aldı. "Garaja arabayı hazırlayın."
"Tamam patron, nereye gidiyoruz?"
"Gideceğiz değil, ben gideceğim işim var." dedi masanın üzerinde ki şişeden boşalan bardağına alk*l doldururken. Yüzü bıkkın bir ifadeyle bezeliydi. "Söyle acele etsinler."
Çakma sarışın başını aşağı yukarı salladı. "Tamam patron."
Kartal'a arkasını dönüp demir kapıdan çıktı. Kapıyı kapatıp yan kısımda ki kutuya şifreyi girdiğinde güvenlik üst düzeye çıkmıştı. Siyah fayansların döşeli olduğu koridorda topuklu siyah uzun çizmelerinin çıkardığı ses eşliğinde yürüdü. Sol köşede kalan asansöre de şifreyi girip eksi iki numaralı kata bastı. Duran asönserden çıktığında geniş garaja gelmişti bile. Genç kadının attığı her bir adımda tavanda asılı duran lambalar yanıp sönüyordu. Bir kaç led eksikmiş gibi gelip gidiyordu.
Katriana ard arda dizilmiş olan arabaların arasından geçip en arka da kalan arabaya yöneldi. Siyah lüks arabanın tekerleri yerinde değildi, adeta zeminle bitişik duruyordu. Sarışın kadın at kuyruğu saçını omuzunun üzerinden geriye doğru atıp arabaya bindi.
Ön koltuğun sırt kısmında ki düğmeye bastığında koltuk yavaşça arkaya doğru kaymıştı. Koltuğun kenara çekilmesiyle ortaya çıkan kare boşluk simsiyah görünüyordu. Dipsiz, sonsuz gibi bir siyahlıktı.
Katriana ilk adımı atarak boşluğa doğru inmeye başladı. İkinci adımından sonra aşağıda merdiven başında ki lamba yandı. Modifiye sarışın kadının koyu kırmızı ruj sürülü olan dudakları yukarı doğru ivme kazandı.
Gücün elinde olmasına bayılıyordu. Her türlü güç ve üstünlük hoşuna gidiyordu. En büyük gücü ve konumu ise Kartal'ın sol kolu olmaktı. Ve Yavuz gelerek onun koltuğunu sarsmıştı. O andan beri Katriana'nın en büyük düşmanı Yavuz'du. Bu yüzden kafasına sıkacaktı. Öldüğünden emin olacaktı.
Genç kadın hem öldürmek istiyordu hem de kendisine bile itiraf edemese bile Yavuz'dan hoşlanıyordu. Çelişkiler içinde debelenirken aşağıya doğru inen merdivenleri bitirmişti.
Şimdi karşısında geniş silah odası vardı. Çeşit, çeşit özel silahlar...
Bazı silahlar teslimat için hazırlanmıştı bile. Geriye kalan silahlar ise ya diğer teslimatlar içindi ya da kendi adamlarının kullandığı silâhlardı.
Kendinin bile özel üretim silahları vardı, belinde ki kemer takılı duran silah da onlardan birisiydi. Silah kabzasının üzerinde ince kıvrımlı harflerle Katriana yazıyordu ve bir kaç tane yıldız vardı. Silahın üzerinde ki yıldızlar içine doğru hafif çöküntü ve her birisinin içinde küçük birer tane yakut vardı.
Ve Katriana bu özel silahı hak edebilmek için çok çabuk sarf etmişti. Dişini tırnağına takmış, önüne çıkan her bir engeli yıkıp atmıştı. Siyah fayansların üzerinde çizmelerinin çıkardığı sesler ona melodi gibi geliyordu.
Geniş demir kapıya gelince duvara monteli dijital kutuya şifreyi girdi. Bu odaya sayılı kişiler girebiliyordu ve kendisi de o sayılı bir kaç kişiden birisiydi.
Kartal'ın silahlarının bulunduğu odya girince içeride ki iki adama başıyla selam verdi.
Sarışın olan adam şofördü, diğer esmer adam ise fazlasıyla iri yarı bir korumaydı. İşinde en iyilerden birisiydi.
"Patron arabayı hazırlayın dedi. "
"Tamam" dedi esmer genç adam, kadına çapkın bir gülüş yolladı. Ne de olsa onun bu hallerine düşmeyen kadın yoktu.
Onun etkisine kapılmayan yokken bu kadın hiç bir şekilde kendisine bakmıyordu. Dikkatini çekebilmek için yapmadığı şey kalmamıştı ama olmuyordu.
Genç adam elini siyah şekilli saçların daldırıp geriye doğru yatırdı. "Peki sen nasılsın güzel Katriana? "
Katriana omuzunun üzerinde ki saçları geriye doğru itip gözleriyle baştan aşağı Ediz'i süzdü. "İyiyim, birilerini öldürebilsem çok daha iyi olacağım. " dedi kırmızı rujlu dudaklarına samimiyetten uzak bir gülüş kondurarak.
Ediz'in konuşmayı uzatacağını fark ettiğinde onu dinlemeyip yukarı çıkan merdivenlere yöneldi.
Diğer sarışın adam yanlızca onları izlemişti. Gözleri bile bayık bir şekilde bakıyordu ikisine alışmıştı artık ikisinin bu hallerine. Uyuşmayan elektirikleri etraftan dahi hissedilir cinstendi. Birisi negatifse diğeri pozistifti, birisi siyahsa diğeri beyazdı. Birisi geceyse diğeri gündüzdü. Fakat Ediz uyuşmadıklarını bir türlü anlamak istemiyordu.
Kafasına koymuştu, Katriana'yı kendisine aşık edecekti.
***
Oturduğu rahat deri koltukta rahatça geriye doğru yaslandı. Gözleri kısılmış ileri doğru bakıyordu.
Odada tavana doğru en yüksek kısımda bir kaç tane oyuk şeklinde cam vardı. Bu küçük oyuklardan sızan gün ışığı şeritler halinde boğuk odaya uzanıyor ve loş bir ışık yaratıyordu.
Birisi bitmeden ardı ardına yanan sigaralar odayı gittikçe çekilmez bir hale sokmuştu. Camdan düşen ışıkların birisinde durdu bakışları. Sanki odaya düşen ışıklar kötülüğe ve acımasızlığa küçük bir umut gibi doğmak istemişti. Fakat hiç bir şekilde işe yaramamıştı. Hâlâ aynı acımasızlık ve aynı vicdansızlık doluydu her yer.
Işığı takip eden gözlerini yumup elinde ki bardağı kafasına dikti. Kafasında ki dolu düşünceleri boşaltması gerekiyordu.
Avucunda sıkı sıkıya tuttuğu boşalan bardağı masaya bırakıp başını koltuktan aşağı doğru büyük bir nefesle yatırdı. Deri siyah koltuğun kollarına koyduğu ellerini aşağı doğru sarkıttı. İçine çektiği derin nefesi dışarı doğru ciğerlerinde ki hırıltıyla dışarı doğru bıraktı.
Hâlâ gözleri kapalı, başı geriye doğru yaslıydı. Sol elini anlına yaslayıp baş parmağıyla yüzük parmağında ki yüzüğünü çevirdi. Altın yüzük parmağında bir tur dönüp durdu.
Dünyanın her bir saniye dur duraksız döndüğü gibi. Kartal'ın her gün baika bir yan alması gibi. Acımasızca, vicdansızca canlara kıymaya devam etmesi gibi.
Gün geçtikten içinde ki vahşet artıyordu, gün geçtikçe güçleniyor güçlendikçe daha fazla masuma dokunuyordu kirli elleri.
Ayaklarını uzattığı ahşap çalışma masasının en altta ki çekmecesini açtı. Geniş çekmecenin arka kısmında duran dört beş paket sigaraya yüzünde ki sırıtmayla baktı. Bazen bu sigaralara bakmak vicdanın adokunurken bazen de böyle sadistçe zevk alıyordu.
Bu özel sigaralar bir kişinin bazı şeyler bilmesine rağmen ağzını dilini bağlıyordu. Onu susmaya mahkum ediyordu.
Ve bazen de ölmek istemesine sebep oluyordu...
Evvet
Şükür bu bölümü de bitirdik. Nasıldı?
Katriana Christy, bu kadını çok acımadız yazmak istiyorum ama yazabiliraem işte...
İLK BÖLÜME KARAKTER BÖLÜMÜ KOYACAĞIM CANLAR ORAYA BAKINNNNN
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.06k Okunma |
352 Oy |
0 Takip |
25 Bölümlü Kitap |