Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.bölüm:BEN

@mormeleziniz

Yine gözlerimi alarmdan erken açtım. Ve oyalanmak için dakikalardır yetimhanenin tavanını inceliyorum.

"KIZLARRRR KALKIN ÇABUK HAZIRLANIN EVLATLIK ALMAK İÇİN GELİYORLAR" Hızla hepimiz yerimizden fırladık. Bu bağırarak içeri giren kadın yetimhane müdürüydü. Acil durumlarda görürdük. "kızlar hepinizin çok güzel görünmenizi istiyorum." gözlerimi devirdim.

 

Kadın bana doğru parmağını sallayarak konuştu. "sende dahil ceren. Elbisen yoksa veririm." kafamı salladım. Odada 6 kişi kalıyorduk. Bizim duvarda üç yatak, direk karşısında üç yatak. Yatakların sol taraflarında dolaplarımız vardı. Herkes hızla ayağa kalktı. En güzel elbiselerini seçmeye çalışırlarken, kendi dolabımı açtım elbisem yoktu. Giymezdimde zaten. Eşofman gibi görünen siyah bir pantolon giydim. Üstünde beyaz yazılı, siyah bir tişört.

Kimse için özenemezdim. Saçlarımı güzelce tarayıp tepeden at kuyruğu yaptım. Kızlar çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Anladımki müdüre geliyordu. Herkes beyaz, pembe gibi açık renkler giymişti. Müdüreyle yanında dehşet iyi bir çocuk geldi.

İNSTASINI ALLL

İçimdeki sesi susturdum. Çocuk iğrenir gibi gözlerini kızların üstünde gezdirdi. 6.yani son sıradaydım. Kızlar pozlar verirken ellerimi göğsümün altında birleştirmiş izliyordum. Çocuk gezdi gezdi gezdi bende durdu. Gözleri üzerimde gezindi. Müdüreyle dönüp İtalyanca konuştu. "Voglio questo" (türkçesi:bunu istiyorum) sinirle güldüm İtalyanca cevap verdim" Ho un nome, non una merce(ben mal değilim bir ismim var) " çocukta, müdürede, kızlarda bana şaşkınlıkla bakarken ben sırıtıyordum. Ekledim

"İtalyanca, Korece, almanca, İngilizce, Japoncam var. Ezberlemek için vaktim oldu"

Kızım ne yaptın çocuk aşık oldu aq

Çocuk bu sefer sırıtıyordu "müdüre bu kızı yani ceren miydi Cemre miydi İSTİYORUM!" Sonda bağırınca ben hariç herkes yerinden sıçradı. Yetimhane disiplinindede böyle bağırıyorlardı hatta vuruyorlardı. Ama çokta sikimde değil yani.

Çocuğa döndüm "ismim ceren Umay kara" soy ismimi ilk defa birine söylüyordum. Çocuk bana yaklaştı bedenlerimiz yarım adımda bir birine yapışırdı. Yinede geriye gitmedim. Çocuk ukalaca konuştu "bak ceren Umay kara ben batu karlos" çenesi kasılmıştı sinirlenmiş miydi? Bu hoşama gitti.

Sinirlenince ayrı bir karizmaaaa of of of of

"noldu? Niye sinirlendin? Batu karlos?" ismini baskı yaparak söylemiştim. "benimle geliyorsun Umay" "ceren ismim, daha çok severim ötekini babam koymuş" gözlerinden anlık bir duraksama geçti. Müdüreye dönüp kafasını izin ister gibi salladı. Müdürede izin verir gibi sallad-

"yaaa bıraksana. Bırak indir beni."

"kapa çeneni Umay. Seni liğme liğme ederim" bununla korkucağımımı sanıyordu evet biraz tırstım ama geri çekilmem. "etsene" "ne?" şaşırmıştı. Kucağında olmama rağmen yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve fısıltıyla konuştum. "Beni liğme liğme et batu?"

Sonra uzaklaşıp tekrar konuştum. "indir beni söz gelicem." itiraz etmeden indirdi. İndirdiği gibi Kaçmaya çalıştım ki beni arabanın kapısına dayayıp boğazımı eliyle tuttu. Sıkıyordu. Baktı ben çırpınmıyorum daha çok sıktı. Sonra birşey fark etmiş gibi duraksadı elini çekti.

Öksüre öksüre nefes almaya çalıştım kafamı eğmiştim. Çenemden tutup başımı havaya kaldırdı ister istemez gözlerim dolmuştu. Çenemi bırakmadan diğer elini boynumda gezdirdi. Sonra yanağıma getirince ne yaptığını anladım. Dün yetimhane disiplinindede çıkmışlardı ve fondötenle kapatmıştım.

Anlamıştı "SANAMI VURDULAR İÇERİDE?" Büyük bir kahkaha attım. "SANDIĞINIZ KADAR GÜZEL BİYER DEĞİL" Beni hızla arabaya bindirdi. Kendide binince birini aradı. Telefon arabaya bağlıydı. AÇILDI "ALO OZAN?"

SÖYLE BATU?

YETİMHANENİN BİLETİNİ KESİN

diyip kapattı. Takmadım. Herhalde bağış yapıyordu onu kesti. Kafamı cama döndürdüm sakindim. İki kez daha evlat edinilmiştim. Ama benden bıktım geri bırakmışlardı. Bu da öyle olurdu.

"yaşın kaç?" sorusuyla ona döndüm. "17 senin?" "22" kafamı sallayıp cama döndüm. "Niye elbise yada açık renk bişey giymedin?" "sevmem" "dolabındaki herşeyi açık renk aldırmıştım. Yarın beraber alış verişe çıkalım?" bu çocuk daha temin boğazımı sıkıyordu. "tek çıkarım" "tek çıkamazsın bu 1 ben sana birşeyler almak istiyorum. He eğer dersen ki ben tek çıkacam. Gsp indirirsin. Kartımı veririm başka türlü olmaz" "ben kendim çıkar, kendim alırım" "Umay zorlama" "nesin sen? Ne bu tavırlar mafya falan mısın?" dedim alayla.

Umay çenesi kasıldı! Çenesi kasıldı. Allah belanı verdi iştee.

Kızmış mıydı? "kızdın mı?" "UMAY SUS" Niye bağırmıştıki? Neyse diyerek cebimden telefonumu çıkardım. İnstada gezinmeye başladım. Bir çocuk karşıma geldi. Tanıyor gibi oldum. Yüzünü yakınlaştırıp baktığımda. Batu denen çocuğun sesini duydum.

"ney o sevgilimi seçiyorsun?" ona gözlerimi devirip çocuğu takibe aldım. 1-2 dakika sonra telefonuma bildirim gelmişti. Açtım takibe aldığım çocuk yani çağrı Altan yazmıştı

MESAJLAR

ÇAĞRI:İlk okul arkadaşlarım nasıl yerlerde geziyor ben şok.

UMAY:Kusura bakma ilk tanıyamadım. Gerçi sende haklısın ilk okul ve orta okul hayatımı mahveden birini nasıl tanımam:)

ÇAĞRI:Çok değişmişsin sana yaptıklarımı bir kahveyle telâfi ederim mesela yarın

UMAY:MALESEF MEŞGULÜM

ÇAĞRI:Hadi ya valla bak bütün gece yazarım. Zaten vicdan azabı çekiyorum.

UMAY:TAMAM TAMAM görüşürüz.

Görüldü.

Batu hâlâ kaşla göz arasında, mesajlarıma bakıyordu. Farkettiğimi anlayınca konuştu. "bende gelirsem gidersin" şaşkınlıkla ona baktım. "şaka yapıyorum ne yapayım ben senin sevgili muhabbetlerini?" ay ben bunu boğarım.

Tek koluyla sürükler kızım seni. Şu kaslara bakkk

BENİM İÇ SESİM NİYE BÖYLEE!? neyse. Arabanın durmasıyla kapıyı açıp indim. Kocaman bir evdi. Kapıya doğru yürüdük benim suratım asıktı. Kapıyı çaldı. Tüh sevgilisi varmış yaaa şanslıdır şimd- lan ben ne diyom!?

Kapıyı sarışın, açık yeşil gözlü, dar kot pantolonlu bir kız açtı. Kız tek kaşını kaldırmış bir bana bir batuya bakıyor.

"ne bakıyorsun Sedef çekilsene önümden kendi evime giremiyorum ya" isminin Sedef olduğunu öğrendiğim kız korkarak kapıdan çekildi. Neyinden korkuyorlardı ki bu kadar?

"biraz daha nazik olabilirsin. İlk defa geliyorum ya hani merak etmiştir." bana öyle bir baktık ki gözlerinden kurşun çıkacak sandım. Ama korkumu belli etmedim "Sedef sana öğretir" sedef hızlıca yanıma gelip beni kolumdan tutarak çekiştirmeye başladı.

Bir odaya girdik. Çok güzel bir odaydı. ama yarısı güzeldi sarılı, mavili, güneş, bulut desenliydi yarısı. Sarı yatak örtüsü seriliydi yatağın üstünde. Oraya bakakaldım. Oda ortadan bölünmüştü resmen. Diyer tarafa hemen yan tarafına baktım herşey bembeyazdı.

Aaa oda düzenini anlatmadım. Kapıdan girince karşıda bize bakan iki yatak vardı sağ tarafın duvarları maviydi. Üstünde kocaman bulutlar ve güneş vardı. Sarı yatak örtülü bir yatak mavi bir gardırop vardı. Ve bembeyaz yuvarlak bir halı sol tarafın duvarları beyazdı düzen aynıydı sadece renk farklıydı.

Sedef konuştu "gündüze takıntım var" dedi sevecen bir tavırla. Ben bu kızı egolu sanmıştım. "bak sarılı olan kısım benim. Farkındayım her yer bembeyaz oda ortadan bölünmüş gibi. Ama sen düzenleyebilesin diye" ona doğru döndüm. "benimde geceye takıntım var senin için sorun olur mu?" Hayır anlamında kafasını salladı.

Sevgililerrrr...

O anki iç güdüyle sedefe döndüm. "batuya Sevgili misiniz?" büyük bir kahkaha attı. "Hayır hayır sevgili değiliz bu evde sende, bende hizmetçiyiz." dediği şeyle kaşlarım havaya kalktı. Ne yani çocuk evlat edinir gibi hizmetçi mi ediniyordu?

Sedef aklına birşey gelmiş gibi bana döndü "istediğin her şeyle çalışabilirsin kıyafet sorun değil. Batu beye saygısızlık yapma. Birde bodruma inme. Orda köpekleri varmış ve çok saldırganlarmış." tamam anlamında kafamı salladım. Telefonumu çıkarıp saate baktım. 21:24

Sedef tekrar bireyler söylemek için bana döndü." sana şunları söylemeyi unuttum. Kendi evin iş gibi davranabilirmişsin. Yemek saatleri belli ama onun dışında işin bitince televizyon falan izleyebilirsin." buna sevinmiştim. "iyi bunu sevdim" dedim gülümseyerek.

Üstümü değiştirmek için dolaba ilerledim. Dolabı açtığımda herşey benbeyaz ve renkliydi sadece pijamalar ve 1 2 tane şort crop dışında. Öfleyerek şort ve crop karı karıştırmaya başladım. Birtane takım bulup giydim

Gayet rahattı sedefe döndüm "sedef uyanma yatma saati falan varmı?"

Sedef evet der gibi kafa salladı. "07:00de kalkıp 12:00de yatıyoruz ışıklar konpile kapatıyoruz istersen benimki gibi bir gece lambası al. Bide bu arada fiziğin güzelmiş." utanmıştım ama teşekkür ettim.

Saate tekrar baktığımda 22:02 olduğunu gördüm sedefe aşağı inmeyi teklif ettim oda kabul etti. Aşağı doğru inerken şakalaşıyorduk ki. Birine çarptım. Göz ucuyla sedefin ağzını elleriyle kapattığını gördüm.

Hemen geri çekilip kafamı kaldırdım. Tanımıyordum. Sedef hemen yanımıza geldi "özür dileriz ozan bey biz görmedik." çocuğun ismi ozandı. Gayet sakin görünüyordu. "önemli değil sedefçim ben ozan sen Umay olmalısın?" dediğinde elini uzatmıştı.

Elini sıkıp konuştum. "Evet Umay tekrar özür dilerim görmedim." önemli değil der gibi kafasını salladı ve merdivenlerden çıktı gitti.

Biz sedefle birbirimize bakıp gülmeye başladık. Yemek sabahları 9da öğlen 15:00 akşam 22:30da yeniyormuş. hızlı adımlarla mutfağa gittik. Hızla yemek sofrasını kurduk 4 tabak koymuştuk. Batu-bey demek içimden gelmiyor-ozan, Sedef, ben. Herkes sofraya geldi. Yemeğe başladığında konuşmaya başladım "batu" sedef ayağımı dürttü.

"pardon, batu bey. Odamda herşey çok fazla beyaz ve ben beyazdan nefret ederim. Odamı düzenlemek istiyorum. Acaba şansım varmı dışarı çıkıp alsam?"dedim iğneleyici bir ses tonuyla. Durur mu yapıştırmaya kalktı cevabı."yarın date çıktığında alabilirsin" be durur muyum durmam "date çıkmıyorum beni kütüphaneye kilitleyip 1 gün boyunca orda bırakan ve okul yıllarım boyunca 8 sene bana zorbalık yapan birinden intikam almaya gidiyorum"

Kafasını yemekten kaldırıp gözlerimin içine baktı. "üstünden 4 sene geçmiş ama kincisin yani?" masaya doğru eğildim ellerimi birleştirip dirseklerimi masaya dayadım. "10 yılda geçse 10.000 yolda geçse intikamımı alırım. Yavaş yavaş kanına işleye işleye alırım. İster kim deyin ister intikam ben bağlamaz"

Batu elindeki çatalla gözüme baka baka oynarken göz ucuyla ozanın sırıttığını fark ettim. "yaa öyle demek. Bunu sevmedim. Eee hayatını anlatsana nasıl düştün oraya?" bu benim damarıma basmaya çalışıyor ha. Hah o damarı söker atarım. "bilmem annemi babamı hiç tanımadım. Oraya bırakılırken ismim soy ismim yazıyormuş kağıtta. 2 kere evlat edinildim ikisindede geri bırakıldım. Buda farksız olacağa benziyor. İyi geceler" diyip masadan kalktım. Tam mutfağın kapısından çıkarken sesi geldi. "Sana kalk demedim!!" sırıtarak arkama döndüm. Gözlerinin en içine bakarken konuştum. Ama hala sırıtıyordum. "izin istemedim batu" Hızla kapıdan çıkıp merdivenlere yöneldim. Odaya girdiğimde telefonum çalmaya başladı.

Loading...
0%