Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@morrmmavii

3.BÖLÜM

​​​​​​​​​​​"Çıkışımıza bir adımımızı aldın."

Hiç bilmediğim koridorlarda...

Hiç bilmediğim merdivenlerde...

Daha yeni geldiğim...

Alışamadığım bir okulda...

Müdürünün katil olduğu bir okulda...

Bombaların saklı olduğu bir okulda...

Saklı beyaz gülleri arıyordum...

Koridorlarda merdivenlerde bomboş bir şekilde geziniyordum. Hiç bir şey bulduğum yoktu. Artık ümidi kesmiştim sadece yürüyordum. Sonra birisine çarptım.

“Özür dilerim, görmedim. Kusura bakmayın.” dedim mahcup bir şekilde.

“Önemli değil. Sen bu okulda yenisin galiba seni ilk defa görüyorum.” dedi.

“Evet, okula yeni geldim bugün dördüncü günüm.” Dedim.

“Anladım, açıkcası üzüldüm şimdi senin adına.” Dedi.

“Neden?” diye sordum anlamayarak.

“Çünkü okulu daha tanıyamadan bir maceraya sürüklenmişsin.” Dedi.

“Evet, haklısın.” Dedim.

“İstersen beyaz gülleri beraber arayabiliriz.” Dedi.

Düşündüm sonra kendimi nedense bir zavallı gibi hissettim. Benim onlara muhtaç olduğumu düşündüğünü hissettim. Bu yüzden sorusuna şöyle yanıt verdim.

“Hayır, teşekkürler ben tek başıma macera yaşamayı doğru buluyorum. Birisini peşimden sürükleyerek değil.” dedim.

“Ama sen beni peşinden sürüklemiyorsun ki.” dedi.

“Olsun ben tek hallederim. Teşekkür ederim teklifin için.” Dedim. Sonra yürümeye devam ettim. Arkamdan seslendi.

“Rica ederim. Ama eğer zorlanırsan yanıma gelebilirsin.” dedi. Cevap vermeden yürümeye devam ettim. Yürüdüm, bayağı bir yürüdüm. Ama hiç bir şey bulamadım. Revire, çatı katına, kullanılmamış resim odasına, olabilecek her yere baktım. Ama hiçbir yerde yoktu bu beyaz güller. Sanki yeri yardı da içine koydu bu Cengiz Söker. Çok yorulmuştum artık güller, kurtulmak umurumda değildi. Bir an önce oturmak istiyordum. Sınıfım 11-C 2.Kattaydı.1.Katın Merdivenlerinden 2.Kata çıktım. Sınıfıma girdiğimde hemen sırama oturdum. Kafamı sırama koydum. Gözlerimi kapattım. Tam uyuyacaktım ki polis sirenlerinin sesini işittim. Hemen cama çıktım. Polisler geldiğinde Cengiz Söker elinde uzaktan kumandalı bombaların kumandasını tutuyordu. Polisler ona doğru yürürken bağırdı.

“Yaklaşmayın! İçeride 1.000 tane öğrenci var. Eğer onlara zarar vermemi istemiyorsanız uzaklaşın!” Dedi. Ağlayacaktım. Benim buradan çıkmak için o gülleri bulmam lazım. Ama ben aramaya devam etmek yerine gelmiş sınıfımda uyukluyordum. Olacak iş değil. Cengiz Söker polisleri durdurduktan sonra bir yerde durmuş, parmağını bombaları harekete geçiren kırmızı düğmeye dayamış bekliyordu. Bende hemen koridorun sonunda olan sınıfımdan çıkıp koridorun başına geldim. Koridorun başındaki merdivenlerden hızlıca, hatta koşarak aşağı inmeye başladım. İnerken konferans salonunda yanlarındaki boş koltuğa oturduğum dörtlüyü cam kenarının orada gördüm. Hızımın ayarını kaybetmiştim. Duramadım, esmer ciddi bakışlı olan çocuğa çarptım. Ona çarpışım yüzünden elindeki şeyi camdan aşağı düşürdü. Elinden neyi düşürdüğünü merak etmiştim. Camdan aşağı baktımda ise yerde bir beyaz gül olduğunu gördüm. Yanlarındaki kumral saçlı kız bana şok içinde cümle kurdu.

“Ne yaptın sen!?”dedi. Mahcup bir şekilde baktım yüzüne.

“Ben...Ben çok özür dilerim.” dedim titreyerek. Ardından da hızımı ayarlayamayıp çarptığım esmer çocuk ekledi.

“Ne özürü ya? Sen bizim çıkışımıza bir adımımızı aldın! Özür ile hallolacak şey mi bu? Biz saatlerce uyumadık bu beyaz gül için. Bulmak için uğraştık, bulduk. Sonra da Senin salaklığın yüzünden camdan düşürdük!” dedi. Sinirle cevap verdim.

“Doğru konuş. Bilerek mi yaptım sanki? Kazayla oldu!” dedim. Yanlarındaki sevimli, tatlı, esmer ve bana çok benzeyen bir kız konuşmaya başladı.

“Enes, Nisa tamam sakin olalım. Bilerek yapmamış özür diliyor işte. Baksanıza çok üzgün.” Konuşmasını bitirdikten sonra çarptığım çocuğun isminin Enes olduğunu ve Bana ‘Ne yaptın sen!?’ diyen kumral saçlı kızın da isminin Nisa olduğunu öğrendim.

“Teşekkür ederim, ve tekrardan özür dilerim.” dedim. Gitmek için bir adım attığımda bir ses duydum.

“Bekle!” bu ses Enes’in sesiydi.

“Ne var!?”dedim. “Madem sen bizim çıkışımıza bir adımımızı aldın, o zaman bize beyaz gülleri bulmamız için yardım edeceksin!” dedi. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Ama onların elinden buldukları beyaz gülleri almıştım. Onlara yardım etmem gerekiyordu.

 

Loading...
0%