Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@morrmmavii

 

4.BÖLÜM

 

"Sizinleyim..."

En son dörtlü grubun esmer, adı Enes olan ve elinde beyaz gülü tutan bir çocuğa çarpmıştım. Ardından da beyaz gülü yanındaki camdan düşürtmüştüm. Sonrasında ise onların çıkışına bir adımlarını aldığım için onlara beyaz gülü ararken yardım edecektim.

“Peki, tamam. Sizinleyim...” dedim Enes’e bakarak.

“Güzel, böylelikle beş kişi aramış olacağız ve beyaz gülü bulduğumuzda ise beş kişi çıkmış olacağız.” dedi. Başımı salladım.

Enes, yanlarındaki bana benzeyen, esmer kıza seslendi.

“Beyza.” dedi. Demek ki o tatlı, esmer ve bana benzeyen kızın adı Beyza idi.

“Efendim Enes.” Dedi Beyza.

“İkiye ayrılacağız. Sen, ben, yeni kız ve Sinan ile Nisa.” dedi. Cümlesini bitirdikten sonra da dörtlünün dördüncü kişisinin isminin Sinan olduğunu öğrendim. Ayrıca da bana yeni kız demesine bozulmuştum. Adımı sorabilirdi, dili vardı yani. Beyza şöyle dedi.

“Tamam Enes.” Ardından Nisa konuştu.

“Tamam. Kaçıncı kata bakacağız biz?” dedi. Enes, Nisa’nın sorusunu şöyle cevapladı.

“Siz 1. kata. Biz üçümüz de çatı katına bakacağız. Her yeri didik didik arayın. Bakmadığınız yer kalmasın. Hadi dağılın!”

“Tamam.” dedi Nisa. Nisa ile Sinan aşağı inerken arkalarından bakıyordum ki bir el kolumu tutana kadar. Kolumda bir el hissettiğim anda hemen elin sahibine baktım. O anda sanki aynaya baktığımı hissettim. Elin sahibi Beyza idi. Bu kızın yüzü de hareketleri de bana çok benziyordu. Beyza’ya kafamı çevirdiğimde Beyza şöyle söyledi.

“Hadi yürü, bir an önce aramaya başlayalım.” Dedi.

“Tamam. Hadi başlayalım.” Dedim başımı sallayarak. Merdivende ilerliyorduk. Enes önde, Beyza ile ben arkada ve yan yana üst kata çıkıyorduk. Birden Beyza konuşmaya başladı.

“Neden aceleyle iniyordun merdivenlerden?” diye sordu.

“Ne zaman?” diye sordum dalgın bir kafayla.

“Enes’e çarptığın zaman işte.” Dedi.

“Ha, sen onu diyorsun.” Dedim.

“Evet, tam da onu diyorum.” Dedi.

“Ya ben müdürün elinde bombaların kumandalarını gördüm de. Gördüğümde de sınıftaydım. Çok yoruldum diye sınıfıma gideyim dedim. Bombaların kumandalarını görünce de-” derken cümlemi bitiremeden sözümü kesti.

“Görünce de ‘Ben Beyaz gül aramak yerine neden gelmiş bu sınıfta oturuyorum?’ deyip Beyaz gül aramak için aşağı kata iniyordun değil mi?” dedi. Başımı salladım.

“Evet, tam olarak öyle oldu.” Dedim. Cümlemi bitirdikten sonra onun sesini duydum. Enes’in.

“Sohbetiniz bittiyse aramaya başlayalım isterseniz. Ha ama bitmediyse çay, kahve ne isterseniz getireyim.” dedi. O an çok gıcık olmuştum ona. İnsanları kendinden soğutmaya bayılıyor muydu bu?

“Enes saçmalama. Hiç mi konuşmayalım? Sende beyaz gül elinden camdan aşağı düştüğünden beri bir agresifsin! Olan oldu artık önüne bak!” dedi Beyza. Enes hemen cevap verdi.

“Ooo Beyza Hanım, bakıyorum hemen de yeni arkadaşınızı savunmaya başlamışsınız!” Dedi. Beyza’nın beni savunmasından rahatsız mı olmuştu? Beyza, Enes’in cümlesinden sonra ona karşılık verdi.

“Benim kimseyi savunduğum yok Enes! Hepinizi eşit seviyorum ben. Sen beni tanımıyor musun sanki? Ben kimseyi kırmaktan hoşlanmam!” dedi Beyza. Sonra kendi kendime sordum. “Acaba Beyza benim ikiz kardeşim mi?” Beyza bana çok benziyordu. Huyları, hareketleri, yüzü...

Her şeyi... Her şeyi bana çok benziyordu...

Enes, Beyza’nın konuşmasından sonra biraz durgunlaştı.

“Biliyorum, bilmez olur muyum hiç? Özür dilerim. Biz çocukluk arkadaşıyız. Sinan’ın, Nisa’nın, Senin Her Huyunu biliyorum tabi ki.” diyerek Beyza’ya sarıldı.

“Tamam hadi kapatalım konuyu. Hadi başlayalım aramaya. Sinan ile Nisa çoktan Aramaya başlamıştır.” Dedi Beyza. Sonra çatı katındaki tozlu tahtaları tek tek kaldırıp altına bakmaya başladık. Hiç bir yerde yoktu. Çatı katının tozlarına maruz kalmıştık boşu boşuna.Birden beni çok şiddetli bir öksürük tuttu. Ardından aklıma geldi. Benim astımım vardı.2 Hafta önce doktora gittiğimizde doktor astım teşhisi koymuştu. Ben öksürürken Beyza elini sırtıma koydu ve bir soru sordu.

“Ne oldu? İyi misin?” dedi.

“Pek iyi değilim. Benim astımım var.” Dedim öksürüklerimin arasından.

“O zaman neden söylemiyorsun? Astım ilacın nerede peki?” dedi telaşlı bir sesle.

“Sınıfımda.” Dedim zorlukla.

“Kızım niye yanına almıyorsun ya? Hangi sınıfsın?” diye sordu. Çok telaşlıydı.

“11-C çantam 2.sıranın 4.sırasında rengi açık mavi ilacım çantanın birinci gözünde.” dedim. Dediğim anda Beyza alt kata inmeye başladı. Enes yanıma geldi.

“Nefes alabiliyor musun?” diye sordu.

“Biraz zorlanıyorum.” Dedim.

“Benim yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordu. Hayır anlamında başımı bir sağa bir sola doğru salladım. Sonrasında ise Enes oturduğum zemine, yanıma oturdu.Yaklaşık 2-3 dakika sonra ise Beyza merdivenlerden çıkarken elinde ilacımı gördüm. Telaşla bana doğru eğildi ve ilacı bana verdi. İki fıs hava almak benim nefes alışımı kolaylaştırdı. Ben nefes almaya başladıktan sonra Beyza beni çatı katının bir alt katına indirdi.

“Kızım toz olduğunu görüyorsun ve astım olduğunu bile bile o beyaz gülleri arıyorsun. İnanamıyorum gerçekten sana.” dedi.

“Ya astım olduğumu bir an unuttum ne yapabilirim?” dedim. Sonra arkadan çatı katından bizim olduğumuz kata doğru inen Enes’in sesini duydum.

“Beyza, Nisa’yı ara. Sinan ile bir şeyler bulabilmişler mi sor. Benim telefonumun şarjı bitmiş.” dedi. Beyza ‘tamam’ anlamında başını sallayarak telefonunun ekranını açtı. Aramalara girdi ve Nisa’yı aradı.

“Nisa, bir şey bulabildiniz mi?” dedi. Nisa Beyza’nın sorusunu cevapladıktan sonra Enes’e döndü.

“Bir şey bulamamışlar.” Dedi. Ardından Enes cevap verdi.

“Tamam, söyle kantine gelsinler.” Dedi ve aşağı inmeye başladı. Bu çocuk niye bizi beklemiyordu? Kendim düşüncelere dalarken Beyza’nın, Enes’in peşinden gittiğini gördüm. Sonra Beyza’yı kaybetmemek için peşinden gittim. Beyza’ya yetişince kolundan tuttum.

“Ya Beyza, bu niye bu kadar gıcık ya?” dedim Enes için.

“Ne, gıcık mı?” dedi ve sonra büyük bir kahkaha attı.

“Komik mi?” dedim.

“Evet, Komik.” dedi. Kaşlarımı çattım. Benim düşüncelerimi belirtmemin neresi komikti? 1 kat daha indikten sonra kendimi kantinde buldum. Sinan bize Nisa ile oturduğu masadan el sallamaya başladı. Sinan’ı gördüğümüzde oturdukları masaya oturduk.

“Eee, ne yaptınız?” diye sordu Sinan.

“Ne yapacağız oğlum? Aradık işte.” Diye Sinan’ın sorusunu cevapladı Enes.

“Tamam abi ne kızıyorsun ya? Beyza, yine niye sinirlendi bu deli?” dedi Sinan.

“Sonra Sinan. Sonra.” diye cevap verdi Beyza.

“Hepiniz de bir agresifsiniz bugün. Bir tek ben bir de şu kız normal.” Diyerek beni gösterdi. Herkes bana kız diyordu. Benim ismimi soran bir insan bile yoktu. Sinirle Sinan’a karşılık verdim.

“Benim adım ‘şu kız’ değil!” dedim.

“Heh, bak al birini vur ötekine dördünüzde birbirinizden farksız oldunuz.” Dedi Sinan. Sonrasında ise kendime sordum “Beni aralarına mı almışlardı?”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%