Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@morsesilya40

Merhaba...

Okurken bazen sizi delirtecek,bazen güldürecek,bazen ağlatacak ve çokça keyiflendirecek yepyeni bir hikayeye hazır mısınız?

O halde başlıyoruz:)

*Saygısızca olmayan her türlü eleştiri ve yoruma açıktır.

*Oylar ve destekler için şimdiden çok teşekkür ediyorum.

AŞIK CELLAT

Lina

-Kahretsin!

-Tamam sakin ol!Yalnızca hızlı düşün Lina...Hızlı düşün!Peşindeki bu yüzü hatırlıyorsun kızım ancak nereden?"

Bu sözler ağzından döküldüğü esnada aracının camını kaplayan ve iyice şiddetlenen yağmur damlaları önünü görmesine engel oluyordu.O ise topuklu ayakkabılarının altında kayan gaz pedalına tüm gücü ile yüklenmiş ibaresi neredeyse iki yüzü gösteren hız ekranı ile inatlaşıyordu adeta. Sileceklerin artık zorlukla işe yaradığı çamurlaşmış yolda sıçrayan sularla birlikte daha ne kadar yol gidebileceğini bilmiyordu ancak bu durumdan kurtulması gerektiğinin pek tabi farkındaydı.

Hızlı bir şekilde bir eliyle yokladığı çantasının içinden telefonunu çıkardı ancak arayabileceği hiç kimsesi yoktu.

Elbette ki babasından başka...

Belki bir toplantıda,belki bir iş gezisinde,belki de şu an içinden ruhu çekilmiş o sosyetik güzelle yatında tur atıyordu.

Yine de bir şansını deneyerek telefonunun otomatik acil arama tuşuna bastı.

Ve işte her zaman ki gibi istediği zaman ona ulaşmayı başaramamıştı.

Dikiz aynasından gözetlediği araç ile arasındaki takip mesafesinin iyice kapandığını fark ettiğinde yeniden gaza yüklendi Lina.

-Hadi peri yapabiliriz.

Peri...

Babasının ona doğum gününde hediye ettiği son model BMW aracına verdiği isimdi bu.Uçuk fuşya rengi ve süslediği aynaları ile son derece göz alıcı duruyor bazen de gittiği yerlerde meraklı bakışların ilgi odağı oluyordu.

Tıpkı bu şekilde yaklaşık yarım saattir devam eden bu kovalamacanın ilk başladığı dakikalarda yönettiği vakfın binasından yeni çıkmış ve arabanın aynasında yüzünü inceliyordu.

Aracının hemen arkasına park etmiş siyah eski bir arabanın ön koltuğunda ona doğru bakan kişi dikkatini çektiğinde daha önceden gördüğü o yüzü süzüyordu.

Görsel hafızası oldukça iyi olduğundan daha önceden tanıdığına oldukça emin olsa da o an için nerede ve hangi şekilde olduğunu hatırlayamamıştı.

Arabanın içinde ki adam başına taktığı gri beresine rağmen yakışıklı görünen yüzünü gizleyememiş,dumanlanmış gibi gözüken kahverengi gözlerini dikkatle Lina'ya yöneltmişti.

Yine de Lina aklına kötü bir şey getirmemeye çalışarak aracına bindiğinde gayet sakindi.

Öğle sonrası için gayet boş olan trafikte takip edildiğini anlaması hiçte uzun sürmemişti.

Kısa bir süre için bunu önemsememeye çalışmış olsa da durumu anlamak adına bilerek döndüğü sapa yolda yine arkasında olduğunu fark etmesi ile tedirginliği başlamıştı.

Babasının sürekli olarak yaptığı uyarılara kulak asmamasının bedelini yaşayarak görecekti.

Daldığı bu düşüncelerden ağaçlık yolun kenarından caddeye fırlayan köpeği görmesi ile sıyrılmaya çalışsada artık her şey için çok geçti.

Ani olarak bastığı fren sonucu büyük bir cayırtı koparan tekerleklerinden duyduğu ses o an için duyduğu son sesti belki de...

Aradan geçen uzun zaman sonrasında parça parça hatırladığı küçük görüntülerde istemeden çarpmasının ardından havaya fırlayan köpek ve duramayarak takla atmaya başlayan aracının içinde savrulan bedeni olacaktı.

Bilmem ne kadar saat sonra açtığı gözlerinin ilk gördüğü nesnesi içi su dolu bir sürahi ve eskitilmiş görüntü verilen mürdüm rengi bir sehpaydı.

O an ağırlığından dolayı başını kaldıramasa da yere dokunan ellerinden anladığı üzere bir yer yatağında yatıyordu.

Odaya dolan beyaz sabun kokusu onu son derece rahatsız ettiğinde hafifçe burnunu kaşıyarak içeriye doğru seslendi.

-Kimse yok mu?

Aslında son günlerde kendisinin bu denli sessiz bir ortamda bulunduğunu hiç hatırlamıyor gibiydi.Bedeni ağrılar içinde ancak zihni son derece dinlemiş bir vaziyetteydi.

Sorusuna cevap alamayınca kalkmaya çalışsa da bedeni sanki ona itiraz ederek sırtını geri çekiyordu.

Özellikle sırtı ve omzu...

Daha önce hiç bilmediği bu acı türü canını son derece yakıyor aldığı nefesi ciğerlerine dolmak yerine bıçak kesisine yol açıyordu adeta.

-Neredeyim ben?Yardım eder misiniz lütfen!

Saniyeler sonra diğer odadan ya da belki salondan olabilir açılan ahşap bir kapının çıkardığı gürültülü ses ile iki çift ayak sesi duyuldu.

-Nihayet...Uyanmışsın!

Lina yattığı yataktan gördüğü kadarıyla odaya giren kişinin ilk olarak çamura bulanmış kaba görüntülü botlarını inceledi.Daha sonra kamuflaj desenli pantolonunun üzerine giydiği gri kareli gömleğine kaydı gözleri.

Gördüğü beden bir hayli uzun,forma girdiği anlaşılan vücudu ile ortalığa meydan okuyan bir yürüyüşe sahipti.

Saniyeler sonra gözleri buluştuğunda ise ona baka kahverengi gözler Lina'yı dikkatle inceliyor gibiydi.

-Hey!Bana ne oldu?Ve sen kimsin?

-Hatırlamıyor musun?

-Neyi?

-Kazayı.

-Ne!Kaza mı yaptım?Birini ezdim mi?Şimdi neredeyiz?

Lina yeniden yattığı yerden korku içinde doğrulmaya çalışsada bunu başaramayacağını anlayarak başını yastığa geri yasladı.

-Sakin ol.Kaburganda iki kırık var.Bir süre öylece yatmalısın.

-Öyleyse sorularıma cevap ver.

-Pekâla...Ancak önce sen soyleceksin...En son ne hatırlıyorsun bakalım tam olarak?

-Yarın büyük bir konuşma yapacağımı ve bunun için kaldığım şehrin otel odasında uyuduğumu.

-Hımmm.

-Ne??

-Bana da anlatacak mısın acaba?Mesela sen kimsin ve niye buradayız?Ayrıca kaza nerede oldu ve beni nerede buldun?

-Çok fazla soru soruyorsun ve ben sorulardan çok hoşlanan biri değilimdir.

Onun bu sözleri Lina'yı sinirlendiğinde dilinin ucuna kadar gelen hareketleri ona savurmamak için çenesini zor tutuyordu.Yine de kendine hakim olmaya çalışarak konuşmaya devam etti.

-Etrafta senden başka biri olsaydı ona sorardım ancak gördüğün gibi yalnız olduğumuz için muhatabım sen oluyorsun?

-Ayrıca yokluğum fark edilerek arandığım zaman başına bela gelmemesi için bana bir açıklama borçlusun!

Onun bu sözleri üzerine karşısındaki adam küçük bir kahkaha atarak kapının dibine bir sandalye çekti.

-İsmin lina.

-Aman ne komik!

-24 yaşındasın.

-Hı hı.

-Babanın kurduğu bir vakıfta yöneticisin.

-Artık şunu keser misin?

-Ne duymak istiyorsun prenses?

-Mesela neden burada olduğumu,kazayı nasıl yaptığımı ve senin kim olduğunu.

Onun gittikçe yükselen ses tonunun ardından yüzü birden ciddileşen adam sandalyeden kalkarak odanın diğer ucundaki camın önüne gitti.

Lina ise o dakikalarda meraklı gözlerle onu izliyordu.

-Seni takip ediyordum.

Lina,beklenmedik şekilde açıkladığı bu sözler sonrası içini kaplayan korkuyu ona belli etmemeye çalışarak yeni bir soru daha sordu.

-Hangi sebepten dolayı?

-Tam da içinde bulunduğumuz sebepten dolayı.

-Yani?

Hızla verdiği bu cevabı ile tam karşısında duran yabancının yüzü yine gülümsemişti.

-Sinir bozucu şey...Neden gülüyorsun?

-Senin için zekidir demişlerdi de ondan gülüyorum.

-O da ne demek?

-Hâlâ anlamadın mı?

-Neyi?

-Seni kaçırmak için takip ettiğimi!

-Sen delirmiş olmalısın!Babam seni bulur ve hapsi boylarsın!

-Ben istediğimde beni bulacak zaten!

On beş yıl önce...

(Eski bir gazete haberi)

"Kenan Ayaz şirketler grubuna bir yenisini daha ekleyerek bu alanda ki pazar payını oldukça genişletti.Tek rakibi Ferhat Uygar'ın altı ay önce ki intiharı sonucu bu başarısının çok fazla supriz olduğu da söylenemez.

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%