@morsesilya40
|
-Daha fazla hareket etmemelisin. -Buna sen mi karar vereceksin?Hem kazanın nasıl olduğundan hâlâ bahsetmedin! -Köpeği ezmemek için direksiyonu kırdın ayrıca hareket etmemeni sen ayılmadan önce seni muayene eden doktor söyledi ben karar vermiyorum. -Yaa doktor çağırdın demek aman eksik olma. -Yani. Onun bu cevabına sinirinden güldükten sonra kapanmaya başlayan gözlerine direnmeye çalışarak bedenini hafifçe düzeltti lina. -Bir ismin var mı pekii?Hani olur ya böyle takma isim falan.Filmlerde öyledir genelde.Bir insanı kaçırmak için takip ettiğine göre. Bu sorusu üzerine karşında dikilen heybetli ayakkabılarından gelen gürültü eşliğinde konuşmaya devam etti. -İstersen sana bir de hayat hikayemi anlatayım...Ya da bir dakika yönettiğini sandığın o saçma vakıf işlerinden konuşalım he ne dersin?Hem şu kaçırma sözcüğü çok gereksiz.Yalnızca seni izliyordum. Lina o an için gözlerini kaldırarak baktığı kahverengi gözlerde daha önce kimsede görmediği kadar çok öfkenin barındığını fark etti.Kesinlikle söylediğinden çok daha fazlasını gizliyordu. -Bana bak küçük sersem!Burada bulunma nedenin bu değil beni anlıyor musun?Senin sorularını cevaplamak zorunda değilim.Hafızan yerine geldiği ve sen ayaklandığın gibi buradan gideceğiz.Anlıyor musun? Lina kendisine meydan okuyan o gözlere baktığında tek bir sorunun cevabını öğrenmek istiyordu aslında.Bunun cevabını almadan şuradan şuraya gitmeyecekti ne de olsa. -Babamdan ne istiyorsun? İşte yine aynı yüz ifadesi diye düşündü... Bu sözlerinin hemen ardından kapı büyük bir gürültü ile tekrar kapandığında meselenin sandığı kadar basit olmadığını ve asla yanılmadığını anlamıştı. Ne diye olanları hatırlamıyordu ki? Bugün günlerden neydi? Kendini otelde bildiği günün üzerinden kaç gün kaç gece geçmişti? -Soruma cevap vereceksin bay zorba! Onun arkasından böyle bağırdı ancak sesi odanın içinde yankılanarak boş duvarlarca cevap buldu. Lina huzursuzca kıpırdanarak az sonra zihnini kurcalayan bu düşüncelerle birlikte ağır bir uykuya daldı. Saruhan... Evet kabul güzel bir kızdı.İnatçıydı da.Ancak sersemdi işte. Bir an onun yaptığı kazanın görüntüleri gözünün önüne geldiğinde yüzündeki tüm kaslar gerildi. Belki de o kadar hızda giderken kendisi olsa direksiyonu kırmaktan çekinir gideceği yola bakardı.Ne de olsa istemsizce olduğundan her türlü kaza sayılacak bir durumdu. Hem ne diye kendine zarar vermişti ki... Babasının gaddarlığından zerrece nasiplenmediği belli oluyordu. Saruhan'ın şu an için tek tesellisi,kızın uğruna tehlikeyi göze aldığı köpeğin yalnızca ayağında küçük bir kırık oluşması olmuştu.Şu an evin önünde ki kulübede önünde kemik miskin miskin halinden memnun bir şekilde oturuyordu üstelik. Bundan sonrası için yeni plana ihityaç duyacaktı. Artık bu durumda buradan ayrılmak için onun hafızasının yerine gelmesini ve kaburgasının iyileşmesini beklemek zorunda kalacaktı. Kaldı ki Lina'nın şirket kurulundaki imzasına başvurduklarını ve geçen hafta açık arttırma ile satılacak büyük bir marka için kurul toplantısında olduklarını biliyordu. Asıl öğrenmek istediği o firmanın ismi ve önerecekleri en yüksek bedeldi.Ne de olsa düşmanının servetinden büyük bir tutarın bu iş için ayrılacağı belli oluyordu.Bu durumda kaybedecekleri bu anlaşma onlar için çok ağır bir darbe demekti.Üstelik son bir yıldır kaybettikleri marka değeri sıkça konuşulan bir gerçekti. Lina'dan tüm bu bilgileri öğrendikten sonra satışın gerçekleştirileceği güne kadar onu saklayacak ve daha sonra onu bırakacaktı. Elbette ki bu kaza olmasaydı. Kızın kendisinden kaçmak için bu kadar hız yapacağını hesap etmemiş önünü kestiği bir yolda hafifçe korkutarak bilgileri kolayca ondan alabileceğini düşünmüştü. Bu öğlen olanların onun tüm planlarını daha da zorlaştıracağı artık kesindi. Üstelik kabul etmeliydi ki kız,dergi ve İnternet haberlerinde görünen resimlerinden daha güzel ve büyüleyiciydi.Kazadan sonra yuvarlanan araçtan onu kucağına alarak çıkarttığında bir kaç dakika da olsa yakından incelediği yüzün incecik hatlarına hayran kalmıştı. Bir de burnuna dolan o kokusu... Açelya...Belki de mineydi...Ya da Frezya. Saruhan saniyeler sonra bu düşündüklerini fark ederek hızla yerinden kalktı. -Asıl meselene odaklan Saruhan!Asıl Meselene. Attığı hızlı adımlarla küçük bahçeyi turladığında hava iyice kararmış ve boş bulduğu bu yazlık klubenin çevresi karanlığa gömülmüştü.İçerisinin gözüktüğü küçük camdan başını uzatarak baktı. Kız ise hiç bir şeyden habersiz derin bir uykuda uyuyordu. Ayrıca bu masum görüntüsü ile kendisini muayene edenin bir doktor olduğuna inanmasına şaşırmamak gerekirdi. Saruhan açılan hava yastığının arasından aldığı kızın bedenini kontrol ettiğinde bir sorun olmadığını anlamıştı.Ancak kızı bir süre sakin tutmanın çözümü olarak kaburgasında kırık olduğunu söylemesinin mantıklı olacağını düşünmüştü.Gördüğü kadarı ile sertçe açılan hava yastığına başını hızla çarpmıştı. Kaza sebebi ile bir süre daha bitkin olacaktı.Onu eve buraya taşıdığı gibi ilk yardım dolabında bulduğu sargı bezi ile sıkıca sarmıştı. Şimdilik en büyük sıkıntı kaza ve öncesindeki durum hakkında hiç bir şey hatırlamadığını söylemesiydi. Hesaplarına göre iki hafta öncesini net olarak hatırlıyordu çünkü o gün kaldığı otelde kendiside onu izliyordu.Muhtemelen gelip geçici bir durumdu. Saruhan az sonrs midesini guruldaması ile etrafına bakındığında ateş yakmak için biraz çalı toparladı.Yazlık olarak kullanıldığı anlaşılan evin dolabından çıkan et parçalarını şişe takarak şöminede yanmakta olan ateşe tuttu. Bir saatin sonunda pişen etlerle birlikte camın önündeki ahşap dolapta bulduğu içecekleri masaya dizdiğinde saatler neredeyse geceye doğru yaklaşmak üzereydi. Lina'yı uyandırmak için dizlerinin önünde eğilerek seslendi. -Hey Lina!Haydi uyan! -Ne?Ne oldu? Gözlerini şaşkınca aralayan kız hâlâ orada olduğuna inanmayarak etrafı yokluyordu. -Bir şey yok.Acıkmış olmalısın.Yemek yemen lazım. -İstemiyorum. -Pekâla sen bilirsin.Gerçi sıska vucuduna bakılırsa çoğunlukla aç geziyor olmalısın tabi milletin başının etini yemiyorsan. -Bir ara hatırlat hemen güleceğim. Bu konuşmalardan sonra masanın başına geçerek iştahla yemeğe başladığında kız onu sinirlik bakışlar ile süzüyordu. -Susadım. -Yemek yiyorum. -Görüyorum. -Öyleyse biraz bekle ya da sen de ye. -Senin elinden bir şey yemeyeceğim. -O halde sen bilirsin prenses bana göre hava hoş.Su için de bekleyeceksin. Yemek ile geçen dakikalar ilerlediginde Saruhan arkasına yaslanarak gülümsedi. Ve ardından doldurduğu bardağı onun yattığı yere götürerek eğildi. -Bu yaşına dek su içmek için böyle beklememişsimdir eminim. Lina ise bardağı sertçe onun elinden alarak şu sözleri söyledi. -Merak etme tıpkı senin benim hatırlamamı beklediğin kadar uzun bir süre değil.
|
0% |