@morsesilya40
|
Nikah kıyıldıktan yarım saat kadar sonra Ney seslerini taşıyan egzotik ezgilerle hazırlanan özel odaya alınacak olan gelin ve damat sonunda başbaşa kalabilecekti. Adet gereği yalnız kalana dek konuşmaları yasak olduğu için Zaid tüm akşam boyunca Sahra'nın özlediği sesini duymak adına sabır içerisinde beklemişti. Yakılan kına sonrası ellerinin üzeri altınlarla kaplanan Leila ise oldukça heybetli büyük kapıdan içeriye girdiğinde başındaki kapalı duvağı ile onun tam karşısına oturdu.Odaya onun peşinden giren Zaid saniyeler sonra hayatının en büyük yalanıyla karşı karşıya kalacağını bilmeden gelininin duvağını açmak için izin istedi. "Sahra'm...Ya Habibim." Fakat karşısında beklediği gibi tatlı bir yüz ve kahverengi gözleri değil de çocukluğundan o güne kadar tanıdığı en keskin bakışlı ela gözleri buldu. Az önce dudağından dökülen o sözcükler adeta odanın içinde asılı kaldığı gibi Zaid inanmayan gözlerle Leila'ya bakıyordu. "Leila!...Senin ne işin var karşımda!Sen nasıl olur?" "Zaid...Az otur lütfen sana anlatacaklarım var." Fakat böyle birşey o an için asla mümkün değildi. "Sen...Sen...Yarabbim aklıma mukayyet ol.Sahra nerede?Ona birşey mi yaptınız?" Her ne kadar bu itham ile sinirlenmiş olsa da duvağının tamamını başından çekip alan Leila durumun ciddiyetini fark edince onu sakinleştirmek için yavaşça anlatmaya başladı. "Tövbe haşa Zaid.Ona ne yapabiliriz biz.Tıpkı daha önce olduğu gibi kendi isteği ile gitti.Beni odaya çağırdı ve bunun için bana yalvardı.İnanmayacağın içinde sana bu mektubu bıraktı.Al bak oku kendi el yazısı." Zaid bu kez yaşadığı bu anın yalnızca bir rüya olmasını dileyerek Leila'nın uzattığı kağıdı tutreyen parmaklarlarının arasına aldığında o satırları hızlıca okudu. Kıymetli Zaid, İkimizinde geleceği ve saadeti için bunu yapmam gerekiyordu.Leila ile daha bahtiyar olacağından hiçbir kuşkum yok.Seni ve bana söylediklerini sonsuza dek kalbimde muhafaza edeceğimden de şüphen olmasın.Yaradana emanet olasın. Sahra. Okuduğu bu sözler sonrası kalbi sanki atmayı bırakıp kanı damarlarından çekildiğinde elindeki mektubu öylece tutmaya devam etti.Onun bu bedbaht halini izleyen Leila ise Zaid'in elindeki kağıdı hızla çekerek aldı ve başını kaldırarak sakince konuşmaya devam etti. "Zaid öyle ya da böyle artık biz evliyiz...O gitti...Bu gerçeği kabullenmelisin.Üstelik yapabileceğin başka hiçbir şey yok nikahımız kıyıldı." Onun aksine kendine asır gibi gelen bir kaç dakika boyunca hareketsiz kalan Zaid yeniden dünyaya geri döndüğünde hızla baş muhafızının yanına koştu. "El-Ensar hızlı ol!Tüm muhafızları topla.Beni duydun mu?"Hepiniz,herkes toplanın.Saray çevresi,çöl ve şehre inerek her yeri arayacağız." Ancak o dakikalarda Sahra giydiği kıyafetlerin zenginlik taşıyan görüntüsü sayesinde çoktan şehre ulaşmak üzereydi.Leila'nın düğün için özel diktirdiği elbise ve krallık işlemesi taşıyan esvab bedenen üzerine tam olmuş,bu sayede göze batmadan saraydan kolayca uzaklaşmıştı.Elinde kendini bir süre idare etmesini mümkün kılacak kadar altın ile kalacağı yeri arıyordu. Az sonra özel mülkiyet yolunu geçerek taş sokaklara geçiş yapan meydana geldiğinde havanın sıcak esintisi yüzünden bir süre etrafına bakarak soluklandı.Özellikle tüccar ve misafirlerin kullandığı ana yola çıktığında bu kez yeniden kalabalığın içine karıştı. Haber ağızdan ağıza yayıldığında sarayda büyük bir kıyamet kopmuş artık gitmeye hazırlanan misafirlerin şaşkın bakışları içinde tüm muhafızlar kapıya yığılmıştı. Olayı öğrenen Nawfal ve Şehrinaz bir hayli şaşkın olsa da içten içe hallerinden memnun olarak kral ile konuşmak adına odasına gittiler. "Olacağı buydu Afrah,olacağı buydu...Hadi şimdi de kızımı suçla.O akılsız kör aşık oğlun yüzünden hep ama bak yine ne oldu benim Leila'm kurtardı sizi." Nahwal tüm bu olanlar sonrası büyük bir kibir ve rahatlık içinde konuşarak amcaoğlunun karşısına çıkmıştı. Afrah ise hayatında daha önce hiç bu kadar öfkelendiğini ve hayal kırıklığına uğradığını hatırlamıyordu.Odanın içini arşınlarken artık geriye kalan tek çarenin bu durumu kabul etmek olduğundan emin gibiydi. "Zaid...Ah deli oğlun...Muhafızlarını toplamış yine peşine düşecek.Biz bu durumdan hoşnut değiliz...Sen hem babası hem de kralımız olarak gerekeni yapmalısın Afrah.O ve Leila Yaradan katında artık evlidir." Tüm bu konuşulanlara rağmen geriye döndürülmesi için peşinde muhafızlar olduğunu bilmeyen Zaid atının üzerinde var gücü ile şehre doğru ilerliyordu. Şehirde ise hava kararmaya başladıktan bir saat sonra Türk kimliğini göstererek misafir evine sığınan Sahra,bir koltuğun üzerinde yorgunluktan uyukluyordu. Hemen peşinden gelen ve atından aldığı hızlılıkla şehrin meydanın deve yüklü taş sokaklarını geçen Zaid, onu bulabileceği her yerde arayarak sağ salim saraya getiren herkese altın vaat ediyordu. Gecenin sonunda tıpkı başına gökten düşen altın bir elma ile sarayda mutluluk içinde bekleyen Leila ise kalbindeki sevinçle Zaid'in geri dönmesini bekliyordu.Babası Nahwal kızı sayesinde bundan böyle daha çok söz sahibi olacağı yönetim için keyiflenmiş yine o dakikalarda da Şehrinaz hanım emrine verilecek olan daha fazla imkanın hayali ile saraydaki odasına kurulmuştu. Aslında sarayda olması gerektiğini bilen Sahra ise kendisi yerine Leila ile birlikte olduğunu düşündüğü Zaid aklına gelince iki damla yaş akıtarak yeniden uykuya daldı. Sabaha karşı gün aydınlandığı vakit şehrin tüm önemli merkezlerine Sahra ve Zaid'in yakalanması için çoktan kralın emri asılmıştı.
|
0% |