Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@morsesilya40

Ertesi sabah kum tanelerinin üzerine vuran güneş ışıklarının aydınlattığı vaha ardı yolun tamamı muhafızlar ile kapatılmıştı.

Sahra tüm gece konakladığı misafir evinde yeni bir güne uyandığında Zaid ise şehrin tüm sokaklarını ve otellerini dolaşmış halde hâlâ onu arıyordu.Yeniden indiği çarşı içinde onu bekleyen baş muhafızı ve arkadaşı durumun ciddiyetini bildirdiğinde tüm bu olanlar için babasının öfkesinin nedenini gayet anlıyordu.Saraya dönmemesi durumunda hanedanlıklar kurulunu toplayacak olan Nawfal bu kez kızının durumunu bahane göstererek babasına karşı ayaklanma başlatacaktı.

Zaid tanınmamak ve dikkat çekmemek için üzerini değiştirerek kalabalığın içine karıştığında asıl amacı Sahra'yı babasının muhafızlarından daha önce bulmuş olmaktı.Eğer geç kalır ve Sahra tutuklanarak saraya götürülürse artık ona verilecek cezaya engel olması mümkün değildi.

Sahra işte tam da o dakikalarda misafir evinin uzun koridorunu geçerek mutfağına girdiğinde orada çalışan iki kadının konuşmasına dikkat kesilmişti.

"Kralın oğlu Zaid'in nişanlısı kaçmış saraydan hem de düğün gecesi...Ya sonra ne yapmışlar hanedanlıktan Nawfal'ın kızına nikah kıyılmış.Kaçan kız içinde tutuklama emri verilmiş.Dur bir şey daha var...Kız Türkmüş ve tüccar çarşısında beğenmiş onu prens."

Duyduklarından sonra peçesini düzelterek iki kadının arsından hızla geçtiğinde koşar adım odasına döndü.

Hemen hazırlanarak yanına aldığı küçük el çantasını koluna takan Sahra ardına bakmadan kendini dışarıya attı.

Çarşının meydanından bir an önce uzaklaşmak için en yakın aralıktan sokağa döndüğünde bir el kolunu tutarak onu hızla çekiştirdi.

"Hızlı yürü!Konuşma ve başını eğ."

O an hemen yanlarından geçen kral muhafızları kendi aralarında sohbette olduğu onları fark etmemişler bunu fırsat bilen Zaid ise eski bir harabe evin kapısına girerek kendilerini gizlemişti.

"Zaid?"

"Sessiz ol!Babamın bizim için için tutuklama emri var."

"Biliyorum ben bu sabah..."

"Ne kadar kızgın olduğumu söylememe gerek yoktur sanıyorum.Uygun vakit olsun konuşacağız ancak şimdi buradan gitmeliyiz."

Zaid'in büyük bir ıslık çalması ile beliren baş muhafızı getirdiği at ile yanlarına yanaştı.

"Çok dikkatli olmalısınız.Vahalık yol ve meydan tutulmuş durumda.Kapalı olan eski tüccar yolunu kullan ve sonra taşraya gir.Ulaştığınız gibi ben size yardım göndereceğim."

"Tamam ancak yakalanırsak sen bir kaç adamınla yolu tutarak bizi yeniden kaçıracaksın."

"Baban ile konuşmalısın Zaid!İşler bu şekilde ilerlerse daha da büyüyecek."

"Biliyorum yaverim ancak şu an zaman lazım.Sana güveniyorum."

"Elbette...Yolunuz açık ola."

Az sonra bindikleri atın sırtında meydanın aralık ve kestirme sokaklarında hızla ilerliyorlardı.

Huş ağaçlarının kuşattığı tepelik yolun sonundaki düzlüğe geldiklerinde atın hızını biraz yavaşlatan Zaid hemen ardından atını durdurdu.

"Senin yerine Leila...Bunu bana nasıl yaptın Sahra?"

Hafif esintinin açtığı esvabından çıkışan saçlarını savuran rüzgara karşı durduklarında Sahra kendisini toparlayarak konuşmaya başladı.

"Zaid...Ben sizin için bir yabancıyım.Üstelik senin sarayın kurallarını bilen biri olman daha hayırlıdır...Hem hanedanlığınızın devamı için zaten evlenmenin gerekir ben ya da bir başkası fark etmiyor ki...Leila'da seni seviyor ve..."

"Ve bana layık olan o öyle mi?Buna sen mi karar veriyorsun?Farkında mısın bilmiyorum ancak aklımı kaybedecek gibi oldum.Ben karşımda seni beklerken onun avcı bakışları...Beni neden görmüyorsun?Seni evlenmek için seçmem de hiçbir mânâ yok mu sanıyorsun?Bu kadar mı yani sence?"

"Ne olabilir başka Zaid?Baban artık evlenmen gerektiğini söyledi için bir gezi düzenlediniz ve karşına ben çıktım."

"Sen hiçbir şey bilmiyorsun,bilmediğin gibi beni yürekten dinlemiyorsun Sahra."

"Neden anlamıyorsun ki senin için iyi olanı..."

"Bir daha o kelimeyi duymak istemiyorum.Beni dinle!Ben sana aşık oldum.Bunu nasıl görmezsin...O gün çarşıya gelmeden önce annemin sesini yıllar sonra ilk kez duydum.Rüya de,hayal de ne dersen de ancak duydum ve son derece gerçekti.Annem bana hayallerimi,düşlerimi tarif etti."

"O gün sen o mercan elbisenin içinde bana çekingen gözlerle baktığın ilk anda anladım bunu."

Zaid ona yanaşarak ellerini tuttuğunda Sahra iki adım daha geri çekildi.

"Yapamayız...Olmaz."

"Biz çok farklıyız senin sarayın ve uyman gereken kurallar var.Ben tüm bunlara yabancıyım ve..."

"Ve Sahra beni istemiyorsun öyle mi?"

"Ben bundan bahsetmiyorum."

"Ya ne öyleyse!"

"Çünkü ben...Ben sevdiğim insanı başkası ile paylaşamam.Sizler için normal olacak olan bir durum bu.Krallığına benden bıktıktan sonra kimi getireceğini düşünerek geçiremem günlerimi bunu..."

"Senin aklını kim karıştırdı Sahra?Kim yıkadı kafanın içini bu saçma düşüncelerle...Doğruları dinlemeden bir adım daha atmam haberin olsun!."

"Anlatırsam gitmeme izin verecek misin?"

"Hatta ben bizzat götureceğim.Tabii anlattıkların gerçek ve doğru şeylerse."

"Şey...O gün sen beni bahçede beklemeden önce Şehrinaz hanım bana evliliklerinizdeki tüm gerçekleri anlattı işte.Sen de onlara benzeyeceksin,onlar gibi olacaksın.Hevesin geçince başka birisi olacak...Ben,ben buna katlanamam."

Zaid duyduklarından sonra kendisinden uzaklaşan Sahra'yı kendine çekmek için yeniden ellerini tuttu.

"Bunlar mı gerçek!Kimin gerçekliği.Neden görmüyorsun ki kalbimi?Nasıl bir inkar içindesin bilmiyorsun.Beni hiç mi anlamadın?Aklım almıyor."

"İyi ya işte anlayamıyorum seni.Daha fazla zorlaştırma her şeyi sen sarayına dön ben de yoluma gideyim."

"Gözlerime bak Sahra!Yalnızca gözlerime bak!Bana bir nebze de olsa inanmıyor musun?Güvenmiyor musun?Eğer Öyle ise sence ne için buradayım?"

"Bunlar için değil.Ben senin dünyana ait değilim.Kıymet veriyorum sana ancak..."

"Seni bırakmayacağım.Bunu bir daha isteme benden düşüncesine tahammül edemiyorken bu artık benim için bir hüsran olur."

"Ya baban Zaid,krallık ne olacak?Hanedan ailelerine ne diyeceksiniz artık.Leila o artık senin eşin."

"Vakit lazım yalnızca...Evliliğimin sonlanması için kırk gün süre gerekli.Bu süre içinde de saklanacağız.Daha sonra yeniden saraya döndüğümüzde babam bizi affedebilir. "

"Bu anlattıkların imkansız.Nasıl olacak?Nasıl yapacağız?"

"Baş muhafızım bize yardım edecek ve o süre geçene dek batı krallığında ki dostumun yanında güvenle saklanacağız."

"Hayır Zaid...Krallığına dön...Öylesi daha kolay senin için.Bırak işte ben de yoluma gideyim."

"Ben senin gözlerine bakınca ruhunu görüyorum Sahra.Kalbinin söylemek istediklerini duyuyorum.O yüzden bırakamam...Olmaz."

"Tüm bunları aşacağız ancak bana yalnızca cevap ver.Dudaklarından dökülecek o sözü duymak istiyorum Sahra.Benimle olmak istiyor musun?Hissettiklerim gerçek değil mi?

"Gerçek Zaid fakat..."

"Tamam gerisinde söyleyeceklerini duymak istemiyorum ben."

Az sonra yeniden atın sırtına binerek taşraya giden yolun ıssız patikalarından geçmiş meydandaki harebe evlerin önüne doğru ilerliyorlardı.Bir saat kadar sonra gelen baş muhafızın getirdiği altın ve bir kaç parça eşya ile de yeniden yola çıkarak batı sarayına gitmek için hazırlardı.

Ancak ilerleyen günlerde her şeyin tahmin ettiklerinden de zor olacağını henüz ikiside bilemezdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%