Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@morsesilya40

Leila üç gün üç gecedir kayıptı ve saraydan özel emir ile görevlendirilen muhafızlar şehrin altını üstüne getirerek onu arıyorlardı.

Nawfal kızının bu durumundan Zaid'i suçlu göstererek ileride yanına çekebileceği hanedan ailelerine sürekli dert yanıyordu.Elbette ki eşi Şehrinaz'a da bir hayli öfkeli görünüyordu.

Sarayda büyük bir endişe hakimken,Sahra Zaid'in anlattıkları ve gördüklerinin gerçekliğini yavaş yavaş fark etmeye başlamış hayatının bundan sonrasının sandığı kadar kolay geçmeyeceğini daha iyi anlamıştı.

Zaid...

Ona yalnızca bir prens olduğu ve tahtın adayı olduğu için değil,gözlerine bakınca ruhunu gördüğü düşünceli tavırları için evet demişti.Kibirden uzak,adaletli bir hükümdar olacağı su götürmez bir gerçekti.Yalnızca tek korkusu,tıpkı duyduğu hikayelerde olduğu gibi Zaid'in zamanla onu istemeyerek saraya yeni bir eş getirme düşüncesiydi.Üstelik daha şimdiden Leila isimli kızın kendisine sırılsıklam aşık olduğunu ve onun evliliğine engel olmak için başına bu işleri açtığını öğrenmişti.

Zaid duyduğu haber ile odadan fırladığında Sahra yalnız kalarak tüm ihtişamı ile duvarda asılı duran hanedanlık aynasına baktı.Son günlerde bir kaç kilo daha vererek zayıfladığı için çıkık duran köprücük kemiklerine dokundu.Ardından örgü ile ikiye bölünen saçlarını açtığında ise dalgalı koyu saçları,terzi tarafından kendisine uygun olarak daraltılan elbisesinin askılarına döküldü.Bir kaç adım ilerleyerek görüşünü biraz daha yakından incelemek için aynaya iyice yaklaştı.Sürmeli kahverengi gözleri biraz yorgun görünüyor olsa da cildi hâlâ ışıltı ile parlıyordu.Bu kez de memnun bakışlarını parmağında tüm asaleti ile duran yüzüğünü kaydırdı.Artık hayatı ile büyük kumar oynadığının gayet farkında olduğundan daha dikkatli olması gerektiğini kendine bir kez daha tembihledi kaldı ki son yaşam şansı belki de Zaid'e anlattıklarına bağlıydı.

Az sonra odasının kapısı açıldığında içeriye giren baş hizmetlisi Hafsa ona bir çok yeni elbise,esvap ve kumaşlar getirmişti.

"Efendim...Zaid prens gönderdi ve akşam yemeğine kadar sizi hazırlamamı tembihledi.Kralım gelini ile yakınen tanışmak adına akşam bir onur yemeği veriyor."

"Pek tabii ne gerekiyorsa yapalım Hafsa.Bu arada Leila hanımdan herhangi bir haber ulaştı mı acaba?"

"Yok sultanım."

"Ne üzücü bir hadise."

"Öyle,öyle gencecik kız.Nasıl böyle bir şeye cesaret eder aklım almıyor.Bi çare kimsesiz sokaklarda kaldı,belki de bir köle tüccarının elinde şu an."

"Allah korusun onu."

"Ah,ah annesi olacak cadı mutlak biliyordur da işine gelmez.Benden duymamış olun ama Zaid ile evlendirebilmek için her şeyi yapmaya hazırlar."

Sahra baş hizmetlisi Hafsa'nın kulağı keskin ve laf taşıyan biri olduğuna hükmetmişti.Bundan böyle ağzından laf alacak ancak ona tek hır sırrını dahi emanet etmeyecekti.

"Belki de Leila'nın aşkı karşılıksız değildi hem olmamaz mı yani?"

"Yok sultanım yok.Onlar bu sarayın avlusunda birlikte oynayarak büyüdüler.Zaid Prensim böyle bir şeyi asla düşünmedi,hiçbir zaman.Yalnızca bildiğim Leila'nın onu kalben sevdiğiydi."

Saatler ilerlerken Sahra'yı banyo ettirip hazırlamaya başlayan Hafsa ona saray hakkında bilmesi gerekenleri anlattı.Elbette ki bilmesi gerektiği kadarı ile.Dışarıda esintili çöl sıcağı yerini akşamın serinleyen havasına bıraktığında artık sarayda büyük bir koştuma başlamıştı.

Yemek için hazırlanan büyük masaların eksikleri tamamlanmaya çalışırken kralın davet ettiği hanedan aileleri de bir bir teşrif etmeye başladılar.

Tüm bu hazırlıkları izleyen Şehrinaz sinirinden tırnaklarını kemiriyor bir taraftanda da henüz bulunamayan kızı için dualar okutuyordu.

Zaid o esnada gerekli araştırmaları yapması için gönderdiği adamlarından biri ile odasına kapanarak hasbihal ediyordu.

"Efendim yer yarıldı içine girdi sanki.O bölgedeki tüm dükkanlara,evlere ve tüccarlara sorduk gören,bilen yok.Hatta kilo kilo altın vaat etmemize rağmen."

"Pekii dükkan sahibi olmayan ancak o gün oraya gelen tüccarları bulabildiniz mı?"

"Yalnızca birisi ile görüşebildik o da Sahra hanımı yanında tutan kişiydi Efendim."

"Anladım yaverim.Yine de kaybolduğu çevreye adamlarımızdan yerleştirin.Bir de mutlaka en küçük bir gelişmeyi dahi bana bildirin."

"Pek tabii efendim."

"Zaid prensim size söylemek istediğim başka birşey var."

"Dinliyorum."

"Babanız Sahra hanım hakkında bir araştırma yapmamızı emretmişti."

"Evet biliyorum,netice nedir pekii?"

"Nişanlınızın anlattıkları doğru efendim."

Duyduğu bu söz üzerine içine bir rahatlama gelen Zaid'in başını çevirerek hafifçe gülümsemişti.

"Ancak bir eksik var..."

Yaverinin bu ikinci cümlesi ise onu merak içinde geriye döndürdü.

"Nedir?"

"Efendim Sahra hanım'ın altı ay kadar önce Türkiye'de bir nişanlısı varmış."

Zaid duyduğu bu söz ile adeta yerine mıhlanmıştı.Hissettiği bu duygunun ağırlığı daha önce yaşadığı hiçbir duyguya benzemiyordu üstelik.Az sonra yardımcısının odasından çıkması ile düşünceler eşliğinde kendini yatağına bıraktı.Ondan önce bir başkasının onun elini tuttuğunu bilmek,gözlerine yaklaşarak baktığını düşünmek bile içini kemiriyordu.Kaldı ki Zaid Türkiye'de bulunduğu zamanda orada ki özgür kadınların nasıl davrandıklarına yakınen şahit olmuştu.Sahra'nın daha önce onların giyindiği,onların yaptığı hareketler gibi hareket ettiği hayal etmek müthiş bir sancıydı onun için.O an yüreğine yerleşen ve aklına istemsizce gelen görüntüler kıskançlıkla kamçılamaya başlamıştı Zaid'i.

Hala onu seviyor muydu?Ona anlattıklarının içinde neden önceden nişanlı olduğundan bahsetmemişti ki?Evet,evet o an bir karar verdi Zaid.Sahra'nın eski nişanlısının kimliğini ve yakınlıklarını mutlaka öğrenecekti.Başka türlüsü içini rahat ettirmeyecek gibiydi.

Uzandığı yataktan doğrularak akşam yemeği için hazırlanmaya başladı.Bir taraftan da aynadaki görüntüsünü inceliyordu.Daha önce bir çok genç kızın kendisini hayran bakışlarla süzdüğüne çoğu kez şahit olmuştu ancak yine de o bakışların gerçek niyetinden asla emin olamazdı.Beş dakika sonra tamamen hazır olduğunda Sahra'yı almak için odasının kapısını hafifçe vurdu.

"Müsaitim."

Duyduğu cevap üzerine kapıyı açtığında karşısında aniden beliren görüntü ile hafifçe sendeledi.Sahra giydiği siyah işlemeli esvap içinde son derece zarif görünüyor,gözlerine çekilen rastık büyüleyici bir siyahlıkta muhteşem duruyordu.

"Hazırsanız inelim nişanlım."

O an İçinden gelen söylemek istediği onlarca iltifatın yanında yalnızca bu cümleyi kurabildi Zaid.Daha önce hissetmediği o hisler adeta kanında dolaşan bir zehrin acı izlerini taşıyordu.

Sahra onun ilk önce hayranlık içeren ancak daha sonra gölgelenen bakışlarını fark ettiğinde hayal kırıklığı ile duraksadı.

"Hiçbir söz etmeyecek misiniz Zaid?Sanıyorum ki beni beğenmediniz?"

Said onun kırılgan yüzünü fark edince bir kaç adımda yanına yaklaştı bu kez.

"Bu mümkün değil,aksine harikulade görünüyorsunuz.Ben yalnızca biraz yorgunum ve Leila'yı hâlâ bulamadığımız için endişeliyim."

"Anlıyorum."

O an başını öne doğru eğen Sahra,bazı endişelerinde ne kadar da haklı olabileceğini düşünüyordu.Zaid'in Leila için duyduğu bu hassasiyeti kıskandığını kendi kendine itiraf etmişti artık.

"İnelim o vakit."

Onlar sarayın yemek salonuna indiğinde her şey muntazam bir görüntü içerisinde görünüyor,kadınlar ve erkekler için ayrılan masalar altın varaklı takımların ihtişamı ile parıldıyordu.Az sonra tüm davetliler toparlanıp kralın konuşmasını beklemek için masalara geçtiğinde sarayın kapısında büyük bir gürültü koptu.

Amca Nawfal yanında berbat halde görünen ve korkudan titreyen Leila ile belirdiğinde tüm gözler telaşla oraya çevrilmişti.

"Alın en büyük cezanızı.Buldum kızımı,neredeyse istismar edilecekmiş ve dövülmüş.Bunun bedelini siz ödeyeceksiniz abim.Başka bir çözümü yoktur!Zaid ve Leila tez vakitte evlenecek."

Onun bu sözleri Sahra'nın kulaklarında çınlarken oturduğu yerden ayağa fırlayan Zaid amcasına bakarak haykırdı.

"Asla."

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%