@morsesilya40
|
Günün en yoğun saatleri geride kalmış, evin gürültü dolu karmaşasından uzak olan çatı katındaki odama çekilmiştim. Geceyi bu yüzden çok seviyordum işte... Daha çok kendim oluyordum,daha çok özgür ve daha çok hayalperest. Dede,babaanne,iki küçük kız kardeş ve ebeveynlerimin sesleri arasında geçen akşamın ardından artık çalışma masamdaydım.Hepsinin uyuduğundan emin olunca parmak uçlarımda sessizce yürüyerek mutfağa indim. Akşam yemeğinde yeteri kadar yemek yemediğimden bir gece tostu fikrinin hiçte fena olmadığını düşünüyordum.Dolaptan çıkardığım tüm malzemeleri tezgaha hazırlayarak tostun yanına içmek için çay demledim. Yirmi dakikanın ardından odama tekrar geri döndükten sonra güzel ziyafet çektim ve hazırlandığım memurluk sınavı için test çözmeye başladım. Sağlık meslek yüksekokulunu bitirip atanmak için kpss sınavına giren binlerce hemşire adayından sadece biriydim. Babamın ısrarla 'Sare öğretmen olacak' Annemin ise okumama karşı olan duruşuna rağmen kendi hayalim olan hemşirelik için elimden gelen çabayı gösteriyordum. Yine test çözerken zamanın nasıl aktığını hissetmediğim ve gündüz içtiğim kahveler yetmezmiş gibi gece çayım yüzünden uykumun gelmediği gecelerden biriydi. Yoğun bir şekilde sadece iki kez ara vererek yüzü geçik matematik sorusu çözdüm.Artık neredeyse günün aydınlanmak üzere olduğunu fark ettiğimde uykum olmamasına rağmen saçlarımı örerek yatağıma uzandım.Uykuya dalmamı kolaylaştıran şeylerin en başında müzik gelirdi ve bu şekilde uyumayı çok severdim.Digital radyomda rastgele çevirdiğim bir kaç kanalın ardından bir tanesinde kadifemsi bir erkek sesi duyarak durdum. "Kıymetli hayal radyo dinleyenleri;şimdi dinleyeceğiniz şarkı bu saate kadar bir türlü uyku tutmamış olan 'gece kuşlarına'gelsin.Size armağan ettiğimi ve artık uyumanız gerektiğini düşünerek dinleyin." İnsanın içini ısıtan,güven veren bir ses tonu vardı ve istemsizce gülümsedim. Şarkının ne olduğunu ayrıca merak ediyordum. Nihayet radyo tanıtımının ardından o çok sevdiğim melodiler duyulmaya başladı. "Simsiyah bir gecenin koynundayım yapayalnız,uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor" Dinlerken bir trenin içinde seyyahat eder gibiydim ve yavaşça kapanmaya başlayan gözlerime eşlik eden o tatlı ağırlık üzerime çökmüştü artık.Gerçekten de hemen uykuya dalmıştım. Çalan alarmın sesine uyandığımda ise geçici olarak çalıştığım özel hastaneye gitmek için hazırlanmaya başladım.Bu esnada hâlâ çalmaya devam eden radyoda başka bir programcı vardı ve sabahın neşeli geçmesi için elinden geldiğince seçtiği hareketli şarkının sözlerine eşlik ediyordu.Ben de neredeyse onunla uyumlu olacak gibi hızlı hareketlerle hazırlanmaya devam ediyordum. Odayı havalandırmak için açtığım camdan içeriye giren rüzgarın esintisi,havanın bugün oldukça serin geçeceğinin habercisiydi.Bu duruma uygun olarak siyah bir pantolon ve üzerine uzun kollu bir gömlek seçerek giyinmeye başladım.Saçım geceden hazır olduğu için bir kaç küçük rütüş ve toka takarak toparladım.Göz makyajıma ilave sürdüğüm parlatıcı ve takılarla birlikte evden çıkmak için artık hazırdım. Kızlar okula öğlen gittiğinden henüz uyuyorlardı.Annem ise mutfakta kahvaltı hazırlamak ile meşguldü.Ayak seslerimi duyduğunda benim için artık çok geçti. "Sare,yine kahvaltı yapmadan mı çıkacaksın?Hem kaç kez söyledim gece yemek zararlı diye.Ah be kızım yine mi çalıştın sabaha kadar." "Annem sen beni merak etme,ben kızlarla orada yiyorum birşeyler.Hem gece tost istemişti canım." "Tamam ama yarın sabah da kahvaltısız göndermeyeceğim haberin olsun." "Anlaştık annem hadi hoşçakal" Evden çıktığımda biraz geç kalmış olduğumu fark ederek hemen caddeye doğru yürümeye başladım.Uzak mesafe olmaması işin en iyi tarafıydı sanıyorum.Hastanenin güneş görmeyen alt katında ultrason çekilcek hastaları hazırlıyordum ve insanlara laf anlatabilmek gerçekten beklediğimden de zordu.Çalan kornanın gürültülü sesi ile kendime geldiğimde önümden geçen minibüsü durdurarak bindim.Hastaneye ulaştığımda ise geç kaldığım için önlüğümü giyerek hemen masama geçtim. Her zaman olduğu gibi yoğun geçen bir gündü ve saatler çıkış saatimin geldiğini gösterdiğinde uykusuzluk ve yorgunluktan neredeyse bayılmak üzere olduğumu hissettim.Üstelik öğle arasında yediğim tavuklu pilav ve ayran sonrası bir kaç kez oturduğum sandalye de uyuya kalmış ve gelen hastaların sesi ile irkilmiştim.Yarım saat kadar sonra ise evin anahtar kilidini çevirirken babamın arabayı yanaştırmakta olduğunu görünce biraz bekledim. "Sare?" "Efendim baba" "Kardeşlerini okuldan al,ben alt yoldan geldim trafik vardı dönemedim." "Tamam baba,anneme bir gözüküp ayakkabılarımı değiştirir giderim." Aslında öyle yorgundum ki...Yine de dediğini yapmak için hızla eve girdikten sonra hemen geri çıktım. Okulları yakın olmasına rağmen arada cadde olduğu için mecburen onları biz götürüp getiriyorduk.İkizler orta ikiye gidiyordu ve okulu çok sevdikleri söylenemezdi.Biraz da o yüzden onları kendi başlarına pek bırakmak istemiyorduk. Okulun önüne geldiğimde telaşlı gibi gözüken çılgın anne kalabalığını yararak boş bir köşeye durdum.Beş dakika sonra ikiside kendinden geçmiş ve suratsız yüz ifadesi ile bana doğru yürüyordu. "Ne oldu kızla çok mutlu gibisiniz" En konuşkanı ve huysuzu olan Deniz hemen cevabı yapıştırdı; "Okuldan çıkıyoruz abla eğlence merkezinden değil!" Ah bu kız... Yıldız ise fazla sessizdi ancak konuşması için üstelemedim. Eve geldiğimizde el yıkamak için oluşan banyo sırasının ardından hep birlikte yemek masasına oturduk.Annem yine nefis yemekleri ile gönüllerimizi fethetmiş babam ve dedem güncel haberler hakkında sohbete başlamıştı. Yemek sonrası çay faslı ardından ailece izlediğimiz dizi sonrası yatma saatimiz geldiğinde herkes yine odasına çekilmek için hazırlanıyordu. "İyi geceler hepinize" Klasikleşmiş öpüşme merasiminden sonra gün içinde özlediğim odama kavuşmuştum.Saat henüz onbiri gösteriyordu ancak yatağa uzandığım gibi gelen uykuma direnemeyerek gözlerimi kapadım.Üzerimi dahi değiştirecek fırsatım olmamıştı üstelik. Dışarıda havlayan köpeğin sesi ile gözlerimi açtığımda gecenin dördünü gösteriyordu.Beş saat aralıksız uyuduğumu fark ederek şaşırarak doğruldum. Su içtim ve tekrar yatağa uzandığımda radyonun açılış tuşuna bastım. İşte yine aynı sesin odamın duvarları içinde yankılanması ile tuhaf bir huzur hissetmiştim. "Evet kıymetli radyo hayal dinleyicileri...Bu kez iki saatlik yayınımızın ilk şarkısı sokak kedilerine armağan olsun. "Dün gece çok aradım. Aradım bulamadım. Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler." Şarkı arasında programı dinlemek için mutfağa inerek kendime bir kahve yaptım. Ve tekrar kadife sesi duyulduğunda merakla dinlemeye başladım. "Bugün ki paylaşım konumuz 'Hayatta ki en büyük korkunuz' SMS numaralarımızdan bana ulaşabilirsiniz. Ve telefonu elime alarak yazmaya başladım... |
0% |