@morsesilya40
|
Deniz kenarında bir süre dolaştım.Gemilerin iskeleye yanaşan düdük sesleri,simit kapma telaşındaki martılar,yolculuğa son anda karar verenler,herkes bir şeyin telaşı ile bir yere yetişmeye çalışıyordu.Ayaklarımı aşağıya sallayarak bir süre taş zeminde deniz kenarında oturdum.Yanıma gelen kedi ile paylaştığım peynirli poğaçam ve çantamdaki suyum bitince toparlandım. Kartal'ı aramamın üzerinden hemen hemen iki buçuk saat geçmişti.Yeni aldığım hattıda onu aradıktan sonra telefonumdan çıkartarak denize atmıştım.İskele binasına yerleşen kameralardan da uzak duruyordum. Uçak ve bindiğim taksilerin ardından dün otelde de para verdiğim için maaşımdan elime kalan çok az bir para ile idare etmeliydim.İki gün sonrasında bitecek olan iznimin ardından sağlık bakanlığına istifa dilekçesi yazmayı planlıyordum.Sonrasında özel bir hastahanede iş bulmam kolaydı. Karşıdaki çay bahçesinde bir süre daha oyalandıktan sonra iskele caddesine doğru yürümeye başladım işte tam o an da Kartal'ın sesini duydum. "Hey kaçak,atla arabaya." Gri eski bir araba ile cadde kenarına doğru yanaşmış bana bakıyordu. "Geldim." Arabanın kapısını açıp bindiğimde, onun gülmemek için kendini tuttuğunu fark ettim. "Bizi iyi alıştık bu birilerinden kaçma işine." "Hiç komik değil." "Neresi değil,önce ben,sonra sen,birileri peşimizde." "Senin diline düştüm ya artık tamam." "Anlat bakayım ne oldu. "Ne olsun işte,düğünün ertelenmesi için süre istedim,tam emin olup düşünmek için yani sanki ben öyle dememişim gibi gidip davetiye bastırmışlar bir de yetmezmiş gibi salonu tutmuşlar.Ankara'ya konuşmak için gitmiştim baktım dinlemiyorlar bir de üstüne çıkıp geldim işte." "Tamam sakin,pekii şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?" "İstanbul'a geri dönemem,başka bir şehirde özel sektöre geçip küçük bir düzen kuracağım." "Bunun için niye kaçtın ki?" "Of,Kartal of.Babam ve Hasan amca'nın emniyette tanıdığı çok fazla komser var.Nerede kalsam bulurlar gibi birşey.Otel falan öyle yerlere gidemiyorum işte." "Bana kaçmadın yani?" "Hahaha çok komik.Sürer misin şu arabayı lütfen." "Tamam yaa,gidiyoruz." "Sen ne yaptın bu arada?Peşinde artık biri var mı?" "İyiyim,yok görünüyor.Bir reklam ajansında çalışıyorum.Seslendirme işleri falan." "Sevindim,hangi şehirdesin pekii? "Çanakkale." "İyiymiş." Az sonra yavaş akan trafiği geçerek karakoluna çıkmıştık. "Neden böyle oldu ki,şeyy yani düğün yakındı demek istedim." "Anlattım ya en başında." "Onu kastetmediğimi çok iyi biliyorsun Sare." "Öyle hissetmeye başlamıştım yani.Emin değil gibi,onunla paylaşacağım çok fazla şey yok gibi bir de işte ne bileyim hazır değilim sanıyorum.Yoksa iyi biri ve hatta bazı kızların hayallerini dahi süsleyebilir.Çok iyi bir eş olacak vasıfları var mı bilmiyorum ancak,çalışkan biri. "Anladım,rahat hayat şartları diyorsun.Pekii bazı şeyleri fark etmene ben mi sebep oldum?" "Hem evet,hem hayır aslında.Sen kendini suçlu hissetme sakın,zaten hem sen bana ilk günler yardım etsen yeter sonra ben başımın çaresine bakarım,sana yük olmam yani." "Ben sana yük mü olmuştum Sare." "Kesinlikle hayır." "O halde bu sözleri söylemedin sayıyorum." "Bu arada sizinkilerden haber alabileceğin biri var mı?Komşu,arkadaş falan en azından neler olduğunu öğrenirsin." "Deniz,Deniz var." "Telefonunu verir misin?" "Al ancak dikkat et." "Tabii." İkinci kez çalışandan sonra Deniz'in endişeli sesini duydum. "Efendim?" "Deniz benim." "Aa." "Deniz,Deniz dinle,sus canım kimseye belli etme sakın.Arkadaşınmışım gibi konuş." "Aa Ayşen,niye gelmedin bugün okula." "Aferin sana.Ortalık nasıl,evdekiler ne durumda." "Öğretmen mi kızdı tabii,çok kızdı hemde." Babamı kastettiyordu. "Neden gelmemişin,neden böyle yapmışın diye tüm sınıfa sordu." "Anladım ablacım çok iyi böyle anlatmaya devam,biraz sakin ol yalnız." "İşte sonra arkadaşlar bilmiyoruz biz falan dedik rehber öğretmenle birlikte hemen dışarıya çıktılar." "Tamam canım.Ben iyiyim Deniz sakin merak etme sen.Düğün tarihi geçip bir düzen kurunca zaten ortaya çıkacam.Şimdi kapatıyorum sen sakin arama ben ararım seni ablacım." "Hı,hı pekii görüşürüz Ayşen." "Ne olmuş?" "Beklediğim şeyler işte.Babam hepsini sorguya çekmiş" Sonra bir süre sessizce yolu izledim.İstanbul'u geride bırakarak il sınırında yola devam ediyorduk.Biraz ilerde yol arama ekibini görünce elim ayağım titremeye ve az çok olacakları tahmin etmeye başladım. "Çevirme var Kartal." "Niye ne olacak ki?" "Ya babam diyorum Hasan amca diyorum ismimi vermiştir işte." "On sekiz yaşından büyüksün." "Onlar ona bakmaz,emir büyük yerden olunca." "Dur bakalım onca araba var bizi mi çevirip durduracaklar.Doğal davran geçiyoruz." Arabanın lastikleri dönerken polis aracının yanından geçmiş ve rahat bir nefes almıştım. Ancak biraz ilerde kuytu bir köşeye çekmiş başka bir polis aracı bize dur işareti yapınca neredeyse bayılmak üzereydim. "Sare sakin ol." Arabayı durdurmuştuk ve uzun boylu polis memuru camdan eğilerek kimliklerimizi aldı. "Korkma kötü hiçbir şey olmayacak güven bana." Korkudan onun elini sımsıkı tutuyordum. "Sare,elimi tutuyorsun." "Sen niye gülüyorsun Kartal,komik mi?" "Halimden memnun olduğum için." "Off,of Kartal." İçimden bildiğim tüm duaları okudum.Ona kadar ağır ağır saydım. Az önce aldığı kimliklerimizle cama tekrar yaklaşan polis memuru ismimi söyledi. "Sare Gündoğdu,hakkınızda şikayet var,bizimle merkeze geliyorsunuz." Kılıfına uydurmuşlardı işte. "Sen git Kartal bundan sonrası ben de."
|
0% |