@morsesilya40
|
Tüm gece boyunca başarılı olan firma yetkilileri ve çalışanları plaketlerini alırken, panoya yansıyan barkovizyon görüntülerinde sürekli olarak yeni projelerinin reklamları dönüyordu.Kartal ise harika bir sunum yaparak,misafirlerin dikkatini sahnede tutmayı gayet iyi başarıyordu. Seçtiği müzikler,sunum esnada kullandığı kelimeler ve görüntüsü ile gerçekten ortaya çok başarılı bir iş çıkarmıştı.Bu geceden sonra da yeni iş tekliflerinin geleceği kesindi. Bir ara nezaketen yanıma uğrayan Onur,sıkılıp sıkılmadığımı sorduğundaaslinda gayette iyi eğleniyordum.Masalardaki ikramlıkların lezzetine ve şarkıların ritmine kendimi iyice kaptırmıştım.Gamze ise arada gözüküp kayboluyordu ki bir ara uzun boylu kumral bir firma yetkilisi ile koyu bir sohbet içindeydi. O kalabalık içinde olduğum ve arka masanın karanlık alanında kaldığımdan sanıyorum ki Kartal beni henüz fark edememişti.Geceye yaklaşan saatlerde artık sunumunu bitirip sahneden inerek ortadan kaybolmuştu.Gözlerimle onu arıyordum ancak dağılmaya başlayan kalabalıkta bu pek fazla mümkün değildi çünkü o esnada Otelde misafir olarak kalacaklar için ayarlanan listeye göre konukları içeriye yönlendiriyorlardı. Omzuma dokunan bir elin teması ile başımı çevirince daha önce hiç tanımadığım yabancı biri karşımda durmuş bana birşeyler söylüyordu ve ben müzik kolonlarına çok yakın olduğumdan ne dediğini katiyen anlamamıştım.İşaret ederek onu duymadığımı belirtince uzaklaşmak istedim ancak elini tekrar omzuma koyarak bana yine bir şeyler anlatmaya çalıştı.Çevremde çok fazla içki tüketen birileri olmadığı için adamın alkollü olduğunu sonradan fark etmiş dönerek hızla uzaklaştım.Bir kaç adım sonra yine peşimde sendeleyerek konuşmaya devam ediyordu ki işte tam o esnada Kartal şaşkın bakışları ile karşımda belirdi. "Sare sen,sen ne arıyorsun burada kızım?Kim bu lavuk,rahatsız mı ediyor? "Yok,yok rahatsızlık yok tuvaleti soruyor sarhoş işte." Daha sonra uzaklaşarak daha sessiz bir yere doğru yürüyerek havuza bakan lobideki bir masaya oturduk. "Anlat bakayım niye buradasın? "Bir ilaç firması işte,biz sağlık memurlarına davetiye göndermiş.Hastaneyede yakın olunca geldim.Ben de şaşırdım seni görünce hem tebrik ederim gayet başarılıydın,artık sunuculuk mu yapıyorsun?Nasıl buldun işi pekii? İçimdeki heyecanı ve buraya bilerek geldiğimi anlamasın diye ona sürekli sorular soruyordum. "Saree?" "Hımmm?" "Kim çağırdı seni buraya?Gamze mi?Onur mu?Doğru söyle!" "Şeyy,Onur mesaj yazdı." "Sen de hemen geldin." "Ne yapayım Kartal,seni merak ettim,iyi olup olmadığını yani.O gün öylece gidince konuşamamıştık." "Ya ne olmuş işte konuşamadıysak?Olması gereken oldu." "Olması gereken oldu,yani ben gittim dimi Kartal?" "Evet tamam anlıyorum sonuçta durumu,hem sen işleri niye zorlaştırıyorsun ki?Koskoca Hasan amca yine peşine mi takılsın?" "Ya sen niye şimdi niye böyle söylüyorsun?Ben kötü mü yaptım yani?Hem ben ne bilecektim ki olayları araştırdığını,kaldı ki geldi senin hayatını kurtardı işte." Sesimiz biraz yükselmiş olacak ki yanımıza yaklaşan Onur'un bize seslenen sesi ile biraz sakinleştik. "Ne oluyor size ya?Konuşun istedik fena mı? "Sen sus sana ayrı ayar vereceğim." "Ona niye kızıyorsun ya,çocuk kötü birşey mi istedi.Meraklanmayayım diye bana mesaj gönderdi.Seni de arkadaşı bilmiş yardım etmeye çalışmış ne var bunda?" "Hayırdır birader hakketen sen niye gerginsin bu kadar,kızı da üzüyorsun?" "Neyse ben geldiğim gibi gideyim.Sağ ol Onur bu arada davetin için.Senin misafirin sayılırım,birileri rahatsız olmasın." Gözyaşlarımı zorlukla tutmaya çalışarak hızlı adımlarla lobiden geçtim ve ön kapının merdivenlerine yöneldim. Ah bu topuklu ayakkabılar!Asla görüntüsü kadar güzel değillerdi ve zaten giymeye alışkın olmadığım için üzerinde saçma sapan yürüyebiliyordum.En son merdivene geldiğimde ise basamak arasını iyi hesaplayamadığım için,bileğim dönerek boşluğa bastım.Zaten oldum olası sakarlıklar beni bulurdu ve rahatsız olan tüm ayakkabıları spor ayakkabılar ile değiştirmek istiyordum.Topuklu ayakkabı gerçekten çok büyük eziyetti. "Off yaa! Acıyan ayak bileğime aldırmadan karşıdan gelen taksiye binmek için zorla basarak taş zemine indim. "Efendim özel müşterim aradı dolu o yüzden aracım,sizi biraz bekletelim.Hemen diğer arkadaşıma haber veririm şimdi" "Pekii teşekkür ederim." Bu arada dikilmiş beklerken sızlayan bileğimin şişmeye başladığını hissediyordum ancak şu an için önemsiyecek durumda değildim. "Sare?" Sesin geldiği yöne dönünce Kartal'ın ceketini çıkartarak beyaz gömleği ve değiştirdiği spor ayakkabıları ile diğer taraftan bana doğru koştuğunu gördüm." "Nee?Taksi bekliyorum Kartal müsadenle,gidiyorum işte." "Şey,kusura bakma az önce söylediklerim için,hem iş dolayısı ile gerginim hemde ne bileyim işte seni kıskanmıştım.Tabii yine de buraya gelmen doğru değil Sare." "Ben de biliyorum bunu Kartal,tamam mı?Sadece görmekti niyetim,iyi olduğunu bilmekti ama yani sağ ol tabii boğazıma dizdin yine." "O kadar değil abartma kızım.Sen de anla işte durumun zorluğunu.Hasan amcanın o gün ki hali gözümün önünden gitmiyor." "Bak Kartal,bunu ben de Pekâla anlıyorum ancak bu kötü birşey değil." "Offf" "Ne oldu?Yüzün niye sarardı senin?Hasta mısın yine?" "Yok da şeyy,az önce bileğimi burktum sanırım,ayağım boşluğa bastı." "Hay Allah'ım ya,kızım sen doğru yürüsene!Uzat bakayım." "Yok,yok iyi şimdi taksi de gelir ben gideyim hem geç oldu." "Başlatma şimdi Taksine,gece vakti tek başına göndereceğim sanki seni.Uzat bileğini bakayım hadi,daha kötü olur sonra,iş alma başına." Kalem dikiş pantalonumun paçasını hafifçe uzatınca kötü göründüğünü fark ederek çekmek istedim ancak Kartal çoktan durumu fark etmişti. "Off,of şişmiş ya davul gibi.Morarmışta üsyrlik,bekle iki dakika burada,buz alıp geliyorum." "Yok,yok ben..." "Sareee!?" "İyi tamam yaa,of." Az sonra merdivenlerin kenarında oturarak bileğime buz tutuyorduk ve bu arada da oteldeki kalabalık yerini iyice sessizliğe bırakmıştı. "Nasıl şimdi?Daha iyi ya?" "İyi,iyi ağrı geçti." "Yine de bir göstermen lazım tabii." "Ben sağlıkçıyım ya Kartal,hani röntgen çekiyorum ya." "Her lafa bir cevap.Bekle iki dakika Onur'un arabasını alıp geliyorum." O gittikten sonra kapıda beklerken saatin bir hayli ilerleyerek iyice geç olduğunu fark ettim.Beş dakika sonra yola çıktığımızda ise sabah nöbetten çıktığım için kapanan gözlerime engel olamayarak uykuya dalmıştım. "Sare?Sare?Nerede kalıyorsun adresi söyle." "Geçici Lojmanlarda,Çalıştığım hastanenin yakınındaki üst caddeye dön,çocuk parkının karşısı" Uyuklama arasında tarif ettiğim adres sonrası yine uykuya dalmış olmalıydım ki bir süre sonra arabanın durduğunu fark etmem sonrası gözlerimi açtım. Kartal beni izliyordu ve gülümsüyordu.Bir taraftan ayılmaya çalışırken bir taraftan da onun bakışlarına doğru çekiliyordum. "Sare,biz ne yapıcaz böyle?" "Ben de bilmiyorum Kartal,ben de."
|
0% |