Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34. Bölüm

@morsesilya40

Daha önce hiç olmadığı şekilde o hafta Berat tarafından göz hapsine tutulmuştum.Beni işe o bırakıyor,dönüşte alıyor ve hastane nöbetim olmadığı zamanlarda evin işleri için birlikte alışveriş yapıyorduk.

O akşam yemekte geçen mevzuyu bir daha hiç açmamış,açılışı gecesi hakkında da konuşmamıştı.İkimizde nişanlıdan çok,birbirlerine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan iki insana dönüşmüştük ve o insan ile benim bir ay sonra düğünüm olacaktı.

Kartal'ın artık Hasan amcaya can borcu olması ve benim de kimsenin yanımda durmayacağını bildiğimden yapabileceğimiz bir şey yoktu.

Öğle molamda, denizin çalkalanan sularının taş banklete vurduğu bir sahil kenarında tek başıma oturmuş büyük dalgalarını izliyordum.Artık bu son olayla, Kartal'a bir zarar gelmemesi adına onu unutmaya ve uzak durmaya kesin olarak karar vermiştim.Parmağımda takılı olan nişan yüzüğümün güneş ışıkları ile parlayan küçük taşına baktım bir süre.Evet,Berat kötü bir insan ya da birine eziyet edecek türden biri değildi ancak nasıl bir eş olacağı hakkında şüphelerim vardı.

Üstelik hayatın zorlu şartlarına göre hiçte fena geçmeyecek bir hayatım olacağı da su götürmez bir gerçekti.Oysaki yüreğim tüm bu şartlara ve bana rağmen Kartal'ı özlüyordu.

Kendimi Berat'a karşı suçlu hissettiğim zamanlarda,elimde olmayan her şeye öfke duyuyor ve onun bana olan bazı davranışlarını düzeltmesi için uyarıyordum.Üstelik bazı şüphelerine rağmen bana daha da iyi davranmaya başlamıştı.

Düşüncelerin derinliğinde bir süre daha denizi izleyerek oturdum tam kalkmak üzere olduğum esnada çalan telefon ile bir süre daha daha oyalanmıştım.

Ekranda gördüğüm Gamze yazısı ile bir süre bakışarak istemeden de olsa telefonu açtım.

"Efendim Gamze."

"Sare,nasılsın tatlım?"

Bu kelimenin yapmacık olarak kullanıldığı durumlardan nefret ederdim.Onun bu durumunun tersine gayet soğuk bir ses ile konuşmaya devam ettim.

"İyidir sen?"

"İyilik,güzellik valla ben de.Yeni işler aldık çok yoğunuz bir taraftan da finallerim var koşturuyorum."

"Kolay gelsin sana o halde."

"Ya bak ne diyeceğim sana,geçen gece bizim organize ettiğimiz açılışa gelmişsin,seni göremedim ben."

"Evet öyle oldu,abin davet etmişti ben de bir arkadaşi tanıyordum orada."

"Demek doğruymuş...Tabii daha sonra neler oldu bilmiyorsun sen?"

"Ne oldu Gamze?"

"Nişanlın gelmiş bir akşam,abimi Kartal'ı falan resmen sorguya çekmiş.Seni nereden tanıdıklarını sormuş."

"Hayır Gamze biliyorum ben o mevzuyu sorun yok hallettik yani,küçük bir yanlış anlaşılma."

"Yaa çok sevindim senin adına sonuçta nişanlısın ve düğüne az kaldı değil mi?"

Bu kızın imaları gerçekten benim sinirlerimi zıplatmayı çok iyi başarıyordu.

"Bu arada düğüne çağırırsın bizi değil mi?Ne de olsa arkadaşız artık."

Tüm durumları gerçekten bilmesine rağmen mahsus yapıyordu ve onunla konuşmak bana asla iyi gelmiyordu.

"Şey ben simdi nöbete dönüyorum öğle molası bitti Gamze daha sonra..."

"Sare,Sare dur bir haberim daha var."

"Söyle."

"Abimle Kartal İstanbul'dan ev tuttu organizasyon şirketi kuracaklar birlikte ben de zaten okul bitince onların ekibe katılacağım.Babam destekliyor bizi."

"Çok sevindim sizin adınıza."

Tüm detayları anlatacaktı illa ki anlatacaktı uyuz.Yapışkanı icat eden kesinlikle bu kızdan ilham almış olmalıydı.

"Şirketin kurulması evrak işleri falan bir hafta sürermiş daha sonra biz de tanıtım düzenleyeceğiz.Ay,ay çok heyecanlıyım yaa Sare.Sen de kesinlikle geliyorsun itiraz yok."

"Bakarız durumlara Gamze ancak şu an gerçekten kapatmam gerekiyor acil röntgen geldi."

"Tamam,tamam daha sonra ararım yine ben.Öptün seni görüşürüz."

Şu an yüksek sesle çığlık atıp elime geçen tüm nesneleri denize fırlatmak istiyordum ancak onun yerine dişlerimi sıkarak sessizce ağladım.Henüz göreceğim zorlukların karşısında bunun hiçbir şey olduğunun gayette iyi farkındaydım çünkü.

Hastaneye dönerek masama geçtiktikten sonra bekleyen birkaç hastanın sitemine daha katlanarak işlerin yoğunluğuna döndüm.Akşam üzeri yaklaşmış ve son bir saat kalan nöbetimi tamamlamak üzereydim ki üzerime çöken halsizlik ve yorgunluktan biraz sendeleyerek sandalyeye çöktüm.Daha sonra uzun saatlerdir hiçbir şey yemediğimi hatırladığım gibi kantine doğru yürümeye başladım.

Gözlerim kararmaya,kanın sanki parmak uçlarımlarımdan çekilerek kalbime hızla aktığında daha fazla dayanamayarak bayılacağımı anladım.Biraz ötemde hastaların bekleme alanı vardı ve oturma yerlerine uzanarak yardım istemeyi düşündüm.

En son hatırladığım görüntülerde bana doğru gelen güvenlik görevlisinin "hemşire hanım iyi misiniz?"diye sorduğu ve benim yere yığılmaya başlayarak düştüğümdü.Kendimi berbat hissediyordum ki o anki korku ile aklıma ilk gelen şey ölüyor olduğumdu.

Evet,filmlerdeki ışık ve bip sesini duyarak o derin uykudan geri dönmek kesinlikle gerçek bir tarifi.Tüm bu uyarılara gözlerimi açtığımda acilen tanıdığım arkadaşım başımda telaşlı gözlerle bana bakıyordu.

"Sare hanım iyi misiniz?"

"Evet,evet bayıldım sanıyorum."

"Öyle olmuş,korkmayın doktor bey kan aldı değerlerinize bakılıyor şuan iyi görünüyorsunuz."

"İyiyim teşekkür ederim."

"Bu arada en son Gamze hanım diye biri ile görüşmüşsünüz yakınıyım dedi biz de durumunuzu ona haber verdik."

"Yaa pekii."

Bundan sonrasını tahmin etmeme gerek yoktu.Kartal eğer duyduysa yanımda birileri olacağı için arayamadığından kesinlikle buraya gelecekti.

"Şey ben iyiyim de acil bir işim var gitmem gerek nöbetim de bitmişti zaten.Kan sonuçlarını yarın öğrenirim nasılsa."

"Ama Sare hanım doktor yorumlamadan çıkmayın bence hem henüz kendinize geldiniz."

"Yok,yok iyiyim ben biliyorum zaten yemek yememiştim normalde de tansiyonum şekerim düşük başım döndü şimdi bir şey atıştırır öyle çıkarım.

"Siz bilirsiniz imza atın yalnız bir de yarın hoca ile görüşün."

"Tabii"

On dakika kadar sonra personel giyinme alanına inmiş eşyalarımı toparlıyordum.İşlerim bittiğinde koridorun sonuna gelmiş ve yukarıya dönmek üzereydim ki köşeden gelmekte olan Gamze ve Kartal'ı fark ettim.

"Sare,tatlım iyi misin?"

Onu duymuş olsam da o an için bakışlarım Kartal'ın üzerindeydi.

O ise durumu anladığından onunla birlikte gelmek zorunda olduğunu belli eden işaretiyle bana gülümsüyordu.

"Sare,ayılıp bayılana gerek yoktu gelirdik biz seni görmeye."

"Çok komiksin Kartal."

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%