Yeni Üyelik
36.
Bölüm

36. Bölüm

@morsesilya40

 

Düğün Günü

"Lütfen çok sade bir makyaj olsun."

"Aaa abla gelin oluyorsun her şeye sade dedin durdun.Gelinliğin bile öyle.Bana kalsa kabarık etekli prenses modeli giyerdim."

"Sen ne bilirsin gelinlik seçmeyi zevksiz."

Yıldız ve Deniz başımda didişip bir yandan da merakla beni seyrederken,saçımı az önce tamamlayıp şu an makyajımı bitirmeye çalışan makyöz sanıyorum ki benden hiç memnun değildi.

Sürekli uyarılar yaparak gözüme fazla gözükenleri sildirme çabasındaydım.En son vişne çürüğü bir ruj rengini seçtiğinde itiraz ederek ten rengime daha yakın olan koyu buğday rengini beğenmiştim ve o şu an beni etraftakilere şikayet ediyordu.

Tüm akraba ve tanıdıkların Ankara'da olması sebebi ile düğün için büyük bir restorana eşlik eden kır bahçesi tutulmuştu.Yemek sonrası geçilecek alanda nikah kıyılacak ve eğlence düzenlenecekti.Küçüklüğümden bu zamana abartılı düğünlerden hoşlanmaz ve çok gereksiz olduğunu düşünürdüm.Bana kalsa yalnızca nikah ve birkaç sevdiğin kişi ile sade bir tören yeterdi.Gerisi maddi açıdan gereksiz yük ayrıca her yönden eziyet gibi geliyordu.

Her ne kadar belli etmemeye çalışsam da oldukça gergin olduğum için yüzümün asılmasına engel olamıyordum.Sabahtan bu zamana benden azar işitmeyen kimse kalmamıştı ancak durumu anlayınca,ister istemez beni alttan alıp hoş görmeye çalışıyorlardı.

Az önce de son rutuşlarla birlikte tüm hazırlıklar bitmiş ve en son gelinliğimi giymiştim.

Ayna karşısına geçip baktığımda gördüğüm güzel ve sade görünen bir gelindi.Eksik olan şeyin ne olduğunu ise yalnızca ben biliyordum.

"Rica etsem beni biraz yalnız bırakabilir misiniz?"

"Tabii abla"

Canım Deniz,beni en çok o anlamış bir haftadır sürekli yanımda olmuştu.Gergin olduğum dakikalarda ise gerektiginde ortamı yumuşatarak durumu toparlamaya çalışıyordu.

Kızlar kapıdan çıktığı gibi annem yanıma doğru gelerek beni inceleyen bakışlarla süzdü.

"Ayy,çok güzel oldun Sare.Biraz daha makyaj isterdi aslında da neyse,neyse...Baksana hem ne iyi bir yer tutmuşlar gerçekten de.Kuaföru ayrı,makyözü ayrı."

"Sağ ol anne de sen de çıkabilir misin biraz yalnız kalmak istiyorum."

"Aaa kızım gelin kısmı damat gelene kadar yalnız bırakılmaz.Olmaz öyle ayıp."

"Anne sadece on dakika lütfen.Kapıyı kitlerim merak etme,sen de koridorda az ilerde durursun işte.Biraz kendime geleyim başım şişti.

"İyi ne diyeyim Sare artık sana bitsin şu streste rahatlayalım birlikte.Hem zaten birazdan Berat'ta gelir almaya."

"Tamam anne,müsade et şimdi bana.

Annem dışarıya çıktıktan sonra oda da yalnız kalınca daha rahat bir nefes alabilmek için perdeyi araladım.Kır bahçesine doğru bakan camın önünde bir süre dışarıyı izledim.Düğün alanının son hazırlıkları için koşturan garsonlar,organizasyon şirketinin taşıdığı süslemeler ve düğüne gelen yakın akrabaların masa tutma telaşeleri hepsi nasılda anlamsız geliyordu...

Aslında hepsi ve her şey olması gerektiği gibi gözüküyordu.

Uzaktaki evleri,sağ taraftaki düzlükte gözüken yapay su havuzunu ve caddeyi izledim kısa bir süre.

Sonra bir ara sol tarafa yanaşan üstü açık güzel bir arabayı fark ettim.İçerisinden sarışın ve ince oldukça havalı görünen bir kız indi.Bizim tanıdığımız biri olmadığı için onların akrabalarından olduğunu düşündüm önce ancak daha sonra işin rengi değişmeye başladı.Lobi girişi ve küçük ek bina arasındaki dar boşluğa geçerek dikkatle etrafına bakmaya başladı.Ardından telefonunu eline alarak arama yaptı.Konuştuğu karşı taraf ona kızgın olmalıydı çünkü sakin açtığı telefon konuşmasında daha sonra sesini yükselterek ve sert bir ifadeye büründü. o sekilde dolanarak bir iki dakika daha konuşmaya devam etti.

Ben,gözlerim dalmış bu ânı izlerken karşıdaki küçük lobinin giriş aralığindan birisi daha etrafı izleyerek dışarıya çıktı.İlk olarak görünce bir anlam verememiş olsamda daha sonra belirmeye başlayan sahneleri izlerken adeta kanım donmuştu.

Berat henüz damatlığının ceketini giymemiş ve belli ki hazırlıkları devam ederken,acele bir şekilde o kızın yanına gelmişti.Kız ilk önce onu daha kenara çekerek sinirle bir şeyler söyledi ve Berat ise onu oradan gitmesini işaret eden hareketlerle hafifçe itekliyordu.Bir ara kız başını yukarıya kaldırarak işaretle konuşmaya devam ederken ve yine karşısında itiraz bulunca,bu kez o da Berat'ın koluna sertçe dokunmuştu.Bu izlediklerimi şüphelerim dışında farklı yorumlamam için biraz umursamaz olmam gerekirdi sanıyorum çünkü oldukça tuhaf bir tablo karşımda duruyordu.

Hemen kapının kilidini yavaşça açarak koridora başımı uzattım.Annemin yan odadan gelen sesini duyunca sessizce çıkarak çaprazdaki asansöre bindim.

İki alt kata indiğimde, beni gelinlikle gören garsonlar panikle bir istediğim olup olmadığını sorduğunda,damat odasına gittiğimi söyleyerek sanıyorum onları gülümsetmiştim.Onların gözü ile bakınca görüntü gerçekten de garipti.

Odanın kapısına gelerek hiç vurmadan öylece içeriye girmiştim.

Berat aynanın karşısında ceketini giymek için hazırlanıyor yanında ki arkadaşı ise saçları ile uğraşıyordu.

"Sare??"

"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?"

"Tabii"

Çocuk şaşırarak dışarıya çıkarken ondan daha da fazla şaşıran Berat'ın yüzü adeta kireç rengini almıştı.

"Sare?Ben geliyordum seni almaya.Sen,sen niye geldin?

"Sizi biliyorum Berat."

Elbette bilmiyordum onu konuşturmak için şansımı kullanıyordum yalnızca."

Heyecanla gözleri kocaman açıldı.

"Kimi?Neyi biliyorsun?"

"Buraya kadar geldi demek,hadi artık lütfen yapma!"

"Bak Sare gördüğün gibi birşey değil.Yalnızca o benim peşime düştü.Biz ayrılmıştık nişandan önce bir türlü kabullenemedi.Ben seni çok seviyorum."

"Telefonunu uzat."

"Sare saçmalama,sen bana güvenmiyor musun?"

"Telefonunu uzat Berat."

Elleri titreyerek telefonu bana uzattı.

Ekranda en son gördüğüm numara onundu ve daha sonra baktığım diğer arama kayıtlarında da ara ara da olsa karşıma çıkıyordu.Bu kez de mesajlarına bakmak için açtığım WhatsApp da yazışmalar olduğunu gördüm ancak hızlı bir hareket ile telefonunu elimden çeken Berat önümde eğilerek ağlamaya başladı.

"Sare okuma lütfen.Gerçekten sandığın gibi birşey değil.Artık bir anlamı yok.Bak biz evleniyoruz hem yoksa yanımda o olurdu."

"Kalk ayağa tamam birşey yok."

Sözlerim duyunca içi rahatlamışcasına gözlerini sildi ve beni kolumdan tutarak koltuğa oturtmaya çalıştı.

"Gerçekten seni çok seviyorum Sare.Asla başkası ile olamam."

"Tamam gerek yok anlıyorum eski sevgili durumları işte.Yalnız ben şimdi gidiyorum odama,beni yarım saat sonra almaya gelebilirsin.Daha erken gelme kızlar hazır değil annemde öyle."

Cevabıma her ne kadar şaşırmış olsa da sevinerek beni kapıya geçirdi.Ben ise hızla aradığım en yakın tuvalete doğru koşmak üzereydim.Yanım da yalnızca cevap telefonum vardı.

Ve yine kimi arayacağım belliydi.

"Deniz benim,sakın kimseye belli etme,yanıma benim çantamdan birkaç parça kıyafet al hızla alt lobi girişindeki tuvaletlere gel,duydun mu?Kimseye birşey belli etme sakın.Biraz para al bir de çantamdan.Soran olursa damat odasında ablam dersin.

"Tamamm abla ama..."

"Deniz dediğimi yap çabuk ol."

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%