@morsesilya40
|
Bugün dokuzuncu gün ve ablamı görmemize izin verdiler.Sabah açıklama yapan doktor önce ellerini kımıldatmaya başladığını ve daha sonra gözlerini açtığını söyledi.O an adeta sevinçten kalbim duracak gibiydi.Biz odasına girdiğimizde yine uyuyor olsa da bazı değerlerinin normale döndüğünü ve kafa içi basıncının azaldığından bahsettiklerinde oldukça sevindik.Tabii yine de ümitli konuşmak için erken olduğunu da bize sürekli hatırlattılar. Aslında günler sonra gelen küçük bir umut ışığı olarak bu bile yetti sayılır.Benim için günün en guzel kısmı Kartal abinin bu haberi duyduğunda sevinçten ağlamasıydı.Bize belli etmek istemediği için arkasını dönerek uzaklaşınca bu kez annem hıçkırıklarla ağladı. Aslında ilk günler annem ona çok kızgın olduğu için hastanede olduğunu saklamıştım.Günler geçtikçe ve ben defterde okuduğum bazı şeylerden bahsettiğimde,elbette ki kalbi yumuşayarak durumu kabullendi. Doktor az önce yalnız bir kez görme hakkımız olduğunu söylediğinde ise sevinçle Kartal abinin yanına koşarak bunu haber verdim.Zaten annemde o an ki mutluluğundan dolayı bunu pek fazla önemseyecek durumda değildi. Hemşire eşliğinde dikkatli bir şekilde yanına alındığımızda nefes alması için bağlanan oksijen tüpünün hortumları ve başının yüksekte kalması adına yattığı yastığın altına konulan desteklerin görüntüsü biraz kötüydü.Yine de morallerimizi hiç bozmamak için bunları dillendirmedik.Sırayla üçümüz elini tuttuğumuzda herhangi bir tepki vermese de hemşire tansiyon ve kalp atışlarının gayet normal olduğunu söylediğinde biraz daha rahatladık. O hastane odasından çıktığımızda ise yaşayacağına ve iyi olacağına dair olan umudumuz daha da arttı. Annemi günlerdir çok yıprandığı ve uykusuz kaldığı için iyice bitkin düştüğünden onu zorla da olsa eve gitmesi adına ikna ettim.Daha sonra Kartal abi ve ben kahve alarak bir alt katta bulunan cafeye indik.Bir süre oturduktan sonra bekleme salonuna çıktım ve yorgunluktan dolayı sızıp kalmıştım. Kartal abinin bana seslenen sesine gözlerimi açtığımda neredeyse sabah olmak üzereydi. "Deniz uyan abim,ablan gözlerini açtı." "Ne?Ne zaman." "Az önce canım.Yanına yalnızca beş dakika girebileceğiz ve çok fazla yormayacağız." "Tamam." Daha önce odaya girerken giydiğimiz mavi steril önlükleri tekrardan giyerek odaya girdik. "Kartal?" "Deniz?" Ablam fark etmese de gözlerinden iki damla yaş yanaklarına doğru süzülmüştü. "Abla,abla sakın yorma kendini.Bak iyisin,daha da iyi olacaksın." "Annem nere-de?" "Hep bekledi,buradaydı abla.Tam dokuz gün geçti.Bu gece zorla eve gönderdim." "Kartal?" "Sare ben iyiyim.Sen de iyi olacaksın.Hiç yorma kendini." O esnada odaya giren hemşire artık çıkmamız gerektiğini söylediğinde her ne kadar istemesekte denileni yapmak zorundaydık.Bu kadarı dahi bizim için önemliydi. Bu sabah ise yavaş yavaş daha fazla uyanık kalmaya ve hareketleri açılmaya başladı.Bir kaç gün için de yoğun bakımdan normal odaya alınabileceğini söylediler. - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Bugün tam on yedinci gün ve ablamı ayağa kaldırarak yürüttük.Tek üzücü olan şimdiye dek gizlediğimiz babamın ve Hasan amcanın vefatını söylediğimiz andı.Boğulduğu gözyaşları ve çığlıkları hala kulağımdan gitmiyor olsa da buna da alışacağına eminim.Bir ara Berat abi ile konuşmak istedi fakat Kartal abi ve annem buna müsade etmedi.Doktor haftaya hastaneden çıkabileceğimizi ve ablamın artık yalnızca fizik tedavi uzmanı tarafından tedavi edileceğini ve neler yapılmadı gerektiğini uzun uzun anlattı. Ben de emanet aldığım bu defteri eve geldiği gibi ona hediye etmek için,kendini bilmediği zamanlarda ki yaşadığımız her şeyi yazdım. Berat abi ilk günler hastaneye geldi ancak annem daha sonra bunu istemedi.Zaten Gülten teyze de hiç ziyaretimize gelmediği gibi tüm tanıdıklara bizi asla görmek istemediğini söylemiş. - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Bugün yirmi altıncı gün ve ablamı hastaneden çıkarttık.Evde günlerdir özenle hazırladığımız odaya yerleştirdiğimizde hepimizin içi mutlulukla doldu.Yıldız'da belli etmek istemese de ablamım eve gelişine çok sevindi. Kartal abi İzmir'den Ankara'ya kadar olan tüm nakil işlemlerine koşturduğunu gibi,eve geldiğimizde de bizi yalnız bırakmadı. Bunlar son satırlarım çünkü birazdan odama çıkarak hazırladığım küçük hediyeler ile birlikte bu ajandayı daha doğrusu emanetimi ablama geri vereceğim. Ablamın bu hikayesinin en yakın şahiti olmak ve kötü bir şekilde de olsa kavuşmalarını sağlamak her şeye rağmen güzeldi. Deniz Gündoğdu.
|
0% |