Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@morsesilya40

"Sen beni mi takip ediyorsun?"

"Hayır tabii ki hastaydım ve hastaneye geldim."

"Tamam haklısın,öyleyse Ultrason çekimi için şu butonuna basarak sıra numarası al ve doktorun verdiği barkodu da bana uzat."

"Fakat şu an iyiyim,midem ağrıyordu geçti sanıyorum ki üşütmüştüm."

"Tamam iyiysen o halde burayı artık meşgul etme."

"Neden ki burada benden başka bekleyen kimse yok.Hem öğle yemeği saati de geldi nasılsa."

"Yani?"

"Yani şey,benimle öğle yemeğine çıkabilirsin?"

"Tanımadığım kimselerle yemek yemiyorum ayrıca şu an hâlâ çalışıyorum müsadenle."

"Hayır beni tanıyorsun sana ismimi söylemiştim."

"Doğru senin yüzünden kahvemi dökerek elimi yakmıştım."

"Tamam kabul,iyi bir tanışma sayılmazdı ancak en azından tanışmış olduk."

"Ne istiyorsun?"

"Sadece birlikte birşeyler yemek,yarım saat konuşmak,yalnızca bu."

"Pekii tamam ancak hastanenin karşısındaki cafede ve yalnızca yarım saat."

"Güzell.

"kapıda bekliyorum o halde."

Aklımdaki düşüncelerin susması için evet demiştim birazda çünkü Kartal'ın dün gece yayında söylediği sözler tüm gün aklımda dönüp durmuştu.Bu çocuk garip bir şekilde kendine güveniyordu ve biraz rahat tavırlar sergiliyordu.O yüzden de garip bir şekilde rahattım yanında.Sanki onu daha önce bir yerde görmüş gibi bir yakınlıktı bu.

Hem sonuçta büyütülecek birşey yoktu,kalabalık bir yerde yalnızca bir yemek yiyecektim.Belki de onunla konuşunca o gün yaşadığım tesadüfler ile ilgili de artık rahatlatlayabilirdim.

Masamı toparlayarak personel giyinme odasına doğru yürüdüm.Önlüğümü çıkarıp üzerimi düzelttikten sonra dışarıya çıktım.

Kapıda beni bekliyordu ve hiçte heyecanlı görünmüyordu.

Yanına gittiğimde birlikte alt geçitten geçerek cafenin üst katına oturduk.Hastanede personel olarak çalışan ve tanıdığım bir kaç kişinin tuhaf bakışlarına maruz kalınca yol boyuna bakan masalardan birine geçtik.

Siparişler geldikten sonra ise masada oluşan sessizliği ilk bozan o oldu.

"Genelde yalnız mı geziyorsun?Seni iki kez avm'de gördüm ve ikisinde de kendi halinde öylece dolaşıyordun."

"Çoğunlukla evet.Özelliklede alışverişi tek başıma yapmayı seviyorum."

"Anladım,Sare...bu arada ismin çok güzel.Yaka kartından okudum tabii."

"Evet ismimi seviyorum.Pekii Özgür,sen aylak aylak gezmek dışında ne iş yapıyorsun?."

"İletişim sektöründeyim,reklam vs öyle işler."

"İyiymiş,bu kadar boş vaktin olduğuna göre işin rahat demektir."

"Gece vardiyası benim,geceleri sakin kafa çalıyorum.Seninse tam tersi,sabit yani göründüğüm kadarı ile memur düzenindesin"

"Henüz gerçek bir memur olamadım kpss'ye hazırlanıyorum, lbu iş geçici yani."

"Kaç yaşındasın peki Sare.Ya da dur söyleme sen tahmin edeyim.yirmi mi?"

"Yirmi üç yaşındayım,pekii sen?

"Ben de yirmi dört."

"İşin dışında,kpss çalışmak dışında neler yapıyorsun,yani varmı uğraştığın bir hobi,etkinlik ya da gezi falan..."

"Akşama kadar işteyim,sonra evdekilerle günlük sohbet,yalnız başıma kaldığımda da ders çalışıyorum yani gördüğün gibi, dümdüz öyle."

"Hayır öyle deme,mutlaka vardır kafanı dağıtmaya yarayan seni mutlu edecek bir uğraşın."

"Klasikleşmiş şeyler işte,müzik ve kitap.Öyle enteresan gizemli bir değilim yani.Sen bunları sorduğuna göre belli ki senin var,aktifsin."

"Sadece bir tırmanış kulübündeyim.Belirli zamanlar toparlanıp kamp yapıyoruz."

"İyiymiş işte,sağlıklısındır da ne güzel."

"İkimizde sağlık sektöründeniz o halde."

Bu sözüne biraz güldükten sonra bir süre daha hem kendimizden hem de güncel konulardan konuştuk.Müzik zevklerimiz hem inanılmaz derecede uyumlu hem zıttı.Sohbetin koyu olduğu bir ara filmler hakkında bir süre tartışarak en iyilerin hangileri olduğuna karar verdik.

Yarım saat değil bir buçuk saatin sonunda ise zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Ayrıca ruhuma garip bir şekilde sakinlik gelmişti.

"Saat çok geçmiş işe dönmem lazım."

"Bir kahve sözü de alabilir miyim?"

"Belki."

"Neyse ben şansımı daha sonra yine zorlarım nasılsa,görüşmek üzere Sare."

"Belki."

Bu sözüm üzerine güldüğünü duysamda dönüp bakmadım.

Ve işte...o an... o saniye...kahkahasının ardından kulaklarımın bu sesi daha önce nereden duyduğunu anladım.

Kesinlikle oydu.

Nasıl olmuştu ki bu kadar kör ve sağır olabilmeyi başarmıştım.Avm'de ilk çarpışmamız tesadüftü beni telefonuna eklediği için profil resminden tanımış ve gözleri o yüzden faltaşı kadar açık bir halde bana bakıyordu.Sütlü kahve sevdiğimi söylemesi,açık alan detayı...

Hem ne demişti iletişim sektörü,gece çalışıyorum ben.

Tabii ya bunu çoktan anlamalıydım.

Sonrasında ikinci tesadüf ve bugün hastaneye gelişini elbette planlanmıştı.

Elbette kartal onun radyo için kullandığı bir isimdi.Gerçek adı Özgür'dü.Garip olan şey ise neden gerçekte kim olduğunu gizlediğiydi.

Bu duruma şaşırmış ve biraz kızmış olduğum için o söyleyene dek bunu anladığımı ona fark ettirmemeye karar verdim.

Geri dönerek yüzüne baktım ve hafifçe gülümsedim.Radyoda ilk kez duyduğum sesi ile ona doğru çekildiğim Kartal şu an karşımda duruyordu.

O an tam da aklımdan geçen şuydu;

Gerçekten de kaderin size getirdiğine hiçbir şeye engel olamaz ve bazı karşılaşmaların sizin için olan önemini zamanı yaşamadan asla bilemezdiniz.


Loading...
0%