Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm: Seni Bulacağım

@mr.caner_1

Uyku düzenimi sonunda düzeltmiştim. Sabah uyandığım da mükemmel bir koku odayı ele geçirmişti. Yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımla mutfağa yöneldim. Kumru abla sucuklu yumurta hazırlıyordu. Koltuğa oturdum. ''Günaydın ruh hastası.'' Dedi yumurtayı pişirirken. Evet bana 'Ruh Hastası' diyor. Hem de Kırmacılar'ı her seferinde farklı bir şekilde öldürdüğüm için. Belki de haklı ama hak etmişlerdi.

''Sana da günaydın seksi patron.'' 'Seksi' diyordum çünkü oldukça seksiydi. Platin sarı saçları ve yeşil gözleri buna şahitti. Yaşının otuz altı olduğunu kimse inanmazdı ve kesinlikle biri bu seksi kadınının hackerlık yaptığını anlayamazdı.

Tavayı aldı ve masaya koydu. ''Hadi gel.'' Kalktım ve masaya ilerledim. Ekmeği aldım ve direkt iki parmağımla yumurtaya daldım. ''Yavaş. Ayı!'' Dedi çatalla elime vurarak.

''Ne yapayım? Ben de böyle rahat yiyebiliyorum. Bunu sen de çok iyi biliyorsun.'' Küçük çocuk gibi somurttuktan sonra elimle yemeye devam ettim.

''Ne yaptın sekreter işini?'' ağzım doluydu dediğimi ben bile anlamamıştım. Kumru abla da zaten anlamamış gibi bakıyordu. Ağzımdakileri yuttum. ''Sekreter işini ne yaptın?'' Çatalını masaya bıraktı ve derin bir nefes verdi.

''Neden bu kadar çok asistan istiyorsun?'' Sesinde merak vardı. ''Yeni bir kız arıyorumdur belki.'' Dedim ve kahkaha atmaya başladım. Ona baktığımda bırak kahkaha atmayı tebessüm bile yoktu.

''Kadınlar oyuncak değil Bora! Eğer gerçekten bunun içinse asla uğraşmam.’’ Masadan kalktı.

''Yeni bir görevin var. Evet ilk defa Kırmacı öldürmeyeceksin. Aslında adam bile öldürmeyeceksin. Bu senin için ne kadar imkanlı bilmiyorum ama öldürmemeye dikkat et.'' Dediklerine güldüm.

''Benim insanların gözünü çıkarmayıp parmaklarını tek tek kesip aynı zamanda derilerini yüzmeden o ortamdan ayrıldığım oldu mu Kumru ablacığım?'' Tiksinmiş gibi bana bakıyordu. Yüzünü buruşturmuştu. ''Neden öyle bakıyorsun klasik ben deyip geçelim.'' Yanına gittim ve kulağına yaklaştım.

''Ne zaman gidiyorum?'' Bana döndü dudaklarımızın arasında sadece serçe parmak kalınlığında mesafe vardı.

''Bu akşam saat 20:30'dan sonra git yeter. Çünkü mekan o zaman açık oluyor.'' Nefesleri dudağıma çarpıyordu.

''Nereye gideceğim peki?'' Konuşmam yavaşlamıştı ve gözlerim dudağından ayrılmıyordu.

''Jilet Ferhat'ın mekanına.'' Dedi ve dudaklarıma baktı. ''Ve hemen benden uzaklaş yoksa fena olacak!'' Dediğinden gülümsedim.

‘’Ne olur?’’ Karnımda bir acı hissettiğimde nefesim kesildi. Karnıma yumruk geçirmişti.

''Şu hareketleri bırak amına koyayım. Ablanım ulan senin. Siktir git görevlerine! Uğraşma benimle.'' Karnımı tutarak doğruldum.

''Şakalaşıyorum sadece.'' Canım baya acıyordu. Ona hep takılırdım, sinir etmek hoşuma gidiyordu. Asla Kumru ablaya karşı ablalık sevgisinden başka duygu beslemiyordum.

Çok iyi yumruk atmasının sebebi hackerlıktan önce kick box ile uğraşıyor olmasıydı. Neden bir anda hacker oldu bilmiyorum.

Kadın resmen herkesin gözünde farklı bir kadındı. Hatta kumru ismi bile onuncu ismi olabilirdi. Herkese kendini farklı tanıtıyordu ama bana gerçek isminin Kumru olduğunu söylese de asla inanmıyordum. Kadın tedbirini almış, kimse tarafından tanınmak istemiyordu.

Daha sabahın köründe ne yapacaktım? Canım sıkılıyordu. Mekanıma indim ve Kumru abladan öğrendiğim hackleme taktikleriyle kolay hackleyebildiğim karakolları hackleyip suçlu aradım. Çünkü deli gibi canım sıkılınca adam öldürüyordum. Bir sürü bulmuştum ama koca İstanbul'da nedense bulamamıştım. Çünkü hackleyebildiklerim sadece İstanbul dışındaydı.

Yukarıya çıktım. Kumru ablanın odasına yöneldim. Oda da yatağına oturmuş elinde eski bir defter vardı.

''Ne yapıyorsun abla?'' Merakla ona baktım. Sesimi duyar duymaz gözlerini sildi. ''Neden ağlıyorsun?'' Çocuk gibi sadece soru soruyordum.

''Yok bir şey. Hem sen kendini oyalasana akşama kadar. Adam öldür falan nasıl fikir ama?'' Beni geçiştiriyordu.

Yanına gittim ve kolumu omzuna attım. ''Hadi ama yaz dizisindeki kızlar gibi 'bir şey yok gözüme toz kaçtı o kadar.' Mı diyeceksin?'' Hafif gülümsedi. ''Anlat hadi, zor durumlarda birbirimizin yanında olmayacaksak neden birlikteyiz abla? Anlatmak istemiyorsan kafa dağıtmak ister misin?'' Bana döndü.

''İyi ki varsın.'' Gözünü bir kez daha sildi.

''Sen de iyi ki varsın abla.'' Dedim ve ayağa kalktım. ''Hadi, bu kadar duygusallık yeter. Kalk alış-verişe gidelim. Sen seversin.'' Elinden tuttum ve çekiştirdim. ''Hadi kalksana oturuyorsun hala.'' Güldü.

''Tamam tamam çekiştirme artık. Çık odadan hazırlanayım.'' Odadan hızlıca çıktım.

Hemen odama gittim ve kıyafetlerimi değiştirdim. Siyah sweatshirt giydim altıma ise siyah ve bol olan bir pantolon giyip banyoya geçtim. Saçlarımı ufak bir fön makinesi operasyonu ile düzelttim ve işim artık bitmişti.

Odadan çıktım ve karşımda başka birini gördüm. ''Kimsiniz hanımefendi?'' Yanına yaklaştım ve elini tuttum. ''İsminizi lütfeder misiniz?'' Kadın elini çekip yüzüme tokat attı. Ne olduğunu anlamadım.

''Aptal mısın Bora? Benim ben Kumru.'' Sarsıldım. Makyajla nasıl bu kadar değiştirdi kendini. ''Ne yaptın abla sen iki dakikada? Bambaşka biri gibi olmuşsun tanıyamadım.'' Şaşkınlığımı atamıyordum. ''Abart biraz daha. Hadi yürü.'' Ondan uzundum. Topuklu ayakkabılarıyla bile benimle aynı boyda olamıyordu.

''Bugün kimsiniz Layd’im?'' Biraz düşündükten sonra cevap verdi. ''Ceren olacağım.'' Gözlerimi açtım. ''Tam da makyajına uygun bir isim olmuş Ceren'ciğim.'' Dediğimde ikimizde güldük.

Yakınlardaki bir AVM'ye girdik. Kumru abla koluma girmişti. Neden her yerde oynuyor bu kız? ''Hangi mağazaya girmek istersin aşkım?'' Bana şaşkın gözlerle baktı. Kulağına eğildim. ''Aptal mısın abla oynuyoruz. Sen hani Ceren'sin ben de benim ya.'' Dedim ve rahatladı.

''He okey.'' Tekrardan rolüne daldı. ''Vallahi ben en pahalı çantaları almakla başlamak istiyorum. Sonra yeni pırlantalar ve sonra yeni kıyafetler.'' Beynim yandı ama o oldukça heyecanlıydı.

''Ceren o kadar paramız yok hayatım.'' Sinsice gülümsedi ve gözlüğünü indirip alttan bana baktı. Kulağıma yaklaştı ve sadece benim duyacağım bir fısıltıyla konuştu. ''Kırmacı şirketi neden bir anda çöküşe girdi merak etmedin mi?'' Şaşırmamıştım. Kumru abladan beklenilecek bir hareketti.

‘’Şaşırmıyorum artık.’’ Dedim göz kırparak.

Bütün paraları harcayacak değildim. ''Ceren'ciğim umarım hepsini harcamayız. Kimsesiz çocuklara da bağışlamak istiyorum. Sorması ayıp tam olarak ne kadar aldın?'' Bana bakışından anladım bütün parayı aldığını. ''Tam olarak ne kadar almış oldun yani?'' Saçlarını arkaya doğru savurdu.

''Biliyorsun ki aşırı zenginler ve toplamda 55 milyon 567 bin dolar çaldım. Çok zor olmadı. Alt tarafı iki gecemi verdim.” Yapmacık egosu sayesinde gülsek de gözlerim açık kaldı. Hem dolar diyordu hem iki gecede diyordu. İki gece halletmesi normal değil.

''Manyak iki gecede halletmen normal değil yardım mı aldın?'' Gözlerini devirdi.

''Kardeşim karşında sadece üç gecede belediye binasını hackleyen bir Kumru var.'' Doğru söylüyordu. Bunu korkmadan yapan neler yapmaz? ''Ee hadi o zaman ilk durak çanta mağazası. En pahalılarını almayan namert olsun.” Dedi gülerek. Koluma girdi.

Pahalı çantaların satıldığı mağazaya girdiğimizden beri yaklaşık on beş tane çanta almıştı. ''Hadi ama yeter bu kadar çanta.'' Her yeter dediğimde bir tane daha alıyordu. Çalışanlar bile şaşırmıştı. Kasaya yaşı kadar çantayla gittiğimizde kasiyer çok şaşırdı.

''Hepsini alacak mısınız efendim?'' Dedi kasiyer şaşkın şaşkın. Kumru abla gözlüğünü biraz indirdi ve kasiyere ters bir bakış attı.

''Sence?'' Kasiyer hızlı hızlı çantaların alarmlarını söküp poşetlemesi için yanında çalışan kıza yönlendirmişti. Ödemeyi yaptıktan sonra bütün kolları çantayla doldu.

''Daha şimdiden kolların doldu.'' Bu kadının otuz altı yaşında olduğuna milim inanmıyorum.

''Salak mısın Cemile? Şimdi bunları al arabaya git. Hadi yürü de ense tıraşını görelim.'' Bütün çantaları elime zorla koydu.

AVM'nin otoparkına ilerledim ve arabanın bagajını açıp çantaları koydum. Otoparktan çıkarken iki el ateş sesi duydum ve bir erkeğin çığlık sesini.

Sese doğru koştum. Rastgele koşuyordum çünkü ses yankılanmıştı. Bana doğru maskeli birinin koştuğunu gördüm, elinde silah vardı.

Bana silahı doğrulttuğu an üstüne koşup elindeki silahı kavradım ve yere attım. Arkasına geçip kolumu boğazına doladım. Maskesini çıkarttığımda gri tonuna kaçan gözleri ve turuncu saçlı bir kız yüzüyle karşılaştım. Aynı benim gibi giyinmişti.

Elinde eldivenleri vardı ama tek bir eksik vardı, zayıftı. Güç konusunda zayıftı. Karnıma bir dirsek indirdi ve oradan uzaklaştı. Kafamı kaldırdığımda çoktan gitmişti. ''Seni bulacağım.'' Demekle kaldım.

Loading...
0%