~Hyunjin

Felix'in gözlerine bakıyorum şu an. Gülerken kırışmış ve yanaklarının arasında kaybolmuş o gözlere.

Ama ben de güldüğüm için benim de gözlerim kısılmış olmalı ki senin o güzel gözlerini tam olarak, istediğim gibi göremiyorum.

Arabamdayız.

Minho ile Jisung öne oturdu.

Minho araba sürerken, Han bir yandan DJ'lik yapıyor, bir yandan da okulda ki bir çift hakkında dedikodu yapıyoruz.

"Ama cidden Yeonjun'un böyle bir şey yapabileceğini düşünmüş mü ki Soobin?"

Galiba YeonBin çiftinin her gün ayrılıp, her gün niye beraber yattıklarını sorguluyorlar.

Yani ya kavga et ayrıl.

Ya da...

İşte sevgilinle beraber o tarz işlerle uğraş.

Onların, bunların ikisini de beraber yapmaya çalışmasının aralarındaki ilişkinin giderek birbirlerine zarar vereceğini düşünüyorum.

Mesela ben olsam Felix'le sadece o tarz işlerle uğraşırdım.

Biz bunları konuşurken Felix ensesine düşen saçları eliyle toplamış, derin nefesler alıyordu. Ve o bu havada terlemiş mi?

"Hey, çocuklar bir benzinlikte dursak olur mu, Felix'in hava alması gerekiyor galiba da."

"Bir sorun yok ya, Felix."

"Sadece biraz hava almam lazım Minho hyung, bu kadar, sonra geçer."

Bana hiç hyung demedi.

"Felix, iyisin değil mi?" Jisung cidden endişeli gözlerle Felix'e bakıyordu.

"Evet, ben cidden iyiyim Jisung." Bunu dedikten sonra Jisung da önüne döndü. Yaklaşık 5 dakika sonra da bir benzinlikte durduk zaten.

Hemen arabadan inip, Felix'im kapısını açtım. Onun arabadan çıkıp, kaputa yaslanmasını sağladım. MinSung su almaya markete gitmişti. Cidden bitkin görünüyordu.

Dudakları kurumuştu.

Dudaklarının öpülmeye ihtiyacı vardı.

Ben de öptüm.

Önce yavaşça üzerine doğru eğilip, yüzlerimizi aynı hizaya getirdim.

Sonra ise yavaşça ama kendimden emin bir şekilde eğildim dudaklarına doğru. Önce sadece dudaklarımı onunkilere sürttüm.

Artık sadece dudaklarımız ve vücudumuz konuşacaktı.

- Emin misin Felix, bunu ister misin?

Kollarını boynuma doladı. İniltiye benzer küçük bir ses çıkardı.

- Ne kadar emin olduğumdan, emin olmalısın Hyunjin.

Ona doğru sokuldum. Sadece dudaklarımla değil, vücudumla da.

Elimi beline attım,

- Sen artık benimsin...

Ensemdeki saçları çekiştirdi. Elleriyle kol kaslarımı okşadı.

- Sen de benim...