@mr.cb97
|
~Felix Şu an dolapta yumurta olmadığı için saat gecenin 23.00'ında komşumun kapısını çalmaya gidiyorum. Hayır, insanlığımı yitirmedim, aslında bu dünyada uçan sincap katili olarak yaşamak istemediğim için yapıyorum bunu. Amacım Jisung'u cezalandırmaktı ama o tüm gece benim ne kadar vicdansız olduğum hakkında konuşup durmuştu. O beni ateşli bir adamla randevuya çıkartmış ama ben ona bir dilim pasta bile almamışım. Ben cidden saf kalpli ama saf olmayan biriyim. Bu yüzden Jisung'uma Brownie yapacağım. Komşum olan, yapılı adam Seo Changbin'in kapısının önündeyim. Kapısını çaldım. "Kim o?" Sesi cidden bıkkın geliyordu. Bir ürktüm. "Komşun, Lee Fe-" kapı açıldı. "Hoş geldin Felix, içeri gelsene." Utanıyorum Changbin. "Ben rahatsız etmek istemem seni." "Emin ol etmezsin, gel hadi." Ben benimle flörtleşen erkeklerden(Seo Changbin'lerden) hoşlanırım. "Teşekkürler, Changbin." "Niye?" Benim bu 'niye'cilerden çektiğim nedir böyle? "Kibarlık olsun diye, Changbin. Hani şu an koltuğunda oturuyor bulunmaktayım ya hani, ondan." Kafasını salladı. Anlamış gibi. "Nasıl gidiyor, Yongbok?" Benim bu ismimi nerden biliyor ki bu kaslı, maslı çocuk. "İyi de, Kore'de kullanmam gereken ismimi nerden biliyorsun?" Net benden hoşlandı, kızarıyor. "Açık olacağım. Senin hakkında pek çok şey biliyorum. Mesela; En sevdiğin renk En sevdiğin çiçek En sevdiğin arkadaşın En sevdiğin arkadaşının aşık olduğu çocuk Bugün randevuya çıktığın çocuk En sevdiğin tatlı Okulun Bölümün Sınıfın En sevdiğin prof. Abin Sesin Dansın Fiziğin Göz rengin Çillerin Dudakların O küçük, tatlı ellerin Ve daha fazlası... Sence tüm bunlar benim senden çok hoşlandığımı mı anlatıyor, Yongbok?" 🖇Bu hikayede tüm shiper'ların gönlünü az az yapacağım.🖇
|
0% |