@mr.cb97
|
10. Bölüm
Akşam yemeği, beklentilerimden çok farklı bir şekilde geçti. Baran, ilk başta biraz gergin görünse de, zamanla annemin soğuk bakışlarını kırmayı başardı. Onun nazik tavırları, doğal samimiyeti ve özverisi, annemin içindeki temkinliliği yavaşça eritiyordu. Yemek sırasında, Baran ve annem arasında bir tür bağ kurulduğunu fark ettim. Baran, annemin sorularına sadece doğru cevaplar vermekle kalmadı, aynı zamanda onun ilgisini çekmeye de çalışıyordu. Anlatmaya başladığı işlerindeki başarısı, kişisel hayatına dair küçük anekdotlar, annemin ilgisini çekmişti. Annem, genellikle çok mesafeli biriydi ama Baran’ın konuşmalarındaki içtenlik ve güven duygusu onu etkilemişti. "Ben de gençken, daha çok iş dünyasında yer almak isterdim," dedi annem, gülümseyerek. "Ama sizin gibi gençlerin bu kadar başarılı olduğunu görmek, insanı mutlu ediyor." Baran, nazikçe gülümsedi. "Aslında, başarı sadece biraz cesaret ve doğru adımlar atmakla ilgili," dedi. "Ama bazen doğru insanları tanımak da önemli. Nara, bana çok şey öğretti." Annem, Baran’ın Nara hakkında söyledikleriyle gözlerini kısıp bakarken, bir anlık bir değişim fark ettim. Baran’ı gerçekten sevmişti. O kadar çok şey vardı ki, Baran’ın karakterinde annemin sevdiği her şey vardı: saygı, dikkat, sabır ve anlayış. Bu, annemin güvenini kazanmam için önemli bir adımdı. Yemekten sonra, mutfakta birkaç dakika baş başa kaldık. Annem, sessizce tabağını toparlarken, sonunda dönüp bana bakarak sordu: "Nara, Baran’ı ne kadar tanıyorsun? Gerçekten seni düşündüğüne emin misin?" Bir süre sessiz kaldım. Annemin bana yaklaşımı, her zaman ince bir sınırdaydı; dikkatli ve temkinliydi. Ama gözlerindeki bakış, yumuşamıştı. Baran’ın karakterine dair endişeleri kaybolmuş gibiydi. "Baran çok farklı," dedim, içimden gelen güvenle. "Evet, onu tanımaya başladım. Gerçekten iyi bir insan. Bazen, doğruyu bulmak o kadar kolay olmuyor ama Baran’ı tanıdıkça, bana iyi gelen tek şey olduğunu fark ettim." Annem, biraz daha yaklaşarak "Bu kadar çabuk güvenmek bazen tehlikeli olabilir," dedi. "Ama eğer sen bu kadar eminsen, ona bir şans vermek gerekir." Yavaşça gülümsedim. Annem, genellikle duygusal konuda daha mesafeli biri olmasına rağmen, Baran’ı kabullenmeye başlamıştı. Bu, bizim için çok büyük bir adımdı. Ertesi gün, Baran’la okulda karşılaştığımda, onunla olan ilişkim biraz daha başka bir boyuta taşınmış gibi hissettim. Hem annemle tanışmış olması hem de onun içindeki güveni kazanmış olması, Baran’ı gözümde farklı bir yere koymama neden olmuştu. O gün, okul çıkışı Baran beni okul bahçesinde bekliyordu. Gözlerinde yine o güven vardı, ama bu sefer biraz daha rahatlamıştı. "Bugün çok güzeldi," dedi, gülümseyerek. "Annen çok hoş bir insan. Senin gibi, gerçekten iyi biri." "Gerçekten mi?" diye sordum, hala şaşkın bir şekilde. "Annem seni beğendi, yani... Bu kadar çabuk oldu, sanırım ben de şaşırdım." Baran, başını sallayarak gülümsedi. "Bazen insanlar, doğru kişiyle karşılaştıklarında ne kadar iyi olduklarını daha kolay fark ederler. Annene saygı duyuyorum, Nara. Hem sana olan desteğini hem de seni her halinle sevdiğini görebiliyorum." O an, Baran’a bir adım daha yakın hissettim. Bu kadar samimi ve içten olmak, ne kadar zorlayıcı olsa da, Baran’ın bana olan duygularına karşılık vermek zor değildi. Annemin onayı, içimdeki kaygıları biraz olsun hafifletmişti ama hâlâ Baran’ın hayatının gizemli yanları, içimdeki soru işaretlerini tam olarak temizleyememişti. "Teşekkür ederim, Baran," dedim, hafif bir gülümsemeyle. "Beni anladığın için… Annemle tanışman, gerçekten büyük bir adımdı." Baran, yine gülümsedi ve "Bunun çok anlamlı olduğunu biliyorum, Nara. Ve seninle daha çok zaman geçirmek istiyorum. Ama adım adım, senin rahat olmanı istiyorum." O an, Baran’ın gerçek niyetini ve samimiyetini daha iyi anlıyordum. Her şey yavaşça ama emin adımlarla yoluna giriyordu.
|
0% |