@mr.cb97
|
11. Bölüm
Baran, annemle vedalaşıp kapıdan çıkarken, içimde bir rahatlama hissettim. Anlayabileceğimi düşündüm, her şeyin çok hızlı olmadığını ve kendi hızımızda ilerlememiz gerektiğini. Baran, bana son bir kez gülümsedi ve "Görüşürüz, Nara. Kendine iyi bak," dedi. Ben de ona gülümsedim, "Görüşürüz, Baran," diye cevap verdim. Annem, kapının önünde durarak Baran’a "İyi yolculuklar, Baran," dedi. O an annemin tavırlarını dikkatle izledim. İleriye doğru attığım her adımda annemin bakışlarında bir değişim vardı. Baran’ın saygılı tavrı ve içten sohbeti, onun güvenini kazanmasına yetmişti. Yavaşça içeri dönerken annem yanıma geldi. Gözlerinde hafif bir kaygı vardı, ama bir o kadar da huzurlu görünüyordu. "Senin için önemli olan şey, Baran’ın doğru biri olması, değil mi?" diye sordu. Başımı sallayarak, "Evet, anne. Ama hâlâ bazı şeyleri görmek istiyorum," dedim. İçimde, Baran’ın doğru insan olduğuna dair bir his vardı, ama onu tanımanın biraz daha zaman alacağını biliyordum. Annem gülümsedi ve "Bunu anlamalıyım. Ama seni mutlu görmek istiyorum, Nara. Eğer Baran seni gerçekten mutlu ediyorsa, zamanla her şey yerine oturur," dedi. Bunları duyduğumda içimdeki kaygıların biraz daha azaldığını hissettim. Annemin yaklaşımı her zaman temkinli olsa da, Baran’ı kabul etmesi, içimdeki birçok belirsizliği bir nebze olsun aydınlatıyordu. Evde yalnız kaldığımda, Elif hemen telefon açtı. Onunla konuşurken, "Bugün Baran’la olan her şey çok farklıydı. Annem onu daha çok beğendi, ama hâlâ içimde bazı sorular var," dedim. Elif, "Bunu duyduğuma sevindim, Nara. Ama bence Baran’ın sana gösterdiği samimiyet her şeyin başı. Onu tanıdıkça ne kadar iyi bir insan olduğunu göreceksin. Sadece zamanla her şey netleşir," dedi. "Yavaşça ilerlemek daha iyi olacak sanırım," dedim. "İçimde hala bazı belirsizlikler var, ama her geçen gün biraz daha netleşiyor." Elif gülümsedi, "Tabii ki, Nara. Her şey senin hızına ve hislerine göre ilerlemeli. Baran gerçekten doğru bir insan gibi görünüyor, ama sen onunla geçirdiğin zamanın ve hissettiklerinin sana ne söylediğini dinle. 🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇🖇 "Ertesi gün okulda, Baran’la koridorda karşılaştığımda, ona gülümsedim. Ama o, biraz farklı görünüyordu. Gözlerinde tanıdık bir güven vardı ama bir şeyler eksikti, bir tedirginlik hissettim. Cenk, okulun en yakın arkadaşlarımdan biriydi ve sık sık birlikte takılırdık. O sabah yine beni okul bahçesinde bekliyordu. Cenk’i görünce, ona doğru yürüdüm. Baran’ın bakışları, Cenk’le konuşmaya başladığımda bir anda değişti. Gözleri bir an Cenk’in üzerinde durdu, sonra hızla benden uzaklaştı. Baran’ın tavırları, bana hemen bir şeylerin ters gittiğini hissettirdi. Cenk’le sohbetim sırasında, Baran’ın görünüşte rahat tavırlarının altındaki kıskanmış bakışları fark ettim. Okulda ders arasına geçtiğimizde, Baran yanımıza geldi. Benimle göz teması kurmaya çalıştı ama aynı zamanda Cenk’le de selamlaşmaya çalışırken, biraz gergin görünüyordu. "Nara, bugün bir şeyler planladık mı?" diye sordu, ama sesi normalden biraz daha soğuktu. Cenk, neşeli bir şekilde Baran’la selamlaşırken, "Bugün okul çıkışı biraz gezmeye gidelim, Nara," dedi. Baran’ın yüzündeki ifade, anında değişti. Bir anlığına Cenk’e dikkatle baktı, sonra bana döndü. "Seninle biraz zaman geçirmek istedim ama, tabii, Cenk de var," dedi, sesi bir tık daha sert çıkmıştı. Cenk, Baran’ın değişik bakışlarını fark etti ve kısa bir sessizlik oldu. Hemen gülümseyerek, "Ben gidebilirim, sorun değil," dedi. Ama yüzündeki ifadede bir tuhaflık vardı, belki de Baran’ın tavırlarını anlamıştı. Baran, Cenk’in teklifini hemen reddetmeden önce biraz daha duraksadı, sonra sakin bir şekilde, "Hayır, Cenk, aslında ben de birlikte vakit geçirmek isterim," dedi. Ancak o an, Cenk ve Baran arasında bir gerilim olduğunu daha da net hissedebiliyordum. Baran, Cenk’in gözlerinden kaçmaya çalışarak bana döndü. "Nara, aslında okuldan sonra biraz konuşalım, olur mu?" dedi, ama sesinde bir tedirginlik vardı. Cenk’in varlığı onu rahatsız ediyordu ve bu, Baran’ın bana karşı olan ilgisini biraz daha karmaşık hale getiriyordu. Cenk’in gözlerinden bir şeyler okudum; o da fark etmişti. Baran’ın bana olan ilgisi, aramızdaki dostluk bağlarını biraz zorlayacak gibi hissediyordum. "Tabii," dedim, ama içimdeki duygular karışıktı. Baran’la geçireceğim zaman, Cenk’le olan dostluğumla nasıl dengelenecekti? Cenk, bu garip sessizliği bozan ilk kişi oldu. "Bence biraz yalnız kalmanız iyi olabilir," diyerek, aramızdaki gerginliği dağıtmaya çalıştı. "Nara, seninle bir süre daha takılabilirim, sonra Baran’la zaman geçirirsiniz." Baran, Cenk’in teklifini hafifçe onayladı ama gözlerinde hala o rahatsız edici kıskanmışlık vardı. Cenk, Baran’ı iyice tanımaya başlamıştı ve onu kıskandığını anlamıştı. Ama ne kadar dikkatli olursa olsun, ikisi de birbirlerinin varlıklarından rahatsız olmadan ilerlemeyi başaramıyordu. İçimden, bu kadar karmaşık duyguyu bir arada yaşamak zordu. Baran’ın Cenk’i kıskanması, bir yandan bana özel hissettirse de, bu durum aramızda bir engel yaratacak gibi görünüyordu. Ama Baran, bu konuda bir şeyler söylemeden önce içindeki duyguları daha fazla gizlemeye devam edecekti. O günün sonunda, Cenk ile birlikte evin yolunu tutarken, Baran’ın bana olan bakışları hala aklımdaydı. Gözlerinde bir şeylerin eksik olduğunu hissedebiliyordum.
|
0% |