@mr.cb97
|
23. Bölüm Baran’ın söyledikleri kafamda yankılanırken, bir yandan da içimdeki belirsizlikler daha da derinleşiyordu. Babamın geçmişi ve Baran’ın ailesiyle olan bağlantıları, her şeyin üzerine karanlık bir gölge gibi düşüyordu. Ama en çok, Cenk’in suskunluğu beni rahatsız ediyordu. Bunu bile bile, ona nasıl güvenebilirim? Ama şu an, bu karmaşayı çözebilmek için her şeyi göze almam gerekiyordu.
Baran’ın kararlı sesi beni yeniden gerçekliğe çekti. “Hadi, Nara. Zaman kaybetmemeliyiz.”
Başımı sallayarak, bir adım attım. Baran’ın peşinden yürürken, bir yandan kafamda binlerce soru uçuşuyordu. Bunu öğrenmek istiyor muydu gerçekten? Babanın geçmişiyle, Baran’ın ailesinin ilişkisiyle ilgili daha ne tür karanlık sırlar vardı?
Köprüden uzaklaşırken, bir yandan da Cenk’in neden sessiz kaldığını, neden bana bu kadar uzaklaştığını sorguluyordum. Ne kadar güvenebilirdim ona? Ne zaman ve nasıl açılacaktı her şey?
Baran bir süre sessiz kaldı, ancak sonunda bana döndü ve “Cenk’in seni korumak için yaptığı her şeyin arkasında bir gerçek var, Nara,” dedi. “Ama şu an seninle konuşmak, seni bu işin içine çekmek zorundayım. Artık birlikte bu yükü taşımalıyız.”
“Bunu bana söylemek zorunda mıydın?” diye sordum, sesim kesikti. “Şimdi ne yapacağız?”
Baran derin bir nefes aldı. “Şimdi seni güvenli bir yere götüreceğim. Bu işler her an tehlikeli olabilir. Babamın her adımı izlediğini ve seni hedef alabileceğini unutmamalıyız.”
Yavaşça başımı sallayarak, her şeyin bir an önce netleşmesini istedim. Gerçekten hazır mıydım? Babamın geçmişiyle yüzleşmeye, Baran’la bu karanlık yolda ilerlemeye?
İçimdeki korkuya rağmen, bir tek şey kesindi: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Baran’la birlikte, adımlarımızın yankıları köprünün taşlarında derinleşirken, içimdeki karışıklık giderek daha da büyüyordu. Babamın geçmişi, Cenk’in suskunluğu, Baran’ın ailesinin karanlık dünyası… Her şey bir araya gelmeye başlamıştı ve ben, bu karmaşanın içinde kayboluyordum. Ama bir yandan da bir şey hissediyordum; belki de doğru bir yolda ilerliyorduk.
Baran bir an durdu ve dönüp bana baktı. “Bir şey daha var, Nara,” dedi, sesi daha da sertleşmişti. “Senin baban, sadece mafyanın eski lideri değil. O, bir zamanlar çok güçlüydü. Ama bu gücü kaybettiğinde, düşmanları da onu terk etti. Şimdi o gücünü geri almak için her şeyi yapabilir. Ve babam, onunla hesaplaşmak istiyor.”
Yüzümdeki tüm ifadeyi kaybetmiş gibiydim. “Babanla hesaplaşmak mı?” diye sordum, sesim titriyordu. “Peki ben, senin bu işin içinde olmanla nasıl bir bağlantıdayım?”
Baran gözlerini yere indirdi ve sonra yeniden bana baktı. “Seninle, Nara. Sadece seninle. Babam, seni ve ailenin çevresindeki herkesi hedef alabilir. Babanla ilgili bildiklerim, onun geçmişindeki her şey, şu anda bir tehdit haline gelebilir. Bu yüzden sana her zaman uzak durmaya çalıştım, çünkü seni korumak için başka şansım yoktu.”
Bu sözler içimde derin bir boşluk yarattı. Babamın ne kadar güçlü olduğuna dair duyduklarım, aklımı karıştırmıştı. Gerçekten de onun geçmişi, ailesini ve çevresini ne kadar etkileyebilirdi? Baran’ın söylediklerine göre, her şey bir zincir gibiydi ve ben de bu zincirin tam ortasında, farkında olmadan bir taş gibi duruyordum.
“Peki, bu durumda ne yapmalıyız?” diye sordum, adımlarımda bir duraklama vardı. “Bu karanlık dünyadan nasıl sıyrılacağız?”
Baran, ciddi bir şekilde bana bakarak, “Birlikte hareket etmeliyiz. Babamın ne yapmak istediğini ve hangi adımları atması gerektiğini öğrenmeliyiz. Ama bunu yaparken de dikkatli olmalıyız. Eğer yanlış bir şey yaparsak, her şey tehlikeye girebilir,” dedi.
Bir an için derin bir sessizliğe büründük. Gözlerimi kapatıp, derin bir nefes aldım. Baran’ın söylediklerinin ağırlığı altında ezilmektense, bu zor yolculuğa birlikte çıkmayı kabul etmiştim. “Hazırım,” dedim, kararlılıkla. “Birlikte bu işin içinden çıkacağız.”
Baran’ın gözlerinde bir anlık bir rahatlama belirirken, “O zaman başlıyoruz,” dedi. “Ama unutma, bu yolculuk seni düşündüğünden çok daha fazla zorlayacak. Gerçeklerle yüzleşmen gerekecek, Nara. Hem kendi geçmişinle, hem de babanın geçmişiyle.”
İçimdeki korkuyu bastırarak, onu takip etmeye devam ettim. Her adımda, sanki bir sonraki adımda daha fazla soru ve cevap olacağını hissediyordum. Ama şu an tek bildiğim şey, bir şekilde doğru olanı yapmam gerektiğiydi.
Ve bu işin sonunda, hayatımın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktım.
|
0% |